SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'CIA Bu İşin İçinde Olabilir'

0
Güncellendi - 2015-12-28 02:28:36
'CIA Bu İşin İçinde Olabilir'
A- A+ PAYLAŞ

Geçtiğimiz günlerde beraatle sonuçlanan 236 sanıklı "Balyoz" davasında, 2011 yılında Orgeneral iken tutuklanan ve o dönem  Hava Kuvvetleri Komutanı olması gerekiyorken, cezaevinde emekli edilen en yüksek rütbeli subay, aslen Malatyalı olan emekli Orgeneral Bilgin Balanlı, "Balyoz" ile ilgili olarak Hürriyet'ten Cansu Camlıbel'le geniş kapsamlı bir söyleşi yaptı ve çok ilginç açıklamalarda bulundu.

ASLEN MALATYALI..

"Balyoz Planı" soruşturması kapsamında Mayıs 2011'de tutuklanan, Haziran 2014'te tahliye edilen emekli Orgeneral Bilgin Balanlı, aslen Malatyalı.

Malatya'nın tanınmış hekimlerinden Göz Doktoru Erol Balanlı'nın ağabeyi merhum Karayolları Teknikeri Nusret Balanlı'nın oğlu olan, babasının görevi nedeniyle bulundukları Ankara'da dünyaya gelen Balanlı'nın özgeçmişi şöyle:

Emekli Orgeneral Bilgin Balanlı, 1948 yılında doğdu. 1967 yılında Hava Harp Okulu'ndan, 1968 yılında Uçuş Okulu'ndan mezun oldu. 1977 yılına kadar Hava Kuvvetlerine bağlı çeşitli birliklerde Kol Uçuculuğu yapan Orgeneral Balanlı, 1979 yılında Hava Harp Akademisinden mezun olarak, Kurmay Subay olarak; Malatya 7'nci Ana Jet Üs Komutanlığında 171'inci Filo Taktik Av Pilotluğu, Harekat Komutanlığı Harekat Subaylığı, 173'üncü Filoda Harekat Subaylığı Ve Filo Komutanlığı, Hava Harp Okulu Komutanlığı Askeri Bilimler Bölüm Başkanlığı, Moskova Hava Ataşeliği, 1'inci Ana Jet Üs Komutanlığında Kontrol Heyeti Başkanlığı ve Harekat Komutanlığı görevlerini yürüttü. 1994 yılında Tuğgeneralliğe terfi eden Balanlı, Tuğgeneral rütbesi ile Hava Kuvvetleri Komutanlığı Komuta Kontrol Daire Başkanlığı ve 9'uncu Ana Jet Üs Komutanlığı görevlerinde bulunarak,1998 yılında Tümgeneralliğe terfi etti. Tümgeneral rütbesi ile 2'nci Taktik Hava Kuvveti Komutan Yardımcılığı, Hava Harp Okulu Komutanlığı Ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı Plan Prensipler Başkanlığı görevlerini yürüttü, 2003 yılında Korgeneralliğe terfi etti. Korgeneral rütbesi ile 2'nci Hava Kuvveti Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı, 1'inci Hava Kuvveti Ve 6'ncı Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi (Caoc) Komutanlığı görevlerinde bulunan Balanlı, 2009 YAŞ'ında Orgeneralliğe terfi ederek, Genelkurmay 2. Başkan Yardımcılığı görevine atandı. Balanlı, 2010 YAŞ'ında da Harp Akademileri Komutanlığı görevine getirildi. Bu görevde iken tutuklanan ve Hava Kuvvetleri Komutanı olması da engellenen Balanlı, evli ve iki çocuk babası.

HÜRRİYET'TEKİ SÖYLEŞİ...

Balanlı, Hürriyet'te Cansu Çamlıbel'in "Yüz Yüze Pazartesi" söyleşilerinin konuğu oldu. Gazetenin, "İşin içinde CIA olabilir" başlığıyla yayınladığı röportajın girişi şöyle:

"..Bilgin Balanlı, 236 sanıklı Balyoz davasının tek muvazzaf orgeneraliydi. 2011’in Mayıs’ında Harp Akademileri Komutanı’yken tutuklandığında, o tarihten iki ay sonra yapılacak YAŞ toplantısında Hava Kuvvetleri Komutanı olarak atanması gerekiyordu. Kariyerinin finali Balyoz’a takıldı, tutuklanan en yüksek rütbeli subay oldu. Balanlı, orgeneralliğinin 2 yılını Hasdal Cezaevi’nde geçirdi ve emekli oldu. 2014 Haziran’ında serbest kaldı ancak suskunluğunu bozmak için beraatını bekledi. Geçirdiği 4 zorlu seneden kendine kalanları ilk kez bu röportajda anlattı. Davadaki kader ortağı subayların çoğu gibi o da bu süreçte hukuk tahsili yapmış kadar olmuş. Titizlikle tuttuğu arşivinden notlar ve belgeler eşliğinde söyleştik. Şimdiden epey derlenmiş görünen notlarını kitap haline getirmeyi planlıyor. Bakarsınız cezaevindeyken eşi İffet Hanım’a yazdığı şiirleri de o kitabın sonuna ekler.

BİRİLERİ ‘BU KADAR İLERİ GİTMEYİN’ DEMEK İSTEMİŞ OLABİLİR

- Balyoz’da tutuklanan denizcilerin çoğu diyor ki; ‘Deniz Kuvvetleri’ne yönelik tertip bizim millileşme atılımlarımızı hedef aldı’. Alınan havacı general sayısı da toplam 16. Siz Hava Kuvvetleri’ni denklemin neresinde görüyorsunuz, siz de denizciler gibi bir analiz yapabiliyor musunuz?

Yapıyorum. Çünkü Türk Hava Kuvvetleri gerçekten bizim dönemimizde çağıyla yarışan bir hava kuvveti haline gelmişti. Çok üst düzey bir eğitim seviyesine ulaşmıştık. Konya’da Anadolu Kartalı Eğitim Merkezi açmıştık ve bunu çok geliştirdik. Anadolu Kartalı tatbikatlarını 1 inci Hava Kuvveti Komutanı olduğum dönemde  gece şartlarında yapmaya başlamıştım. Bunu gece de yapabilen benim bildiğim kadarıyla dünyada bir Amerika var. İkinci ülke biz olduk. Bunu standart bir gece uçuşu olarak algılamayın. Bu tatbikatta yaklaşık 40-50 uçak iki grup halinde bir sahada aynı anda birbiriyle savaşıyor. Bu gece şartlarında oldukça güç bir harekattır. Yaklaşık 2 hafta süren bir periyodda bu gece eğitimini yapıyorsunuz. İzlemeye gelen Amerikalılar bizim bunu gece yaptığımızı görünce hayretler içinde kaldılar. Biz kendimize zaten Avrupa’dan çok ciddi bir rakip görmüyorduk. Sipariş ettiğimiz yeni unsurlar da envantere girdiğinde Türk Hava Kuvvetleri her türlü harekâtı, her türlü şartta kendi başına icra edebilecek bir kapasiteye ulaşmış olacaktı.

- Bunun belli çevrelerde bir rahatsızlık kaynağı olmuş olabileceğini düşünüyorsunuz, doğru mu?

Tabii burada en önemli unsur personel kalitesi. Bu dava maalesef, bunu çok büyük üzüntüyle söylüyorum, Türk Hava Kuvvetleri’nin kaliteli personelinin dağılmasına neden oldu. Hava Kuvvetleri’nde 65 civarında general vardır. Dörtte birini içeriye alıyorsunuz. Orgeneralini alıyorsunuz. Dört tane korgeneralini tutukluyorsunuz ki bunlar bir sonraki dönemde Hava Kuvvetleri Komutanı olabilecek insanlar.

- Nitekim ilk siz olacaktınız.

Benden sonrakileri kast ederek söylüyorum. Benim Komutanlığa getirilme olasılığım çok yüksekti. Zira tek adaydım. TSK ve Hükümet, YAŞ’ta sizin iki sene sonra Hava Kuvvetleri Komutanı olacağınızı düşünerek orgeneral yapıyor zaten. Deniz kuvvetlerinde de öyle. Donanma Komutanını oramiralliğe terfi ettirirken o kişinin iki sene sonra Deniz Kuvvetleri Komutanı olacağını hesaplayarak o makama getiriyor..."

Balanlı'nın çok ilginç açıklamalarda bulunduğu uzun söyleşinin tamamını aşağıdaki uzantıdan ulaşarak okuyabilirsiniz:

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28656351.asp

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız