SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Çikolatanın Sırları.!

A- A+ PAYLAŞ

Çikolatanın, ancak bir kalıp tereyağı kadar sağlıklı olduğu inanışı çok da eski sayılmaz. Ama son zamanlarda yapılan çalışmalar ile artık böyle olmadığı ortaya kondu. Çikolata, tatlıya olan bağlılık içinde günahının çok da fazla olmadığı bir yiyecek olarak kabul ediliyor. Artık çikolata hak ettiği saygıyı kazanmış durumda. Hatta doğru olamayacak kadar güzel gibi gözükse de, araştırmalar belli bir tür çikolatanın, tat zenginliği dışında elma, üzüm, yeşil çay ve kırmızı şarabın içinde bulunan aynı koruyucu antioksidanları da içerdiği de çalışmalar sayesinde ışığa çıkıyor.

Yani çikolata yeni bir süper-yiyecek mi? Pek sayılmaz. Ama giderek artan bir kanıtlar, çikolatanın sadece suçluluk duyurucu bir zevkten daha fazla getirisi olduğunu ortaya koyuyor.

Ağaçlardan Gelen Bir Tedavi

Çoğumuz çikolatayı bitki temelli bir yiyecek olarak düşünmeyiz ama gerçekte öyledir. Çikolata, Theobroma cacao ağacının köklerinden elde edilir. Aynı zamanda kakao tanesi olarak da bilinen bu tohumlar, kardiyovasküler rahatsızlığa karşı korunmada yardımcı olan doğal antioksidanlar olan flavonoidler bakımından son derece zengindirler.

Bir kere toplandıktan sonra, kakao taneleri kurumadan önce mayalanır, kavrulur ve bugün bildiğimiz ve sevdiğimiz çikolata ürünü olarak işleme koyulur.

Ama her çikolata çeşidi eşit bir şekilde yaratılmaz. Bu işlemler esnasında kakao tanesinin içinde bulunan bir çok doğal flavonoid yok olur ve çikolatanın alkalize edilmesi (içindeki doğal asit oranının düşürülmesi) ile birlikte çikolata neredeyse bütün doğal yararını yitirir.

Aslında sadece siyah çikolata, yüksek kakao oranıyla avantajlı görünüyor. Beyaz çikolata değil. Sütlü çikolata da değil. Sadece zengin, siyah çikolata.

Kalbe yararlı Flavonoid Yönünden Zengin Besinler

- Elma
- Kayısı
- Karadut
- Çikolata
- Kızılcık
- Üzüm
- Yeşil çay
- Soğan
- Kırmızı şarap

Peki tam olarak çikolata bize ne sunabilir? Birçok araştırma, ufak miktarlarda siyah çikolata yemenin, kardiyovasküler sağlığı olumlu yönde etkilediğini öne sürmekte:

Artan endotelyal fonksiyonlar: Ufak ölçekli çeşitli araştırmalar siyah çikolatanın, kan damarlarımızda bulunan endotelyal hücrelerin işlevlerini arttırarak, atardamarları elastik, kan dolaşımını da rahat hale getirmekte yardımcı olabileceğini gösterdi. Sigara içen erkekler üzerinde yapılan bir araştırmada, katılımcıların ufak bir parça siyah çikolata yemesinden sadece 2 saat sonra endotelyal hücrelerinin işleyişinde kayda değer bir artış olduğu ve bu durumun 8 saate kadar sürdüğü görüldü.

Kan Basıncının Azalması: Yüksek tansiyona sahip erkek ve kadınlarla yapılan yeni bir araştırmada, günde 10 gram siyah çikolata yiyenlerin 15 gün içinde hem diyastolik hem de sistolik tansiyonlarının azaldığı görüldü.

Sonuçlar, 55-64 yaş arası yüksek tansiyona rahatsızlığına sahip kişiler üzerinde yapılan bir başka araştırmayla benzerlik göstermekte. 2 hafta boyunca günde belli bir miktar siyah çikolata yemeye dayalı bir diyet uygulayan katılımcıların kan basınçlarında gözle görülür bir düşüş oldu. Ama sadece 2 gün siyah çikolatayı kesince, kan basınçları ilk değerlerine geri döndü.

Kolestrolde İyiye Doğru Artış: Kanıtlar her gün bir miktar siyah çikolata yemenin, sağlık için ‘iyi’ kolestrol cinsi olan HDL’in yükselip, ‘kötü’ kolestrol LDL’nin düşmesine etki edebileceğini ortaya koyuyor.

Çikolata üç ana yağ asidi içerir. Bunlardan biri olan oleik asit, aynı zamanda zeytinyağının içinde de bulunur. Araştırmalar, kalbe yararlı bir tekli doymamış yağ olan oleik asidin, toplam kolestrolü az miktarda düşürdüğünü işaret ediyor.

Çikolatadaki diğer iki yağ asidi, stearik ve palmitik asit, doymuş yağlardır. Genelde doymuş yağlar, palmitik asit de dahil olmak üzere, toplam kolestrolü arttırarak kalp rahatsızlığına neden olur. Ancak araştırmalar, diğer doymuş yağların çoğunun aksine stearik asidin kolestrole bir etkisi olmadığını (azaltmıyor ama arttırmıyor da) gösteriyor.

Çikolatanın Diğer Yüzü

Meyve kasenizi koca bir tepsi kakaolu kekle değiştirmeden önce, gerçeklere kısaca bir göz atalım. Haftada birkaç gün ufak bir parça siyah çikolata yemek sağlığa yararlı bir diyetin parçası olabilir. Ama zaten en baştan çikolata yemiyorsanız, beslenme düzeninizde bu yeniliği gerektirecek bir sorun olmayacak. Çikolata çok kalorili olduğu gibi, sağlığımızı destekleyen vitamin ve minerallere sebze ve meyvelere oranla geri planda kalmaktadır. Ayrıca kafein içerir ki, bu madde bazı kişilerin diyetlerinde minimum düzeyde tutulmalıdır. Ve ayrıca çikolata bazı kişilerde migren ağrılarını ve regl belirtilerini kötüleştirebilir.

Çikolatanın sağladığı potansiyel sağlık kazançları üzerindeki araştırmalar kısa vadede umut verici (ve şaşırtıcı) gözükse de, çikolata tüketiminin kardiyovasküler sağlık üstündeki etkisini tamamen tanımlayabilmemiz için daha uzun vadeli deneyler gerekiyor. Sağlıklı bir kalp için yapabileceğiniz en iyi şeyler, sebze ve meyvelerle dolu dengeli bir beslenme, düzenli egzersiz ve stres seviyesini kontrol altında tutmak. Ve arada bir kendinizi suçluluk duymadan bir parça siyah çikolata ile ödüllendirmekte sakınca görmemek.

Çikolata Tutkunları İçin İpuçları

Her ısırığınızda en fazla heyecan için:

• Kakao oranı en az %70 olan siyah çikolata seçin.
• Haftada birkaç defa, ufak porsiyonlarla çikolatanın tadını çıkartın. 4-5 gram makul bir miktar olacaktır.
• Markasını kontrol edin. Tamamen ya da kısmen hidrojenasyona uğramış palmiye, hindistan cevizi ya da benzer başka yağlarla yapılmış çikolatalardan kaçının.
• Çikolata yerken süt içmeyin. Araştırmalar sütün, çikolata içindeki antioksidanların vücut tarafından absorbe edilmesine engel olabileceğini gösteriyor.

Kaynak:RealAge

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız