SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Dengemizi Bozan 9 Grup Hastalık

A- A+ PAYLAŞ

Beynimizin bir yerlerinde, muhtemelen beyin sapına yakın bir yerde, denge merkezi vardır. Gözlerden, iç kulaktan, kaslardan, eklemlerden ve iç organlardan bu merkeze gelen uyarılara karşılık olarak, buradan vücut kaslarına gönderilen komutlarla vücudumuz dengesini sağlar. Ancak bu dengeyi sağlamak için çoklu ve karmaşık bir sistemin uyum içerisinde çalışması gerekmektedir. Öte yandan bu mükemmel sistemi, dolayısıyla dengemizi bozan birçok hastalık vardır.

Acıbadem Maslak Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölüm Başkanı, KBB ve Baş-Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Nazım Korkut, günlük yaşantımızı alt üst eden, yaşam kalitemizi bozan bu hastalıklar hakkında bilgiler verdi.

Denge, hareket sistemimizin uyum halinde çalışmasıdır. Bu uyum, sağlıklı bir insanda vücut gerek istirahatta, gerekse hareket halinde iken geçerlidir. Gözlerden, iç kulaktaki denge organından, tüm kaslarımızdan, eklemlerden iç organlardan kalkan uyarılar denge merkezine gider. Denge merkezi bunları algılar, işler ve hazırlar. Tabii bunlar çok kısa sürede olmaktadır. En sonunda göz kaslarına, kol, bacak ve diğer vücut kaslarına emirler gider. Kaslar da o anda hangi pozisyonda olması gerektiğine karar vererek kimisi kasılır, kimisi gevşer. Bu şekilde vücudumuzun her durumda dengede kalması sağlanır. Denge bozukluğuna yol açan hastalıklar bazen çok şiddetli baş dönmesine neden olurken, bazen de sadece bir dengesizlik şeklinde karşımıza çıkarlar. Baş dönmesinde etrafımızdaki tüm eşyalar şiddetle dönerken, aynı zamanda bulantı kusma da olur. Bu şekilde tanımlanan tablodan daha çok iç kulakla ilgili hastalıklar sorumludur. Dikkatler o tarafa yöneltilir. Sanki bir hastalık ismi imiş gibi algılanan vertigo tanımı da tamamen buna uyar. Yani gerçek baş dönmesinin yabancı dildeki karşılığı vertigodur. Vertigo bir hastalık ismi olmayıp, çeşitli hastalıklarda ortaya çıkan baş dönmesinin karşılığıdır. Dengesizlik diye tanımlanan klinik tablo ise, hastalar tarafından yer ayakların altından kayıyormuş, yaylı yatak üzerinde ya da hareket halindeki trende yürüyormuş gibi, arkadan itiliyor ya da çekiliyormuş gibi, başta boşluk hissi gibi çeşitli şekillerde anlatılmaya çalışılır. Bu durum gerçek baş dönmesinden farklıdır. O zaman nedeni bulmak için, iç kulakla birlikte tüm sistemleri içeren daha kapsamlı bir araştırma gerekir.

EN SIK RASTLANAN BAŞ DÖNMESİ VE DENGE BOZUKLUĞU NEDENLERİ

1- Baş Pozisyonuyla Ortaya Çıkan Vertigo, Baş Dönmesi

Baş hareketleriyle ortaya çıkan halk arasında da iç kulak kristallerinin yerinden kopması olarak tanınmaya başlayan ve tıbbi adı “Bening Paroksismal Pozisyonel Vertigo” olan hastalık.

Yataktan kalkma, yatakta bir yandan diğerine dönme, alışverişte üst raflara bakma, ayakkabı bağlamak için eğilme ve arkaya dönme sırasında yapılan baş hareketleri baş dönmesini tetikler.
Baş dönmesinin süresi 15–30 saniye kadardır. Gün içinde defalarca olabilir.
Bulantı olabilir, kusma görülmez.
İşitme sorunları da yoktur.
İç kulakta, yani denge organı içindeki yarım daire kanallarında kristallerin yerinden oynamasına bağlı ortaya çıkan baş dönmesi sebebidir.
Baş dönmesi için verilen ilaçlarla düzelmez.
Belli baş manevraları ile tanı konularak kolaylıkla tedavi edilebilir.
Tekrarlayabilen bir hastalıktır. Bu durumda da aynı tedavi uygulanır.
Daha çok genç ve orta yaş grubunda görülmektedir.
2- Memiere Hastalığı da Krizler Şeklinde Baş Dönmesi Yapıyor

Bu hastalıkta ilk krizler hastayı çok tedirgin edip korkutur. Baş dönmelerinin süresi birkaç dakika ile 24 saat arasında değişir, genellikle 2–3 saatlik bir kriz yaşanır. Her yaşta görülüyorsa da daha çok orta yaşta ortaya çıkar. Kadınlarda biraz daha fazla görülmektedir.
Başlıca belirtileri:

Ataklar halinde baş dönmesi
İşitme sorunları (başlangıçta dalgalı sonra sabitleşen işitme kaybı)
Kulakta çınlama
Kulakta basınç hissi
Bu hastalığın tam nedeni belli değil, alerjik, anatomik, metabolik, bağışıklığa bağlı, enfeksiyöz faktörler ileri sürülse de, gerçek nedeni bilinmiyor. İç kulakta endolenf denilen sıvının fazlalığı ve basınç artışına bağlı olarak görülüyor.

Hastaya tuzsuz diyet önerilir. Şarküteri ürünleri, tuzlu peynir ve salamura türü tuzdan zengin gıdaların alınması azaltılır.
Aşırı kafein tüketilmesi kısıtlanır. Çay içilebilir, fakat aşırı kahve ve kolalı içecekler sakıncalı olabilir. Bu nedenle azaltılmalıdır.
Sigara kesinlikle yasaktır.
Alkolün azaltılması gerekir, özellikle şarap ve bira atakları arttırmaktadır.
Katı yağlı yiyecekler, unlu gıdalar, kızartmaları pek önerilmez.
Tıbbi tedavi olarak çeşitli ilaçlar kullanılır.
Bir süre sonra yarar görmeyen hastalarda orta kulağa yönelik enjeksiyonlar uygulanabilir.
Söz konusu diyet ve ilaç tedavilerine yanıt alınamayan hastalara cerrahi tedavi uygulanabilir.
Farklı cerrahi yöntemler vardır. Bunlar içinde en iyi sonuç veren “vestibüler nörektomi” ameliyatı ile denge siniri kesilmektedir. Son çare olarak yapılan bu ameliyatta, beyin sapından iç kulağa giden sinir kesilmektedir. Özel eğitim gerektiren bir ameliyattır.
Meniere ve migren hastalığının bir arada olduğu tablo da sık görülür. Baş ağrısı ve baş dönmesi birliktedir. Bu grupta yer alan hastalar ilaç tedavisinden yarar görürler. Stresli, mükemmeliyetçi kişilerde, mali ve yönetimle ilgili işlerle uğraşan ve her şeyi kendine dert edenlerde daha sık rastlanmaktadır. Migrene yönelik tedavi verilince baş dönmesine de etki eder. Antidepresanlar ve migren ilaçları birlikte kullanılarak tedavide başarılı sonuçlar alınmaktadır.

3- “Vestibüler Nörit”Te İşitme Sorunu Yok, Baş Dönmesi Var

İşitme sorunu olmayan bu hastalarda baş dönmesi daha uzun sürer. Birkaç güne kadar uzar. İki haftaya kadar uzar ama her geçen gün hafifleyen bir viral hastalık tablosudur. İlaç tedavisi ile baş dönmesi krizleri hafifletilir, ikinci aya kadar tamamen iyileşirler.

4- “Labirentit” Kronik Orta Kulak İltihabı, İlaç Ya Da Menenjite Bağlı Oluyor

Labirentit olarak adlandırdığımız iç kulağın iltihapları, kronik orta kulak iltihabına bağlı olarak gelişebildiği gibi, menenjite ve ilaçlara bağlı da gelişebilir. İşitme ve denge kaybı yönünden çok ciddi bir hastalık tablosudur. Bu grup içinde daha hafif seyreden tablo ilaçlara bağlı labirentitlerdir. Bu ilaçlar ototoksik etkilerinden dolayı işitme ve denge bozukluğuna neden olabilir.

Bunlar hangi ilaçlardır?

Aminoglikozit türü antibiyotikler: Bunlar idrar yolu enfeksiyonlarında ve cerrahi enfeksiyonlarda ve tüberküloz tedavisinde kullanılır. Denge ve işitmeyi bozduğundan, artık hekimler bu ilaçların yerini tutacak diğer antibiyotikleri tercih etmektedirler.
Aspirin
Kinin gibi ilaçlar en başta yer alan kulağa zarar verebilecek ilaçlardır.
5-Santral Kökenli Baş Dönmeleri:

Klinik seyri daha masumdur, ama çok daha ciddi sonuçlara yol açabilir. Beyin ve beyincik kanamaları ve enfarktüsleri, kafa içindeki çeşitli tümörler, anevrizmalar, MS hastalığı (Multipl Skleroz), denge bozukluğuna yol açar. Bu hastalıklarda baş dönmesinden ziyade denge bozukluğu görülür. Daha yavaş seyirli ve daha silik bir tablodur, o yüzden gözden de kaçabilirler. Diğer nörolojik belirtilerin de irdelenmesi çok önemlidir. Görme bozuklukları, çift görme, konuşma bozukluğu, sarsak yürüyüş (ayakları açarak ördek gibi yürür). Yüzde, elde, kolda felç ve motor kusurlar vardır, duysal kusurlar ve his kayıpları görülür. Tüm bunlar denge bozukluğu ve baş dönmesiyle bir arada olduğunda ciddi bir tablonun olduğuna işaret ederler.

6- İleri Yaşlarda Görülen Baş Dönmeleri:

İleri yaşlarda görülen bir başka baş dönmesi nedeni, “Vertebrobaziler Yetmezlik” tir.
Baş pozisyonunun değişmesiyle beyin kan akımında azalma, ardından denge bozukluğu ortaya çıkar. Baş dönmesi, görme bozuklukları, işitme bozuklukları da olabilir. Tek başına baş dönmesi de olabilir. Bu hastaların çoğunda aterosklerotik damar hastalığı vardır. Ek olarak kemik erimesiyle birlikte omurların boyu da kısalarak kafa içine kan taşıyan damarlar iyice bükülür ve yeterli miktarda kanı iletemez. Boyun kökenli nedenler de olabilir. Spondiloz hastalığı ya da osteofitler (boyunda kireçlenme) nedeniyle bu yetmezlik ortaya çıkabilir.

7- Baş Dönmesi Yeni Adet Gören Genç Kızlarda Da Rastlanır:

“Baziler Migren” diye tanımlanan bu hastalığa, ergenlik çağında yeni adet görmeye başlamış genç kızlarda rastlanır. Şiddetli baş ağrısı ve baş dönmesi vardır. Kriz sırasında damarda spazm olur ve dengeden sorumlu bölgelere yeteri kadar kan gidemez ve o sırada kriz yaşanır. Yaşla beraber düzelebilen bir durumdur. Bu hastalar doğal olarak kriz esnasında çok fazla paniğe kapılırlar. Fakat neden açıklanınca bu sorun da ortadan kalkar.

8- Psikolojik Kökenli Olanlar Da Var:

Baş dönmesi insanın sosyal yaşamını alt üst edebilir. Ruhsal sorunlara da yol açabilir. Bunun tersi durumda söz konusu olup, ruhsal kökenli denge sorunları da ortaya çıkabilir. Bu tür psikojenik denge bozuklukları daha çok çeşitli sorunları olan genç kadınlarda görülmektedir. Baş dönmesi tanımlamaları çok tutarlı değildir, ifadeleri çok karmaşıktır. Mutlaka psikiyatr desteği alınmalıdır. Çok net baş dönmesi krizi yaşamazlar, daha çok dengesizlik tanımlarlar.

9- Senkop Atakları:

Her ne kadar hastalar baş dönmesi olarak ifade ederlerse de gerçek bir baş dönmesi değildir. Beynin kısa süreli kansız kalması, azalmasıyla ortaya çıkan, birkaç saniyelik bilinç kaybı ya da bayılma tablosudur. Düşük tansiyonda, nabzın yavaş atmasında, kalp kapakçık hastalıklarıyla yeterli kan pompalanamaması durumlarında ve kalp krizinin erken döneminde görülebilen tablodur. Gerçek baş dönmeleriyle ilgisi yoktur. Bu nedenle tedavileri de farklıdır. Antihipertansif ilaçlar, trisiklik antidepresanlar, antianjinal ilaçlar da bu tip denge sorunlarına yol açabilirler.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız