SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Ehl-i Beyt Sevgisi Paneli

0
Güncellendi - 2015-12-27 19:40:38
Ehl-i Beyt Sevgisi Paneli
A- A+ PAYLAŞ

Malatya Belediyesi tarafından 2013 yılı kültürel etkinlikleri kapsamında Muharrem ayı dolayısıyla 10. "Ehl-i Beyt Sevgisi" konulu panel düzenlendi.

İlk olarak açış konuşmalarının yapıldığı panelde birlik beraberliğe dikkat çekildi. 

Panelde bir konuşma yapan Hacı Bektaşi Veli Kültür Merkezi Vakfı Genel Başkanı Hasan Meşeli, Malatya Belediyesi’nin 10 yıldan beri Ehl-i Beyt Sevgisi paneli düzenlemesinden dolayı Belediye Başkan Ahmet Çakır ve eski belediye başkanı olan Milletvekili H. Cemal Akın’a teşekkür etti. Meşeli, günümüz Türkiye’sinde birlik ve beraberliğe son derece ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Cem Vakfı Malatya Şube Başkanı Eşref Doğan ise panelin Türkiye’de bir rekor olduğunun altını çizerek, Malatya’nın yakaladığı birlik beraberliğin diğer 80 ilde de yakalanmasını temenni etti. 

Zeynel Abidin Vakfı Başkanı Erdoğan Ünverdi de Muharrem ayının İslam aylarının ilki olduğunu dile getirerek Muharrem’in barış ve oruç ayı olduğunu belirtti. Ünverdi, “Muharrem, barış ayıdır. Çünkü, haram aylardan bir tanesidir” dedi.  

Belediye Başkanı Ahmet Çakır ise yaptığı konuşmada, Muharrem ayının barış, huzur ve kardeşlik getirmesini temenni ettiğini belirterek, “Bu tür etkinliklerin her ilde yapılmasını diliyorum. Muharrem ayında, Hz. Adem’den Hz. Nuh’a, Hz. Musa’dan Hz. İsa, Hz. İbrahim dönemlerinde bir çok olay vuku bulmuştur. Ama bu ayda gerçekleşen olaylardan bizleri derinden üzen, etkileyen İmam Hüseyin ve 72 arkadaşının şehit edilmesi hadisesidir. Dolayısıyla bu yaşananlardan ibret almamız gerekiyor. Ama Irak’ta patlayan bombalar, Afganistan’ın durumu; Suriye’de, Mısır’da yaşananlara baktığımız zaman demek ki yeteri kadar ders çıkaramıyoruz, anlayamıyoruz. Hz. Ali, Hz. Hüseyin ve Hz. Hasan’ı çok iyi anlamamız lazım. Onların hutbelerini iyi bilmemiz lazım. Onların yaşamını, ahlakını kendi hayat tarzımıza eğer tatbik edebiliyorsak düzenlediğimiz bu programlar da amacına ulaşmış olacaktır. Hepimizi yasa boğan ve bugün de yüreğimizi kanatan Kerbela olayının bir daha yaşanmaması hepimizin ortak dileği. Tüm katılımcılara teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Daha sonra panele geçildi. Rahatsızlığı dolayısıyla Ehli Beyt Alimler Derneği Başkanı Kadir Akaras’ın katılamadığı panelde Ehl-i Beyt ve Kerbela hadisesi anlatıldı.

Panel yöneticisi Prof. Dr. Hasan Kavruk, Muharrem ayı münasebetiyle Ehl-i Beyt Sevgisi paneli organizasyonu yapılmasının çok güzel bir etkinlik olduğunu belirterek, “Ehl-i Beyt’i sevmek; Hz. Hasan’ı, Hz. Hüseyin’i, Hz. Ali’yi, Hz. Fatıma’yı, Hz. Peygamber’i sevmektir; dolayısıyla Hz. Allah’ı sevmektir. Allah sevgisi, bunlarla beraber devam ettiği müddetçe çok daha kuvvetli, sağlıklıdır. Tarih boyunca büyük şairlerimiz bütün eserlerini bu sevgiyle, bu muhabbetle donanmış şiirleriyle açarlar. Klasik edebiyatımızda divanlar hep Allah sevgisiyle başlar. Tevhitler, Münacatlar (Allah’a yakarış şiirleri) Allah sevgisini işler. Naatlar, Hz. Peygamber sevgisini işler. Yine İlahiler, Allah sevgisini işler” dedi.

Kavruk, sevgi üzerinde durarak, “Sevmenin yoğun şekline, yani insanı sarmaşık gibi sarıp sarmalayan şekline aşk diyoruz. Mevlana, ‘aşk olmasaydı dünya kururdu’ diyor” ifadelerini kullandı.

Panelist Yazar-Senarist Ahmet Turgut, Resulullah’ın Muharrem ayına kendi mührünü vurmadığına dikkat çekerek “Evvelki birçok Nebi, Muharrem ayına mühür vurmuş ama Resulullah Muharrem ayına mühür vurmamış. Böylelikle bize bir işaret sundu; Oğul, babanın sırrıdır. Resulullah bu sözün altını defalarca çizdi; oğul, babanın sırrıdır, Hasan ve Hüseyin benim oğullarımdır. Hüseyin, dedesinin Muharrem ayına bırakmadığı mührü vurdu” dedi.

Turgut,  konuşmasının devamında Kevser Süresi bağlamında Ehl-i Beyt’i anlattı.

Panelistler,  programın sonunda izleyicilerden gelen soruları da yanıtladılar.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız