SON DAKİKA
SON DEPREMLER

''Çok Uğraştık, Başaramadık..''

A- A+ PAYLAŞ

Elazığ maçında atılan pet şişe kulağına isabet eden CHP Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu, iki takım taraftarları arasında dostluk ve kardeşliğin yeşertilmesi için maç öncesi yaptıkları tüm girişimlere rağmen başarılı olamamanın üzüntüsünü yaşadığını söyledi. Dostluk ve kardeşlik girişimlerinin devam etmesi gerektiğini söyleyen Aslanoğlu, buna karşın önümüzdeki hafta Malatya'da oynanacak Malatyaspor- Elazığspor kupa maçına, Elazığ'dan taraftar getirilmemesi, dolayısıyla yeni bir gerginlik olmaması için de girişimde bulunulması düşüncesinde olduğunu bildirdi.

"3 AYDIR UĞRAŞIYORDUM.."
Milletvekili Aslanoğlu, Elazığ maçı öncesi girişimleri, maçta yaşadıkları ile ilgili şunları anlattı:

"3 aydır Malatya Elazığ kavgasını bir şekilde nasıl önleyebiliriz, kafamdaydı. 15 gün önce federasyon yönetim kurulu üyesi Elazığ'lı arkadaşım Mustafa Urhan'ı aradım, iki kulüp ve taraftarları arasında yakınlaşma için. Onun da çok çabası oldu. Geçmişte, birkaç yıl önce de girişimimiz olmuştu, ama o zaman Valilerin yüreği yetmedi.

Bu son maçtan 10 gün önce, yani bir önceki Cuma günü Elazığ'a gidecektik, futbolcuları öldü gidemedik. Cumartesi günü başkan Haşim Karadağ ve 4 yönetici ile gittik. Çiçeklerle gittik. Her iki belediye başkanının adına vekilleri de vardı. Görüşmemize 4 ayrı taraftar derneğinin yöneticileri katıldı. Gayet iyi geçti. Ben Elazığ yönetiminin bu konuda samimiyetine inanıyorum. Ama sadece mesajda kaldı.

Maç günü 15.00’de Elazığ Stadı'nın önüne gittim. Malatya'dan otobüsler gelmemişti. Malatyaspor'lu taraftarların bilet alacakları gişe ile stada girecekleri kapı arasında 200 metre var. Bu gişe de Elazığ tribünlerinin altı. Bizim çocuklar bilet almaya gittiklerinde kıyamet kopuyor, gerginlik oluyordu.

Polis şefini çağırdım, kimseden bilet almayacaksınız. Sayın kaç paraysa ben ödeyeceğim, dedim. Gişe önüne gidecekler kavga çıkacak diye. Yaklaşık 700 küsür kişinin bilet parasını, bir kısmını ben aldım, bir kısmını Malatyaspor yöneticilerinden aldım. Saydı içeri aldılar, taraftarları. 15.00’den 17.00’ye kadar bekledim, tek tek içeri aldırdım.

Daha maç başlamadan önce İstiklal Marşı ve Saygı Duruşu yapılırken, “Gökmenler Ölmez” “Elazığ’ın Başı Sağolsun” diye bağırttım bizimkilere, Elazığ taraftarları alkışladı.

Başardım diye düşündüm. Elazığ tribün tarafında oturdum, küfretmeyin dedim, yüzde 90’ı uydu. O arada gelen 2 taş iki taraftarımızı yaraladı. Ambulansa gidecek kadar olmadılar ama, birinin kaşında kanama oldu. Bizimkiler tepki gösterince, küfür bana gelsin dedim, oturttum. O arada sürekli tahrikler oldu.

O Malatya tribünü tarafında polisler oturuyor, ama taraftarımıza yapılanlara müdahale etmiyorlardı. 30. dakikadan itibaren neler yağmaya başladı? Bizimkiler de tahrik edildi. Hakim olamadım, koltukları kırıp atmaya başladılar. O sırada dolu bir şu şişesi kulağıma isabet etti. Elazığ'a birlikte gittiğimiz Doç.Dr. Yaşar Bayındır beni çıkardı. Hiç kimseye birşey söylemedim. Taraftarların birkaçı gördü. VİP tribününden Şeref Tribünün önüne geçtim, Haşim’e (Karadağ) ben gideceğim dedim, bir şişe geldi, kulağım zonkluyor, gidiyorum ben dedim. Sudan bahane uydurdum, mesele yapmadım. Elazığ Milletvekilleri otur dediler, yok dedim ayrıldım.

Maalesef barış gerçekleşmedi. Malatya taraftarları 30. dakikaya kadar herşeye uydu. Elazığ yönetiminin iyi niyetine rağmen, gelip taraftarlarının başlarında durmayınca, herşey sadece demeçte kaldı.

Ben Malatya Emniyeti’nin yerinde olsam, şimdiden kupa maçı için, Elazığ’a seyirci getirmemeleri konusunda görüş bildiririm.

Barışı biz çok istedik ama başaramadık. Yine de bu konuda gerekenlerin yapılmasına devam edilmeli. Daha alınacak çok mesafe olduğu anlaşılıyor, başarılana kadar devam etmek gerekiyor, anlaşılan o.

Eğer başlatılan bu barış çalışmalarının devamı açısından, ilk Malatya- Elazığ maçına Elazığ taraftarının alınmaması gerginliğin tırmanmaması açısından gerekiyor."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız