SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Ciddi Anlamda Beklentimiz Var'

0
Güncellendi - 2015-12-28 05:31:58
'Ciddi Anlamda Beklentimiz Var'
A- A+ PAYLAŞ

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Tarkan Kadooğlu, "İnsanların bu hükümete teveccüh göstermesinin altında istikrar ve çözüm odaklı olmasını beklediği içindir. Bu hem ekonomi konusunda hem siyaset konusunda hem dış politikamızda da sonuç ve netice odaklı beklentilerimiz ciddi anlamda var. Bir reform hükümeti olarak görüyor iş insanları, mevcut hükümeti" dedi.

Malatya'da açıklama yapan Kadooğlu, Türkiye'deki siyasi atmosfer ve Suriye, Irak'taki olayların göz önüne alındığında ciddi anlamda bir geri gidiş olduğuna dikkat çekerek, "Son 1,5 yıllık süreçte geçirmiş olduğumuz 4 seçim, dünyada oluşan global sorunlarla ve üst üste gelen seçimlerle beraber Türkiye'deki iş dünyası büyümeden ziyade tamamen geriye giden bir atmosferin içerisine girmiş oldu. Çünkü güven ortamının olmadığı bir süreçte iş insanlarından yatırım beklemek mümkün değil. Türkiye'nin 4 yıllık istikrarıyla beraber gelişmelerin iyi olacağını, iş dünyasının kaybetmiş olduğu süreci 2016-2017'de toparlayacağını görüyorum. Tabi bu sorunun sadece Türkiye ile alakalı olmadığının altını çizmek istiyorum. Gelişmekte olan bütün ülkelerdeki büyüme problemiyle karşı karşıyayız. Türkiye'deki siyasi atmosfer ve Suriye, Irak yanı başımızdaki olan olayları da göz önüne aldığımızda ciddi anlamda bir geri gidiş vardı. Ama bu süreçten sonra eminim ki ileriye dönük adımlar atacağız. İş dünyamız girişimci ve cesurdur. Bu moralle inanıyorum ki 1,5 yıllık süreçte kaybettiğimizi önümüzdeki 1-2 yıl içerisinde toparlayacağız" diye konuştu.

"Çözüm sürecinin ekonomiye ciddi katkıları olacak"

Çözüm sürecinin ekonomiye önemli kazanımlar sağlayacağını kaydeden Kadooğlu, şunları söyledi: "Türkiye'nin ortalama yüzde 5'in üzerinde büyümesi gerekiyor ki, Türkiye gerçekten sanayileşmede, üretim yapması lazım. Son bir kaç yıla baktığınız dönemde yüzde 3'ler civarında bir ortalamayla karşı karşıyayız. Buda Türkiye'nin kaldırabileceği bir büyüme değil. Bu çok somut ve net. Özellikle ülkenin en büyük sorunlarından birisi olan Kürt meselesinde bu barış sürecinin başlamış olması insanlara güven, bölgeye bakış anlamında ve yeni verilecek teşviklerle beraber ciddi yatırımlara müracaat yapılmıştı. Ama barış sürecinin durması, bu süreci durdurmuş durumda. Barış sürecinin neticeye varmasıyla beraber, ülkenin büyümesine 1.3 katma değer sağlayacak bir yapıdan bahsediyoruz. Elimizde çok ciddi bir imkan var ve bu imkanı bir an önce devreye sokmamız gerektiğine inanıyorum. 30 yıllık geçmişi olan bir sorunu hemen bir yıl içerisinde çözmenin mümkün olmadığını biliyoruz. Hükümet, 'çözüm sürecini, kardeşlik projesini attık' demiyor. 'Rafa kaldırdık' diyor. Belirli bir süreçten, mevcut terör mücadelesinden sonra bunu ortaya çıkaracaklarını beyan ediyorlar. Ama bunun gecikmeden, uzamadan, bir an önce indirilmesi gerekir. Çünkü 30 yıl boyunca çatışmalarla bu sorun çözülmedi, aksine daha da büyüdü. Bu çözüm sürecinin büyümesini gördüğümüz halde hala çatışmalarla bu işi çözmek mantığını çok doğru bulmuyorum. Muhakkak masada bu işi çözmemiz lazım. Bu sorunu anlaşarak, empati kurarak, karşılıklı çözmemiz gerektiğine inanıyorum."

"Hükümetten sonuç ve netice odaklı ciddi beklentilerimiz var"

Kadooğlu, hükümetten siyaset, ekonomi ve dış politika konularında ciddi beklentilerinin olduğunu ifade ederek, "İnsanların bu hükümete teveccüh göstermesinin altında istikrar ve çözüm odaklı olmasını beklediği içindir. Bu hem ekonomi konusunda hem siyaset konusunda hem dış politikamızda da sonuç ve netice odaklı beklentilerimiz ciddi anlamda var. Bir reform hükümeti olarak görüyor iş insanları, mevcut hükümeti. Özellikle reform hükümeti anlamında söylemler var ve bu söylemlerin takipçisi olacağız. Muhakkak olmazsa olmazlarımızdan olan Avrupa Birliği konusunda da müzakerelere hız vermemiz gerektiğine inanıyorum" dedi.

"Araya giren soğukluk ekonomiye yansıyacaktır"

Rus savaş uçağının düşürülmesini de değerlendiren Kadooğlu, "Rus uçağının düşürülmesi siyasi bir durum. Netice itibariyle Türkiye'nin sınırını aşan bir uçağın, angajman kuralları çerçevesinde düşürüldüğünü görüyoruz. Türkiye ile Rusya arasında ekonomik olarak 20 milyar doları aşan bir ticari ilişkimiz var. Tabi ki bu iki ülkenin arasına soğuk bir sıkıntının girmiş olması haliyle ekonomiye yansıyacaktır. Ama ben eminim ki Türkiye ile Rusya'nın geçmişten gelen dostlukları ve ticari boyutları göz önüne alınarak, burada aklıselim, karşılıklı oturarak bu konuyu çözebileceklerine inanıyorum. Varsa bir eksiklik karşılıklı konuşarak bu işin çözülmesi gerekir" ifadelerini kullandı.

"Bin 300 TL yeterli bir rakam değil"

Kadooğlu, asgari ücretin bin 300 TL olmasına ilişkin yaptığı değerlendirmede ise şunları söyledi: "Türkiye'deki asgari ücret bin-bin 300 TL'nin bir insanın geçimi için yeterli olmadığını hepimiz biliyoruz. Gönül isterdi ki bunu çok daha farklı yerlerde verebilelim. Ama diğer taraftan da iş inanının dünyadaki çetin ticari rekabetinin olması ve girdi maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle, iş dünyası da haliyle rekabet anlamında belirli bir yerde sınırda kalıyor. Sadece bunu işçiye vermenin dışında diğer taraftan vergisel boyutta da devlete bir para ödeniyor. Hükümetimiz böyle bir karar aldı. Biz iş dünyası olarak sayın Başbakan ile yaptığımız toplantıda bunları konuştuk. Bunun dengelenmesi lazım. İş dünyası olarak haliyle biz fedakarlık yapacağız. Ama bunun hepsinin iş dünyasından çıkarılması değil devletimiz, hükümetimizin de buradan gerekli payları kendi tarafına alması, bir nevi bu işi bölüşerek, karşılıklı bir denge kurarak, iş dünyasının da ciddi anlamda sıkıntıya girmemesi için karşılıklı bu işi çözebiliriz. Çalışan işçilerimiz için bin 300 TL yeterli bir rakam değil, aslında daha fazla olması lazım ama ne yazık ki ülkenin ekonomik ve gelir seviyesine baktığımız zaman bunun dışında verebilmek mümkün değil. Netice itibariyle olumlu buluyoruz."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız