Malatya'da 3 yaşında hayatını kaybeden küçük Yusuf'un ailesi, çocuklarının domuz gribinden öldüğünü 16 ay sonra öğrendi.
Malatya'da inşaatlarda çalışarak geçimini sağlayan 6 çocuk babası Sabhattin Çoban'ın, son çocuğu olan 3 yaşındaki Yusuf, 2007 yılında Ramazan Bayramı'nın 1. günü dünyaya geldi. Yusuf bebeğin Malatya Devlet Hastanesi'ndeki doğumu sorunlu geçince, sakat kaldı, bunun üzerine, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi tarafından da sürekli geçerli olmak üzere yüzde 92 oranında özürlü olduğuna dair rapor verildi. Yusuf bebeğin, gözleri görmüyor, el ve kolları ile başını tutamıyordu.
Baba Sabhattin Çoban'ın oğlunu özürlü kalması ile ilgili olarak açtığı mahkemeye, olayda kusuru olduğu iddia edilen doktor, hemşire ve ebelere Malatya Valiliği soruşturma izni vermeyince, Malatya İdare Mahkemesi'ne başvurmuş ve mahkeme valiliğin kararını bozarak, hakkında suçlama bulunanlar hakkında soruşturma açılması kararını vermişti. Ancak karar aileye ulaştığında, o esnada rahatsızlanan Küçük Yusuf, Turgut Özal Tıp Merkezi'nde tedavi altında iken 16 Kasım 2009 tarihinde vefat etmişti.
Baba Sabhattin Çoban, 17 Kasım 2009 tarihinde oğlunu toprağa verirken, geç kalan mahkeme kararını Küçük Yusuf'un tabutunun üzerine koymuştu.
Küçük Yusuf'un ölümünden 16 ay sonra Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı açtığı soruşturmayı tamamlayarak, kararı aileye tebliğ etti. Ailenin haklarında suçlamada bulunduğu doktor ve hemşireler için "Kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığı"na karar veren Cumhuriyet Savcılığı, Küçük Yusuf ile ilgili soruşturma dosyasını kapattı.
Cumhuriyet Savcılığı'nın soruşturmayı kapatan kararını alan baba Sabhattin Çoban, soruşturma kararındaki Adli Tıp Kurumu raporu ile ilgili değerlendirme bölümünü okuyunca, oğlunun domuz gribinden ölmüş olduğunu 16 ay sonra öğrenmiş oldu.
Acılı baba Sabhbattin Çoban, "Bir domuz gribi sonucu ile karşılaşınca ben şok oldum. Şaştım kaldım. Ölüm sebebi olarak domuz gribi karşıma çıktı. Biz bunu bilmiyorduk, bu durumu daha yeni öğrendik. Adli Tıp'tan gelen raporlarda gördüm, şok oldum. Bana hiç kimse bir şey söylemedi. O zaman niye bana, 'Senin çocuğun domuz gribidir' demediler? Çocuk orada 1 hafta yattı. Çocuk orada insanların içindeydi. çocuk her gün kucağımızdaydı. Ben bu domuz gribi olayına şok oldum. Domuz gribi olan bir insanı niye otopsi yapıldıktan sonra benim kucağıma veriyorlar, ben özel aracımla cenazeyi eve getirdim, çocuklarım burada cenazeye sarılıp ağladılar. Ben bu durumu anlamadım. Doktorların orada bunu söylemesi gerekirdi. Aile içine sokmamaları lazımdı. Hiç kimse bu konuda bize bilgi vermedi. Bildiğim kadarı ile domuz gribi olana hiç kimse yaklaştırılmayacaktı. Ayrıca, madem domuz gribi var, gelip aileyi kontrol etmeleri gerekirdi" iddialarını ileri sürdü.
