SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'En Adil Şekilde Aydınlatılmalı'

0
Güncellendi - 2015-12-27 19:59:13
'En Adil Şekilde Aydınlatılmalı'
A- A+ PAYLAŞ

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Eğer bir yolsuzluk iddiası, bir rüşvet, bir kara para aklaması söz konusu ise bunu yargı en iyi şekilde, en adil şekilde aydınlatmalıdır” dedi.

Başbakanlık Yeni Bina’da basın toplantısı düzenleyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İstanbul’daki rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Arınç, "Dünden buyana kamuoyunu ilgilendiren önemli bir operasyon kapsamında hükümet adına bilgi sunmak istedim. Bugün öğleden sayın Başbakanımızın başkanlığında bazı bakan arkadaşlarımızla bir araya geldik. Olayı elimizdeki bilgiler kapsamında değerlendirdik ve hükümetimiz adına biran önce bir açıklama yapılmasında zaruret bulunduğunu düşündük" dedi.

Olayları basının yakından takip ettiğini dile getiren Arınç, şunları kaydetti:

“Dün sabah erken saatlerde İstanbul merkezli daha sonra 28 adreste yapılan sabaha karşı baskınlarla 52 kişi gözaltına alındı. İşadamları ve Fatih Belediye Başkanı olmak üzere üç bakanımızın oğlu da emniyete götürüldü. Halk Bankası’nın eşi dün gece serbest bırakıldı. İfadesi alanına veya alınacak kişi sayısı 51 oldu. Bu 51 kişinin sorgusuna başlandığı öğrenildi. Cumhuriyet Savcısı Celal Kara’nın yürüttüğü üç ayrı soruşturma çerçevesinde başlatılan rüşvet, yolsuzluk operasyonuyla ilgili iki yeni savcı daha görevlendirildi. Bu operasyonlarda 4 bakanımızın isminin geçtiği ifade edilmektedir. Bir belediye başkanımız vardır. Bazı bakan arkadaşlarımızın çocukları isimleriyle bahsedilmektedir. Danışmalar vardır, koruma kurullarında görev almış bürokratlar vardır. Bazı işadamları ve inşaat firmalarının isimlerinden bahsedilmektedir ve hepimizin üzerinde çok duyarlı olduğu bazı suçlamalar yapılmaktadır. Rüşvet gibi, yolsuzluk gibi kara para aklaması gibi. Türkiye’yi derinden sarsan bu üç ayakla yolsuzluk operasyonuyla ilgili olarak elde edebildiğimiz bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum.”

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Çolakkadı tarafından bir açıklama yapıldığını anımsatan Arınç, “Uzun ancak bazı kanun maddelerini saymadan kamuoyunu ilgilendireceği şekilde şunu söylemek istiyorum. Soruşturmaların kapsamı, şüpheli sayısının çokluğu, gözaltındaki şüphelilerin işlemlerinin yasa gözaltı süresinde bitirilmesini gerektiği nazara alınarak ve delillerin tam olarak toplanıp soruşturmanın kısa sürede ikmal edilmesi için önceden beri kapsamlı soruşturmalarda uygulandığı gibi bu soruşturmalara yardım etmek üzere iki cumhuriyet savcısı daha görevlendirilmiştir. Görevli olanlara ilaveten kapsamı bakımından işlerin biran önce sonuçlandırılması açısından iki Cumhuriyet savcısının görevlendirildiği ifade edilmektedir. Yeni görevlendirilen Cumhuriyet savcıları memurlar ve kamu görevlilerinin suçlarını soruşturmak için kurulmuş bulunan memur suçları soruşturma bürosu ve özel soruşturma bürosunda görevli olup önden beri memur ve kamu görevlerini soruşturmalarına yürütmektedirler. Yargı mercileri, yasalar ve görevle ilgili iç düzenlemeler çerçevesinde hakikatlerin ortaya çıkarılması yasal gereğin yapılması için çalışmakta olup diyerek yaptıkları işi anlatıyor başsavcı. Buradan anladığımız şudur mevcut savcılara ilaveten işlemleri çabucak kolaylaştırmak amacıyla iki yeni savcı daha görevlendirilmiştir. Rutin bir işlemdir” diye konuştu.

Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamayı da hatırlatan Arınç, konuşmasında şunları kaydetti:

“Bunda da bazı şube müdürlerinin görev yerlerinin değiştirilmesinin gerekçesi açıklanıyor. O da şudur; Basında yer alan emniyet personelinin görev yerlerinin değiştirilmesiyle ilgili haberler üzerine şu açıklama yapılmıştır; ‘Bazı ilerimizde emniyet personelimizin görev yerleri haklarında görevi kötüye kullanmalarıyla ilgili soruşturmalar sebebiyle değiştirilmiş, bazı illerde personelimiz idare gereklilik nedeniyle farklı görevlere gönderilmişlerdir veya görevlendirilmiştir’ deniyor. Bu da basına aksetmişti. Bu olayları takiple görevli kolluk güçlerinin bir kısmının görevlerini yaparken, görevlerini kötüye kullandıkları iddiasıyla açılan soruşturmaların salimen sonuçlanması için görev yerlerini değiştirildiğinden bahsediliyor.”

HSYK tarafından yapılan açıklamayı da değerlendiren Arınç, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından yapılan açıklamayla HSYK tarafından yapılan açıklamaların örtüştüğünü söyledi. Arınç, “Bir defa bir operasyon yapıldı ve üç ayaklı olduğu içerisinde de bazı bakanlarımızın, bakan çocuklarının, belediye başkanlarını ve bürokratların isimlerinin geçtiğini söyledim. Bunu bir adli operasyon, bir yargı süreci, soruşturma sürecinin de başladığının da ilave etmeliyim. Bu konuda hükümetimizin görüşü 11 yıldan bu yana kesinlik değişmemiştir. Partimiz henüz kurulma aşamasındayken, henüz hükümet olmamışken biz Türkiye’de siyaseten yozlaştığı bir noktadaydık. Siyaset kurumu yıpranmıştı, siyasetçilerin yolsuzluklarla ilişkileri konuşuluyor bu yüzden hükümetler uzun olmuyor ve başarılı sayılmıyorlardı. Kuruluş ilkemiz olarak da biz 3Y ile mücadele edeceğimizi ifade ettik” dedi.

Halkın AK Parti iktidarının 3Y ile vatandaşların takdir ettiğini dile getiren Arınç, konuşmasına şöyle devam etti:

“Geldiğimizden buyana pek çok menfaat şebekesi, çete ve mafya örgütleri yargının önüne çıkarılmıştır. Pek çoğu dağıtılmıştır. Suç işlemek amacıyla örgüt kuranlarda dahil yolsuzluk üzerine çıkar sağlamak amacıyla kurulan birlikteliklerde hükümetimiz döneminde siyasi iradenin güçlü olması sebebiyle yakalana bilmiş, yargılana bilmiş ve hakkaların da kararlar verilmiştir. Bunların hepsi kolluk kuvvetleriyle yargı süreciyle başlayan süreçlerdir. Elbette kararları hakimler ve savcılar vermektedir. Elbette aramalar, tutuklamalar, gözaltılar yine yargı süreci içerisinde değerlendirilmektedir. Bizim buradaki görevimiz nedir. Siyasi irademiz güçlüdür ve yolsuzluk yapanların Türkiye’de kökünü kazımak üzerine ciddi bir şekilde dimdik ayakta durmuştur. Bugüne kadar yapılanları böylesine büyük bir onur ve şerefle anlatan hükümetimizin yolsuzluk söz konusu olan bir yerde yolsuzluktan yana tavır almasını hiç kimse beklemez. Böyle bir şey ne dün vardı ne bugün de olacaktır. Buna şunu sözlerimle tamamlamak istiyorum: eğer bir yolsuzluk iddiası, bir rüşvet, bir kara para aklaması söz konusu ise bunu yargı en iyi şekilde, en adil şekilde aydınlatmalıdır.”

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İstanbul merkezli yürütülen rüşvet ve yolsuzluk operasyonuna ilişkin, "Bu operasyon niçin bu zamanda yapılıyor? Hükümeti yıpratmak, zor durumda bırakmak için. Bizim bugüne kadar en çok başarıyla gerçekleştirdiğimiz yolsuzluklar konusunda kamuoyunun gözünden düşürülsün diye. Bu kanaatimizi pekiştirecek delilleri, bu işi yapanları da en kısa zamanda bulacağız. Devlet içerisinde kümelenmiş ve yuvalanmış illegal bir örgüt söz konusuysa bunları ortaya çıkarmak da boynumuzun borcu" dedi. 

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Başbakanlık Yeni Bina'da düzenlediği basın toplantısında, İstanbul merkezli yürütülen rüşvet ve yolsuzluk operasyonuna ilişkin açıklamalarda bulunarak, "Eğer bir yolsuzluk, rüşvet, kara para aklama söz konusuyla bunu yargı en iyi en adil şekilde aydınlatmalıdır. Bu konuda da siyasi iradesinin yargı sürecinde de her zaman arkasında olacaktır. İsimler kim olursa olsun, geçmişte veya bugün hükümetimizle ne kadar iyi ilişkiler içinde bulunduğu farz edilirse bizim nazarımızda her şey nötrdür. Yargı sürecinin vereceği karara her zaman saygılı olacağız. Çete ve mafyalarla mücadele eden hükümetimiz her konuda yargının arkasında olacaktır. İsimlerin hükümete yakın olduğu iddiaları bizi ilgilendirmiyor. Bir iddia varsa bu ispatlanmalı, gerçek ortaya çıkarılmalıdır. Bu konuda muhalefete bir cümle söylemek istiyorum, hükümeti eleştirmek, hükümette yer alan bakanlar üzerinden hükümetin yıpratılmasını istemek, önümüzdeki mahalli seçimlere kırık bir şeklide gitmesini isteyebilirler. Bu olay dikkatle takip edilmelidir. Eleştiriler her zaman yapılmalıdır. Henüz ispatlanan bir şey yokken peşinen hükümlü, suçlu saymak muhalefete yakışmaz. Yolsuzluk iddiaların süratle araştırılmasın isteyebilirler. Bu tür olaylara yol açtığı iddia ediliyorsa eleştirilerini yapabilirler. Hükümeti bu olay sebebiyle sorumlu tutmak doğru bir davranış olamaz. Kamuoyunda kendilerini de hükümeti de zor durumda bırakacak işler yapmasınlar" ifadelerini kullandı.

“KARARI SABIRLA BEKLEYECEĞİZ"

"Bize düşen sabırla ama biran önce de yargının elindeki delillerle suçladığı kişilerle yüzleşmesi” diyen Arınç, “Ciddi bir adil yargılama sonucunda deliller yeterli midir, bu konuda karar verilmesidir. Bu kararı sabırla bekleyeceğiz" dedi. 

Bir soruşturma sürecinin olduğunu anlatan Arınç, bu gizliliğe şu anda uyulmadığına işaret etti. Geçmişte başka kişilerin yine bu usullerle suçlanmış olabileceğini söyleyen Arınç, o günün mağdurlarıyla bugünün mağdurlarının farklı olduğunu ifade etti. Arınç, yargı sürecinin hakkaniyete uygun bir şekilde ve süratle gerçekleştirilmesini beklediklerini bildirdi. 

"Bir İçişleri Bakanını oğlunun gözaltına alındığını basından duyması kadar acıklı bir şey olabilir mi" diyen Arınç, "Bir İstanbul Emniyet Müdürünün, İstanbul Valisinin yapılanlardan saatler sonra haberdar olmasının ne anlamı olabilir? Batıda da böyle oluyor' deniliyor. Kolluk güçlerimizin görevlerini ifa ederken üzerlerine aldıkları görevle ilgili sıralı amirlerine bilgi vermesi gibi bir mükellefiyet var. Rütbene bakarak bir üst rütbedeki insanın senin görevinle ilgili bir kanaate ulaşması gerekebilir. Bazılarının hakkında görevlerini kötüye kullandığı iddiasıyla soruşturma açılmıştır" dedi.

Ortada bir iddianın olduğunu belirten Arınç, "Bu iddiada kimlerin ismi geçiyorsa, hükümetimizle ilgili olanlarından ilgisi olmayanlara kadar bu iddialar sonuna kadar araştırılmalıdır. Kim hakkında deliller var ve suçlanacaksa, kim hüküm giyecekse bizi ilgilendirmiyor. Biz hükümet olarak bugüne kadar yolsuzluklara karşı savaş vermiş, bunu varlık sebebi saymış bir hükümetiz. Yargıya düşen bir an önce ifadelerin alınması, sorguların yapılması, gözaltılardan serbest bırakılacaklar mutlaka olacaktır. Bu konularda gerekenlerin yapılması ve hakkında ciddi deliller bulunuyorsa bunların da yargı gereğini yapacaktır" şeklinde konuştu.

"DEVLET İÇİNDE KÜMELENMİŞ İLLEGAL BİR ÖRGÜT SÖZ KONUSUYSA BUNLARI ORTAYA ÇIKARMAK BOYNUMUZUN BORCU"

"Bu operasyon niçin bu zamanda yapılıyor" diye soran Arınç, "Hükümeti yıpratmak, zor durumda bırakmak için. Bizim bugüne kadar en çok başarıyla gerçekleştirdiğimiz yolsuzluklar konusunda kamuoyunun gözünden düşürmek diye. Biz biliyoruz. Bu kanaatimizi pekiştirecek delilleri, bu işi yapanları da en kısa zamanda bulacağız. Devlet içerisinde kümelenmiş ve yuvalanmış illegal bir örgüt söz konusuysa bunları ortaya çıkarmak da boynumuzun borcu" dedi.

Bir gazetecinin, kabine revizyonunun olup olmayacağını sorması üzerine Arınç, "Son Bakanlar Kurulu toplantısından sonra sormuştunuz. Aday olacak bakanlarımız olursa görevlerine devam edecek mi, yoksa ayrılacak mı? O zaman çelişkili bir durum vardı. Yüksek Seçim Kurulu 'Bakanların istifalarına gerek yok' demişti. Biz de önceki beyanlarımızda 'istifa etmeleri gerekir' demiştik. Sayın Başbakanımızla konuşmuştuk, kendisiyle bakanlar aday oldukları takdirde Ocak ayından itibaren aday olarak çalışacaklarını, bakanlıktan ayrılacaklarını söylemişti. Bunun için Aralık sonu olabilir' diye konuşmuş olabilirim. Sayın Başbakanımızın takdiri o zaman öyleydi. Şimdi ne düşünecek onu Başbakanımızın takdiriyle öğreneceğiz" dedi.

“Soruşturmanın selameti açısından bazı şube müdürlerinin görevden alındığını söylemiştiniz. İsmi geçen bazı bakanların istifa etmesi gerekir mi” şeklindeki soruya Arınç, Emniyet Genel Müdürlüğü yürütme içerisinde olan İçişleri Bakanlığımıza bağlı kurumdur. Gerek görmüştür, haklarında soruşturma açılmışsa bir insanın haklarındaki soruşturmanın selameti bakımından bulunduğu yerden başka bir yerde görevlendirilmesi de bizim idare hukukumuzun bir gereğidir. Bu konuyla ilgili bakanların ne yapacağı konusundaki kararı Sayın Başbakanımız verecek" cevabını verdi.

"ŞU ANDA KANAATİMİZ, HÜKÜMETİN YIPRATILMASINA YÖNELİK PLANLI BİR HAREKET OLDUĞU YÖNÜNDEDİR"

Başka bir gazetecinin, "Operasyonun hükümeti yıpratmak için yapıldığını söylediniz. Devlet içinde varsa bir örgütten bahsettiniz. Bununla ilgili operasyon hazırlığı mı var" sorusuna Arınç, "İdari araştırmalar, soruşturmalardır. Milli İstihbarat Teşkilatımız, Emniyet Genel Müdürlüğü, Başbakanlık Müsteşarlığı, bizim bakanlıklarımızda bu konularda bir çalışma yaparlar. Biz operasyon makamı değiliz, biz yargı da değiliz. Biz, emniyetçilerin bir kısmının yaptığı gibi bunu alıp oraya götürmek bizim işimiz değil. Bizim işimiz yapacağımız idari soruşturmalarla bu işin içinde görev aşımı varsa, bir başka maksat için bu yapılmışsa bu kişileri tespit etmektir. Şu andaki kanaatimiz hükümetin yıpratılmasına yönelik planlı bir hareket olduğu, bunun bir psikolojik savaşa döndüğü yönündedir" cevabını verdi.

Emniyet müdürlerinin görevden alınması görevlerini ihmal etmeleri noktasında olduğunu söyleyen Arınç, "Bir emniyet müdürü yapılacak bir işten haberdar değilse, başındaki daire başkanı Emniyet amiri veya müdür yardımcısı kimin nereye gittiğinden veya ne yapılacağından habersizse bu yollar kesilmişse bu ne amaçla yapılmıştır' diyerek bir araştırma yapılmasına herhalde ihtiyaç var" dedi.

BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN USULSÜZ OLARAK DİNLENDİĞİ İDDİALARI

Arınç, 'soruşturmanın 14 ay sürdüğü ve bu süre zarfında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın usulsüz olarak dinlendiği iddialarına' ilişkin, "Başbakanımızın dinlendiğine yönelik somut konuşma yapılmadı. Genel olarak bu konular üzerinde duruldu. Bu olaylarla ilgili olarak bir taraftan muhalefet, bir taraftan basın bir taraftan da kamuoyu hükümetten bir açıklama bekliyor. İlgili bakanları Sayın Başbakanımız davet etti, konu üzerinde duyumlarımız ve elimizdeki bilgileri değerlendirdik. Bunun dışında 'yasadışı dinlemeler olabilir mi' bunlar araştırılacaktır" ifadelerine yer verdi.

"BAKAN ARKADAŞLARIMIZ 'BİZE MÜSAADE' DİYEBİLİRLER"

Çocukları sebebiyle soruşturmada ismi geçen bakanların Başbakan Erdoğan'a istifa taleplerini iletip iletmediğinin sorulması üzerine Arınç, "Bu da dahil olmak üzere yapılacak bir işlem varsa, Biz sayın bakanlarımızı seviyoruz ve masum olduklarına inanıyoruz. Bir suça karışmışlarsa veya çocuklarıyla ilgili iddialarda onların da dahili varsa bu onları koruyacağımız anlamına gelmez. Bir insanın suçluluğu hükmen sabit olmadıkça bizim nazarımızda o masumdur. Ancak, siyaseten bu bakan arkadaşlarımız 'bize müsaade' diyebilirler veya Sayın Başbakanımız onlardan böyle bir talepte bulunabilir" diye konuştu.

Bir soru üzerine Arınç, "Bunu cemaatle karşı karşıya getirecek bir anlam yüklemek doğru değil. Dolayısıyla biz fitnenin söndürülmesinden yanayız. Bu işin ne kadar doğru olduğunu görebiliyoruz. Cemaatin Türkiye'ye hizmetler yaptığını, başındaki insana olan sevgimizin ne kadar büyük olduğunu, onun Türkiye sevdasından başka bir şey düşünmediğini her yerde söylemiş insanız. Eğer bir alçaklık söz konusuyla bu alçaklığı onlara hamletmek bence çok büyük bir yanılgı olur. Bu sözleri konuşmayalım. Bazıları kendilerini hedef yaparlarsa onu ayrıca tartışırız" şeklinde konuştu.

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün yaptığı açıklamanın iki boyutunun olduğunu anlatan Arınç, "Bazı illerimizde emniyet personelimizin görev yerleri haklarındaki görevleri kötüye kullandıkları iddialarıyla ilgili soruşturmalar nedeniyle değiştirilmiş. Bunu İstanbul için anlayabiliriz. Başka illerde de bu yapılacaksa idari gereklilik nedeniyle farklı yerlerde görevlendirilmişlerdir. İkisini de kapsayacak bir cevabı vermiş Emniyet Genel Müdürlüğü. Bunun üzerinde şu açıdan durmamızda fayda var. Birileri emniyette birilerinin tasfiye edildiğinden ısrarla bahsediyorlar. Yani onlar pasifize edildiler, onlar görev yerlerinde kalmadılar dolayısıyla bu operasyonu kendi üzerine alıp hükümeti hedef tahtasına koyanlar vardı. Hiç de tasfiye edilmişler gördüğünüz gibi, hepsi görevinin başında kalmış" ifadelerine yer verdi.

Başka bir gazetecinin, 'Kamu bankası genel müdürünün evinde para kutularının çıkmasını nasıl değerlendiriyorsunuz' sorusuna Arınç, "Bir bankanın genel müdürünün aldığı maaş bellidir, sarf etti para bellidir. Evinde veya iş yerinde para bulundu deyince benim aklıma Sinan Aygün geliyor. Burada para makinesi mizansen midir, yoksa gerçeklik payı mı vardır? Yani parayı çok seviyor da sürekli bir makine içinde sayımını mı gerçekleştiriyor? Çok gülünç şeylerle meşgulüz. En iyisi yargı ne yapacaksa bir an önce yapsın da elimizdeki görüntülerin gerçekliğini anlayalım. İnsanlar haysiyetleriyle yaşarlar. Umarım yanlış çıkar, doğruysa da bunun karşılığı neyse adalet onu versin" karşılığını verdi. 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız