SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Çok Hızlı Sindirilen Besinlerden Sakınılmalı"

0
Güncellendi - 2016-06-08 22:09:55
A- A+ PAYLAŞ

Malatya Halk Sağlığı Müdürü Dr. Kemal Şener, Ramazan ayında rutin beslenme alışkanlıklarının önemli ölçüde değiştiğini belirterek, uyarılarda bulundu.

Ramazan ayı ve beslenmeyle ilgili açıklama yapan Malatya Halk Sağlığı Müdürü Dr. Kemal Şener, Ramazan ayında rutin beslenmenin değiştiğini ve metabolizmanın bu yeni duruma uyum sağlamaya çalıştığını ifade etti. Şener, “Yaz mevsimi olmasından dolayı sıcaklıkların etkisiyle artan terleme ile birlikte yeterince sıvı alınmazsa su ve mineral kaybı sonucu, bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi gibi birçok farklı sağlık problemleri yaşanabiliyor. Yeterli ve dengeli beslenmenin Ramazan ayında da sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az 3 öğünü tamamlamak ve sahur öğününü atlamamak gerekir. Sahura kalkılmaması ya da sahurda sadece su içilmesinin sağlık açısından uygun olmadığı unutulmamalıdır. Sahur yemeğinde, yavaş sindirilen gün boyu besleyici özelliğini sürdüren besinlerden oluşmalıdır. Sahur yemeğinde süt, yoğurt, peynir, yumurta gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün tercih edilmelidir. Çok hızlı sindirilen besinlerden sakınılmalıdır. Örneğin, şeker, beyaz un ve diğer saflaştırılmış şekerleri içeren besinler gibi. Kızartılmış besinlerden sakınılmalıdır. Bu tür besinler gün boyunca aç kalan midenin farklı rahatsızlıklarına neden olabilir. Fazla tuz içeren besinlerden sakınılmalıdır” şeklinde konuştu.

Şener, iftar yemeğinde de bazı hususlara dikkat edilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Şener, “İftar sofralarında bir kişiye yetecek yemeğin 2-3 kat fazlası bulunabilmektedir. İftarda yemeğe 2-3 adet hurma ve 1-2 bardak yağsız süt veya su ile başlanmalıdır. Ana yemek yenmeye başlamadan önce 1 kase çorba, 1 ince dilim tam buğday ekmeği tüketilebilir. İftar yemeğinin kalanında ise tam tahıllar, haşlanarak ve fırında pişirilmiş yemekler, sebzeler ve taze meyveler tercih edilmelidir. İftar yemeklerimizi tek seferde büyük porsiyonlar yerine, birer-ikişer saat ara ile küçük porsiyonlar şeklinde almamız sağlık açısından önemlidir. Ramazan ayı süresince genelde süt, yoğurt, peynir, belli ölçüde et tüketimi tercihlerimiz arasında olmalıdır. İftar sofralarında bol yağlı şarküteri ürünleri, hamur işleri, tatlılar ve pide gibi yüksek kalorili ve sindirimi güç besinlerin çeşidi ve miktarı azaltılmalıdır. İftarda aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine, sütlü tatlılar (sütlaç, güllaç, muhallebi vb.) veya meyve tatlıları tercih edilmelidir. Yemeklerin pişirme yöntemi olarak, kızartma ve kavurma yerine, ızgara, haşlama ve fırında pişirme yöntemlerinin daha sağlıklı olduğu unutulmamalıdır. Besin değeri düşük ve mide salgısını arttıran asitli içeceklerin tüketiminden sakınılmalıdır. Kafeinli içeceklerin tüketimi (örneğin çay, kahve ve diğer kafeinli içecekler) sınırlanmalıdır. Çünkü bu tür içecekler diüretik etkiye sahiptir, yaz ayları boyunca oruç sırasında vücuttan sıvı kaybına yol açmaktadır. Beslenme düzenindeki değişikliklere bağlı olarak oluşabilecek kabızlığı önlemek için, yemeklerde lif oranı yüksek gıdalar (kuru baklagiller, kepekli tahıllar, sebzeler) ve ara öğünlerde de taze ve kuru meyveler, ceviz, fındık, badem gibi kuru yemişler tercih edilmelidir. İftardan 1,5-2 saat sonra yapılacak hafif tempolu bir yürüyüş, besinlerin sindirimine yardımcı olacaktır. Aynı zamanda yavaşlayan metabolizmayı hızlandıracaktır” diye konuştu.

Kaynak : İha

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız