SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Çoban Ateşi Buradan Yakılacak'

0
Güncellendi - 2015-12-28 05:48:59
'Çoban Ateşi Buradan Yakılacak'
A- A+ PAYLAŞ

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Malatya İl Teşkilatı 35. olağan genel kurulunu yaptı. Mevcut il başkanı Enver Kiraz, tek liste halinde girdiği seçimde yeniden CHP Malatya İl Başkanlığına seçildi. 

Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen olağan genel kurulan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan da katıldı. 

CHP İl Teşkilatı'nın 35. olağan genel kurulunun Divan Başkanlığını CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel yaptı. 

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "Benim dedem bahçıvan. 104 yaşında öldü, ben dedemi bildiğimde 92 yaşındaydı. Parmakları sabah buzlu havuzlarda ters dönmüştü. 'Dede parmakların neden böyle?' dediğimde, babamı gösterip, 'bunu okuturken oldu' derdi. İki emekli öğretmenin çocuğuyum. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi'nde Grup Başkanvekilliği yapıyorum. Veli Ağbaba, Malatya'nın bir köyünden çıktı, geldi ve Cumhuriyet Halk Partisi'nde Genel Başkan Yardımcılığı yapıyor. Özcan Kurtçu dün meclis kürsüsündeydi. Bütçe konuşuluyordu. Ben dün nöbetçiydim, 'Özgür kardeş bizim sorunlar ne zaman konuşulabilir?' dedi. 'Şimdi konuşulur' dedim. Çıktı, Türkiye'yi sarsan o konuşmayı yaptı. Özcan Kurtçu bir çadırdan çıktı, Cumhuriyet Halk Partisi'nin İzmir Milletvekili oldu. Bahçıvanların torunları, köylülerin çocukları, çadırda doğmuşlar Türkiye'de milletvekilliği yapabiliyorlarsa, bunu herkes bilsin ki bu önce Cumhuriyetin sonra Cumhuriyet Halk Partisi'nin başarısıdır" dedi.

"Türkiye'nin yazgısını değiştirmek için yola çıktık"

Özel, Cumhuriyet Halk Partisi'nin Türkiye'nin yazgısını değiştirmek için yola çıktığını ifade ederek, şunları söyledi: 

"Malatya'da bugün iktidar partisi çok güçlü. İktidar partisine insanlar oy veriyor. Cumhuriyet Halk Partisi buna karşı büyük bir mücadele gösteriyor. Almanya'da yaşayanlar, yakınlarınız ya da gitmiş-dönmüş olanlar mutlaka bu salonda vardır. Almanya'da, sakalı belinde, 4 kere hacca gitmiş yaşlı hacı amcalar, Alman Sosyal Demokrat Partisi'ne (SPD) oy veriyorlar. Sonra dönüyorlar Türkiye'ye, sağ partilere, AKP'ye oy veriyorlar. Bunun bir sebebi var. Almanya'da o hacı amca biliyor ki, inancını istediği gibi yaşayacağı, yoksulu koruyacak, yaşlıyı, engelliyi, dezavantajlıyı koruyacaklar sosyal demokratlardır, sol partilerdir. Türkiye'de bugün romanlara sahip çıkan, Ezidi'nin yardımına koşan, Türkmen dağından gelenin de, PYD'nin veya Türkiye-Suriye sınırındaki mücadelelerin, çatışmaların sonucunda Türkiye'ye sığınan Suriyeli çocuklarında, IŞİD vahşetinden kaçanlarında yanına koşan Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Sivas'a gidende, aynı zamanda Başbağlar'a gidende, Maraş katliamını kınayanda tek Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Sadece kendinden olanın mağduriyetine değil, herkese eşit mesafede ve herkese koşturan bir parti, Türkiye'de siyasetin yazgısını değiştirmek için yola çıkmış durumda."

"Büyük bir iktidar yürüyüşünü başlatacak bir partiye dönüşme yolunda adım atacağız"

Cumhuriyet Halk Partisi'nin kendisine ne görev verildiyse, o görevin bilincinde demokrasinin ve siyasetin gereğini yaptığını dile getiren Özel, "Bugün burada sizin belirleyeceğiniz irade; ardından Ankara'daki büyük kurultay ve ardından ortaya çıkacak sayın genel başkanımızın söylediği kadrolarda yaşanacak hem gençleşme hem de güçlenme; ardından belki 7-8 ay sürecek bir arayış, bir başlangıç toplantısı ve 7-8 ay sonra belki bir hafta sürecek bir büyük program kurultayıyla Cumhuriyet Halk Partisi, bugün Türkiye'yi içinde bulunduğu çıkmazdan çıkaracak, toplumun tüm kesimleri için umut olacak, sadece ve sadece istikrarsızlık, sosyal yardımlar sürsün, her gün artmakta olan terör olayları belki birazcık hafifler diye bir seçeneksizlik, çaresizlik içinde değil, geleceğe umutla bakacak, Türkiye'yi kesintiye uğramış medeniyet yürüyüşünde, çağdaşlık yürüyüşünde, uygarlaşma yürüyüşünde kaldığı yoldan kararlı ve hızlı adımlarla yürümeye devam etmesini sağlayacak. Dünya'dan bırakın koparmayı, dünyaya kendi içindeki mozaik yapısı ve gücü ve birikimiyle dünyaya önderlik edebilecek, Atatürk'ün ilkelerine sımsıkı bağlı, kadını da, engelliyi de, her tür dezavantajlı grubu da kendi bünyesinde barındırarak, bir büyük iktidar yürüyüşünü başlatacak bir partiye dönüşme yolunda adım atacağız. Bu irade elbette arkamızda bu resim varken; bir coşku, bir heyecan, bir sevinçten çok; bir hırs, bir inanç ve bir daha bunlar yaşanmasın diye ortaya konulacak sağlam bir iradeyle mümkündür. Ben o iradenin çoban ateşinin Malatya'dan bu salondan yakılacak olduğuna yürekten inanıyorum. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi, bir iş adamının rezidansının son katında kurulmuş bir parti değil. Cumhuriyet Halk Partisi, Kuvayi Milliyecilerin, Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyetleri'nin birleştirerek kurdukları, kuruluşun ve kurtuluşun partisidir. Cumhuriyet Halk Partisi sadece Cumhuriyeti kurarak bırakmadı. Zaten biz, 'Cumhuriyet bize aittir. Atatürk sadece bize aittir' diye de bakmıyoruz. O bugün bu ülkeyi yöneten zihniyetin Türkiye'ye yapmaya çalıştığı işin bir parçası. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi'nin 70 milyonun partisi olduğuna inanıyoruz. Bunu biliyoruz. Ama CHP kurulduktan sonra sadece bunu yapmadı. Türkiye'de çok partili rejime geçmek için bir kaç kez denemede bulundu. 1950 seçimlerinde çok önemli bir sınav verdi. Meydan Muhaberelerinin Muzaffer Komutanı İnönü, 1950 seçimlerinde iktidardan düştü. Bütün dünya ve Türkiye'de basın şunu merak etti; İsmet İnönü iktidarı bırakacak mı? Yarın sabah Türkiye'de ne olacak? İsmet Paşa'ya sordular, dedi ki, 'Şüphesiz bu seçim sonuçları benim en büyük yenilgimdir. Ama Türkiye'nin ve demokrasinin en büyük zaferidir. Bugün İsmet İnönü ve CHP kaybetmiştir ama Türkiye'de demokrasi kazanmıştır. Çok partili rejim gelmiştir.' O İsmet İnönü'nün partisi 1999'da yapılan seçimlerinde baraj altında kaldığında da, 1950'de İsmet Paşa böyle söylerken de, 'seçmen yanlış yaptı' dememiştir. 'Seçmen kaosu seçti' dememiştir. 'Seçmen bir daha düşünsün, gerekirse erken seçime gideceğiz' dememiştir. Cumhuriyet Halk Partisi'ne ne görev verildiyse, o görevin bilincinde demokrasinin ve siyasetin gereğini yapmıştır" diye konuştu. 

"Türkiye'yi bir kaosa ittiler"

Özel, 7 Haziran'dan buyana Türkiye'de yaşanan süreci de değerlendirerek, şunları söyledi: 

"Türkiye'de 7 Haziran seçimlerinden sonra birileri bunu yapmadı. Türkiye'de birileri 7 Haziran seçim akşamı başdanışmanı olacak sözde Anayasa Profesörü'ne 'vatandaş kaosu seçti' diye mesaj attırdı. Hiçbirimiz bu mesaja ilk önce anlam veremedik. Ne olacaktı yani? 12 yıldır işçinin, çiftçinin, memurun, dar gelirlinin, esnafın canını okumuş bir partinin seçimi kaybedip, iktidardan düşmesinden daha doğal ne olabilirdi? Ancak ilerleyen süreçte gördük ki, iktidar partisi ve o her sıkıştığında yanında yer almayı kendisine bir görev bilenler, Türkiye'yi bir seçeneksizlik ortamına doğru itmeye başladılar. Bir gün Suruç'ta bir basın açıklamasının ortasında bir bomba patladı. 33 tane evladımızı kaybettik. O 33 evladın anne ve babaları bu hafta meclisteydiler. Cumhuriyet Halk Partisi oraya bir heyet yönlendirdi. Veli Ağbaba ve ondan çok arkadaşı yazdıkları raporda hem oradaki saldırganı, Adıyaman'daki İslam Çay Ocağını, hem de kayıp olan kardeşini söyleyip, 'bu kişi canlı bomba olabilir, Türkiye buna dikkat etsin' diyorlardı. Suruç katliamından iki gün sonra yatağında uyuyan iki polisimizi enselerinden vurdular. Ardından Türkiye'nin dört bir yanına ellerine kına yakılarak, askere yollanmış anaların kınalı kuzuları, al bayraklara sarılarak gönderilmeye başlandılar. 400'den fazla güvenlik görevlisi, polis, sivil yurttaş hayatını kaybetti. Suruç katliamının o raporu, Başbakan'a da verilmişti. Veli bey ve arkadaşlarının yazdığı rapor, orada karşılık bulmadı ama Ankara'da, gar meydanında saat 10.04'te büyük bir mesajla patladı ve oradan önce 104 tane ananın ardından 70 milyon vatan evladının yüreğine o parça tesirli bomba büyük bir acı olarak düştü. 10'uncu ayın 10'unda saat 10'u 4 geçe yaptılar. Hani birileri her meydanda çıkıp böyle selam yapıyor ya, o mesajı verdiler. Hala o eylemdeki o mesajdan sonra utanmadan, sıkılmadan meydanları öyle selamlayanlara yazıklar olsun, lanet olsun. 7 Haziran'da iktidarı bırakmayanlar, Türkiye'yi bir kaosa ittiler. Vatandaşın bilinç altına korku aşıladılar."

"Mücadele etmeye ve yol göstermeye devam edeceğiz"

Türkiye'nin kaosa doğru sürüklendiğini iddia eden Özel, "Bugün Türkiye sözde yeniden kaostan çıkacak ve istikrarı bulacak, birileri tarafından Türkiye düzgün yönetilecekti. İktidarlarının ilk gününde Rus uçağı düşürüldü. İkinci gününde Türkiye'nin en eski gazetesinin başyazarı, Ankara temsilcisi ve Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Erdem Gül hapishaneye konuldular. Ardından beşinci günde Tahir Elçi öldürüldü. O günden beri dolar yükselmeye, borsa düşmeye, Türkiye her geçen gün bir ekonomik dar boğazın içine doğru sürüklenmeye, terör olayları artmaya, Türkiye'nin ilçelerinde sokağa çıkma yasakları 10 gün, 12 gün sürmeye, bir tarafta hendek siyaseti, bir tarafta aşırı güvenlikçi politikalar, Türkiye'yi bir kaosun, bir büyük felaketin eşiğine doğru sürüklüyor. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye'nin bir tek adama ihtiyacı yok. Türkiye'nin bir diktatöre ihtiyacı yok. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye'nin aklı selimle yönetilmeye, Türkiye'nin barışa, huzura, kardeşliğe ihtiyacı var. Cumhuriyet Halk Partisi olarak içinde bulunduğumuz bu zorlu süreçte, bizim verilen görevin farkında olarak, sırtımızdaki yükün ağırlığını her zamankinden daha çok hissederek, bir yandan bu faşizme, bu dikta anlayışına direnerek, bir yandan basın özgürlüğü, insan hakları, demokrasi alanında verdiğimiz mücadeleyi hem mecliste hem sahada, meydanlarda sürdürerek, Türkiye için, Türkiye'nin yarınları için umut olmaya, yaşamak için yaşamaya, yönetmek ve Türkiye'yi yeniden hak ettiği güzel günlere kavuşturmak için hem direnmeye, mücadele etmeye hem de yol göstermeye devam edeceğiz" diye konuştu. 

"Bu partide mücadele vermekten onur, gurur duyuyorum"

CHP Malatya İl Başkanı Enver Kiraz, kongrede yaptığı konuşmada, "Sizlerle birlikte omuz omuza Cumhuriyet Halk Partisi'nde siyaset yapmaktan, sizlerle birlikte bu partide mücadele vermekten onur, gurur duyuyorum" dedi. 

Kiraz, delegelerin özgür iradelerini ortaya koyacaklarını belirterek, "Malatya ve benzeri illerde özellikle 7 Haziran ve 1 Kasım'ı birbirinden ayırmamak lazım, niye oyların düştüğünü hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Hepiniz çok iyi yaşadınız. Bir algı yaratıldı, HDP'nin barajı geçmesi noktasında. Malatya ve Malatya'ya benzeyen aynı özellikleri taşıyan bütün illerde oy düşüşü yaşandı. 2011 seçimlerinde de bir algı yaratılmak istendi. O algı farklıydı. Cumhuriyet Halk Partililere 'bir oy MHP'ye, bir oy CHP'ye' denildi. Batıda önemli yerlerde oy kaybına uğradık. 7 Haziran'da da HDP'ye yönelik bir algı oluşturuldu. Ne seçim bildirgemiz, ne genel merkezimiz, ne de buradaki örgütümüz bu algının önünde maalesef duramadı. Sadece Malatya değil, Adıyaman, Maraş, Erzincan'da, Kars'ta bir milletvekilimiz vardı, şimdi yok. Tunceli'de ikiydi, şimdi bir. Malatya'da bir milletvekilimiz vardı, bir milletvekiliyle devam ediyoruz. En az oy kaybını da bölge özelliklerini göz önünde bulundurduğunuzda Malatya'da yaşadık" şeklinde konuştu. 

Kiraz'ın konuşmasının ardından Divan Başkanı Özel, Yönetim Kurulu Çalışma Raporu oylamaya sundu. Rapor, 2 karşı oyla kabul edildi. Aynı döneme ait hesap raporu oylandı. Rapor, karşı oy olmadan kabul edildi. 

alon'da Ankara'da yaşanan terör saldırısında hayatını kaybedenlerin resimlerinin olduğu bir afiş asıldı. 

Yönetim listesi

Enver Kiraz başkanlığındaki yönetim kurulu şu isimlerden oluşuyor: 

Yönetim Kurulu Üyeleri: Erdal Akkar, Hakkı Akkoyun, Ali Arı, Hasan Avşar, Hüseyin Bilgen, Alirıza Bozkurt, Ali Ceyhan, Zeynal Doğan, Gülşen Doğuç, Emre Güldoğan, Berna Karadaş, Hayati Kaya, Yasemin Kaya, Memba Kuşcu, Zehra Kuzu, Hüseyin Mecit, Übeyit Öksüz, Özge Özkul, Muhiddin Şahin, Mehmet Vanlıoğlu.

Disiplin Kurulu Üyeleri: Kazım Ağdaş, Metin Akkuş, Mehmet Algan, Nazmi Canpolat, Birsen Gülcan, Mehmet Karadeniz, Hüseyin Kutlar, Ali Rıza Mengüşoğlu, Onat Yılmaz. 

Kurultay Delegeleri: Gülnur Açıl, Abdulvahap Ayzabar, Hüseyin Baştürk, İbrahim Çakır, Olcay Çalışkan, Mehmet Kızıldaş, Enver Kiraz, Aliseydi Millioğulları, Banu Özşen Sevil, Güllü Tunçer, Ali Uçar, Erdal Üstün.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız