SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Dedem Malatya Müftüsüydü"

0
Güncellendi - 2015-12-27 21:47:52
A- A+ PAYLAŞ

İlahiyatçı Prof.Dr. Nihat Hatipoğlu, çocuk cinayetlerine tepki göstererek, “İnsanımıza affediciliği, insanımıza herkesin evladına, kendi evladı gibi bakmayı unutuyoruz. Bu nedenle tokat yiyoruz ha bire. Bir sağdan, bir soldan yokluyor bizi tokatlar. O çocuklara işlenen bütün tokatlar yüzümüze çarpıyor aslında bizim. Eksiğimiz var, biz hocalar olarak eksiğiz, yeterince çalışmıyoruz. Babalar, anneler eksik, yeterince çocuklarını uyarmıyorlar” dedi. 

Malatya’ya bir dizi konferans ve sohbet programı için gelen Nihat Hatipoğlu’nun Malatyapark AVM’de verdiği sohbetine yoğun bir katılım oldu. Hatipoğlu sahneye çıkarken izdiham yaşanırken, Malatya ile ilgili anısını anlatan Hatipoğlu, “1964 yılında, tabi bir çoğunuzun daha dünyaya gelmediği dünyaya, ben o zamanlar 9-11 yaşında bir çocuk. Dedem rahmetli buranın müftüsü idi. O zaman dedeme Müftü Halil Efendi, Molla Halil Efendi derler, Malatya Müftülüğü'nde dedemin resmi halen asılıdır. Dedem de buranın müftülerindendi. 3 yıl süreyle burada müftülük yaptı. Dedemin müftülük yaptığı yıllarda ben 1 sene Malatya’da kaldım, o zaman küçük bir çocuktum ve ilkokula, eğitimime o zaman Malatya’da başladım. Yani Malatya’nın ekmeğini, suyunu çok içmişim. Onun için Malatya ile böyle bir bağlantım var” dedi.

Hatipoğlu sahnede konuşurken 65 yaşındaki Nebahat Tay adlı yaşlı bir kadın ağlayarak sahneye çıkıp Hatipoğlu’na sarıldı. Hatipoğlu yaşlı kadını sahnedeki koltuğa oturttu.

Sohbeti esnasında Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed’in hayatından ve örnek yaşamından kesitler anlatan Nihat Hatipoğlu, “Bir sevdamız var, bizim bir sevdiğimiz var, bir muhabbetimiz var, benim çok sevdiğim biri var, endamına aşığım, görüntüsüne, yürüyüşüne, hareketine, konuşmasına, ahlakına, saçının renginden tutunda, bakışına kadar. Sürekli düşündüğüm mezarımda görmeyi arzu ettiğim, mahşere girdiğimde beraber yürümek istediğim bir sevdiğim var. Allah beni o sevdiğimle ve sizi de O’nunla haşır eylesin. O sevdiğimizin adı Muhammed Mustafa’dır (s.a.v.) Allah bizi O’nun ahlakından, O’nun affediciliğinden, O’nun merhametinden, O’nun insanları sarmalayan, insanları zinde tutan o güzel ahlakından ayırmasın inşallah” dedi.

Son dönemdeki çocuk cinayetleri ve çocuklara yönelik işlenen suçlarla ilgili olarak da değerlendirmelerde bulunan Nihat Hatipoğlu, “Yani şu çocuk cinayetleri, şu masum evlatlara yapılan şeyler, hepimizin tüylerini diken diken etmiyor mu, yemek yiyemez hale geliyoruz. Şimdi bu cinayetleri işleyenlerle, Müslümanlığın, İslam’ın ve İslam ahlakının bir ilgisi olabilir mi? Bırakın İslam’ı, vicdanı olsa onu yapabilir mi? Demek ki biz bir yerde aksıyoruz. İnsanımıza merhamet duygularını, insanımıza affediciliği, insanımıza herkesin evladına, kendi evladı gibi bakmayı unutuyoruz. Bu nedenle tokat yiyoruz ha bire. Bir sağdan, bir soldan yokluyor bizi tokatlar. O çocuklara işlenen bütün tokatlar yüzümüze çarpıyor aslında bizim. Eksiğimiz var, biz hocalar olarak eksiğiz, yeterince çalışmıyoruz. Babalar, anneler eksik, yeterince çocuklarını uyarmıyorlar. Burada hepimizin günahı var. Hiçbirimiz bu günahtan kurtulamayız, sıyrılamayız. Onun için ne olur, birbirinize Hazreti Peygamberin sadakati ile, O’nun affediciliği ile, O’nun merhameti ile, O’nun bakışı ile, O’nun gösterdiği yolu göstererek, önümüzü açmaya gayret edelim” diye konuştu.

Hatipoğlu’nun sohbetine yoğun ilgi gösterilirken, etkinliğe Yeşilyurt Kaymakamı Nesim Babahanoğlu da katıldı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız