Devlet, Millet, Vefa= Cemal Aslan

Yaşar KARAASLAN
 
Malatya Belediyesi Basın- Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü sevgili Cemal Aslan kardeşimiz, beklenmedik, fakat kendisine yakışır bir şekilde bizleri terk ederek sonsuz yolculuğuna çıktı. Beklenmedik diyorum, çünkü yaşam dolu, enerjik, önümüzdeki günlerin, ayların hatta yılların programını yapan ve uygulayan ender insanlardan biri idi. 
 
Aslan kardeşimizi, 14 yıldan beri tanıyorum. 8-9 yıl önce de dostluğumuzun temellerini atmaya başlamıştık. Aradan geçen zaman, masanın karşı taraflarında olmamıza rağmen dostluğumuzu törpülemiyor pekiştiriyordu. 
 
Sonsuz yolculuğuna uğurladığımız Cemal Aslan kardeşimizi kendi penceremden anlatmamı isteyenler oldu. Tek tek anlatmak yerine kaleme alayım dedim düşüncelerimi.
 
İşte Yaşar’ın penceresinden Cemal ASLAN tanımlaması
 
Cemal ASLAN; DEVLETTİ
Aslan kardeşimiz devletin bir bürokratı olarak değil, kişiliği ile bir devletti. Öyle bir devlet ki, “Gladiosuz”  “Derinsiz” bir devlet. Yani, “Şeffaf”, “ŞEFKATLİ” ve “Özgürlükçü”,kişilerin “Yoğurt yemesi” yöntemiyle değil, “Kuralların” işlediği kurumsallaşmış bir devlet. Buna çok önem verirdi. Bunu yaparken, zorbalık, bugün git- yarın gel anlayışıyla değil DEVLET BABA şefkatiyle davranırdı. Kim olursa olsun gelen yasal istemleri yasalar ve kurumu açısından değerlendirir,  istem, yasalar çerçevesinde ise gereğini süre geçirmeden yerine getirirdi. Yasal olmayan ve kurumu zarara uğratacak istemleri ise kesin bir dille “Olmaz” diye kestirir atardı. Bu tavrını, sadece meslektaşlarına veya vatandaşlarına karşı değil, amirleri konumundaki kişilere de gösterirdi. 
 
Yani daha açık ve net bir ifade ile ASLAN kardeşimiz “Amirin memuru değil, Devletin memuru” tavrı ile gerçek bir devletti.
 
Cemal ASLAN; MİLLETTİ
Aslan kardeşimiz, Anadolu’nun eşsiz güzellikteki “ORTAK YAŞAM” ve “DAYANIŞMA” kültürü ile yoğrulmuş ve yetişmişti. Özellikle sağlık olmak üzere değişik konularda sorunları olan insanların ilk durağı idi. Aslan kardeşimiz, onların önüne düşer, hastane-doktor- ilaç- iaşe ve konaklama ve gereksinimlerini karşılanması için elinden gelen katkıyı yapardı. Hem de hiç karşılık beklemeden. Bir nevi insanların ( varsıl-yoksul ayrımı olmadan) lokman hekimi olmuştu. 
Yani insani ilişkileri bakımından, Anadolu kültürünün vücut bulduğu ender kişiliklerden bir olduğu için ASLAN kardeşimiz “MİLLETTİ”
 
Cemal ASLAN; VEFA ADAMI İDİ
Mesai arkadaşları ve meslektaşları ile de ilişkilerini her zaman en üst düzeyde tutan ender kişiliklerden biri olması nedeni ile vefakâr bir yapıya sahipti. Meslektaşlarıyla, yapılan haberlerle ilgili olarak fikir alış verişinde bulunur tartışırdı. Bazen bu tartışmalar saatlerce hatta günlerce sürerdi. Buna rağmen kırgınlığa meydan vermezdi. Belediye yöneticileri ile biz meslektaşları arasında köprü görevini ayırımsız ve önyargısız yerine getirirdi. Bu görevi yerine getirirken de “KURUM”  ve “MESLEKTAŞ”  arasındaki ince ve hassas çizgiyi asla ihlal etmez bir yapıya sahipti. Ayırım gözetmeksizin meslektaşlarının iyi ve kötü günlerinde hiç yalnız bırakmazdı. Bu nedenle ASLAN kardeşimiz, “Vefa”nın İstanbul’un bir semti değil de Anadolu’nun en önemli insani özelliklerinden biri olan maalesef bu dönemlerde unutulan tam bir “VEFA” adamı idi.