SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Dönmelerinden Memnunum..'

A- A+ PAYLAŞ

AKP Malatya Milletvekili Mücahit Fındıklı, Kanal 7'de yayınlanan İskele Sancak programına konuk oldu.

Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) kapatılmasından Demokratik Açılıma kadar her konuda açıklamada bulunan Fındıklı, "Ben demokrasi ve insan haklarını savunan biri olarak parlamentonun halkın temsil edildiği alternatifsiz tek yer olduğunu savunurum. Kim ne şekilde nasıl seçilmişse o iradeye de saygılı olunması gerektiğine inanırım. Seçilmiş kişilere de mecliste kalmalarını ve o arenada düşüncelerini savunmalarını isterim. Türkiye'de parlamento gündemi milletin gözü önünde şeffaf şekilde tartışılıp, halka yansımasından yanayım. Dolayısıyla Türkiye'nin merkezinde halkın iradesini temsil eden parlamentodur ve oraya gelen herkesin savunucusu olacağım" dedi.

Fındıklı, kapatılan DTP'nin Genel Başkanı Ahmet Türk'ün çektiği sıkıntıları bildiğini ifade ederek, "Kanaatim Ahmet Türk'ün barış ve demokrasiden yana bir tavrının olduğudur. Kişisel anlamda böyle bir tavrı var ama DTP kandil ve İmralı ile irtibatlarını çok fazla netleştiremedi. Siyasal anlamda kendi temsilcileriyle ayakta durabilen ve kendi kararlarını kendisi verebilen bir parti olmasını arzu ederdim. Neyi ya da ne kadar aykırı şeyleri savunursa savunsun duruşunu sergiliyor olması gerekiyordu. Meclise dönmelerinden ve istifa etmemelerinden demokrasi adına fevkalade memnunum. Ancak yapılan açıklamada Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da sivil toplum örgütleri her zaman bir araya geliyor. DTP ve milletvekillerine sivil toplum kuruluşları olumlu katkıda bulundu. Ahmet Türk yaptığı açıklamada biz sivil toplum örgütleri ve halkın görüşünü dikkate alıp, biz geri döndük ve demokrasi yolunda ilerleyeceğiz deseydi daha ümit verici olurdu. Ama peşinden bunu İmralı ve Kandile bağlaması önümüzdeki yeni bir süreçte sıkıntı
oluşturacak söylemlerdir. Bir siyasi partinin kendisi oradayken, bir başka yeri referans göstermesi siyasal anlamda meşruluğunu da yitiriyor. Kandilden aldığımız talimatla dönüyoruz demesinin Türk siyasetinde bir karşılığı da yoktur" diye konuştu.

Her partinin kendi geleceğini kendisinin belirleyeceğini söyleyen Fındıklı, "Türkiye'nin demokratikleşmesi, insan haklarının yükseltilmesini, hukukun üstünlüğüne inanan ve onu da tesis etmiş bir Türkiye arzu ediyoruz. Dolayısıyla bu Türkiye'yi oluşturabilmek içinde Türkiye'nin iç çatışma alanlarının barışla neticelenmesini istiyoruz.

Demokratikleşme derken şunu da beraberinde söylüyoruz; yani bu mesele tenkit ediliyor. Ancak demokratik açılım en doğru ifadedir. Çünkü insanı tarif eden bir tek etnik
kimliği yoktur. Dolayısıyla insanı tarif eden bir bütündür. Dolayısıyla demokratikleşmeye bir tek Kürt penceresinden bakarsak çok yanlış olur" ifadesine yer verdi.

Fındıklı, şu görüşlere yer verdi:

"Hükümet olarak 2002 yılından beri bu açılımları gerçekleştiriyoruz. Sıkıyönetim kalktı, DGM'ler kalktı, Kürtçe yayın yapan kurslar açıldı, Kürtçe televizyon kuruldu, bütün televizyonlara Kürtçe yayın yapma hakkı verildi, Üniversitelerde Kürtçe enstitülerinin kurulmasının yolu açıldı. Türkiye top yekun bir demokratikleşmeden geçiyor. Yalnız şunu unutmamız lazım, Türkiye 2002 yılından beri bir demokrasi mücadelesi veriyor. Ve bunu da merkez statükoya karşı veriyor. Ben, Türk kökenli bir insanım ve Kürt kökenli insanlarla bir aradayım ve onları yakından tanıyan biriyim. Kardeşlik hukuku olacaksa Türklerin de söyleyeceği çok şey olabilir. Kürt kardeşlerimin de Türklerin ruh halini anlamalarını istiyorum. Kürt bölgesinde yaşayan kardeşlerimiz maalesef PKK'nın aşırı şiddet ve zalim tutumundan dolayı bütün her şeyi PKK ile izah etmeye çalışıyor. PKK, Türkiye'nin demokratikleşmesine, huzuruna ve barışına dinamit koyan bir örgüttür. Kürt halkının özgürleşmesini, haklarının talebini verirken, PKK üzerinden bir yol açamayız. Bunu Türk kökenli biri olarak anlayamam ama Müslüman biri olarak anlarım. Biz zalim örgütü Kürleri temsil etmesini kabul etmemiz mümkün değil, Kürtleri de temsil etmez zaten. AK Parti'nin o bölgede aldığı oy oranı DTP'den daha fazladır. Halk özgürce sandıkta kendisini ifade ediyor. Muhafazakar kimliğiyle AK Parti o bölgede Kürtleri temsil eden bir partidir. Hadiseye yaklaşırken PKK'yı Kürtlerin temsilcisi olarak önümüze koyup, çözmeye çalışırsak yanlış bir şey olur. İnsan olarak, birey ve Müslüman olarak oradaki kardeşlerimizin bütün hak ve hukuklarını ve yine batıdaki kardeşlerimizin vatandaşlarımız hürriyetlerini demokratikleşme adı altına Anayasal güvenceye alıp, oturtmamız gerekiyor" dedi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız