SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Cumhuriyet Coşkusu..

A- A+ PAYLAŞ

Cumhuriyet Bayramı'nın 87.Yıldönümü Malatya'da da coşku ile kutlandı.

Malatya'daki ilk tören Valilikte tebriklerin kabulü ile başladı. Kutlama töreni bu yıl ilk kez İnönü Caddesi Sümerpark önündeki alanda gerçekleştirildi. Buradaki tören Vali Ulvi Saran, 2. Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tümgeneral A. Taner Büyükkantarcıoğlu ve Belediye Başkanı Ahmet Çakır'ın törene katılanların bayramını kutlamalarıyla başladı. Buradaki kutlamalara AKP Milletvekili Öznur Çalık da katıldı.

Törende bir konuşma yapan Vali Ulvi Saran, "Cumhuriyet ülküsü, bireylerin ulusal bir devletin, onurlu, özgürce düşünebilen ve eşit haklara sahip vatandaşları haline gelmesini, devletin tek ve gerçek sahibi olmasını amaçlamaktadır" dedi.

Vali Saran, yaptığı konuşmada şunları belirtti:

“Dünyanın hızlı bir değişim ve dönüşüm sürecini yaşadığı 21. Yüzyılın başlangıcında, ülkemiz geçmişten gelen kazanım ve tecrübelerinden aldığı ilhamla geleceğe umutla bakarken, Cumhuriyetin ilanının 87. yılını milletçe birlikte kutlamanın coşku ve heyecanını yaşıyor.

Bundan 87 yıl önce Türkiye'nin siyasi tarihinde radikal bir dönüşüm noktası olarak yer edinen cumhuriyetin ilanı; yeni bir dönemin başlangıcı olmuş, bugüne kadar geçen süre içinde Türk toplumu, sosyal, ekonomik, idari ve kültürel açıdan gerçekleştirdiği köklü reformlarla önemli gelişme ve ilerlemeler kaydetmiştir.

20'inci yüzyılın ilk çeyreği bütün dünyada, savaşların, uluslaşma süreciyle bağlantılı çatışmaların, siyasi alt üst oluşların yoğun bir biçimde yaşandığı bir dönem olarak; pek çok ülkenin olduğu gibi Osmanlı İmparatorluğunun da sınırlarını ve siyasi haritasını önemli Ölçüde değiştirmiş; Birinci Dünya Savaşı sonrası oluşan uluslararası ilişkiler sistemi ve yeni dünya düzeni içinde Türkiye Cumhuriyeti devleti de yerini almıştır.

Türkiye, üzerinde bulunduğu coğrafyanın jeopolitik konumu itibariyle her zaman stratejik bir öneme sahip olmuş ve çok uzun bir geçmişten bu yana, düşman devletlerin siyasi ve emperyalist hakimiyet ve yayılma planlarının ilgi alanı içinde kalmıştır. Dünya devletlerinin küresel yayılma politikalarının hayata geçirilmesine yönelik 20'inci yüzyılın başındaki en yaygın ve kapsamlı girişimi olan Birinci Dünya Savaşı ve ardından gelen Türk Kurtuluş Savaşı; Türk Milletinin çetin bir var olma ve yok olma mücadelesiyle Anadolu topraklarım istilacıların elinden kurtarma destanını yazmasını sağlamıştır.

l. Dünya Savaşından yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğunun İtilaf Devletlerince işgali sonucunda Misak-ı Millî sınırları içinde ülke bütünlüğünü korumak için Mustafa Kemal Atatürk'ün önderlik ve komutasında girişilen çok cepheli siyasi ve askeri mücadele gazi ve şehitlerimizin kanlan ve canlarıyla kazanılmış; düşmanın bir daha geri dönmesine fırsat vermeyecek şekilde denize dökülmesiyle sonuçlanmıştır. Cumhuriyetin ilanından önce 1919-1922 yılları arasında yaşanan savaş süreci, 11 Ekim 1922de imzalanan Mudanya Mütarekesi ile fiilen, 24Temmuz 1923te imzalanan Lozan Antlaşması ile de resmen sona ermiştir.

Siyaset bilimi ve devlet sistemleri literatüründe yer alan tanımlamalar çerçevesinde Cumhuriyet yönetiminde egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Halk kendi, kendisini yönetme yetkisini seçilmiş temsilcileri aracılığıyla kullanır. Dünyadaki ülkelerin çok büyük bir bölümünde uygulanan Cumhuriyet rejiminde vatandaşların seçme ve seçilme haklan vardır. Devlet yönetimi, sınıfların, kişilerin ailelerin ya da bir zümrenin eline bırakılamaz. Cumhuriyet yönetiminde bütün vatandaşlar eşit haklara sahip oldukları için milletin tüm fertleri yönetime katılabilir ve devlet idaresinde söz sahibi olabilirler.

Cumhuriyet kavramının ve devlet yapılanmasının temelinde. Türk toplumunun ulus olma bilincine kavuşturulması ve bireyin vatandaş konumuna yükseltilmesi düşüncesi yatar. Cumhuriyet ülküsü, bireylerin ulusal bir devletim onurlu" özgürce düşünebilen ve eşit haklara sahip vatandaşları haline gelmesini; devletin tek ve gerçek sahibi olmasını amaçlamaktadır.

Cumhuriyet hür ve bağımsız yaşama karakterine sahip milletlerin, bu arada Türk milletinin tabiatına en uygun olan idare şeklidir. Zaten cumhuriyetin bir fazilet rejimi olması, birbirinden farklı niteliklere sahip unsurların çoğunluk İradesine bağlı olarak bir arada yaşamasını anlattığı gibi, hür ve bağımsız olmanın gerektirdiği şartları en iyi karşılayabilen bir sistem olduğunu da ifade etmektedir.

Literatürdeki tanıma göre, bir rejimin cumhuriyet olabilmesi için devleti oluşturan temel organların seçimle iş başına getirilmesi gerekli şart olmakla birlikte; sadece bu gerekliliğin yerine getirilmesiyle cumhuriyet idaresi gerçekleştirilmiş olamaz. Devlet organlarının seçim esasına göre belirlenmesinin yanında; siyasi rejimin hak ve adalet temelinde oluşturulması, temel hak ve özgürlüklerin somut mekanizmalarla güvence altına alınması ayrıca kaçınılmazdır.

Hak ve hürriyetlerden yoksun toplumların ne ayakta kalabilmeleri ne de barış ve huzur içinde yaşayabilmeleri mümkün değildir. Cumhuriyetin gerçekten bir fazilet rejimi olabilmesi; içinden çıktığı halkın değer ve hassasiyetleriyle örtüşmesine, kendisini oluşturan tüm bireylerin ve geniş kitlelerin beklenti ve taleplerini dikkate alan ve onların farklılıklarına saygı gösteren bir yapıda olmasına, kısacası halkıyla barışık olmasına bağlıdır.

Demokrasi ile cumhuriyet arasındaki ilişkiyi irdeleyen ve sorgulayan bu tartışma; et ve tırnak gibi birbirinden ayrılması mümkün olmayan iki temel unsurun vazgeçilmezliğine ve bütünlüğüne işaret ediyor.”

İki öğrencinin şiir okuduğu törende 2.Ordu Bölge Bandosu eşliğinde geçit töreni düzenlendi. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği Cumhuriyet Bayramı'nın 87.Yıldönümü kutlamalarında geçiş törenini tamamlayan askerler 'Vatan Sana Canım Feda' sloganı attılar.

HABER-FOTO: Selahattin GÖKATALAY

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız