Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi eski Başkanı Sabri Uzun, tutuklanan hakim ve savcılar konusundaki kararı desteklediğini belirterek, “Hakim kimliğini kullanan terörist ilk defa ortaya çıkıyor. Olamaz böyle bir şey, kabul etmiyorum böyle bir şeyi, ayıptır. cemaatte bir Üst Şura vardır; onlar emri verdiği zaman cemaat bağlısı olan hakim Allah’ın emrini de unutur, Anayasa’yı da unutur, Türk Ceza Kanunu’nu unutur, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nu da unutur, kendilerini o üst emri veren Cemaat Üst Şurasının emrine göre hareket ederler” dedi.
4. Malatya Anadolu Kitap Fuarı’na katılarak burada “İn” adlı kitabını imzalayan Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi eski Başkanı Sabri Uzun paralel yapı ile ilgili olarak sert açıklamalarda bulundu.
“KİTABIN SONUNA ‘HAKKINIZI HELAL EDİN’ DİYE YAZDIM”
Sabri Uzun, paralel yapıyı anlattığı kitabı için çok olumlu tepkiler aldığını belirterek, “Kitabımın giriş kısmında ben 27 yaşımda ben vasiyetname yazdığımı anlatıyorum. Kitabın en son cümlesinde de hiçbir kitapta olmadığı şekilde ‘Hakkınızı helal edin’ diye yazdım. Bu duygu anlatılmaz. Ben 62 yaşındayım. Ya şerefli yaşamam lazım, ya şerefsiz. Bunun arası yok. Benim için bu kitap şerefli yaşama anlamını taşıyor. Onun için ben bu kitabı yazdım. Çok olumlu tepkiler alıyorum. Kitabın son kısmında bir yerinde benim dinlenen telefon numaram yazıyor. Ben asla telefonumun numarasını değiştirmedim, asla değişiklikte yapmadım, olduğu gibide duruyor. Yine kullanıyorum o numaramı, e-mail numaramda duruyor. İsteyen vatandaşla da görüşmeye hazırım. Asla bende değişiklik yok. Çok olumlu tepkiler alıyorum. Devam edeceğim, bu mücadeleye devam edeceğim. Bu yol ben için kutsal bir yoldur, milli menfaat var burada, dini menfaat var, insanlığa hizmet var. Ben kitap yazmak için yola çıkmadım” diye konuştu.
“BEN SÜSLÜ LAF EDEMEM….”
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi eski Başkanı Sabri Uzun, “Ben bugünkü paralel yapı denilen şey; bana göre cemaat Terör Örgütüdür. Kim ne derse desin, paralel, maralel kıvırmaya gerek yok. Ben öyle süslü laf edemiyorum, ben doğrudan konuşuyorum. Onun için paralel lafını beğenmiyorum, Cemaat Terör Örgütüdür, bu. Bunlar tıpkı Hitlerin yargılandığı gibi yargılanması lazım. Yinede söylüyorum; devlet bir üst akıl oluşturması lazım. Ben buna devletin yeniden yapılanması, anayasada yeniden yapılanma lazım. Terörle Mücadele Kanunu’nda terör örgütünün çok iyi tarif edilmesi lazım, cemaati de kapsayacak şekilde tarif edilmesi lazım. Devletin bir karargah oluşturup, hukuki alt yapıyı oluşturmak suretiyle ortak akılla bu işe girmesi lazım. Bu mücadeleyi yapan insanlara moral verilmesi lazım. Moral verilmeye çok ihtiyacı var bu vatandaşın. Mücadeleyi yapanlarında çok ihtiyacı var. Bir karargah oluşturması lazım. Bu lafımı Türk Milleti unutmasın. Bu mücadeleyi yapan devlet mutlaka ve mutlaka bir karargah oluşturmak suretiyle bu mücadeleyi sürdürmesi lazım. Karargahsız mücadele edersek haklı da olsak, bu mücadeleyi kaybederiz, Türk milletine yazık olur” diye konuştu.
“EMİR VERDİ Mİ O HAKİMLER ALLAH'I DA, ANAYASAYI DA UNUTURLAR”
Tutuklanan savcı ve hakimlerle ilgili olarak ise Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi eski Başkanı Sabri Uzun şunları söyledi; “Cemaat bir terör örgütü bugün. Buna yardım eden bir savcıda olsa, poliste olsa, askerde olsa, hiç rütbe, unvana bakılmaksızın alınıp, yargılanıp terör örgütüne destek vermekten tutuklanması lazım. Bugün itibariyle Adana’daki tutuklamaları destekliyorum, doğru yapılmıştır. Ancak, bunların hakim kimliği yok. Teröristler hakim kimliğini kullanıyorlar. Bu devletin anayasasına saldırmaktır. Teröristlik yapıyorsan terörist olarak yap. Hakim kimliğini kullanan terörist ilk defa ortaya çıkıyor. Olamaz böyle bir şey, kabul etmiyorum böyle bir şeyi, ayıptır. Bu hukuku saldırıdır. Allah’ın 99 isminden birisi Hak, biri de Hukuktur, üçüncüsü de hakimdir. Hakim kimliğini kullanıyorsun, hak dağıtıyorsun, hukuk dağıtıyorsun ve cübbeyi kirletip teröristlik yapıyorsun. Olamaz böyle bir şey. Çok ayıp. Ben o hakimleri, savcıları şöyle bilirim; onların geçtiği caddeden gitmek, onların alışveriş yaptığı yerde alışveriş yapmak bir namusluluktur. Öyle bilirdik biz çocukluğumuzdan beri. Şimdi bakıyorum hakim terörist çıkıyor, hakim terörist çıkıyor. Kabul etmiyorum böyle bir şeyi, ayıptır, ayıplıyorum onları. Onun için onların tutuklanmasını destekliyorum. Bunlar kararlarından dolayı tutuklanmadılar. Teröristliklerinden dolayı tutuklandılar. Şimdi cemaatte bir Üst Şura vardır; onlar emri verdiği zaman cemaat bağlısı olan hakim Allah’ın emrini de unutur, Anayasa’yı da unutur, Türk Ceza Kanunu’nu unutur, Ceza muhakemeleri Kanunu’nu da unutur, kendilerini o üst emri veren Cemaat Üst Şurasının emrine göre hareket ederler. Onların bugün yaptıkları da odur. Hakim görünümü altında verir. Şöyle de olabilirdi; istisna getiriyorum, hakimim kararını uygulayıp, bu adamları dışarı çıkartabilirlerdi, Silivri’den, Pazartesi günü yeni bir mahkeme toplanıp tekrar tutuklayabilirlerdi. Oda olabilirdi. Ama bunlar yetkisi olmayan bir karar aldılar. Buna kimse hakim kararı gözüyle bakmasın. Burada hakimler kararlarından dolayı tutuklanmadılar, görevlerinden alınmadılar. Bunlar çete.”
