SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Ehl-i Beyt Sevgisi Bitmez'

A- A+ PAYLAŞ

Muharrem ayı dolayısıyla "Ehl-i Beyt Sevgisi" paneli düzenlendi. Belediye Başkanı ve Müftünün yanı sıra Zeynel Abidin, CEM ve Hacı Bektaş Veli Vakıflarının başkanları yaptıkları konuşmalarda Ehl-i Beyt Sevgisini anlattılar.

Ankara dönüşü Akçadağ yakınlarında trafik kazası geçiren Belediye Başkanı Cemal Akın, bu kazadan 2 saat sonra başlayan panele katıldı ve bir konuşma yaptı.

Panele ilişkin olarak Belediye Basın Bürosu tarafından yayınlanan bülten şöyle:

"19 Aralık Cumartesi günü saat 19.00’da Belediye Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen panele, Belediye Başkanı H. Cemal Akın, İl Müftüsü Bekir Gerek, Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya, bazı ilçe ve belde belediye başkanları, İl Genel Meclis Üyeleri, Belediye Meclis üyeleri, Belediye Başkan Yardımcıları, bazı vakıf Dernek ve Oda Başkanları ile vatandaşlar katıldı.

Panel öncesi konuşan İl Müftüsü Bekir Gerek, Ehl-i Beyt sevgisinin önemini vurgulayarak, “Malatya’mız yetiştirdiği devlet adamlarıyla, sanat adamları, iş adamları ve her konuda yetiştirdiği insanları ile Türkiye ‘ye örnek olan bir il olduğu gibi, Malatya’mız Alevisiyle Sünnisiyle her inançtaki insanların bir arada yaşamayı ve bu tecrübeyi de Türkiye’ye yine örnek olmada da başarı göstermiş bir vilayettir.

Öte yandan, Milletimiz, asırlardır sevgili Peygamberimize derin bir muhabbet beslemiş, ona duyulan aşk büyük bir sevgi atmosferi oluşturmuştur. Öyle ki bu sevgi onun şahsıyla sınırlı kalmamış, Ehl-i Beytine, yakınlarına, ashabına, yaşadığı yerlere ve kullandığı eşyalara kadar geniş bir alanda kendini göstermiştir. Ehl-i Beyt, tarih boyunca kültürümüzde önemli bir yere sahip olmuş ve bu çerçevede onlara karşı özel bir sevgi halesi oluşmuştur” dedi.

Malatya Belediyesi’nin sosyal ve kültürel hizmetleri, en az fiziki hizmetler kadar önemsediğini söyleyen Belediye Başkanı H. Cemal Akın ise, her yaş ve düşünceden insana hitap edebilecek programlarla Malatya halkının huzurlarına çıktıklarını ifade ederek, “Ehl-i Beyt; lügatte ev halkı, aile topluluğu gibi anlamlara geliyor. Dini bir terim olarak ise, Peygamberimizin eş, çocuk, damat ve torunlarından oluşan yakın akrabalarına denilmektedir. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V) de Ehl-i Beyt’in müminler için ne kadar önemli bir referans, kaynak ve model olduğunu sık sık vurgulamıştır” dedi.

Peygamberimizin “Şehrullah: yani Allah’ın Ayı” diye nitelendirdiği Muharrem ayı’ na girmiş bulunduğumuzu ifade eden Başkan Akın, “Muharrem ayı, tarih boyunca insanlık için dönüm noktaları sayılabilecek önemli olayların yer aldığı mübarek bir aydır. Zira bu ay içerisinde idrak ettiğimiz Aşure günü; Hz. Âdem’den bu yana birçok peygamberin hayatında önemli değişim ve dönüşümlerin yaşandığı “miladi” bir nitelik taşıyan müstesna bir gündür” dedi.

Başkan Akın, “İnanç dünyamızda bu denli önemli yeri bulunan muharrem ayı ve Aşure gününün bir de Kerbelâ vahşeti ile “hüzünle” hatırlanması söz konusudur. Peygamberimizin “Cennet Gençlerinin Efendisi” diye övdüğü ve “Allah’ım ben onları seviyorum, sen de sev” diyerek dua ettiği torunlarından Hz. İmam Hüseyin, bu günde 55 yaşında katledilerek şehid edilmiştir.

Fakat burada unutulmaması gereken bir hakikat var ki; Hz. İmam Hüseyin şahadet şerbetini içerek, Rabbi katında peygamberlerden sonra ulaşılabilecek en yüce mertebeye ulaşmıştır” dedi.

Yapılan konuşmaların ardından Diyanet İşleri Başkanlığı Görevlisi Doç.Dr. Osman Eğri’nin yönettiği Ehl-i Beyt Sevgisi konulu panele geçildi. Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Genel Başkanı Fermani Altunun gelemediği Panelin Yöneticisi Doç. Dr. Osman Eğri ilk sözü Zeynel Abidin Vakfı Başkanı Erdoğan Ünverdi’ye verdi.

Ünverdi, bu günün çok önemli bir gün olduğunu belirterek, “Bugün 10 Muharrem, Hz. Hüseyin’in şehid edilişinin 1328’nci yıldönümü. Sevgili Peygamberimizin torunu Hz. Hüseyin bu günde Yezid ve yandaşları tarafından şehid edildi. Bugün binlerce can Zeynel Abidin’e gelerek dua etmişlerdir. Yüce Allah’tan bu duaların kabulünü diliyorum. Bu ne büyük bir sevgidir ve bu sevgi her geçen gün büyüyerek artmaktadır.

Yüce Allah, buyurmaktadır ki “Allah yolunda şehid olanlara ölüler demeyiniz, çünkü onlar sağdırlar.” Evet onlar bugün bile hala gönlümüzde yaşamaktadırlar. Bize düşen görev Peygamberimizi ve O’nun torunlarını daha fazla sevmektir. Birçok Ayet ve Hadiste Ehl-i Beyt ile ilgili olarak bizlere bildirildiği gibi, Ehl-i Beyti sevmek, Allah’ı sevmektir, Ehl-i Beyti sevmek Peygamber Efendimizi sevmektir.

Peygamberi ve ehl-i Beyti sevmek ayetlerde bizlere bildirildiği gibi Allah’ın bir emridir. Yani insanların keyfiyetine bırakılmamıştır” dedi.

Hacı Bektaşi Veli Vakfı Genel Başkanı Hasan Meşeli ise İslam tarihinden bugüne kadar kötü emelleri olan insanların tarih boyunca Ehl-i Beyt’ten gelen hoşgörü ve sevgiyi yıkamadıklarını ifade ederek, “İnsanlık tarihinin yüz akı, Peygamberler Sultanı Peygamber efendimiz Hz. Muhammed’in torunu Hz. İmam Hüseyin ile 72 şühedasının Emevi zalimleri tarafından, kendilerine bir damla su dahi vermeden katledilişlerinin 1328’nci yıldönümünü yaşamaktayız.

Ehl-i Beyt Sevgisi, Alevi kardeşliğinin sağlam temellere oturtulması açısından Allah’ın bizlere sunduğu bir lütuftur. Peygamber Efendimiz’in Ehl-i Beytine ve torunlarına verdiği sevginin göstergesi olması bakımından bir anekdot aktarmak istiyorum; Peygamber Efendimizin bir yanında oğlu İbrahim, diğer yanında torunu Hz. Hüseyin varken, Cebrail Aleyhiselam gelir ve ‘Ya Allah’ın Resulü, Kucağındakilerden birinin vadesi gelmiştir ve bu kararı Cenab-ı Hakk size bırakmıştır’ der. Peygamber Efendimiz, - eğer İbrahim vefat ederse ben üzülürüm, ama Hüseyin vefat ederse hem ben üzülürüm hem annesi Fatıma üzülür. Buna dayanamam- Ve aradan üç gün geçtikten sonra oğlu İbrahim vefat eder. Efendimiz ise bundan sonra Hz. Hüsey’i her kucağına aldığında – Ya Hüseyin senin için oğlum İbrahim’i feda ettim- der.

Öte yandan Hz. Ömer Hz. Ali’den bahsederken O’nun sahip olduğu 3 özellikten bahseder. Bunlar; Hz. Ali’nin Peygamber Efendimizin evinde yaşama şerefine erişmesi, O’nun pak ve temiz kızı Hz. Fatıma ile evlenmesi ve Hayber’in fethinin Hz. Ali’ye nasip olmasıdır. Bunlar işte Ehl-i Beyt’i gerçekten ne kadar çok sevmemizi gösteren delillerdir” dedi.

Cem Vakfı Malatya Şube Başkanı Eşref Doğan ise İftar yemeğini ve Panelin düzenlenmesini sağlayan Belediye Başkanı H. Cemal Akın ve Müftü Bekir Gerek başta olmak üzere emeği geçenlere teşekkür ederek, “Sayın Müftü ve Belediye Başkanımızın yaptıkları aslında kilitli olan kalplerin açılması, bu kilitlerin kırılması anlamına da gelmektedir” dedi.

Eşref Doğan, Kerbela Olayının meydana gelişi ile ilgili tarihi süreç hakkında ayrıntılı bilgiler vererek, “Yezid ve yandaşlarının yaptıkları vahşet ile kıyım Kerbela Olayı ile sınırlı kalmamış daha sonraki yıllarda da devam etmiştir. Yezid ve adamları bu olayın ardından Medine’ye giderek burada 300 sahabe ve 10 binden fazla Medineliyi katletmişlerdir. İşte bu zulümler de tarihin sayfalarında kirli olaylar olarak yerini almıştır.

Yine Abbasi Hanedanı Hz. İmam Azam’dan Ehl-i Beyt aleyhinde fetva alamadığı için onu kırbaçla cezalandırarak öldürmüştür. Araplar kendi bağırlarından çıkmasına rağmen Ehl-i Beyte işkence ederken, zulümler neticesinde yörelerinden ayrılarak Orta Asya ve Horasan’a yerleşen Seyyidlere Türk Hükümdarları tarafından tam aksine itibar gösterilmiş, destek verilmiş ve katkı sağlanmıştır. Seyyid soyundan gelenler Türklerle birlikte Anadolu’ya ve Budapeşte’ye kadar gelmişlerdir” dedi.

Panel Yöneticisi Doç. Dr. Osman Eğri ise yaptığı konuşmada Ehl-i Beyt Sevgisinin bitmeyeceğini belirterek, “Fuzuli bir eserinde; - Dünya üzerinde kurulmuş olan ve kurulacak olan bütün devletlerin mutlaka bir gün sona erecektir. Ancak, bir tek zümre vardır ki onların nesli kıyamete kadar devam edecektir – demektedir.

Anadolu’da bazı şehirlerde elde edilen tarihi el eserlerinde anlatılan bazı anekdotlar hakkında bir takım bilgiler vermek istiyorum. Bu eserlerden elde ettiğimiz bilgilerin bazılarında Hüseyinleşmenin yolunun bazı kaidelere uymaktan geçtiği belirtilerek bunların; Bilgi sahibi olmak, Allah’a isyankar olmamak, Nefsine uymamak, Tamah etmemek, Dünyaya bağlanmamak, Şevke düşmemek, Turabi olmak, Kimseye acı ve zarar vermemek, pinti ve aceleci olmamak, vesveseci olmamak olduğu belirtilmektedir.

Yine bir diğer eserden elde ettiğimiz bilgilere göre ise Cebrail Aleyhiselam, insanlara seslenirken, ademoğlu olsa 7 şeyi yapmaya devam edeceğini söylemektedir. Bunların da Namaza ve niyaza devam etmek, ilim ve irfan sahibi insanların sohbetinde bulunmak, onları sevip saymak, Cenazelere gitmek, Cenk eden münakaşa eden iki kişiyi sulh etmek, Hz. Hüseyin aşkına su vermek, Yetimlere merhamet etmek olduğu ifade edilmektedir.

Ben bu toplantıda yapılan konuşmaların aslında tüm Türkiye tarafından izlenmesini isterdim. Çünkü, buradaki konuşmacılarımızın anlattıkları gerçekten örnek alınacak ifadeler içermektedirler. Bu nedenle programı düzenleyen başta Belediye Başkanımız H. Cemal Akın ve diğer emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız