SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Çanakkale'de 98'inci Yıl

0
Güncellendi - 2015-12-27 17:26:52
Çanakkale'de 98'inci Yıl
A- A+ PAYLAŞ

Çanakkale Kara Savaşlarının 98. yıl dönümü törenlerle anılıyor.

Çanakkale Kara Savaşlarının 98. yıldönümü dolayısıyla Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı’ndaki Şehitler Abidesi’nde 2’nci Kolordu Komutanlığı’nca anma töreni düzenlendi. Törene Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni temsilen Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç katıldı. Törende, Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Yalçın Ataman, 2. Kolordu Komutanı Korgeneral Fgerit Güler, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mesut Özel, Avustralya Gazi İşleri Bakanı Warren Snowdon, Yeni Zelanda Savunma Bakanı Jonathan Coleman, Avustralya Deniz Kuvvetleri Komutanı Koramiral Ray J. Griggs, Yeni Zelanda Hava Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Peter Stockwell, Birleşik Krallık Ankara Büyükelçisi David Reddaway yer aldı. Bu yıl ilk kez Çanakkale Savaşları’na katılan 29 ülkenin temsilcileri törenlere iştirak etti. Törene Türkiye’nin yanı sıra Yeni Zelanda, Avustralya, Tunus, Sudan, Senegal, Makedonya, Lübnan, Kosova, İrlanda, Fransa, Fas, Bangladeş, Avusturya, Arnavutluk, Afganistan, Birleşik Krallık, Almanya, Azerbeycan, Bosna Hersek, Filistin, Hindistan, Kanada, Libya, Macaristan, Pakistan, Sirilanka, Suriye ve Yemen ülkelerinin temsilcileri katıldı.

“ÇANAKKALE KAHRAMANLIKLARIN YAŞANDIĞI BİR ER MEYDANIDIR”

Törende Türk Silahlı Kuvvetleri adına konuşan 18’nci Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Ferhat Özgen, “98 yıl önce bu topraklarda yaşanan muharebeler, bu muharebelerin taraflarında silinmesi mümkün olmayan izler bırakmıştır. Silinmesi mümkün olmayan o izler ise Gelibolu Yarımadası üzerindeki siperlerde savaşanların ve bu toprakların bağrında yatan 10 binlerce askerin ebedi hatıralarıdır. Çanakkale kahramanlıkların yaşandığı bir er meydanıdır. Bu er meydanının galibi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kahraman Türk ordusudur. Anadolu’nun her köyünden, her kentinden vatan savunması için koşan Mehmetçik’tir. Tarihe adını altın harflerle yazan Türk milletidir. Çanakkale, vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un ‘Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtmede yer, / O ne müthiş tipidir, savrulur enkaz-ı beşer’ diye tasvir ettiği, derelerden su yerine kan aktığı, buğday tarlaları gibi ceset tarlalarının oluştuğu, metrekareye 6 bin merminin düştüğü eşi görülmemiş bir kan ve can pazarıdır. Çanakkale, Balkan Harbi yenilgisinden sonra bir daha ayağa kalkamaz denilen bir milletin bütün dünyayı hayretler içerisinde bırakan silkiniş ve direniş destanıdır. Çanakkale, hiç ilgileri olmadığı halde dünyanın bir ucundan getirilen Avustralya, Yeni Zelanda ve Hindistan gibi sömürge altındaki milletlere millet olma şuurunu kazandıran bir savaştır. Savaş vardır ki, dar bir çukur içinde ve hançerle dövüşe benzer. Dövüşenler için hiç saha yoktur, ileri-geri yoktur. Ya ölüm veya kazanmak vardır. Burada değil sinirlerinin kuvvetini kaybeden, bir an için gözünü kırpan mahvolur. İşte Çanakkale bu çeşit bir savaştır” dedi.

İNGİLTERE'NİN ANKARA BÜYÜKELÇİSİ DAVİD REDDAWAY

Birleşik Krallık Büyükelçisi David Reddaway, törende yaptığı konuşmada, “Bugün Çanakkale Savaşı’nda birbirleriyle çarpışan milletlerin askerlerinin, herhangi bir savaş alanında birbirinin düşmanı olabileceğini düşünmek dahi imkansız. Bugün, Çanakkale Savaşı’nın müttefikleri de, düşmanları da, bizleri dostluk ve ortak hedeflerle birbirimize bağlayan güçlü bir ilişki, müttefiklik ve gruplaşma içerisinde. Bugünkü dostluğumuzun en temel yapı taşlarından birisi, Çanakkale Savaşı boyunca cephenin her iki tarafında savaşan erkeklere duyduğumuz ortak saygıdır. Bir başka yapı taşı ise, Türk ev sahiplerimizin, geride Türk topraklarında bıraktığımız torunlarımızın anısına kendi evlatlarıymış gibi gösterdiği özen ve saygı oldu. Çanakkale Savaşının 100. yılına yaklaştığımız şu günlerde, bugün buraya gelen bütün yabancı konuklar, Mustafa Kemal Atatürk’ün yıllar önce kaleme aldığı sözlerdeki aynı cömert ruhu bizzat yaşıyor. Oğullarımızın gerçekten de dost bir ülkenin bağrında ve huzur içinde yattıklarını biliyoruz. Onların fedakarlıklarını unutmadık ve asla unutmayacağız. Bugün onları saygıyla anabilmek için bizleri bir araya getiren dostluğumuzu kutluyoruz” dedi.

“ÇANAKKALE, BAYRAĞIMIZIN HÜR BİR ŞEKİLDE DALGALANMASINI KONUŞTUĞUMUZ YERDİR”

Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ise şunları söyledi: 

“Bu evlatlarımızın fedakarlıkları sayesinde bugün bizler barış içinde ve özgürce yaşıyoruz. Çanakkale, iki kıtanın birbirinden ayrıldığı değil, iki kıtanın buluştuğu bir coğrafyadır. Burası farklı kültür ve medeniyetlerin, farklı inançların, farklı kavimlerin kaynaştığı bir coğrafyadır. Tıpkı Çanakkale Savaşı’nda olduğu gibi farklı memleketlerin çocukları, yüzyıllar öncesinden başlayıp bu coğrafyada birbirlerini tanıdılar. Bugün bize düşen, üzücü bir tarih sahnesindeki karşılaşmayı kalıcı bir dostluğa dönüştürebilmektir. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'’ün ifadesiyle, ‘Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada dost bir vatanın bağrında bulunuyorsunuz. Huzur ve barış içinde uyuyun. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını bu savaşa gönderen analar! Göz yaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim çocuklarımız olmuşlardır.’ Çanakkale, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kalp atışlarının duyulduğu yerdir. Olabilecek en zor şartlarda dahi umudunu kaybetmeyen ve vatanını savunmak uğruna canını vermekten çekinmeyen genç yüreklerin cesareti ve kararlılığı sayesindedir ki, Çanakkale Savaşları sonrasında kurtuluş mücadelesinin hemen akabinde genç Türkiye Cumhuriyeti, özgür ve bağımsız bir devlet olarak dünya milletler sahnesindeki yerini almıştır. Çanakkale Savaşları ve devamındaki milli mücadele, Türk insanına özgürlük uğruna gereken her türlü fedakarlığa katlanma fikrini bir kez daha aşılamıştır. Çanakkale ve devamındaki kurtuluş mücadelesinde yaşanan hadiseler Türk insanına aynı zamanda dünyada kalıcı barışı tesis etmek adına gereken fedakarlıklara katlanmak ve bütün bu adımları atarken gerekli sorumlulukları almak fikrini de aşılamıştır. Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna ve cumhuriyetimizin temellerine, ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ ilkesini emanet etmiştir. Onun bu ilkesi, bugün de Cumhuriyet Türkiye’sinin temel yönetim yaklaşımlarından birini oluşturmaktadır. Çanakkale Savaşları sırasında 98 yıl önce yaşananlar, insanlık tarihine bir kahramanlık abidesi olarak kazınan o asil mücadele, burada evlatlarını kaybetmiş ülkeler arasında sarsılmaz bir dostluk bağı oluşturdu. Bu dostluğu gelecek nesillere aktarmak ve bir daha bu nesilleri savaş ortamında karşı karşıya bırakmamak için gereken vazifeyi yerine getirmek hepimizin müşterek sorumluluğudur. Çanakkale, Türk milleti açısından meşru müdafaa hakkını kullanmak zorunda kaldığımız yerdir. Çanakkale, farklı kavimlerden, inançlardan, coğrafyalardan kopup gelen yiğitleri, sevgiyle şefkatle bağrımıza bastığımız yerdir. Çanakkale, ölümü değil, özgürlüğü konuştuğumuz yerdir. Çanakkale, esareti değil, bayrağımızın hür bir şekilde dalgalanmasını konuştuğumuz yerdir. Burada her milletten kara yağız delikanlılar, her milletin göz rengini barındıran yiğitler, Türk milletine emanettir ve sonsuza kadar büyük milletimiz bu emanete saygıyla sahip çıkmaya devam edecektir. Bizlerin üzerine düşen asli görevin, savaşan değil, barış içinde dostlukla kaynaşan bir dünya için çalışmak olduğunu ifade etmek istiyorum”.

Konuşmaların ardından Çanakkale Müftüsü İbrahim Öcüt tarafından şahadet konulu konuşma yapıldı ve dua okundu. Anma töreni mehter konseriyle devam etti. Onur kıtası, dost ülkeler askeri birlikleri, Türkiye Muharip Gaziler Derneği üyeleri ve izcilerin katıldığı resmi geçitle tören sona erdi. Törenin ardından Türk Hava Kuvvetleri tek F16 gösteri ekibinin Solo Türk uçuş gösterisi büyük takdir topladı. Tören, ülke temsilcilerinin şehitlik defterini imzalaması ve sembolik Türk Şehitliği’ni ziyaret edip karanfil bırakmasıyla sona erdi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız