SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Dünya Kadınlar Günü Kutlanıyor

0
Güncellendi - 2015-12-28 02:03:23
Dünya Kadınlar Günü Kutlanıyor
A- A+ PAYLAŞ

8 Mart Dünya Kadınlar Günü veya Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla Malatya'da da Pazar günü bazı etkinlikler gerçekleştirileceği belirtilirken, yerel yöneticiler, siyasiler ve çeşitli kuruluşlar mesajlar yayınladılar.

NEDEN 8 MART, NEDEN KADINLAR GÜNÜ?..

Wikipedia'da yeralan bilgilere göre; Dünya Kadınlar Günü ya da Dünya Emekçi Kadınlar Günü her yıl 8 Mart'ta kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür. İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır.

8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katıldı.

26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Internationaler Frauentag" (International Women's Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi

İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı fakat her zaman ilkbaharda anılıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921'de Moskova'da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı'nda (3. Enternasyonal Komünist Partiler Toplantısı) gerçekleşti. Adı da "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak belirlendi. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde anılması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960'lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri'nde de anmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak anılmasını kabul etti. Birleşmiş Milletler'in sitesinde günün tarihine ilişkin bölümde, kutlamanın New York'ta ölen işçilerin anısına yapıldığı yazılmamıştır.

Türkiye'de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın, ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekanlardan sokaklara taşındı. "Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programından Türkiye'nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" kutlanmaya devam ediliyor.

Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yayınlanan mesajlar ise şöyle:

AKP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI ÖZNUR ÇALIK..

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Çalık'ın yayınladığı mesaj özetle şöyle:

"Bizler, cenneti annelerin ayaklarının altına seren yüce bir dinin mensupları ve kadını yönetim kademesinin üst mertebelerine taşımış bir medeniyetin emanetçileri olarak, kadın ve erkeğin fıtratlarının farklı fırsatlarının ise eşit olduğunu kabul etmiş bireyleriz..

..AK Parti iktidarı süresince, kadın-erkek fırsat eşitliği, kadın haklarının korunması ve güçlendirilmesi, kadına karşı şiddetin önlenmesi ve kadınların daha fazla istihdam edilmesiyle ilgili çok önemli yasal düzenlemeleri hayata geçirdik.

13 Yıl boyunca genç kızlarımızın okumasının önünde engel teşkil eden yasakçı, gerici tüm zihniyetlerle mücadele ederek, birçok proje ve kampanya yürüttük. Bu sayede kızlarımızın okuma oranlarında son yıllarda önemli artışlar sağladık. Zira kadınlarımızın yaşadıkları sorunları çözmede eğitimin çok önemli bir yeri olduğunun bilinciyle hareket ettik.

Kadın erkek fırsat eşitliğini güçlü bir devlet politikası olarak benimseyen bir iktidar olarak, kadının sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel alanda yer alma oranını destekleyen hedefleri hayata geçirdik.

Ekonomi alanında kadının güçlü olması için izlediğimiz politikalar ve yürütülen çalışmalar ile kadınların işgücüne katılımını ve istihdamını artırdık. Bu yöndeki çalışmalarımızda hiçbir zaman hız kesmeyerek, kadınlarımızın ekonomik bağımsızlığını destekleyeceğiz.

Yine Partimiz bu 13 yıllık dönemde kadının karar verme ve yönetim mekanizmalarında yer alması için verdiği mücadeleler ile de ön plana çıktı.

İktidarlarımız döneminde kadının siyasetteki temsil oranı büyük bir hızla artış gösterdi. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 1935 yılında 4,5 olan kadın temsil oranı, 2011 yılında %14,4'e yükseldi. Yine partimiz bu oranın daha yukarıları çekilmesi konusunda hedeflerini açıkça ortaya koyarken, Başbakanımız ve Genel Başkanımız Sayın Ahmet Davutoğlu, bu oranın yüzde 20’lere ulaştırılacağını ilan etti.

Öte yandan parti olarak her an gündemimizde tuttuğumuz bir diğer önemli konu ise, Kadına Yönelik Şiddetin engellenmesi ve önüne geçilmesi meselesi oldu. 

Tüm dünyanın da en önemli sorunları arasında yer alan bu konuda iktidar partisi olarak kadınla şiddetle mücadelede birçok caydırıcı yasal düzenlemeye imza attık.

2011 yılında “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin İstanbul Sözleşmesine çekincesiz ilk taraf olan ve Meclisinde kabul eden ülke olduk..

..Biz AK Parti olarak, kadınlarımızın güçlü, özgüvenli, kendini kanıtlamış, kariyer sahibi ve sosyal alanda etkin olarak Yeni Türkiye’nin inşasında önemli rol oynayacağına inanıyoruz.

Bu duygu ve düşüncelerle, bir kadın ve bir anne olarak, 8 Mart’ın Kadınlar Günü olarak kabul edilmesine neden olan 1857 yılındaki elim olayda hayatını kaybeden 129 kadın işçi başta olmak üzere, insan eliyle canice öldürülen tüm kadınları saygıyla anıyorum.

Tüm dünya kadınlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü tebrik ediyor ve onları en kalbi muhabbetlerim ile selamlıyorum."

AKP MALATYA MİLLETVEKİLİ CEMAL AKIN..

Milletvekili Akın şu mesajı yayınladı:

"8 Mart, tüm dünyada kadınların eşitlik, özgürlük ve daha huzurlu yaşama isteklerini dile getirdikleri özel bir gündür. 

Kadın hakları ile savunulan; kadınların ayrıcalıklı haklara sahip olması değil, sadece insan oldukları için her yerde ve herkes için geçerli haklara sahip olmasıdır.  

Kadınlar; değeriyle, emeğiyle, sevgisiyle, fedakarlığıyla, toplumun her alanında özgürce, korkmadan yaşamlarına devam edebilmelidir. Hayatımızın her anında varlıklarını hissettiğimiz değerli kadınlarımızın, eğitim, sağlık, siyaset ve toplumun her alanında özgür ve aktif olarak görev almalarına fırsat verilmeli, sosyal destek arttırılmalıdır. Bir toplumda kadına gösterilen saygı, verilen değer, hak ve sorumluluklar, o toplumun çağdaşlık ve gelişmişlik düzeyini gösterir.

Biz bu doğrultuda hükümet olarak, Kadınların ve kız çocuklarının hayatlarını kolaylaştırmak, onların sosyal hayata katılmalarını sağlamak için gereken her türlü yasal adımları atmaya devam ediyoruz.

Bu duygu ve düşüncelerle, tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü tebrik ediyor, selam ve saygılarımı sunuyorum."

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI AHMET ÇAKIR..

Kadınların toplumsal ve siyasal yaşamda her geçen gün daha da etkin olduklarını vurgulayan Başkan Çakır, “Evrensel insan haklarının ayrılmaz ve vazgeçilmez bir parçası olan kadın haklarının sağlanması ve gelişmesi yolunda yapılan çalışmaların simgesi olan 8 Mart, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmaktadır. Siyasi, sosyal ve ekonomik hayata giderek daha çok katılan kadınlar böylece ülkenin aydınlık geleceğinin şekillenmesine de katkı sunmaktadırlar. Kadınların, siyasal, sosyal ve ekonomik haklarını elde edebilmek için başlatılan mücadele, ülkelerde net sonuçlar vermemişken; Türkiye,  kadına seçme ve seçilme hakkını sağlayan ilk ülkelerden biri olmuştur. 

Dünden bugüne toplumsal hayatımızın, millet ve devlet yapımızın odağında yer alan, her şartta, fedakarlıklarını esirgemeyen kadınlarımızın hayatın her alanında daha etkin olmaları ve kadına uygulanan şiddetin sona ermesi dileğiyle; tüm kadınlarımızın, Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum” dedi.

BATTALGAZİ BELEDİYE BAŞKANI GÜRKAN..

Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan mesajında, 8 Mart tarihinin kadın hakları açısında önemli bir tarih olduğunu belirterek, “Son günlerde kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri toplum tarafından büyük tepkilere neden olmaktadır. Hala acısını yüreklerimizde hissettiğimiz Özgecan olayını vicdan sahibi hiçbir  kimse unutmamıştır, unutmadık. Özgür hemşireyi de hiç unutmadık. Erkekler tarafından işlenen kadın cinayetleri karşısında, bir erkek olarak utanç duyuyorum. Şiddetin her türlüsünü, özellikle kadına yönelik şiddetin her türlüsünü kınıyorum. Kadın cinayetlerine baktığımızda, temelinde boşanmalar, namus kavramı ve benzeri durumlar yatmaktadır. Namus, kadın için ne anlam ifade ediyorsa, erkek içinde o anlamı ifade etmelidir. Ama biz toplum olarak, namusu o kadar çok kadınlara yükledik ki, hatayı burada yaptık. Çağdaş ve modern yaşamın gerekliliklerini kabullenmemiz gerekmektedir. Kadının inancımızda ifade edildiği gibi bir emanet olduğunu bilmemiz gerekir. Kadın asil bir varlıktır.  Dolayısıyla toplumumuz noktasında büyük bir eğitim eksikliği var. Bu eğitim eksikliğini gidermemiz gerekiyor. Bizim inancımızda Peygamberimiz ne diyor;  “Cennet annelerin ayakları altındadır”. Bütün şairlerimiz, yazarlarımız, ozanlarımız, edebiyatçılarımız, romancılarımız, eserlerinde kadının asilliğini işlemişlerdir. Toplumsal yaşamın her alanında şefkat ve fedakarlıkları ile toplumda farkındalık oluşturan kadınlarımızın, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyor, sağlıklı, mutlu bir yaşam diliyorum” ifadelerine yer verdi. 

CHP İL KADIN KOLLARI..

CHP İl Kadın Kolları Başkanı Güllü Tunçer'in mesajı:

"8 Mart emekçi kadınların hak arayışının simgesidir.

Avrupa Birliği’nde kadının işgücüne katılım oranı % 64 iken, ülkemizde % 26’dır. Bu istihdamın % 11’i ücretsiz aile işçiliğidir.

- Türkiye’de çalışan kadınların % 58’i kayıt dışı çalışmaktadır.

- Aile içi bakım ve yükümlülükler kadınların çalışma yaşamlarına katılmasında en büyük engeldir. Ayrıca orta ve alt gelir grubunda kadının çalışması için erkekler karar veriyorlar.

- Bugün yasal olarak kadın – erkek eşitliği var görülüyorsa da, fiiliyatta yoktur.

  İktidar partisi mensupları kadın – erkek eşitliğine inanmadıklarını en üst düzeyde dile getirmektedirler.

- Toplumun içinden çıkamadığı cehalet ortamı kadına ayrımcılığı, şiddeti neredeyse hoş görüyor.

- Kadına şiddet son yıllarda giderek arttı.

  Geçtiğimiz günlerde Özgecan’ın vahşice katledilmesi tüm ülkede nefretle kınandı.

- Yaygınlaşan cehalet ortamında kız çocuklarının okutulmaması, buna bağlı olarak çocuk yaşta evlilikler engellenemiyor.

- Kadınların siyasette, toplumun her alanında eşit yer almasını, ayrımcı uygulama ve politikalara son verilmesini istiyoruz.

- Kadınlar artık ölmek istemiyor.

- Kadınlar artık şiddet görmek istemiyor.

- Kadınlar erkek egemen toplumun bedenleri üzerinde denetim kurmasını istemiyor.

- Kadınlar güvenceli iş istiyor.

- Kadınlar eşitlik, özgürlük, hakça yaşamak, onurlu çalışmak, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik hakkından eşit yararlanmak istiyor.

Kadınlar günümüz kutlu olsun."

CUMHURİYET KADINLARI DERNEĞİ..

Cumhuriyet Kadınları Derneği Malatya Şube Başkanı Nesrin Yıldırım şu mesajı yayınladı:

" 8 Mart dünya emekçi kadınlar gününü   öncelikle sevgililer günü ,anneler günü    v.b   gibi hediyeleşme günü  gibi gören veya benzeten    kapitalizmin sermayesi yapan düşüncelerden ayırt etmek gerekir diye düşünüyorum..Bilmeyenler ve unutanlar için hatırlatalım  1857 ' de    NewYork'ta   eşit işe eşit  ücret   talebiyle  yapılan grev sırasında çıkan yangında  kilitli kalarak ölen  çoğunluğu kadın işçiler anısına  1910 'da  Uluslararası   Sosyalist   Kadınlar Konferansında  Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmaya başlamıştır.Amaç kadınlarla ilgili sorunlara dikkat çekilmesi ve çözüm aranmasıdır.kadınlara çeşitli  tanımlamalar yapılarak ta baştan  ayrım başlamıştır.zaman  zaman yasalarla düzenleme getirilsede uygulamalar hep yanlı ve eksiktir.kadın çoğu geri kalmış  yada gelişmekte olduğunu idda eden ülkelerde  sadece cinsel obje  olarak görülmeye  devam etmektedir.Kadın kelimesi  cinsellik   değil   cinsiyet belirtir.Günümüzdeki kadına yönelik taciz,tecavüz ve saldırıların %1400  artma nedeni  toplumumuzun giderek cumhuriyet değerlerinden ve Atatürkün  devrimlerinden uzaklaşması olarak görülmekte daha çok arap emevi kültürü hakim olmaktadır.Çünki  Cumhuriyet bir kadın devrimidir,kadın ancak cumhuriyetle birey, vatandaş  olabilir.Millet ,ulus kavramı  ,toplumcu  ,halkçı özgür bireyler yetiştirir.ATATÜRK' 'ü  özümsemiş , anlayabilmiş ,kavrayabilmiş kadınlar   cumhuriyetin değerini de bilir  ona göre  kız çocuğu  yada erkek çocuğu yerine iyi evlat yetiştirir. Anneliğin sosyal bir görev  olarak anlaşılması  ve çocukların yetiştirilmesi  ve geliştirilmesinde  kadının ve   erkeğin  ortak  sorumluluğunun   tanımlanmasını öngören ve her durumda çocukların çıkarlarını gözeten anlayışa dayanan bir aile eğitimi gerekmektedir.Her iki cinsten birinin aşağılığı veya  üstünlüğü  fikrinin ortadan kaldırılması,kalıplaşmış davranışların ,rollerin,ön yargıların değiştirilmesi  gerekmektedir.Kız çocuklarına kariyer olarak evlenip çocuk doğurmayı değil  ,çalışmayı ,üretmeyi öğretmek,  vatan  ,toprak  ve ulus olmayı öğretmek gerekir.Erkek çocuklaara baba olmanın keyfini anlatırken önce adam olmasını nasıl insan olunuru öğretmek gerekir.Ancak bu sayede sağlıklı nesiller yetişir.Tabii  bunlar sözle öğretilmez   çocuklarımızın bu meziyetleri bizde görmesi  gerekmektedir çünki çocuk kalkar büyüğe bakar.Çoğunluğu görsel bir halk olduğumuz unutulmamalıdır.O  kadar şanslı bir milletiz ki  bütün bu değerler  bize zaten sevgili Atamız tarafından sunulmuş.sadece sahip çıkmamız gerekiyor.Tüm emekçi  kadınlarımızın emekçi kadınlar gününü kutluyoruz."

EĞİTİM İŞ SENDİKASI TEMSİLCİLİĞİ..

Eğitim İş Malatya Temsilcisi Zuhal Güleryuz, açıklamasında şunları söyledi:

"Ülkemizde, kadına yönelik şiddet, kadın emeği sömürüsü, kadın bedeni sömürüsü, kadın yoksulluğu, kadın işsizliği, çocuk gelinler ve okula gönderilmeyen kız çocukları, tacizciyi, tecavüzcüyü, saldırganı koruyup kollayan hukuk sistemi, genel anlamda da kadını yok sayan gerici politikalar kadının özgürleşmesi önünde en büyük engeller olarak durmaktadır.  Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri her geçen gün artarak yükselmektedir.

Erkek egemen toplumun kadınlara yönelik fiziki ve psikolojik şiddeti; işyerlerinde, evlerde, sokaklarda, yaşamın her alanında, artarak devam etmektedir. 2002-2015 yılları arasında 5 bin 406 kadın erkekler tarafından öldürülmüştür. Tablo bu kadar ağırken, erkek katiller ve tecavüzcülerin kravat taktıkları için “iyi hal indirimleri” aldıklarına, “tahrik indirimi”nden yararlanarak cezasız kaldıklarına, tecavüz davalarında ise kadınların “rıza”larının arandığına tanık olmaktayız.

Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan Cinsiyet Eşitliği Raporu’na göre Türkiye, siyasal katılım, ekonomik eşitlik, eğitim ve sağlık hakkı gibi farklı alanlarda kadın erkek eşitliğinde 142 ülke arasında Tunus ve Bahreyn’in ardından 125. sırada yer almaktadır.  Yani ülkemiz, kadın erkek eşitliğinin kesinlikle olmadığı ülkeler arasında yer almaktadır. “Kadıncık Ana senin eşin mi?” sorusuna Hacı Bektaş Veli, “Benim eşim değil eşitimdir’ yanıtını verirken bugün “Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz, o fıtrata terstir”  diyen bir zihniyet işbaşındadır.

Kız çocuklarının okula gitmesini ziyan sayan gerici zihniyet nedeniyle bugün Türkiye’de,  2 milyon 654 bin 643 okuma yazma bilmeyen kişi sayısının 2 milyon 205 bin 315’i kadındır. Yani okuma yazma bilmeyen her 5 kişiden 4’ü kadındır.

Kadınların siyasetteki yeri de istenilen düzeyde değildir. Atatürk’ün 81 yıl önce seçme ve seçilme hakkına kavuşturduğu kadınlarımız, TBMM’de yüzde 14.39 oranında temsil edilebiliyor.

Biz, inanıyoruz ki kadın özgürleşmeden toplum özgürleşemez! Barış, demokrasi, eşitlik ve özgürlük gibi insani değerlerin yok sayıldığı bir dünyada kadınlara yer olmadığının farkındayız ve bu nedenle şiddetsiz ve sömürüsüz bir dünya için mücadeleyi sürdüreceğiz!

Kadınlar yaşama karşı gösterdikleri isyan ve inatla, toplumu hayata bağlayan kararlılığı armağan ediyorlar. Yeryüzüne barışı, çağdaşlığı, inceliği ve sayısız güzelliği kadınların getireceğine inanarak 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyoruz."

AKTİF EĞİTİM-SEN ŞUBESİ

Aktif Eğitim Sen Şubesi Kadın Kolları Başkanı Fatma Mersin, yaptığı açıklamada "8 Mart Dünya Kadınlar Günü, her yıl tüm dünyada çeşitli etkinliklerle kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından belirlenmiş uluslararası bir gündür. Yapılan kutlama ve etkinliklerin amacı, insan hakları temelinde kadınların siyasi, sosyal ve ekonomik durumlarına dikkat çekmek, sorunlarının çözüm için duyarlılık ve bilinç oluşturmaktır.

Bugün ülkemiz gerek insan hakları gerekse kadınlarımızın genel durumu açısından hiç de parlak bir karneye sahip değildir. Özellikle son yıllarda yaşanan hukuksuzluklar ve hak ihlalleri, sosyolojik olarak zaten kırılgan olan kadın hakları konusunda toplumda ciddi tahrifatlara kapı aralamaktadır.

Dünyada ve ülkemizde kadınların üç temel sorunu vardır. Bunlar, emeğinin sömürülmesi, cinsel kimliğinin istismar edilmesi ve şiddettir.

Milyonlarca kadın, tarımda, ev hizmetlerinde, çocuk bakımında her türlü güvenceden mahrum olarak düşük ücretle çalışmaktadır.

Binlerce kadın, çalıştığı ortamlarda, sokakta, evde birilerinin ahlaki zaaflardan kaynaklı saldırılarına maruz kalmaktadır.

Her yıl yüzlerce kadın, bizzat eşinden, ailesinden ya da başkalarından gördüğü şiddet sonucu zarar görmekte hatta hayatını kaybetmektedir.

Sadece geçen yıl, resmi verilere göre 300’e yakın kadın cinayete kurban gitti. Binlercesi, şiddete, tecavüze, tacize kötü muameleye maruz kaldı.

Ne yazık ki toplumdaki erkek egemen anlayış, hukukun işleyişinde de kendini göstermekte, kadınının varlığını tehdit eden davranışların failleri çoğu kez düşük cezalarla kurtulmaktadır. Oysa başta hayat hakkı olmak üzere, kadının her türlü hakkı uluslararası ve ulusal hukuk tarafından güvence altına alınmıştır. Bu nedenle, özellikle ölümle sonuçlanan vakalarda hukuk tavizsiz şekilde işletilmeli, hafifletici sebepler adı altında katiller lehine cezai indirimlere gidilmemelidir. Hukuki düzenlemelerimizde eksiklikler ve yanlışlıklar varsa bunlar vakit yitirmeden düzeltilmelidir.

En başta cinayetler olmak üzere, kadınları mağdur eden her konu, hukuki, sosyal, ekonomik, psikolojik ve dini boyutlarıyla ayrıntılı olarak ele alınmalı, toplumsal değerler sistemimiz ve kültürel kabullerimizde bulunan kadına ilişkin yanlış yargılar ayıklanmalıdır.

Erkek egemen anlayış ve cinsel ayrımcılığa dayalı tutumlar yerine, toplumda daha eşitlikçi, daha hukuka dayalı, daha insani anlayışın hakim olması için eğitimcilere büyük görevler düşmektedir. Bunun için, bir yandan okullarımızın eğitim müfredatında kadın haklarına hususi yerler verilirken, eğitim kurumları, sivil toplum kuruluşları ve medyanın bu konuda yapacağı eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları teşvik edilmelidir.

Ne kadar işe yaradığı tartışmalı olan “evden uzaklaştırma”, “kelepçeli takip”, “koruma” gibi hizmetler yerine, bütün toplumda travmaya neden olan vakalar oluşmadan önlemeye yönelik yeni bir vizyon oluşturulmalıdır. Özellikle sorun yaşayan ailelere daha fazla danışmanlık ve rehberlik hizmeti, daha fazla eğitim, daha fazla maddi - manevi yardım ve toplumdaki sosyolojik bağları daha fazla güçlendirmeyi esas alan yaklaşımlar geliştirilmelidir. Bu konularda göstermelik, hamasi çalışmalar yerine sıkı takip edilen ciddi planlamalar yapılmalı, insanlar kendi kaderlerine terk edilmemelidir.

Bugün kadın haklarına ilişkin ülkemizdeki tablo, ne yazık ki asırlarca İslam Alemine önderlik etmiş tarihi geçmişe sahip bir ülkeye ve topluma yakıştırılabilecek bir tablo değildir."dedi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız