SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Çanakkale, Dönüm Noktası'

A- A+ PAYLAŞ

18 Mart Şehitleri Anma Günü nedeniyle Malatya Şehitliği'nde tören düzenlendi.

Malatya şehir mezarlığındaki şehitlikte düzenlenen anma programına Vali Ulvi Saran, 2. Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Hasan Fehmi Canan ve Belediye Başkan Ahmet Çakır, Önce Vatan Derneği Başkanı Ahmet Keskinkılıç ile, adli, askeri ve kamu kurum ve kuruluş temsilcileri ile, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile şehit yakınları ve kalabalık bir topluluk katıldı.

Saygı duruşu ve saygı atışının ardından İstiklal Marşı'nın okunması ile başlayan tören çelenk sunumu ile devam etti. Şehitlik Anıtına Valilik, Garnizon Komutanlığı, Belediye Başkanlığı ve Şehit Aileleri çelenkleri sunuldu.

Törende 2. Ordu Komutanlığında görevli Binbaşı Cem Ercan tarafından günün anlam ve önemini belirten konuşma yapıldı. Binbaşı Ercan, Çanakkale Zaferi'nin Türk tarihinde bir dönüm noktası olduğunu vurgulayarak, "Çanakkale'deki muharebelerin özellikle bizim için önemli olan bir tarafı da üst üste savaşlar kaybeden, cephelerde ihanete uğrayan, geçmiş harplerin ezikliğini taşıyan bir orduya yeniden savaşma azim ve iradesini kazandırmış olmasıdır. Bu azim ve irade, yüce Türk milletine İstiklal Savaşını kazandırmış ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasını sağlamıştır. Türk milleti Çanakkale'de yeniden kendisine güvenini kazanmış, yeni bir milli ruha bürünmüş, Çanakkale'de şahlanan bu güven ve inanç duygusu Kurtuluş Savaşı ile milletin sarsılmaz değer ve iradelerine öncülük etmiştir" dedi.

Vali Ulvi Saran ise anıt defterini imzalayarak, "Bin yıllık ata toprağı üzerinde yaşayan memleket evlatları olarak, eğer rahatça nefes alıyor, huzur içinde hayat sürdürebiliyorsak, bu sizlerin gösterdiği cesaret ve fedakarlık sayesindedir. Sizlerden devraldığımız emanetin ne kadar önemli ve paha biçilmez olduğunu genç nesillere bildirmek ve kendilerinden sonrakilere de bu aynen devredilmek üzere canından aziz tutulması gerektiği bilincini muhafaza etmek mecburiyetindeyiz" dedi.

Yapılan konuşmaların ardından şehitlikteki mezarlar ziyaret edilerek karanfil bırakıldı. Şehitliğe gelen ailelere katılımcılar yakın ilgi gösterdiler.

AÇIKLAMALAR..
MHP İl Başkanı Ömer Ekici, Şehitler Günü ve Çanakkale Zaferi'nin yıldönümü dolayısıyla düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:

"18 Mart Şehitler Günü ve bu tarihe ''Şehitler Günü'' adını veren Çanakkale Deniz Zaferinin 95 nci yıldönümünü, haklı bir gurur içinde idrak etmekteyiz.

Tarihin her döneminde, emperyalist güçlerin Türk milletinin varlığına kast eden girişimlerine, inanç ve azimle karşılık verilmiş, çok yönlü saldırı ve tertipler milletimiz tarafından her zaman boşa çıkarılmıştır.
Aziz şehitlerimiz, büyük Türk Milleti'nin hiçbir şartta bağımsızlık ve özgürlüğünden taviz vermeyeceğini ve sonsuza kadar var olma kararlılığına sahip olacağını, her türlü takdirin üstündeki mücadeleleri sonucunda dünyaya kabul ettirmişlerdir.

Ne üzücüdür ki, içinde bulunduğumuz zaman diliminde; milletimize yönelik tehditlerde azalma olmamış, aksine kaygı verici bir artış yaşanmıştır. Dün olduğu gibi, bugün de aziz milletimiz varlığını devam ettirebilmek için şehitler vermekte, buna karşılık vatanımızın dirliğinden rahatsızlık duyan odaklar ihanet tohumlarını fütursuzca saçmaktadırlar.

Ayrıca, siyasi sorumluluk mertebesinde bulunanların, devlet ve millet uyumunu sarsan tavır ve eylemleri sonucunda; toplumsal huzur ve güven ortamı ciddi düzeyde zedelenmiş durumdadır. Görülmektedir ki, bu puslu ortamı fırsat bilenler, yarım kalan emellerini yerli işbirlikçileri aracılığıyla hayata geçirebilmek için adeta seferberlik başlatmışlardır.

Bu zamana kadar ortaya çıkan gelişmelerden; Türk milletinin bir buhran dönemi olarak değerlendirilebilecek yeni bir fetret devrinin yaklaşmakta olduğu, bunun ise işbaşındaki siyasi iradenin basiretsizliğinden ve samimiyetsizliğinden kaynaklandığı kuşkuya yer bırakmayacak biçimde anlaşılmıştır.

Kurumlar arasındaki çatışma görüntüsünün yanı sıra, derin ihtilafların beka düzeyinde belirginleşmeye başlaması vahim sonuçların ortaya çıkabileceği yeni bir sürecin başlangıcı olarak görülmelidir.

Şehitlerin aziz hatıraları üzerine daha çok düşünülmesinin icap ettiği bir zamanda bütün bu tartışmalar; uğruna nice fanilerin toprak olduğu aziz vatan coğrafyasında yeni ve kapsamlı bir oyunla karşı karşıya bulunulduğunun bir belirtisidir.

Her ne pahasına olursa olsun, bu coğrafyada bulunmanın bedelini kanla ödeyen aziz milletimiz, siyasi fantezi ve ihtiraslarıyla; geleceğimizi tartışılır bir hale getirmeye çalışanlara asla imkân tanımayacak, bunu yapanlara da demokratik tepkisini ilk fırsatta mutlaka gösterecektir.
Bilinmelidir ki, şanlı tarihimizden kazanılan inanç ve azimle; dün gösterilen fedakâr mücadelenin aynısının, vatanımızın birliği ve milletimizin bağımsızlığı söz konusu olduğunda bir kez daha tekrarlanacağına olan inancımız tamdır.

Her karış toprağını, kutsal kanlarıyla sulayarak, Anadolu’yu vatan yapan ve bize emanet eden kahramanların bugünkü torunlarının da yeri ve zamanı geldiğinde, kutsal vatan görevinden kaçınmayacaklarını akıllardan asla çıkarmamak lazımdır.

Bölücü teröre karşı gösterilen amansız mücadelede, kahramanca mücadele ederek şehit düşen vatan evlatları, söz konusu vatan olduğunda nelerin yapılabileceğini, bu zamana kadar dosta düşmana açık bir biçimde göstermiştir.
Bundan sonra da, şehitlerimizin ve gazilerimizin emaneti olan son Anayurdumuzu ve Cumhuriyetimizi aynı ruh ve anlayışla korumak hepimizin namus borcu olmalıdır.

Bu duygu ve düşüncelerle; 18 Mart Şehitler Günü vesilesiyle başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, asil kanlarını bu topraklara akıtarak Hakka ulaşan bütün aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyor, aziz hatıraları önünde tazimle eğiliyoruz."

Saadet Partisi İl Başkanı Mehmet Asilsoy'un açıklaması da şöyle:

"18 Mart Çanakkale zaferinin 95. yılını gururla kutluyoruz. Çanakkale geçilmez destanını yazan aziz şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.

Çanakkale zaferi; 18 Martta anmayla, konuşmayla, gezilerle geçiştirilecek bir zafer değil, onun ruhunu, anma gayesini bilmek ve ülkemizi ona göre yönetmek gereken bir büyük zaferdir. Bağımsızlık konusundaki kararlılığı ve kardeşlik ruhunu gösteren Kürd’ü, Türk’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Alevisi, Sünnisi, Diyarbakır’lısı, Edirne’lisi, Malatya’lısı, Van’lısı, Muş’lusu ile Çanakkale’de şehit vermeyen bir ilimiz daha yoktur. Şu anda Çanakkale de koyun koyuna yatmaktadırlar. Bu vatana düşman girmesin, namusumuz çiğnenmesin gayesi ile 1915 yılında birçok okul mezun vermemiştir. Okul yerine ülke savunmasına, diploma yerine şehitlik mertebesi almak tercih edilmiştir.

Bu mücadelenin temelinde sarsılmaz bir imanın olduğunu, 270 kiloluk mermiyi “Ya Allah” diyerek kaldıran Seyit Çavuşun sağlam imanının ne büyük destanlar yazdığını anlatmaya yetiyor. Atatürk bir mülakatında Mehmetçiğin iman ve azmini şöyle anlatıyor. “ Size Bomba Sırtı vakasını anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperler arasında mesafemiz sekiz metre yani ölüm muhakkak… Birinci siperdekiler hiç biri kurtulamamacasına kâmilen düşüyor. İkincile onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar Şayan-ı Gıpta bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz? Öleni görüyor üç dakikaya kadar kendisinin de öleceğini biliyor, hiç fütur getirmiyor. Sarsılmak yok… Okuma bilenler ellerinde Kuran- ı Kerim okuyor. Cennete girmeye hazırlanıyor. Bilmeyenler Kelime-i Şahadet getirerek yürüyorlar. Bu askerimizdeki ruh kuvvetini gösteren takdire şayan bir hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki Çanakkale savaşını kazandıran bu yüksek ruhtur.” diyor.

Bu savaşta 253.000 şehit verdik. Çanakkale bir ölüm kalım savaşıdır. Bu savaştan ecdadımız yüz akı ile çıkıp canları ile koruduğu bu cennet vatanı sonraki nesillerle ulaştırmak üzere bizlere vatan olarak bırakmışlardır. Onlar vazifelerini yaptılar bizler neler yapıyoruz? Bizler imanlı, namuslu ve insanca yaşayalım diye, onlar canlarını verdiler. Çanakkale savaşı emperyalistlerin ve silah gücünün iman gücü karşısındaki yenilgisidir.

O gün bu topraklara düşman girmesin diye çocukları yetim, eşlerini dul, malını ve mülkünü bırakıp giden şehitlerimiz bugün şehit kanı ile alınan bu toprakları küreselleşme, Globalleşme adı altında yabancılara para ile satıldığını görseler kahrolurlardı. Çanakkale savaşını anarken ruhunu ve emanetini korumamız gerekir."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız