SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Düşük Şeker de Şişmanlatıyor.!

A- A+ PAYLAŞ

Verdiğiniz kiloları fazlasıyla geri alıyorsanız, kendinizi sürekli aç hissediyorsanız, ‘her şeyden vazgeçerim, tatlıdan asla’ diyorsanız, nedeni kan şekerinizdeki dengesizlik olabilir.

Obezite ve metabolizma hastalıkları uzmanı Dr. Ayça Kaya, fazla kilonun nedeninin şeker düşüklüğü olabileceğine dikkat çekiyor.

Şeker düşüklüğü kişilerde tatlılara, çikolatalara aşırı bir eğilim, açlığa dayanamama, sürekli aç hissetme nedeni ile yeme ve hatta geceleri uykudan uyanıp yeme eğilimi görülebilir. İlerleyen dönemlerde ise bu yemenin sonucu olarak şişmanlama ve şeker hastalığının ortaya çıkması kaçınılmazdır.

Dr. Kaya’ya göre, toplumdaki en büyük şişmanlık nedenlerinden biri olan şeker düşüklüğü tanısı konulmadan, kişi diyet uzmanına başvurup düşük kalorili bir diyetle zayıflamaya başlarsa çok büyük bir hata yapar. “Çünkü temel sorun olan açlık, açlıkla tedavi edilmez” diyen Kaya, şu bilgileri veriyor:

“Yani zayıflamaya karar vermeden önce muhakkak şişmanlığın nedeni ortaya çıkarılmalıdır. Şeker metabolizması bozuk, tiroid bezi az çalışıyor veya genetik bozukluk var olabilir. Günümüzde doktorların en fazla uğraştığı hastalıkların (diyabet, tansiyon yükseklikleri, kan yağı yükseklikleri, eklem problemleri, adet düzensizlikleri...) temel nedeni şişmanlıktır. Şişmanlığın temel nedeni ise alınan ve tüketilen enerji dengesizliği ile birlikte çeşitli metabolik rahatsızlıklardır.

Dünyadaki ortalama 220 milyon Tip 2 Şeker hastasının yüzde 80'i şişmandır. Şeker hastalığını şeker metabolizması bozukluklarında son nokta olarak düşünürsek, bir önceki basamak gizli şeker hastalığı dönemi, ondan önceki dönem de şeker düşüklüğü yani reaktif hipoglisemi dönemidir. Yani kan şekerinin yükselmesi ile karakterize olan şeker hastalığının ilk basamaklarında kan şekeri düşüklüğü görülür. İnsülin hormon salgısında anormallik olduğu için normalde kan şekerini 70-110 mg/dl arasında tutan vücut, bu ayarlamayı yapamaz ve özellikle şeker yükü yüksek yiyecekler yendikten bir müddet sonra kan şekeri 70'lerin altına iner. Kişi bunu aşırı acıkma olarak algılayıp tekrar yeme ihtiyacı duyar. Bu gibi durumlarda erken tanı konulup tedaviye başlandığında hiç acı çekmeden, aç kalmadan kendiliğinden fazla kiloların yok olduğu ve ileride şeker hastalığının gelişmediği görülür."

ŞEKER DÜŞÜKLÜĞÜ OLANLARA ALTIN ÖĞÜTLER

Dr. Ayça Kaya, şeker düşüklüğünde yapılması gerekenler konusunda ise şu tavsiyelerde bulunuyor:

• Kan şekeri yemekten 3 saat sonra düşmeye başlar, o nedenle 3-4 saatten fazla aç kalmayın.
• Zayıflamaya karar verdiğinizde bunun bir metabolik rahatsızlıktan kaynaklanabileceğini düşünerek mutlaka doktorunuza danışın.

• Kan şekerini hızla yükseltip arkasından ani düşmesine neden olan basit şekerlerden (sofra şekeri, bal, pekmez, çikolata, şerbetli hamurlu tatlılar gibi) kaçının.
• Şeker yükü fazla olan muz, incir, üzüm, patates, havuç gibi meyve ve sebzeleri süt veya yoğurtla birlikte tüketin.
• ‘Kan şekerim düştü, elim ayağım titredi’ dediğiniz anda asla tatlı yemeyin, peynir ekmek daha iyi bir seçimdir. Kan şekeri düşüklüğünde sadece tatlı yiyebilecekler insülin kullanan şeker hastalarıdır.
• Kan şekerinin hızlı yükselmesini önlemek için kepekli ekmek, bulgur, kepekli pirinç ve kepekli makarna iyi seçimlerdir. Beyaz undan yapılmış besinlerin tercih etmeyin. (poğaça, börek, pasta gibi.)
• En iyi insülin dengeleyicisi egzersizdir, ancak egzersize asla aç başlamayın. Yemekten 1,5-2 saat sonra egzersiz yapmak iyidir. Veya egzersizden hemen önce 1 bardak az yağlı sütle 1 adet meyve yiyin.
• Hazır meyve sularından, şeker içeren limonatalardan ve aşırı çay ve kahveden kaçınmak gerekir. Canınız şeker istediğinde taze meyvelerden tüketin.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız