SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Büyüme Saplantı Olmasın"

A- A+ PAYLAŞ

 

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Dr. İbrahim Turhan, ekonomi yönetimlerinin ekonomik büyümeyi zaman zaman fetişleştirildiğini belirterek ‘Hızlı ve sürekli büyüme saplantısı yüzünden herşeyi geriyoruz. Sürdürülebilir büyümeyi yeniden tanımlamak gerekiyor. İnsan doğasına ve çevreye saygılı, sosyal sıkıntılar yaratmayan, enflasyona yol açmayan yeni bir büyüme modeli geliştirilmelidir’ dedi.

TC Merkez Bankası Başkan Yardımcısı’nın bu uyarısı, dünyadaki mevcut ekonomik büyüme modeline yönelik bir uyarı olsa da, en önemli övünç kaynağı ekonomik büyüme olan AKP hükümetinin ekonomi yönetimine bir gönderme olarak da yorumlanabilir.

İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından düzenlenen 15. Finans Sempozyumu İnönü Üniversitesi Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi’nde başladı.

Gezi programı ile birlikte 3 gün sürecek olan Finans Sempozyumu’nun onur konuğu TC Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Dr. İbrahim Turhan’dı. Turhan, sempozyumun açılış sunumunu gerçekleştirdi.

Dr. İbrahim Turhan, küresel ekonomideki son durumu analiz ettiği sunumunda 2008 krizinin nedenleri, mortgage piyasasının krize etkileri, güncel kriz ortamının yansımaları ve ekonomik büyümenin yarattığı sorunlara değindi.

2007-2008 küresel ekonomik krizinde özellikle Amerika’daki emlak piyasasında fiyat-kazanç oranında keskin düşüşlerin yaşanmasının büyük etkisi olduğunu belirten Dr. İbrahim Turhan, ‘Konut değerleri hızla aşağı indi. Birçok insan borcunu ödeme kabiliyetini kaybetmeye başlayınca kriz kaçınılmaz oldu’ şeklinde konuştu.

Finans piyasasının aktörlerini eleştiren Dr. Turhan, ‘Riski dağıtmayı bir reçete olarak sundular. Risk risktir. Risk varsa vardır, dağıtarak riski yok edemez ya da etkisini azaltamazsınız. İyi ki fizikçiler bizim gibi düşünmemişler. Termodinamiğin temel kuralını ortaya koymuşlar. Bilirsiniz bu kurala göre, enerji yoktan var edilemez ve yok edilemez. Sadece bir şekilden diğerine dönüşür. Ama finans mühendisleri riski dağıtarak riski yok ettiklerini düşündüler, yanıldılar’ dedi.

EURO BÖLGESİNDEKİ KRİZİN KÖKENLERİ

Euro bölgesindeki ekonomik krizin kökenlerine dair de konuşan Dr. İbrahim Turhan, sözleri Avrupa’nın birçok ülkesini sarsan krizin gelişim sürecini şöyle anlattı: ‘Krize sürüklenen ülkelerdeki bunalımın temelinde şirket ve hane halkı borçlarının kamu borcu haline dönüşmesini sağlayan bir sürecin yaşanmasıdır.  Şirketler ve hane halkları borçlandı. Bankalar da varlıklarının fiyatları yükselecek düşüncesiyle borçlanan şirket ve hane halklarına sorunsuz biçimde borç verdi. Bankalar, bu borçları başkalarına satarak riskten korunduklarını zannettiler. Fakat şirketler ve hane halkları borçlarını ödeyememe sıkıntısına girince bankalar batma eşiğine geldi. Devletler bankaların borçlarını üstlenmek zorunda kaldı. Dolayısıyla özel zararlar kamu zararı haline geldi. Özel borçlar kamu borcu oldu. Bu da kamu kesimi borç limitlerini ciddi anlamda olumsuz etkiledi. Şu anda Euro bölgesinde yaşanan krizin temeli budur’

Türkiye’nin makroekonomik dengeleri ile mevcut kriz ortamında son derece iyi bir görünüme sahip olduğunu söyleyen Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Dr. İbrahim Turhan, Türkiye’nin iyi görünüme sahip olmasının en temel unsurunun sermaye yeterliliği olduğunu vurguladı. ‘Bir trafik kazasında arabanın tamponunun üstlendiği görev neyse kriz ortamlarında sermaye yeterliliğinin işlevi de odur’ şeklinde konuşan Dr. Turhan, Türkiye’nin Avrupa’da sermaye yeterliliğinin en yüksek olduğu ülkeler arasında yer aldığını, bankaların güçlü yapısı ile riski başarılı biçimde yönettiğini kaydetti.

Türkiye’nin ekonomik görünümünün iyi olmasını sağlayan bir başka unsurun 1994 krizinden alınan ders olduğunu belirten Dr. Turhan, ‘Geçmiş krizlerden alınan dersler düzenleyici müdahalelerin yapılmasını sağladı. Bu bağlamda yabancı para cinsinden kredilere sınırlama getirildi. Yabancı para cinsinden borçlanma sıkı bir çerçeveye oturtuldu. Türkiye’de yabancı para cinsinden borçlanma Doğu Avrupa ülkelerine göre çok alt düzeyde. Hatırlarsanız 1994 krizinde yabancı parayla borçlanan insanlar sokağa döküldü ve protesto gösterileri yaptı. İşte o krizden alınan derslerle yapılan düzenlemeler bugün olumlu sonuçlar verdi’ dedi.

BÜYÜME POLİTİKALARINA VE LİKİDİTE TUTSAKLIĞINA SERT ELEŞTİRİLER

Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Dr. İbrahim Turhan’ın konuşmasında en dikkat çekici bölüm ise dünya çapında bugün uygulamada olan büyüme politikalarına ve likiditeye dayalı finansal sisteme yaptığı sert eleştirilerdi. Son 250 yıldan bu yana hızlı ve sürekli büyümenin bir saplantı haline geldiğine dikkat çeken Turhan ‘ Hızlı ve sürekli büyüme saplantısı yüzünden herşeyi geriyoruz. Bu büyüme modeli çevre sorunları, toplumsal sorunlar yaratıyor. Sürdürülebilir büyümeyi yeniden tanımlamak gerekiyor. İnsan doğasına ve çevreye saygılı, sosyal sıkıntılar yaratmayan, enflasyona yol açmayan yeni bir büyüme modeli geliştirilmelidir’ diye konuştu.

Sürdürülebilir bir finansal sistem nasıl olmalıdır? sorusuna yanıt veren Dr. İbrahim Turhan ‘  ‘Büyümenin temel ilkesi, büyümenin sağladığı faydaların doğurduğu maliyetten fazla olmasıdır. Sürdürülebilir bir finansman sistemi için 1- Daha az borç, daha fazla öz kaynak bileşimine sahip olmak zorunluluğu 2- Likidite tutsaklığından kurtulma zorunluluğu. 3- Sürdürülebilir büyümenin yeniden tanımlanması zorunluluğu bulunmaktadır’ dedi. Turhan, finansal yönetimde likiditenin gerekli ve önemli olduğunu da vurgulayarak, ‘Ancak finansal sistem bütünüyle likiditeye dayanıyorsa tehlikelidir. Keynes, likiditeyi toplum karşıtı fetiş olarak nitelendirir. İngilizce’de bir deyim var: No pain, no gain… Yani eziyet, zahmet yoksa kazanç da yok. Sadece likiditeye dayanan bir sistem ise beleşçilik problemi yaratır’ şeklinde konuştu.

Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Dr. İbrahim Turhan’a konuşmasından sonra İnönü Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Özdemir ve İİBF Dekanı Recep Güneş tarafından plaket, çiçek sunuldu, kayısı armağan edildi.

Dr. İbrahim Turhan’ın konuşmasından ardından Finans Sempozyumu’nun ilk oturumu gerçekleştirildi. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda İşlem Gören Enerji Şirketlerindeki Finansal Etkinliğin Veri Zarflama (VZA) İle Değerlendirilmesi konulu oturumu Prof. Dr. Ali Ceylan yönetti. Oturumda, Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Gülcan Çağıl, Marmara Üniversitesi İİBF Öğretim Görevlisi Sibel Yılmaz Türkmen ile birlikte hazırladığı sunumunu gerçekleştirdi. Aynı oturumda, Doç. Dr. Ünal Gülhan, Doç. Dr. Bener Güngör ve Öğretim Görevlisi Abdulkadir Kaya tarafından ortaklaşa hazırlanan ‘Bileşik Öncü Göstergeler ve Borsa Endeksli İlişkisinin Uluslararası Boyutta İncelenmesine Yönelik Bir Araştırma’ başlıklı sunum gerçekleştirildi.

HABER: Niyazi DOĞAN

FOTOĞRAF: Savaş BARIŞ 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız