SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Damat Ferit Heyeti Gibi.."

0
Güncellendi - 2015-12-27 17:11:52
A- A+ PAYLAŞ

MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural, Mondros Mütarekesi sonrasında Damat Ferit hükümetinin halka ‘direniş göstermeyin, teslimiyeti kabul edin’ şeklinde nasihatlar vermek üzere Heyet-i Nasiha’yı görevlendirdiğini belirterek, “Bugün de AKP hükümetinin akil adamları Mondros Mütarekesi sonrası işgal güçlerine karşı Anadolu’daki direnişi engellemek için kurulan Heyet-i Nasiha’nın AKP şubesinden başka bir şey değildir. Tarihten ders almamışsın. Bu millete, bu devlete kefen biçenlerin işgal zihniyetini meşru gösterenlerin akıbetini tarih yazdığı gibi senin akıbetini de yazacak. Sen Damat Ferit’le, Sevr ile, aynı dipnotta yer alacaksın” diye konuştu. 

Vural, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, üniversitelerde PKK yapılanmasının ülkücü gençlere saldırdığını belirterek, “Başbakanın grup toplantısında ülkücü gençliğin üzerine atmak istediği bu saldırganlık politikası bizatihi Başbakan Erdoğan’ın himayesinde gerçekleşen saldırılardır. PKK’nın saldırıları karşısında kendisine karşı yükselen tepkiyi yok etmek için, okumak isteyen gençleri hedefini almıştır. Başbakanın hedefinde PKK yapılanması yoktur” dedi.

Akil adamlar heyetine de değinen Vural, bu akil adamların gerçek bir hocaya ihtiyacı olduğunu söyleyerek, tablet bilgisayarından Hababam Sınıfı filmindeki Akil Hoca sahnelerini izletti. Vural, “Bu akil adamların yarısı AKP kontenjanından, yarısı PKK kontenjanından seçilmiş. Ortak noktaları da Türklükle, Türk tarihiyle, cumhuriyetle, Atatürk’le sorunlu olmaları. Bunlar akiller değil aslında, bunlar Akgiller. Bunlar ‘böl de bölelim, kur da kuralım, vur PKK vur, Kürdistan’ı kur’ propagandası yapmakla görevlendirilenler. Bunlar ayrık otları dikim ekibidir. Bunlar kan dilinin türkücüleridir” dedi.

Milletle arasında gönül bağı olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan’ın, milletle arasına aracılar koyma ihtiyacına girdiğini belirten Vural, “Millet artık Başbakan Erdoğan’ın dediklerini yutmuyor. Başbakan da akillikleri kendinden menkul bu isimlerle milleti terbiye etmeye çalışıyor. Bu anlayış tek parti anlayışı olan, milleti adam etme, hizaya getirme anlayışıdır. Millete tepeden bakar, millete zorbaca bu süreci hazmettirmeye çalışan anlayıştır” dedi.

“AKİL ADAMLAR, HEYET-İ NASİHA’NIN YAPTIKLARINI YAPACAK”

Açılım adı altında daha önce ‘popçularla, topçularla, edebiyatçılarla, kadınlarla’ toplantılar yapıldığını belirten Vural, şunları kaydetti:

“Ne oldu bu açılım? Nereye gitti? Vara vara PKK ile beraber yol haritasını sunmaya kadar gitti. Bu akil adamların işlevi ne olacak biliyor musunuz? Bugünkü akil adamlar Mondros Mütarekesi sonrası kurulan Heyet-i Nasiha ne yaptıysa bunlar da onu yapacak. Heyet-i Nasiha Damat Ferit hükümeti tarafından halka ‘direniş göstermeyin, teslimiyeti kabul edin’ şeklinde nasihatlar vermek üzere görevlendirilmişti. Çok ilginçtir; Heyet-i Nasiha’da bugünkü Akil Adamlar Komisyonu gibi 7’şerli gruplardan oluşmuştu, üstelik 7 bölgede aynı şekilde vardı. Heyetler ‘barışın ancak koşulsuz teslim ve düşmanı kızdırmamakla sağlanacağını’ anlatmakla görevlendirilmişti. Heyet-i Nasiha Türk milletine rağmen sözde barış getirmeye kalkmış Sevr’i dayatanların sözcülüğüne kalkışmış, ancak Kuvayi Milliye, Türk milliyetçileri, bu zihni işgal edilmiş nasihatçılara gerekli dersi vermiş ve tarihin karanlığına gömmüştü. Evet, Damat Ferit’in Heyet-i Nasiha’ları da o günkü Sevr’i bu millete hazmettirmek için kurulmuştu. ‘Bu bir barıştır, sakın ola karışıklık çıkarmayın’ duya görevlendirilmişlerdi.

İşte bugün de aynı şeyler yaşanıyor. Bugün de AKP hükümetinin akil adamları Mondros Mütarekesi sonrası işgal güçlerine karşı Anadolu’daki direnişi engellemek için kurulan Heyet-i Nasiha’nın AKP şubesinden başka bir şey değildir.

Plan aynıdır, aktörler değişmiştir. Bu tablo ortaya koymaktadır ki, Sevr’i dayatanlar bugün de aynı dayatmayı AKP eliyle yapmaktadır. O gün Damat Ferit vardı, bugün Damat Ferit müsveddesi Erdoğan var.”

“DAMAT FERİT’LE AYNI DİPNOTTA YER ALACAKSIN”

Vural, 100 yıl önce ihaneti gizlemek için söylenen süslü sözlerin bugün tekrar edildiğini belirterek, “Bu heyetlerin görevi işgali iyi gösterip zihinlerdeki işgalle boşun eğmenin padişaha sağlayacağı yararların ne olduğuydu. Bugün de heyet aynı heyettir. Bu heyet 29 Nisan’da İzmirden ayrıldıktan sora 16 gün sonra 15 Mayıs’ta İzmir işgal ediliyor. Tarihi tekerrür ettirmek istiyorlar. Türk milletine ve devletine karşı 100 yıl önce işlenmek istenen cinayetin kopyasını bugün Erdoğan işlemek istemektedir. Tarihten ders almamışsın. Bu millete, bu devlete kefen biçenlerin işgal zihniyetini meşru gösterenlerin akıbetini tarih yazdığı gibi senin akıbetini de yazacak. Sen Damat Ferit’le, Sevr ile aynı dipnotta yer alacaksın. Bu kadar rezalet olmaz. Görülmektedir ki, Başbakan Erdoğan ve kılavuzları Sevrcilerle, aynı sudan içmişler, aynı dağın yelleri. Bugün akil adamlar heyeti de aynı amaca hizmet etmektedir. Bunlar da yarın Damat Ferit müsveddesini ziyaret ederek Anadolu’ya fitne salmak için revan olacaklar. O da sarayda toplamıştı, Başbakan da Dolmabahçe Sarayı’nda topluyor” dedi.

Damat Ferit gibilerin tarihten ders almadıklarını belirten Vural, “O zaman bu millet bu tarihi onlara tekerrür ettirmeyi de bilecektir” dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yeni anayasada vatandaşlık tanımının bulunmasının şart olmadığı yönündeki açıklamasını hatırlatılması üzerine Vural, “Topyekun bir saldırı vardır. Bu milletin adı Türk milletidir. Sen de Türk milletinin birlik ve bütünlüğünü temsil ediyorsun. Bu milletin adını, tarihini, kimliğini savunmayan bir kimsenin cumhurbaşkanı olma hakkı yoktur. Bu kadar açık ve net. Cumhurbaşkanlığının forsunun etrafındaki 16 devletin adı nedir?” diye konuştu. 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız