SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Çin'in Sırrı, Tarım Üniversiteleri"

0
Güncellendi - 2015-12-27 19:54:20
A- A+ PAYLAŞ

“Yeni Süper Güç Çin’de Tarım Sektörü” konulu konferans İnönü Üniversitesi Battalgazi Kampüsü’nde gerçekleştirildi

"Çin'den öğreneceğimiz çok şey var"

İnönü Üniversitesi Ziraat Fakültesi  Dekanlığı tarafından düzenlenen ‘Yeni Süper Güç Çin’de Tarım Sektörü’ konulu konferansta, hemen her alanda dünya ölçeğinde rekabetçi bir güce ulaşan ve özellikle ekonomik alanda süper güç olma yolunda ilerleyen Çin’in tarım ve tarım teknolojilerine büyük yatırımlar yaptığı, tarımsal alanda bilimsel çalışmalara büyük destek verdiği belirtilerek, Malatya’da kurulması öngörülen Tarım ve Tarım Teknolojileri Üniversitesi’nin bu anlamda büyük önem taşıdığı vurgulandı. 

Avrupa Fonları 7. Çerçeve Programı kapsamında yürütülen STONE Projesi kapsamında geçtiğimiz aylarda Çin’e giderek,  projede yer alan ülkelerin bilim adamları ile birlikte ‘Kayısıda Gen Kaynaklarının Korunması ve Islah Çalışmaları’ konulu bir araştırma çalışmasına katılan İnönü Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Murat Asma ve Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ergün Doğan ile bir süre önce  Alman Gıda Teknolojileri Enstitüsü’nde uzman araştırmacı olarak çalışırken İnönü Üniversitesi’ne geçiş yapan Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Joanna Cross’un konuşmacı olarak katıldığı ‘Yeni Süper Güç Çin’de Tarım Sektörü’ konulu konferansı  Battalgazi Kampüsü’nde yapıldı. 

Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Murat Asma, Çin’in tarım teknolojileri ve tarımsal alandaki bilimsel çalışmalar açısından dikkate ve takibe değer önemli başarılar elde eden bir yapılanma içinde olduğuna dikkat çekerek, Çin’in yürüdüğü ve başarı elde ettiği bu yolda Malatya’nın ve Türkiye’nin öğreneceği önemli hususlar bulunduğunu söyledi. Prof. Dr. Bayram Murat Asma “Çin’in kazanımlarını gördüğümüzde Rektörümüz Prof. Dr. Cemil Çelik’in öncülüğünde İnönü Üniversitesi Senatosu’nda alınan ve YÖK’e sunulan Malatya’da Tarım ve Teknoloji Üniversitesi’nin kurulması yönündeki önerinin Malatya ve Türkiye için büyük önem taşıdığı bir kez daha anlaşılacaktır” dedi. 

Doç. Dr. Doğan ‘Çin’de Tarım ve Teknoloji Üniversiteleri’ni anlattı 

‘Yeni Süper Güç Çin’de Tarım Sektörü’ konferansının ilk konuşmacısı Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ergün Doğan, Çin’deki tarım ve teknoloji üniversitelerini anlattığı sunumunda Çin’in 32 bin tür bitkinin anavatanı olduğuna dikkat çekerek, Çin’in Dünya işlenebilir tarım alanlarının sadece % 10 una sahip olmasına karşın toplam üretimin % 20 sini tek başına yaptığını ve tarım sektöründe 300 milyon insanı istihdam ettiğini belirterek, bu başarıların tarım teknolojilerine yapılan yatırımlar ve bilimsel çalışmalar sayesinde gerçekleştiğini söyledi. 

Çin’de son derece çağdaş donanımlı yaklaşık 20 tarım ve teknoloji üniversitesi bulunduğunu ifade eden Doç. Dr. Ergün Doğan kurulan ilk tarım ve teknoloji üniversitesinin köklerinin 110 yıl öncesine dayandığını, bu nedenle tarımsal bilimlerde derin ve çok katmanlı bir bilim geleneğinin oluştuğunu vurguladı. Doğan, bu birikimin Çin’in ekonomisi içindeki tarımsal üretime büyük katkıda bulunduğunu kaydetti. Tarım ve teknoloji üniversitelerinde AR-GE faaliyetlerine ciddi zaman ve finansal destek ayrıldığını belirten Doç. Dr. Doğan “Üniversitelerdeki laboratuarlar görülmemiş teknolojik ve bilimsel alt yapıya sahip. Öyle bir iki buzdolabı gibi ufak tefek araçlarla değil, bilimsel üretim için gereken her şey ve çalışma ortamına şahit olduk’ dedi. 

İnceleme ve araştırma çalışması yaptıkları Pekin’deki Çin Tarım ve Teknoloji Üniversitesi’nin yapısına dair bilgiler de veren Doç. Dr. Ergün Doğan “Çin tarım ve teknolojileri üniversitesinde toplam 19 program 15 ayrı alanda doktora programı, 10 ayrı alanda doktora sonrası eğitim verilmektedir. 25 ayrı laboratuar, 4 araştırma merkezi, 5 ayrı alanda yenilik (inovasyon) gurubu bulunmaktadır. Üniversitede 5 Çin bilimler akademisi üyesi, 5 Çin mühendisler akademisi üyesi, 351 profesör, 598 doçent, 9 özel davet edilmiş profesör, 39 Çin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından desteklenen öğretim üyesi ile 1000 den fazla öğretim üyesi bulunmaktadır” diye konuştu. 

Doç. Dr. Doğan son olarak Çin’de yaklaşık 2.500 üniversite bulunduğunu, bilimsel araştırmalara ayrılan bütçenin ise 36 milyar dolardan fazla olduğunu hatırlatarak, Çin’in hemen her alanda dünya ile rekabet etme gücü elde etmesinin arkasındaki gücün bilimsel araştırmalara ve teknolojiye yapılan yatırım olduğunu söyledi. 

Yrd. Doç. Dr. Joanna Cross: Çin tarım teknolojileriyle büyük ilerleme sağladı 

Konferansın bir başka konuşmacısı olan, doktorasını ABD Florida Üniversitesi’nde yapan ve Alman Gıda Teknolojileri Enstitüsü’nde uzman araştırmacı olarak çalışırken İnönü Üniversitesi’ne geçiş yapan Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Joanna Cross ise ‘Tarımsal Biyoteknoloji’ konulu bir sunum yaptı. 

Dünyanın en prestijli hakemli bilimsel dergisi SCIENCE adlı dergide yayımlanan makalesi ile araştırması dergi kapağına konu olan ve ‘ Mısırda Nişasta Verimi Arttırılması’ konulu doktora tezi Dünya Patent Örgütü tarafından patentlenen Yrd. Doç. Dr. Joanna Cross, tarımsal biyoteknoloji alanında çalıştığını belirterek “Genetiği değiştirilmiş organizmalar biyoteknolojinin temelini oluşturmaktadırlar. Günümüzde, bitkilere yeni fonksiyonlar eklemek amacıyla bir geni değiştirerek bu geni bir bitkiye aktarabiliyoruz. Ayrıca yabancı genleri de bitkilere aktarabiliyoruz” dedi. 

Çin’in biyoteknoloji alanında dünyanın hızla gelişen ülkelerinden biri olduğunu, bu açıdan kendisinin de Çin’de bilimsel araştırma ve akademik konferanslara katıldığını, tarımsal biyoteknoloji alanında Çin’in birikimini önemsediğini ve Türkiye’deki, Malatya’daki bilimsel çalışmalara ilham kaynağı olabileceğini kaydetti. Yrd. Doç. Dr. Cross, Çin’in tarım teknolojilerine yaptığı bilimsel ve teknolojik yatırımlar sayesinde önemli gelişmelere imza attığını kaydetti. 

Prof. Dr. Asma kayısının tarihsel kökenlerini anlattı 

Konferansta ‘Anavatandan Anadolu’ya Kayısı’ başlıklı bir sunum yapan Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Murat Asma, Çin’in tarım teknolojileri ve tarımsal alandaki bilimsel çalışmalar açısından dikkate ve takibe değer önemli başarılar elde eden bir yapılanma içinde olduğuna dikkat çekerek, Çin’in yürüdüğü ve başarı elde ettiği bu yolda Malatya’nın ve Türkiye’nin öğreneceği önemli hususlar bulunduğunu söyledi.

Yapılan araştırmalara göre kayısının anavatanının Orta Asya’dan Kuzey Çin’e kadar uzanan oldukça geniş bir alan olduğunu ve bu geniş coğrafyada halen doğal kayısı ormanları bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Bayram Murat Asma, bu coğrafyanın Türklerin ilk anayurdu olarak bilinen Doğu Türkistan’ı kapsadığını da söyledi. 

Ünlü Rus botanikçi Vavilov’a göre kayısının üç gen merkezi bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Asma bu merkezleri “Kuzeydoğu, Orta ve Batı Çin (Sincan-Uygur), Orta Asya Afganistan, Tacikistan, Özbekistan) ve Yakın Doğu (İran, Türkiye, Kafkasya)” olarak sıraladı. 

Sunumunda kayısının dünyaya yayılışına ilişkin tarihsel verileri de aktaran Prof. Dr. Bayram Murat Asma, “Kayısının Uzakdoğu ve Orta Asya’dan Batı’ya yayılışı konusunda farklı görüşler vardır. Birçok uzman, kayısının Anadolu’ya Büyük İskender’in Asya Seferleri (M.Ö. 334-324) sırasında getirildiğini ileri sürer. Diğer bir görüş, kayısı Orta Asya’dan Batı’ya İpek Tüccarları tarafından yayılmıştır. Tarihi İpek Yolu M.Ö. II. yüzyılda, Çin’in Xian şehrinde başlayıp Roma’da sona eren tarihi yoldur, kayısının yayılmasında etkili olmuştur. Son görüşe göre, kayısının yayılışında Romalı askerler rol oynamıştır. Askeri açıdan sürekli hareketli olan Yakın Doğu’da görev yapan Romalı askerler Roma’ya dönerken kayısıyı beraberinde götürmüşlerdir” diye konuştu. 

‘Çin’de kayısının tarihi 4 bin yıl öncesine dayanıyor’

Konuşmasında Çin’deki kayısı tarımı ve kayısı kültürü üzerine de konuşan Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Murat Asma, Çin’de kayısı kültürünün 4 bin yıl öncesine dayandığını ifade etti. Prof. Dr. Asma, Çin’in kayısı tarihi ve kültürüne ilişkin olarak şunları söyledi: Çin’de kayısı tarımı oldukça eskidir. Kayısının kültür bitkisi olarak yetiştirilmesi ile ilgili en eski kayıt, günümüzden dört bin yıl öncesine ait olup, Çin İmparatoru Yu döneminde (M.Ö.2205–2198) kayısı tarımının nasıl yapıldığından bahsedilir. Çinli bilge ve filozof Konfüçyüs (M.Ö. 551–479), felsefesini öğrencilerine Qufu şehrinde bulunan “Kayısı Ağacı Tapınağı’nda (Xing Tan Ge)”  öğretmiştir” dedi. 

Kayısı kültürünün Çin’in toplumsal yaşamına derin etkileri ve gündelik yaşamına yansımaları olduğunu söyleyen Prof. Dr. Bayram Murat Asma bu konuda şu örnekleri verdi: “Çin’in şekil ya da veya simgelere dayalı alfabesinde kayısı; ağaç altında açık bir ağız şeklinde simgelenir.  ‘Xing’ olarak yazılıp ‘şiin’ olarak telafuz edilir. Kuru kayısı ise ‘Xing gan’ olarak yazılıp kuvvetli bir vurgu ‘şiin gan” olarak okunur. Çin’de kayısı yiyen her kadın ve erkeğin çok sayıda çocuğa sahip olacağına inanılır. Çin’de Hubei bölgesinde Batı Han Hanedanlığı döneminde kalma (M.Ö 206-M.S. 24) eski mezarlarda kömürleşmiş kayısı çekirdeği ve tohumu bulunmuştur”. 

‘Çin 1 milyon tondan fazla yaş kayısı üretiyor’ 

Kayısının Çin’in önemli endüstriyel tarım ürünlerinden biri olduğuna ve kayısı üretimini her geçen yıl istikrarlı biçimde arttırdığına vurgu yapan Prof. Dr. Murat Asma Çin Bahçe Topluluğu’nun son verilerine göre Çin’in yaş kayısı üretiminin 1 milyon 9 bin ton / yıl olduğunu söyledi. ABD Tarım Dairesi’nin verilerine göre Çin’in kayısı üretiminin çok hızlı bir trendle yükseldiğini belirten Prof. Dr. Asma, Çin’in kuru kayısı üretimine ilişkin olarak sağlıklı bir bilgi olmadığını, FAO’nun 2011 verilerine göre bu rakamın 45 bin ton olduğunu belirterek, kuru kayısı üretimi ve ihracı konusunda Malatya’nın halen lider konumda olduğunu söyledi. 

‘Tarım ve Teknoloji Üniversitesi Malatya için artık bir ihtiyaçtır’

Prof. Dr. Bayram Murat Asma konferansın sonunda dinleyicilerin sorularını cevaplandırırken Çin’in ekonomik, teknolojik ve tarımsal alanda kaydettiği büyük başarıların kökeninde bilimsel araştırmalara, üniversite eğitimine ve akademik faaliyetlere yönelik yaptığı yatırım, sağladığı büyük bütçe ve yetiştirdiği nitelikli insan kaynakları bulunduğunu ifade ederek, Malatya’da kurulması öngörülen tarım ve teknoloji üniversitesinin de bu anlamda büyük önem taşıdığını söyledi. 

Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Murat Asma, Çin’in özellikle tarım teknolojileri ve tarımsal alandaki bilimsel çalışmalar açısından dikkate ve takibe değer önemli başarılar elde eden bir yapılanma içinde olduğuna dikkat çekerek, Çin’in yürüdüğü ve başarı elde ettiği bu yolda Malatya’nın ve Türkiye’nin öğreneceği önemli hususlar bulunduğunu söyledi. Prof. Dr. Bayram Murat Asma “Çin’in kazanımlarını gördüğümüzde Rektörümüz Prof. Dr. Cemil Çelik’in öncülüğünde İnönü Üniversitesi Senatosu’nda alınan ve YÖK’e sunulan Malatya’da Tarım ve Teknoloji Üniversitesi’nin kurulması yönündeki önerinin Malatya ve Türkiye için büyük önem taşıdığı bir kez daha anlaşılacaktır” dedi. 

Prof. Dr. Asma “Tarım ve Teknoloji Üniversitesi Malatya için, ülkemiz için bir lüks değil artık bir ihtiyaçtır. Türkiye tarımsal üretimde dünyada söz sahibi olmak istiyorsa bu üniversiteler elzemdir, gereklidir.  Tabi ki bu konuda karar verecek olan irade hükümetimizdir, YÖK’tür” diye konuştu. 

Konferansı Meyvecilik Araştırma İstasyonu Müdürü Yaşar Zengin, İnönü Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Hamza Kandi, İnönü Üniversitesi öğretim üyeleri, Battalgazi, Akçadağ ve Hekimhan MYO öğretim görevlileri ile çok sayıda Ziraat Fakültesi öğrencisi takip etti. 

Haber-Fotoğraflar: Güler HAZAR – yenimalatya.com.tr

NOT: Bu haber, bazı "SÖZDE" yayın organlarının sık sık yaptıkları ve ALIŞKANLIK haline getirdikleri, malatyahaber.com sitesinin ve birlikte çalıştığı, haber ve istihbarat paylaştığı basın kuruluşlarının, muhabirlerin malatyahaber.com'da yayınlanan ÖZEL haberlerini, fotoğraflarını ÇALIP kendi haberleriymiş gibi kullanmalarını engellemek ve  bunu sürekli yapan "arakçıları- emek hırsızlarını- ahlaksızları" saptayıp teşhir etmek amacıyla, kendi içerisinde şifrelenmiştir.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız