SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Domuz Gribi' Tedirginliği

0
Güncellendi - 2015-12-28 02:19:23
'Domuz Gribi' Tedirginliği
A- A+ PAYLAŞ

Sağlık Bakanlığı Türkiye'de bu grip sezonunda 42 kişinin yaşamını yitirdiğini açıklarken, bu ölümlerden 33'ünün Domuz Gribi olarak da bilinen A(H1N1) virüsünden kaynaklandığı bildirildi. Bakanlık ölümlerin meydana geldiği illerle ilgili herhangi bir açıklama yapmazken, Malatya'da durumun ne olduğu konusunda bir bilgi bulunmuyor. Ancak Malatya'da da ciddi rakamlarda grip vakası olduğu ifade ediliyor. Malatya'daki durumla ilgili olarak ilgili resmi makamlardan açıklama bekleniyor.

"PİK DÜZEYİNİ TAMAMLADI, ANCAK.."

Sağlık Bakanlığı Türkiye'de görülen grip vakaları ile ilgili son duruma ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, "Bu grip sezonunda ülkemizde kendisinde grip virüsü olduğu laboratuvarlarca doğrulanmış 42 kişi hayatını kaybetmiştir. Hayatını kaybeden kişilerden 12'si (yüzde 28,5) 65 yaş ve üzerindedir. Hayatını kaybeden kişilerin 33'ünde ( yüzde 78,5) İnfluenza A(H1N1), 4'ünde (yüze 9,5) İnfluenza B, ve 5'inde (yüzde 11,9) İnfluenza A(H3N2) tespit edilmiştir. Hayatını kaybeden 33 hastadan 18'inin grip ile birlikte farklı bir hastalığı da bulunduğu anlaşılmıştır.. Dünya'da olduğu gibi ülkemizde son hafta itibariyle grip aktivitesi pik düzeyini tamamlamıştır, ancak halen yüksek düzeydedir."

DOMUZ GRİBİNE DAİR..

Bu arada, Domuz Gribi ile ilgili olarak cumhuriyet.com.tr'de şu bilgiler yeraldı:

DOMUZ GRİBİNİN BELİRTİLERİ

İnfeksiyon hastalıkları uzmanı Çağla Karakoç 'un açıklamalarına göre domuz gribinin belirtileri mevsimsel griple aynı özellikleri gösteriyor. Doktor Çağla Karakoç bu belirtileri şöyle sıraladı;

"Domuz gribinin(H1N1) klinik belirtileri tıpkı mevsimsel grip(influenza) gibidir yani; 

-ateş, 

-üşüme, 

-titreme, 

-öksürük, 

-boğaz ağrısı, 

-burun akıntısı, 

-kas ağrıları, 

-başağrısı, 

-kırgınlık, 

-halsizlik, 

-bulantı, 

-ishal gibi şikayetler gribin belirtileridir. Ayırım (domuz gribi olup olmadığı) laboratuar olarak PCR testleri ile yapılarak konulabilir."

ÜÇ ÇEŞİT GRİP VAR

Doktor Çağla Karakoç'un verdiği bilgiye göre hayatımızı etkileyen üç tür grip bulunuyor. Sağlık bakanlığının 'domuz gribi' ölümlerini açıkladığı tür H1N1 gribi. Karakoç şu bilgileri aktardı;

-"Üç çeşit grip virüsü vardır. İnfluenza A ve influenza B ve C. H1N1(domuz gribi) ve H3N2 influenza A alt tipleridir. İnfluenza B ve C’de alt tip yoktur. Tip C; A ve B’ye göre çok nadir görüldüğünden mevsimsel grip aşılarının içeriğinde A ve B tipi virüsler dahil edilmektedir. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Bulaşıcı Hastalıklar Daire Başkanlığı haftalık grip sürveyans raporunda son haftalarda influenza B ve H1N1(domuz gribi) daha ağırlıkta olarak görülmekte iken H3N2 daha az sayıdadır."

DOMUZ GRİBİNE KİMLER DAHA KOLAY YAKALANIR?

Domuz gribine yakalanmak elbetteki eşittir ölüm demek değil. Grip 48 saat içinde tedavi edilmeye başlandığında ilaçlarla alt edilebiliyor. Domuz gribinde riskli gruplarını ise Doktor Çağla Karakoç şu şekilde açıkladı;

"Domuz gribine yakalanmak elbetteki eşittir ölüm demek değil. Domuz gribi de hafiften ağır hastalık tablosuna kadar değişen bir klinikle seyredebilir. Domuz gribinde risk gruplarında ölüm riski artmaktadır ki bunlar; yaşlılar, gebeler, küçük çocuklar, kronik hastalığı (astım, kalp hastalığı, diyabet, böbrek hastalığı, kanser hastaları…)olanlardır. 

GRİBE YAKALANINCA NE YAPMALI?

Doktor Çağla Karakoç'un açıklamalarına göre gribe yakalanan 'risk grubundaki' kişilerin mutlaka hastaneye başvurmaları gerekiyor. 

-"Risk grubunda olan hastaların grip şikayetlerinin başlaması durumunda mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurarak destek almaları gerekir. Bu hasta gruplarında antiviral tedavi dediğimiz (örn; oseltamivir) ilaç tedavisi şikayetler başladıktan sonraki 48 saat içinde etkindir. Geç başlanması durumunda etkisiz kalmaktadır."

100 MİLYON KİŞİYİ ÖLDÜRDÜ

Grip deyip geçmemek gerekiyor. Dünyada büyük çapta ölümlere sebep olan ilk grip salgını 1918 yılında yaşandı. Yaklaşık iki yıl içerisinde 500 milyon kişi hastalığa yakalandı ve 50 ila 100 milyon kişi hayatını kaybetti. Bu salgına yol açan grip virüs H1N1 virüsünün atasıydı. 1976 salgınında 1 kişi hastalıktan 25 kişi virüs aşısına bağlı oluşan yan etkilerden hayatını kaybetti. Bu nedenle 1976 salgını, "domuz gribi fiyaskosu" olarak da bilinir. 1988 salgınında sadece hamile bir kadın ve doğmamış bebeği hayatını kaybetti. 2009 yılında Meksika'da başlayıp dünyaya yayılan virüs, 191 ülkede yaklaşık 800,000 kişide görüldü, 8238 kişi H1N1 virüsü nedeniyle yaşamını yitirdi.

NEDEN DOMUZ GRİBİ DENİYOR?

Domuz gribi denilmesinin sebebi domuzlarda oluşan virüse çok benzemesinden kaynaklanıyor. Kümes hayvanları ve domuzlar ile yakın temasta çalışan kişiler, özellikle korumasız bir şekilde temasta bulunanlar, eğer hayvan insana bulaşabilen bir virüs taşıyorsa enfeksiyon kapma riski altındadır. Buna karşılık, hastalıklı bir hayvanın eti uygun bir şekilde pişirildiği zaman herhangi bir risk arz etmemektedir. SIV, insandan insana bulaşabilecek şekilde yapısını değiştirebilmektedir. 2009 yılındaki domuz gribi vakalarının bu tip bir virüs tarafından oluştuğu belirtilmektedir. 

DOMUZ GRİBİNDEN KORUNMA YOLLARI

Domuz gribi solunum yoluyla bulaşmaktadır. Dünya Sağlık Federasyonu tarafından onaylanmış bir aşısı vardır. Özellikle hamile olanların ve temas ettikleri kişilerin bu aşıyı olması öneriliyor.

Bunun dışında domuz gribine tedbir olarak, solunum maskeleri kullanılıp, özellikle kalabalık ortamlarda bulunduktan sonra eller sıklıkla sabun ve su ya da alkol içerikli kimyasallar ile yıkanmalıdır. 

Eğer öksürme gerekiyorsa ağız bir bez ya da kâğıt ile kapatılmalı ve kullanılan kâğıt ya da bez hemen çöpe atılmalıdır. (internethaber)"

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız