SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Dikkate Alınmalı"

0
Güncellendi - 2015-12-27 12:55:16
A- A+ PAYLAŞ
 
Malatya 2. Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi, vicdanı ret ile ilgili olarak iç hukukta herhangi bir yasal düzenleme bulunmadığını belirterek, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) nedeniyle iç hukukta dikkate alınması gerektiğine hükmetti. 
 
Malatya'daki birliğinden 24 Şubat 2010 tarihinden firar ettikten sonra, vicdani red talebinde bulunan Muhammed Serdar Delice'nin (29) yargılandığı 2. Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi, gerekçeli kararında vicdanı ret konusunda ilginç bir karar verdi. Muhammed Serdar Delice'ye firar suçundan 10 ay hapis cezası veren 2. Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi, vicdani ret konusunda ise "İç hukukumuzda vicdanı ret ile  ilgili her hangi bir yasal düzenleme bulunmamaktaysa da Türkiye Cumhuriyeti'nin AİHS'ye taraf olduğu ve AİHS'nin usulüne uygun bir şekilde yürürlüğe konduğu, dolayısıyla AİHS'nin, Anayasamız açısından kanun hükmünde olduğu, AİHS'nin uygulayıcısı ve yorumlayıcısı olan AİHM kararlarının da hem Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca hem de iç hukukta açıkça yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak sayılmaları nedeniyle, iç hukukta dikkate alınması gerektiği, milletlerarası antlaşmalarla kanunlar arasında aynı konu da farklı hükümler bulunması nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümlerinin esas alınmasının anayasal bir zorunluluk olduğu, bu hususta aynı zamanda bir uluslararası hukuk ilkesi olan ahde vefanın da bir gereği olduğu izahtan verestedir" dedi. 
 
Muhammed Serdar Delice'nin avukatı Tayfun Çakır, "Muhammed Serdar Delice Türkiye'de 89. vicdani retçi. Vicdanı retçiliğini açıklamış olan ikinci vicdani retçi. Müvekkilim, Malatya'da 5 aylık askerken, birliğinden ayrılıp İstanbul'da basın toplantısı ile vicdani reddini ilan etmişti. Akabinde Malatya 2. Ordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'nca firar suçlamasıyla hakkında bir soruşturma başlatıldı. Aralık 2011 tarihinde Malatya 2. Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde yargılanmaya başladı. Bu yargılama neticesinde Muhammed Serdar Delice hakkında firar suçundan 10 ay hapis cezasına hükmedildi. Bu arada, Muhammed Serdar Delice, 3 ay tutuklu kaldı. 23 Şubat 2012 tarihinde ise tahliye edildi. Gerekçeli karar ise tarafımıza 7 Mart 2012 tarihinde tebliğ edildi. Bu gerekçeli kararı önemli kılan ve bizce tarihi kılan, Türkiye'de ilk defa bir askeri mahkeme, vicdani ret konusunda etraflıca kararında bir tartışma yürütmüş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve AİHS'ne atıfta bulunarak, Anayasa'nın 90. maddesi gereğince de bu vicdani ret kavramının da iç hukukta uygulanabileceğine dair ilk defa olumlu sinyaller vermiştir. Bizce bu karar emsal niteliği taşımaktadır. Hali hazırda vicdani redde yargılananlar ve vicdani rettini açıklayacak olanlar açısından da örnek bir karar niteliğindedir" dedi. 
 
Avukat Tayfun Çakır şunları söyledi: "Yapılan yargılama neticesinde her ne kadar Muhammed Serdar Delice'nin vicdani retçi konusunda mahkeme her ne kadar ikna olmadığını beyan etmiş ve gerekçeli kararın da bundan dolayı 10 ay hapis cezasını açıklamışsa da,karanın önemli bir kısmın da, vicdani ret kavramında bahsetmiş ve bu kavramın tanındığını ve uluslararası bir hak olduğunu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin değişen içtihatları ile birlikte Türkiye'de iç hukukta da uygulanabileceğini böylece hüküm altına almıştır. Karar bu açısıyla bizim acımızdan tarihi ve emsal niteliği taşımaktadır. Biz tabi bu 10 aylık hapis cezasını da kabul etmiyoruz. Müvekkilimizin firari değil, vicdani retçi olduğu konusunda ısrarcıyız. Bu nedenle bu kararı temyiz ettik. Dosya Askeri Yargıtay'a gönderilecek. Askeri Yargıtay'ın kararını bekleyeceğiz." 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız