SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Diyet Yapanların Gözdesi: 'Kayısı'

A- A+ PAYLAŞ

 
Her yaz manav tezgâhlarını renk renk meyveler süsler. Bir başka deyişle adeta bir meyve bayramı gibidir yaz günleri. Üstelik her birinin ayrı sağlık marifetleri, yetenekleri vardır bu ‘doktor meyveler’in. İşte yaz meyvelerinin en sevilen ilk beşinin sağlık karnesi...

 
AKLINIZDA OLSUN
Diyet Yapanların Gözdesi: Kayısı 
 
Eğer bugüne kadar bir diyet uzmanından sağlıklı kilo verme listesi aldıysanız ara öğün önerilerinden birinin mutlaka kuru kayısı olduğunu görmüşsünüzdür. Kayısı yaz aylarının en güzel meyvelerinden biri. Glisemik yükü düşük, enerji içeriği az. Posadan zengin yapısı nedeniyle tok tutucu ve bağırsakları çalıştırıcı özelliği de var. Bütün bunlar onu diyetisyen ve kronik diyetçilerin gözdesi yapmaya yetiyor! Ayrıca tıpkı şeftali gibi o da tam bir potasyum deposu. Hafif kırmızı olanlarından seçerseniz azıcık likopen kazanmanız da mümkün. Betakaroten kayısıda en çok bulunan ön vitaminlerden, antioksidanlardan biri. Kısacası kayısı da sağlıklı yaz meyveleri listesinde her zaman yer almalı.
 

OLMAZSA OLMAZ 
Kırmızı mucize: Karpuz
 
Yaz sofralarımızı süsleyen lezzetli ve sağlıklı meyvelerin en başında karpuz var! Karpuzu lezzeti, susuzluğu giderme ve serinlemedeki etkisi ve daha pek çok nedenle keyifle tüketiriz. Çok da iyi yaparız. Karpuz sağlıklı bir besindir, çünkü likopen adı verilen antioksidandan zengin meyvelerin en başında karpuz var! Likopen kanserden koruyucu bir karotenoid. Özellikle pankreas, kalın bağırsak, meme, prostat kanserlerine karşı ciddi bir baraj oluşturan bu kırmızı mucizenin kalp damar hastalıklarından da korumada işe yaradığı biliniyor. Önemli bir nokta da şu: Likopen aynı zamanda cilt yaşlanmasını geciktiren bir karotenoid. Özellikle güneş ışınlarının ciltte oluşturduğu zararları neredeyse sıfırlayabiliyor. Yani karpuz aynı zamanda ‘güzelleştiren bir meyve’.
Karpuzun sağlık marifetleri sadece içindeki likopenle de sınırlı değil. Potasyumdan zengin bir meyve olması da önemli bir özellik. Yaz aylarında terlemeyle kaybedilen potasyumu karpuzla kolayca yerine koyabiliyorsunuz. Karpuzun detoks yaptırıcı etkisi de var. Böbrekleri ve kısmen de karaciğeri ciddi biçimde çalıştırdığında bedenin toksinlerden kurtulmasını kolaylaştırıyor. Su ihtiyacını karşılama bakımından da önemli bir meyve. Ayrıca çok güçlü bir vitamin ve mineral içeriği var. Kısacası, bilinçli tüketildiğinde o tam bir sağlık mucizesi.
 
PEYNİRLE TÜKETİRKEN DİKKAT
 
Ne var ki karpuz yerken özellikle ‘karpuz-peynir’ ikilisine takılırken ifrat-tefrit dengesine dikkat edip iki noktada hassas olmak lazım. Birincisi şu: Karpuz, şeker içeriği yüksek, glisemik yükü güçlü bir meyve. Dozu kaçırıldığında özellikle insülin direnci olanlara kolayca kilo aldırabiliyor.
İkincisi daha da önemli. Neredeyse milli ikilimiz haline gelen karpuz-peynir keyfini abartmak damar sertliği sorunu olanlarda ciddi bir risk haline gelebiliyor. Nedeni şu: Karpuz ve peynir, birlikte ve fazlaca tüketildiğinde, tam yağlı peynirdeki doymuş yağ yüküne bağlı olarak kanınızda ciddi bir kötü kolesterol artışı meydana geliyor. Tehlike sadece LDL’nin artışıyla da sınırlı değil. Karpuzdaki yüksek fruktoz içeriği de yemek sonrasında kan şekerini yükseltiyor. Bu durum kanda ciddi bir glikasyona uğramış LDL artışına yol açıyor. Glikasyona uğramış LDL ise ultra kötü kolesterol olarak biliniyor. Bu tür kolesterol partikülleri diğer LDL parçalarına çok daha etkin bir aterosikleroz tetikleyicisi sayılıyor. Kısacası karpuz yerken işi abartmamak, hele hele karpuz peynir kürlerini zayıflama ya da sağlıklı kalmanın çaresi gibi düşünmememizde fayda var gibi... 
 
ÖNEMLİ
Bir ağrı kesici: Kiraz
 
Kirazla birlikte vişnenin de ağrı kesici etkisi var. İçlerinde bol miktarda bulunan antosiyanin maddesi tıpkı aspirin gibi çok güçlü bir ağrı kesici. Mevsimi kaçırmadan, kiraz veya vişne yemeyi ihmal etmemek lazım. Çünkü bu muhteşem ikilinin sağlık mucizeleri sadece antosiyanin isimli antioksidandan zengin olmaları ya da vitamin ve mineral yapılarının güçlülüğüyle sınırlı değil.
Kiraz ve vişne doğal eczanenin bize hediye ettiği ilaçların başında geliyor. Bu ikili, detoks yaptırıcı etkileri, karaciğeri, böbreği ve safra kesesini çalıştırma kapasiteleri, özetle vücuttaki zehirleri temizleyici güçleri nedeniyle doğa eczanesinde zaten hep yer alan meyveler. İkisinin de bağırsak faaliyetlerini iyileştirdiği, sindirimi kolaylaştırdığı, kansızlıkla mücadeleyi desteklediği, vücudun antioksidan gücüne güç kattığı biliniyor. Son yıllarda bu ikilinin önemli bir marifeti daha ortaya çıktı. Kiraz ve vişnede Kiraz ve vişne kolesterolle mücadeleyi de kolaylaştırıyor.
 
UNUTMAYIN
Tek başına eczane: Üzüm
 
Lezzetli ve sağlıklı yaz meyveleri denince üzüm hep baş köşededir. Resveratrol isimli antioksidandan ve antosiyanin yapısındaki fenolik maddelerden zengin olması ona olağanüstü bir güç katıyor. İçindeki bu temel antioksidanlar ve daha pek çok özelliği nedeniyle kanseri önlemede, kalp krizi riskini azaltmada, güneş ışınları, alkol ve sigaranın yarattığı cilt sorunlarını yavaşlatmada ve yaşlanmayı geciktirmede işe yaradığı kesin. Binlerce yıldır kral sofralarında bile yer alan bu değerli besinin ömrü uzattığı da doğru. Yeni tamamlanan pek çok çalışma resveratrolün yaşlanmayla ilgili genlere ciddi bir destek sağladığını gösteriyor. Bununla birlikte üzümün kalorisi ve glisemik yükü yüksek meyveler arsında yer aldığını unutmamanız lazım. Dozu kaçırıldığında fazla fruktoz yüklenmesine, neticede kilo almaya-yağlanmaya yol açabilir.
 
NOT ALIN
Kalorisi çok düşük: Şeftali 
 
Yaz meyvelerinin en düşük kalorili olanlarından biri de şeftali. 100 gram şeftali yalnıza 50 kalori içeriyor! Bu özellik, şeftalinin yaz diyetleri için neden vazgeçilmez bir meyve olduğunun da kanıtı. Şeftalinin bir başka özelliği de potasyumdan zengin olması. Yüksek potasyum içeriği, özellikle spor yapanlar ve terleyenler ve idrar söktürücü kullananlar için şeftaliyi vazgeçilmez bir yaz meyvesi haline getiriyor. Şeftalinin antioksidan gücü de oldukça iyi. Çok sayıda vitamin içermesiyse bir başka avantajı.
 
Prof. Dr. Osman MÜFTÜOĞLU-Hürriyet Gazetesi

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız