SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Ehl-i Beyt Paneli Yapıldı

A- A+ PAYLAŞ

Malatya Belediyesi'nce Muharrem ayı nedeniyle organize edilen Ehl-i Beyt Sevgisi Paneli, Cuma akşamı gerçekleştirildi.

Panelle ilgili olarak Belediye Basın Bürosu'nun yayınladığı bülten şöyle:

"..2 Şubat Cuma günü saat 19.00’da Belediye Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen panele, Belediye Başkanı H. Cemal Akın, Vali Vekili Bayram Öz, İl Müftüsü Bekir Gerek, Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Genel Başkanı Fermani Altun, Hacı Bektaş Veli Kültür Merkezi Vakfı Genel Başkanı Hasan Meşeli, Cem Vakfı Başkanı Eşref Doğan, bazı ilçe ve belde belediye başkanları, belediye meclis üyeleri ile vatandaşlar katıldı.

Panel öncesi konuşan İl Müftüsü Bekir Gerek, Ehl-i Beyt sevgisinin önemini vurgulayarak, “Milletimiz, asırlardır sevgili Peygamberimize derin bir muhabbet beslemiş, ona duyulan aşk büyük bir sevgi atmosferi oluşturmuştur. Öyle ki bu sevgi onun şahsıyla sınırlı kalmamış, ehl-i beytine, yakınlarına, ashabına, yaşadığı yerlere ve kullandığı eşyalara kadar geniş bir alanda kendini göstermiştir. Ehl-i Beyt, tarih boyunca kültürümüzde önemli bir yere sahip olmuş ve bu çerçevede onlara karşı özel bir sevgi halesi oluşmuştur” dedi.

Malatya Belediyesi’nin sosyal ve kültürel hizmetleri fiziksel hizmetler kadar önemsediğini söyleyen Belediye Başkanı H. Cemal Akın ise, her yaş ve düşünceden insana hitap edebilecek programlarla Malatya halkının huzurlarına çıktıklarını ifade ederek, “Sözlükte ev halkı anlamına gelen Ehl-i Beyt, dini bir terim olarak, Peygamberimizin mübarek hane-i saadetlerinde yetişmiş, O’nun edebiyle edeplenmiş, örnek ve model şahsiyetlerdir. Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin efendilerimiz, işte bu nesli paki saadetin baş temsilcileridirler “.

Sevgili Peygamberimiz, Ehl-i Beyte olan sevgi, bağlılık ve onların örnek alınmaları hususunda; “Ey İnsanlar! Aranızda (size) iki şey bıraktım ki; sapkınlığa düşmezsiniz. (Bunlar) : Allah’ın kitabı ve benim Ehl-i Beytim’dir.” Buyurarak başta Hz. Ali ve Fatıma olmak üzere neseb-i alisinin müminler için ne kadar önemli bir referans olduğunu vurgulamışlardır.

Bilindiği gibi Mübarek Muharrem ayı içerisinde bulunuyoruz. Muharrem ayı, tarih boyunca insanlık için dönüm noktaları sayılabilecek önemli olayların yer aldığı mübarek bir aydır.

İmam Hüseyin Muharrem ayının onuncu günü Kerbela’da şehid edilmiştir. Kerbela, aslında o günden beri huzur yüzü görmemiş, yüzlerce cinayetin mekânı konumuna gelmiştir. Allahı bir, kitabı bir, peygamberi bir, kıblesi bir olan Müslümanlar, Irak’ta kardeşkanı akıtmaya devam ediyorlar.

Cenabı Haktan bu mübarek ay hürmetine başta Irak olmak üzere dünyanın dört bir yanında zulüm gören; tanklar, bombalar altında bedenleri paramparça edilen kardeşlerimize yardım niyaz edelim. Bundan kendi adımıza dersler çıkararak, vahdetleri için dua edelim. Birlikleri için dua edelim. Dirlikleri için dua edelim. Muzafferiyetleri için dua edelim.

Bütün müminlerin muharrem aylarını ve geçen aşure günlerini bir kez daha tebrik ediyor; İnanan herkese, Hüseyni bir duruş, Hüseyni bir anlayış ve yaşam tarzı temenni ediyorum” dedi.

Vali Vekili Bayram Öz’de, Malatya Belediyesinin Malatya da sosyal yaşamın her alanında konusu ile ilgili uzman kişileri davet ederek yaygın bir şekilde paneller, konferanslar, söyleşiler düzenlediğini ifade ederek, “Bugünde Muharrem ayı nedeniyle “Ehl-i Beyt Sevgisi” konulu bir program düzenlenmiştir. Öncelikle bu tür etkinlikleri düzenleyen, Belediye Başkanımızın şahsında, emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.

Ehl-i Beyti sevmenin her müminin görevi olduğunu belirten Vali Vekili Öz, “Resullullah buyuruyor. Ben sizin aranıza iki değerli şey bırakıyorum. Birincisi Allah’ın kitabı, ikincisi öz akrabalarımdan olan ehl-i beytim. O ikisine de sarıldığınız müddetçe, benden sonra asla doğru yoldan sapmazsınız. Gerçekten o ikisi Kevser havuzunun yanında tekrar bana gelinceye kadar, biri birinden ayrılmazlar. Ehl-i Beyt kamil insan örnekleridir. Onlar hakkı, halka çağırmış bir an bile haktan uzak kalmamışlardır” dedi.

Yapılan konuşmaların ardından “Ehl-i Beyt Sevgisi” konulu panele geçildi. Panel program yöneticisi İl Müftü Yardımcısı Mahmut Karatepe, Ehl-i Beyt Sevgisinin, Peygamber Sevgisi olduğunu, Peygamberi sevmenin de Allah sevgisi olduğunu belirterek, “Hz. Hüseyin Peygamberin torunu ve Hz. Ali ile Hz. Fatıma’nın ikinci çocuğu idi. O zamana kadar Araplar arasında pek rastlanmayan bu adı ona Hz. Muhammed vermiş idi. Bazı kaynaklarda Hüseyin doğduğu zaman Hz. Muhammed’in kulağına “ O cennet çocuklarının efendisi Seyyit’dir” diye seslendiği yazılıdır. Peygamber Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin’i çok severdi. “Bunlar benim oğullarımdır, kızımın oğullarıdır; Allahım ben onları seviyorum, sen de onları sevenleri sev.” dediği birçok kaynakta yazılıdır” dedi.

Ehl-i Beytin birleştirici ve kaynaştırıcı nefesi milletimizin ortak paydası olduğunu söyleyen Karatepe, “Ülkemiz insanlığı hakkında, kötülük düşünenlerin plan ve oyunlarının bu gecede bozulmasına vesile olmasını diliyorum” dedi.

Panelistlerden Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sayın Dalkıran, “Allah, Peygamber ve Ehl-i Beyt” sevgisini anlattı. Dalkıran Cenab_ı Hakkın insan ruhunda korku ve sevgi denilen iki mühim his yarattığını belirterek, “ İnsan bu hisleri yaratılış gayesine uygun kullandığı takdirde dünya ve ahiret saadetine nail olur.

Allah’ı sevmenin yolu, Peygamber Efendimize uymaya çalışmaktır. Bir mümin, itikat, ahlak ve ibadette Resullüllah’a benzemek ve onun getirdiği bütün hükümleri mümkün olduğu kadar uygulamakla Allahı sevmiş olur. Ehl-i Beyt’in ve ashabı kiramın büyüklüğü, Resullullah’a tabi olmakta en ileri seviyede olmalarındandır. Allah’ı sevdik mi, Peygamberimizi seveceğiz. Çünkü o habibullahtır. Dostun dostu da sevilir. Ayrıca Kur’an da Allah’ı sevenlere, Rasulullah’a ittiba ve onu sevmek emredilmiştir. Resullullah’ı sevince, onun sevdikleri ve sevilmesini emrettikleri de sevilecektir ki Ehl-i Beyt, Allah ve Hz. Peygamber’den sonra sevmemiz gerekenlerin başında gelir. Bir hadisi şerif şunu buyuruyor. “Mümin seven ve sevilen dost olan ve dostluk kurulandır, sevmeyen ve sevilmeyende, dost olmayan ve dostluk kurulmayanda hayır yoktur”

Peygamberimiz ayrı bir hadisi şerif de “Çocuklarınızı üç haslet ile terbiye ediniz. Bunlar Peygamber sevgisi, Ehl-i Beyt sevgisi ve Kur’an öğretimi’dir” Yine devamında bir başka ayette “Kim Allah’ı severse Kur’an-ı sever, kim Kur’an-ı severse beni sever, kim de beni severse ashabımı ve akrabalarımı sever” demiştir. Bu sebepten dolayıdır ki Ehl-i Beyt’i sevmek, Peygamberi sevmektir, Peygamberi sevmek, Allah’ı sevmektir” dedi.

Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Genel Başkanı Fermani Altun ise Ehl-i Beyt ve Kerbela olayını anlattı. Altun konuşmasının öncesinde Belediye Başkanı H. Cemal Akın’a teşekkür ederek, “Bizleri böylesine kutsal bir günde buluşturan Belediye Başkanı H. Cemal Akın’a teşekkür ediyorum” dedi.

Altun, Ehl-i Beyt sevgisinin çok büyük bir aşk olduğunu belirterek, “ Ehl-i Beyt büyük bir deryadır. Anlatılmakla, yaşamakla, saatlere, günlere sığmaz. Ehl-i Beyt sevgisi Yüce Rabbimizin sevgisidir. Kur’an sevgisidir. Hz. Resulullahın sevgisidir. Birliğimizdir, kültürümüzdür, yaşamımızdır, varlığımızdır ve İslamın Türk halk motifleridir. İslam birliğinin ancak ve ancak Ehl-i Beyt sevgisi ile ve Ehl-i Beyt’in çizdiği yolda, insanlar kucaklaşarak sağlayabilir. Kainatın kutsal anayasası Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimiz referans olarak göstermiştir” dedi.

Daha sonra konuşan Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Uzmanı Doç. Dr. Osman Eğri ise Ehl-i Beyt’in temsil ettiği değerleri anlattı. Ehl-i Beyt sevgisinin milletimizin gönlünde birleştirici bir aşk olduğunu ifade eden Eğri, “Ehl-i Beyt, İslam semasının parlak yıldızları ve ışık saçan güneşleri, Hz. Peygamberin ilim kaynağından faydalanmış, risalet evinde büyümüş insanlık örnekleridir. Ehl-i Beyt, ilimle, ameli, hayatla ahlakı, hikmetle irfanı buluşturmuş, sevgi, rahmet ve bağışlamanın adresi olmuş, Gül-i Muhammedi’nin hoş kokusunu tarihin her sayfasına sindirmiş kutlu nesillerdir.

Biz Müslümanlar sonsuz ve şartsız olarak Allah’ı severiz Sonra Peygamberi severiz. Ama onu haşa ilah gibi değil, Allah’ın kulu ve Resulü olarak severiz. Onda bütün kemalletin kendi zatın da değil, Allah’dan olduğuna iman ederiz. Onun, Cenabı Hakkın isim ve sıfatlarının tecellisine en geniş bir ayna olduğunu bilir ve bu itibarla kendisini canımızdan, malımızdan ve akrabalarımızdan kısaca her şeyimizden çok severiz. Allah için sevmek, Allah gibi sevmemek büyük önem taşır. İşte Ehl-i Beyt sevgisinin asıl değeri burada, gönülden sev, kalpten sev. Ehl-i Beyt bu nedenle sevgi ve şefkatin temsilcisi olmuştur.

Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, Niyazi Mısr-i, Mevlana Peygamber dostlarıydı. Gönüllerinde Ehl-i Beyt sevgisi taşıyan bu insanlar 4 bir kıtaya yayılarak İslamı, gerçek Ehl-i Beyt sevgisini, insanlara empoze ederek, İslam Birliğinin daha da büyümesini sağlamışlardır."

Hacı Bektaş Veli Vakfı Genel Başkanı Hasan Meşeli ise İslam tarihinden bugüne kadar kötü emelleri olan insanların tarih boyunca Ehl-i Beyt’ten gelen hoşgörü ve sevgiyi yıkamadıklarını ifade ederek, “Hz. Hüseyin, Hz. Hasan ve İmam Hüseyin’in Kerbela da katledilişi, yüce İslam dinin elden gitmemesi için, Yezit denilen zalimin elinden, İslam Dinin heder olmaması için kendi canını Allah ve Resulu yolunda, Hz. Hüseyin kurban ediyordu.

Yezit insanlara zulmediyordu, güçlü zayıfı eziyor. Kur’an’ın emir ve nebileri ortadan kaldırılıyor ve İslam Dinin’den hiçbir eser kalmıyordu. Hz. Hüseyin’in Kerbela da yere dökülen mübarek kanının bereketiyle İslam Dini güçlendi, kavi oldu ve hak geldi batıl zahir oldu. Mazlumlar ve masumlar kıyamete kadar zalimlere kafa tutsunlar diye, en güzel şerefli bir abide oluştu.

Yüce Peygamberimizin Ehl-i Beyti’nin faziletleri, sayılamayacak kadar çok. Çünkü Hz. Ali’den sonra gelen bütün o masum imamlar, başta Peygamber efendimizin bu mübarek nurlu yolunu, en güzel bir şekilde yerine getirmişler. İslam dinine çok önemli hizmetler ve emekler vermişlerdir.” dedi.

Panelin sonunda panelistler, gelen soruları cevaplandırdılar."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız