SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Cemal Beyin Sarıldığı İp!

A- A+ PAYLAŞ

Niyazi DOĞAN

dogannd@gmail.com

Türkiye 29 Mart 2009 tarihinde yapılacak yerel seçimlere hazırlanıyor. 29 Mart Pazar günü sandık başına gideceğiz ve mahalle muhtarlığı, il genel meclisi, belediye meclisi ve belediye başkanlığı konusundaki siyasi tercihlerimizi ortaya koyacağız.

 

Başta iktidar partisi AKP olmak üzere, yerel seçimlerde kazanma şansı yüksek görülen partilerde, 29 Mart’a yönelik hazırlıklar yoğunluk kazanmış durumda. Malatya, bu anlamda siyasi kulis ve lobicilik faaliyetlerinin yüksek volümle yaşanmaya başlandığı merkezlerden biri konumunda. Üç-beş kişinin bir araya geldiği sohbetlerde, kahvehanelerde, sokakta karşılaşan iki insan arasında, toplantılarda, derneklerde, siyasi partilerin kapalı kapılar ardındaki dar katılımlı gizli buluşmalarında, yemeklerde, hatta düğün törenlerinde 1 numaralı gündem maddesi 29 Mart seçimleri.

 

Bu sohbet ve kulislerde temel olarak şu sorulara cevap aranıyor ve bu sorular ekseninde yorumlar yapılıyor ?

 

1-          AKP Cemal Akın’ı yeniden aday gösterir mi ?

2-          AKP Cemal Akın’ın üzerini çizerse kimi aday gösterir ?

3-          AKP Cemal Akın’ı aday gösterirse kazanmakta zorlanır mı ?

4-          Başbakan Erdoğan, AKP Malatya milletvekillerinin ve AKP Malatya İl Örgütü’nün mevcut başkan Cemal Akın’ın yeniden aday gösterilmesine şiddetle karşı olmasını kayda değer bir tutum olarak değerlendirir mi yoksa 2004’de Hekimhan için aday öneren Süleyman Sarıbaş’a dediği gibi  ‘Sizi milletvekili yaptık,  bu işe de karışmayın’ mı der ?

5-          AKP Malatya milletvekilleri Cemal Akın’ın üzerini çizdirmek için kerhen de olsa tek bir isim üzerinde uzlaşabilir mi ?

6-          MHP Mehmet Yaşar Çerçi’yi yeniden aday gösterir mi ?

7-           MHP Mehmet Yaşar Çerçi’yi, AKP Cemal Akın’ı yeniden aday gösterdiği takdirde Çerçi 2004’deki karşılaşmanın rövanşını alabilir mi ?

8-           CHP’nin muhafazakar kesimden de oy alabilecek aday göstermesi ve Numan Kurtulmuş’un genel başkanlığa gelmesi ile AKP’ye alternatif bir siyasi çekim merkezi yaratabileceği konuşulan Saadet Partisi’nin Malatya’da güçlü bir aday çıkarması durumunda, AKP’nin oylarında yaşanabilecek düşüş, Mehmet Yaşar Çerçi’nin aradan sıyrılıp kazanmasına yol açar mı ?

9-           Belediye yönetimleri feshedilen çevre beldelerin seçmenleri kime oy verir? Kendilerini belediye örgütlenmesinden mahalle ve köy düzeyine düşüren AKP’ye mi, yoksa buna karşı çıkan muhalefete mi ?

10-        Ve sıra dışı ama gündemde olan bir soru : Mevcut Başkan Akın yeniden aday gösterilirse AKP milletvekilleri ve AKP İl Yönetimi seçimi kazanmak için mi kaybetmek için mi çalışır?

 

Yukarıda sıraladığımız ve Malatya’nın artık seçim sath-ı mailine girdiğini gösteren bu soruların her biri için ayrı bir yazı yazılabilir ve her soru ayrı ayrı irdelenebilir. Ancak bu yazıda 1. soru ekseninde yürüyelim ve Cemal Akın’ın, bu sorunun cevabının ‘’Evet’’ olması için nasıl bir çaba içinde olduğuna zoom yapalım isterseniz.

 

Önce Akın’ın belediye başkanı olduğu 2004 seçimlerine yönelik bir hatırlatma bilgisi :  H. Cemal Akın 28 Mart 2004 tarihinde yapılan yerel seçimlerde AKP Belediye Başkan Adayı olarak  seçimlere girdi ve Malatya Belediye Başkanı seçildi. Akın’ın 6 Şubat 2004’de açıklanan adaylığı Malatya siyasi çevrelerinde, özellikle de AKP Malatya örgütünde gerçek anlamda bir şok yarattı. Çünkü 16 AKP aday adayı arasında en az şans verilen ve kamuoyu tarafından çok az tanınan bir isimdi Akın. Ancak kamuoyunun bilmediği bir şey vardı, o da Akın’ın Ankara’daki ilişkiler ağının zenginliği ve çeşitliliğiydi.

 

Akın’ın AKP Malatya Belediye Başkan Adayı olduğuna dair genel merkezden AKP Malatya İl Örgütü’ne gönderilen resmi faks yazısı 4 Şubat’ta partiye gönderilmesine karşın, bu bilgi açıklanmadı. Çünkü, dönemin AKP Malatya Milletvekili Ali Osman Başkurt ve onun güdümündeki il ve merkez ilçe örgütleri Akın ismini asla beklemiyordu. Genel merkezin gönderdiği faks yazısı onların müthiş bir öfke dalgasına kapılmasına yol açmış, Cemal Akın’ın adaylığının iptali için Ankara’da yoğun bir temas trafiği başlatmışlardı. Akın karşıtı cephe oldukça genişti ve başrolü Ali Osman Başkurt üstlenmişti. Başkurt’un ve o dönemin il başkanı İhsan Koca’nın Akın karşıtlığının arka planını bir başka yazıya erteleyerek belirtelim ki, bu cephenin Akın’ın adaylığını iptal ettirme çabaları sonuç vermedi ve  6 Şubat’ta AKP Malatya Belediye Başkan Adayı’nın H. Cemal Akın olduğu açıklandı. Açıklanmak zorunda kalındı. Çünkü o gün AKP Genel Merkezi adaylığı kesinleşen isimleri internet sitesinde açıklamış, Malatya adayı da artık herkes tarafından öğrenilmişti. Bu durum karşısında yapacak bir şeyi kalmayan AKP Malatya Milletvekili Ali Osman Başkurt ve İhsan Koca’nın da katıldığı bir toplantı ile Akın’ın adaylığı kamuoyuna açıklandı ve kerhen başarı dilendi. Toplantının yapılacağı saatler öncesi ise, Başkurt ve Koca kayıptı. Her biri ayrı yerdeydi. Başkurt’a ulaşılamıyor, Koca’nın ise hastanede olduğu söyleniyordu. Açıkçası bu iki isim toplantıya gelmek istemiyordu. Fakat toplantı yapılmak zorundaydı ve yapıldı. Başkurt, seçim kampanyasında Akın ile birlikte çalışsa da aralarındaki buzlar hiçbir zaman erimedi ve Akın’ı başkanlığının ilk iki yılında parti disiplinini ihlal etme pahasına televizyonlarda açıkça eleştiri yağmuruna tutarak pozisyonunu muhafaza etti.

 

H. Cemal Akın, 2004 Şubat ayının ilk haftasında 533’lü cep telefonuna C.Z. koduyla kayıtlı telefon numarasından iki harften oluşan bir mesaj aldı. C.Z. ‘’OK.’’ diyordu Cemal Akın’a. C.Z. kodlu bu isim geçtiğimiz yıla kadar  Başbakan Erdoğan’ın çevresindeki en güçlü isimlerden biri olan Cüneyt Zapsu’ydu ve OK şeklindeki SMS Cemal Akın’a Malatya Belediye Başkanlığı adaylığının patron (Başbakan) tarafından onaylandığını müjdeliyordu. Akın’ın 2004’deki adaylığını sağlayan ismin Cüneyt Zapsu olduğunu söylemek istemiyorum bu SMS’i gündeme getirerek. Zapsu elbette yardımcı olmuştu, ama o mesaj daha çok Korkut Özal, Bülent Arınç ve Bursa’da yaşayan başbakan üzerinde çok etkili olduğu belirtilen, tanınmamış bir ismin ortak çalışmasının sonucunu erkenden bildirmesi açısından önemliydi.

 

Bugüne geliyoruz :  H. Cemal Akın, AKP’den yeniden aday adayı. Bir 5 yıl daha başkanlık koltuğuna oturmak için ikinci kez vize istiyor. Bu vizenin verilip verilmeyeceği de yukarıda da vurguladığımız gibi, politik ortamın en can alıcı sorusu. Bu sorunun cevabı çok merak ediliyor. En çok merak edenler de kuşkusuz Akın, milletvekilleri, parti örgütü ve muhtemel aday adayları.

 

Cemal Akın, AKP’den ikinci kez vize almak için hummalı bir çalışma içinde. Bu çalışmanın eylem alanı ise Malatya değil, Ankara. Bütün enerjisini Ankara’daki ilişkilerine yönelten Akın, 2004 adaylığını sağlayan ilişkiler ağını 5 yıllık belediye başkanlığı döneminde genişleterek ikinci 5 yılı garantileme anlayışı ile hareket etti. Başkanlığının son iki yılında Malatya’dan çok Ankara’da zaman harcadı. Ankara’daki ilişkileri tahkim etmek, ikinci beş yılın stratejisi olarak öne çıktı. Akın, adaylığının yenilenmesi için 5 yıllık icraatını referans gösterecek düzeyde olmadığını bildiği için, 5 yıllık başkanlık müktesebatına değil AKP bürokrasisindeki tepe isimlere bel bağladı. Bu durum, Akın’ın 5 yıllık icraat dönemine kendisinin bile geçer not vermediğini göstermesi bakımından çarpıcı ve öğretici bir tutumdur.

 

Malumun ilamı olan şu bilgiyi de kayda geçmek gerekir :  Başkan Akın ile Malatya milletvekilleri ve AKP Malatya İl Örgütü arasında her iki dönemde de asla sağlıklı bir ilişki kurulamadı. Başkan Akın ile AKP milletvekilleri arasında, hatta AKP Malatya İl Örgütü arasında partidaşlık duygusu yaşanmadı. 5 yıl sürekli bir çatışma, gerilim ve örtülü – örtüsüz sayısız kavga ile bitirildi. Bu tesbiti yaparken Akın ile AKP arasındaki kavgaların, Akın’ın 1 Nisan 2004’de Mehmet Yaşar Çerçi’den görevi devraldığında yakasındaki parti rozetini çıkarmasından doğması gereken bir tarafsızlıktan değil, doku uyuşmazlığından kaynaklandığını vurgulamak gerekir diye düşünüyorum. Çünkü, parti rozetinin çıkarılması ile sembolize edilen anlayış, gerçekten sembolik düzeyde kalmış ve Akın’ın yönetimde adalet ve tarafsızlık ilkelerini bir hayli yıpratan bir yol izlediği yönünde kamuoyunda yaygın bir kanaat yerleşmiştir.

 

Başkan Akın ile AKP Malatya yöneticileri ve milletvekilleri arasındaki doku uyuşmazlığı varlığını çok önceden gösterdi. Başkurt’un il başkanlığı döneminde Akın’ın parti binasına sokulmaması, Başbakan Erdoğan’ın 2003’deki ilk Malatya mitinginde bugün hala AKP yöneticisi olanlar tarafından miting otobüsünden indirilmesi o günlerden bugünlere yansıma taşıyan olaylardı. Bu yansımalar bugün şiddetini artırarak devam ediyor. Başkan Akın, kamuoyu önündeki konuşmalarında ikinci kez adaylık için Malatya milletvekilleri ve Malatya il örgütünün görüşünün çok önemli ve belirleyici olduğunu söylese bile, adaylık için bugüne kadar ne 6 milletvekilinden herhangi biri ile ne de parti il örgütü yöneticileri ile istişare etmiş, onlardan destek talebinde bulunmuş değil. Çünkü o sırtını, 5 yıllık icraatına, Malatya milletvekillerine ve parti yönetimine değil, 5 yıl önceki gibi Ankara’daki ilişkiler ağına yaslamış durumda.

 

İşte bu ahval ve şerait içinde; Başkan Akın’ın bugün en güvendiği üç isim AKP Genel Başkan Yardımcıları Dengir Mir Mehmet Fırat, Necati Çetinkaya ve Fırat’ın kızı Münevver Helün Fırat. İlk iki isim anlaşılabilir de 3. isim neyin nesidir diye sorarsanız, Helün Hanım’ın Malatya Belediyesi ile ortaklaşa fuarlar organize eden Proekspo Fuarcılık ve Organizasyon Şirketi’nin sahibi olduğunu hatırlatalım size. Helün Fırat aynı zamanda AKP Kadın Kolları MKYK Üyesi. Dengir Mir Mehmet Fırat kızının Malatya Belediyesi ile ortaklaşa organize ettiği fuarlara büyük önem veriyor ve bizatihi açılışlara katılmak üzere Malatya’ya geliyor. Fırat Ailesi ile Başkan Akın arasında bu fuarlar üzerinden gelişen ünsiyetin sıcak, samimi ve dayanışma manzaraları tesis etmesi, Akın’ın AKP Malatya milletvekillerini ve Malatya il örgütünü adaylık sürecinde ‘’yok hükmünde’’ sayma cesaretini göstermesine yol açıyor.

 

Başkan Akın’ın ikinci kez adaylık vizesi almak için Helün Hanım’ın ipine sarıldığı ve bütün yumurtaları aynı sepete koyma riskini gösterdiği bu aşamada; şurası çok açık : AKP’nin 6 Malatya milletvekili Cemal Akın’a muhalif cephede yer alıyor. 6 milletvekilinin en az 3’ü katı bir muhalif görüntü sergiler ve Cemal Akın’ın bir 5 yıl daha o makamda oturmasını engellemek için derin çalışmalar yürütürken, 2’si gelişmelere göre pozisyon almak gibi bir taktik izlemeyi tercih ediyor. Şayet Başbakan Erdoğan milletvekillerini toplu halde çağırıp, ‘’Cemal Akın hakkında ne düşünüyorsunuz ?’’ sorusunu sorarsa, milletvekillerinin cevabı bugünden hazır ve fena halde negatif görünüm arz edici içerikte.  

 

Milletvekillerinin, bir yandan Cemal Akın’ın kendilerini ‘’yok sayan’’ tavrına duydukları anlaşılabilir tepki, bir yandan kendi partilerinden seçilen belediye başkanı ile ‘kavgalı görüntü’ vermeme çabası, diğer yandan da bir isim üzerinde uzlaşarak Başbakan’ın karşısına çıkma arzusu…İşte bu gerilim ortamında, bir süre önce yapılan parti grup toplantısında başta Ömer Faruk Öz ve İhsan Koca olmak üzere milletvekillerinin Akın’ı aday yapmama konusunda açık bir muhalif cephe oluşturduğu, hatta İhsan Koca’nın, Akın’ın aday gösterilmesi halinde  partisine oy vermeyeceğini ve kesinlikle çalışmayacağını açıkladığı, Akın’ı savunmak isteyen bir belediye meclis üyesinin de milletvekilleri tarafından azarlandığı da parti kulislerinde sızan bilgiler arasında yer alıyor.

 

AKP Milletvekilleri ve il yöneticileri Başkan Akın’ın başarısız olduğunu ve bu nedenle yeniden aday gösterilmemesi gerektiğini düşünüyor. Milletvekilleri, bu düşünceyi gizleme ihtiyacı bile duymazken, il yönetimi parti disiplini ve Cemal Akın’ın aday gösterilme ihtimalini de göz önüne alarak Başkan Akın’ın 5 yılını ‘’ Beldeye güzel hizmetler yaptı’’ cümlesi ile özetlemeye çalışıyor. İl Başkanı Ahmet Çakır’ın ‘’ Beldeye güzel hizmetler yaptı’’ cümlesi de dikkat çekici aslında. Cümlede Malatya yerine ‘belde’ kelimesini kullanması ‘’Başkan kenti bir beldeye dönüştürdü’’ mesajı mı veriyor acaba? Sormaya değer diye düşünüyorum.

 

Parti çevrelerine yakın kaynaklara göre, koskoca 5 yılın bir park, çokça tartışılan 2 alt geçit, 10 km.lik drenaj, Yeni Cami düzenlemesi ve bazı son dakika çalışmaları ile geçirilmesini eleştiren bazı AKP milletvekilleri, Akın’ın Malatya ölçeğindeki diğer AKP’li belediyelerin başarısının çok gerisinde kaldığını konuşuyor ve bunu parti üst kurullarında açıkça dile getiriyor. Bu milletvekilleri Başkan Akın’ın belediye aygıtını idare etme anlamında da sınıfta kaldığına dikkat çekerek, başta Esenlik olmak üzere trilyonlarca bütçeye sahip belediye şirketlerinin belediyeden bağımsız ve denetimsiz biçimde kimi çevrelerin insafına terk edildiğine vurgu yapıyor ve özellikle Akın’ın dürüst bir ekip kurma konusunda ciddi biçimde zaaf gösterdiğini konuşuyor yakın çevrelerine…

 

Böyle bir ortamda, sırtını Dengir Mir Mehmet Fırat’a dayayan Akın, çevresine ve siyasi kulislere, Başbakan’dan şimdiden ikinci vizeyi aldığına yönelik bir söylem pompalayarak bir ön alma ve il yönetimi üzerinde psikolojik baskı oluşturma stratejisi uyguluyor. Dayanaktan yoksun bu stratejinin başarılı olması mümkün müdür bilinmez ama, Başkan Akın’ın, halkı, partisinin milletvekillerini, il örgütünü ve AKP’ye gönül veren binlerce insanı yok sayarak sadece Helün Hanım’ın ipine sarılması onu en azından partisinden ve halktan biraz daha uzaklaştıracağına kuşku yoktur.

 

Bakalım Dengir Bey’den ya da Helün Hanım’dan yeni bir SMS alacak ve o SMS’de ‘’OK’’ yazacak mı ? 

 

Kim bilir,  Allah’tan başka...

 

"Allah yar ve yardımcısı" olsun.

 

____________________________________________________________

 

FOTOĞRAF:  Üstteki fotoğraf, AKP Malatya Merkez ilçe örgütünün 2 Kasım Pazar günkü kongresinde çekildi. Milletvekillerinden İhsan Koca, divanda olduğu için 5 milletvekili, başkan Akın, il başkanı Çakır'lı fotoğrafta yeralmıyor.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız