SON DAKİKA
SON DEPREMLER

En Büyük İhale

0
Güncellendi - 2015-12-27 17:34:11
En Büyük İhale
A- A+ PAYLAŞ

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Cumhuriyet tarihinin en büyük ihalesini gerçekleştirdiklerini belirterek, "Bu rakam bizim 10 yıldır devlet bütçesinden Ulaştırma Bakanlığı olarak aldığımız paydır. Bunu yeni İstanbul havaalanıyla tekrar ödemiş oluyoruz. Üste de dünyanın en büyük havalimanlarından bir tanesine de sahip olmuş oluyoruz" dedi. 

İstanbul 3. Havalimanı'nın Yap-İşlet-Devret modeli ile yaptırılmasına ilişkin ihale, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Ankara Esenboğa Havalimanı Simülatör ve Eğitim Tesisleri'nde gerçekleştirildi. İhaleyi Limak-Kolin-Cengiz-Mapa-Kalyon İnşaat A.Ş Ortak Girişim Grubu, 22 milyar 152 milyon Euro bedelle kazandı. İhalenin sonuçlanmasının ardından bir açıklama yapan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Yıldırım, Türkiye'nin geleceğine güvenen, Türkiye'nin geleceğine yatırım yapan, ihaleye katılan bütün konsorsiyumları yürekten kutladığını söyledi. Cumhuriyet tarihinin en büyük kamu-özel sektör ortaklığı projesinin bu ihaleyle gerçekleştiğini ifade eden Yıldırım, 3. havaalanının, dünyanın en büyük havaalanları arasında yerini alacağını, bu ihalede uzun ve zahmetli bir hazırlık yapan, katılmak ve yarışmak suretiyle katkı sağlayan bütün gruplara teşekkür ettiğini söyledi. Yıldırım, "Herkesin kazanma şansı yok. Birisi kazanacaktı. Adil, şeffaf ve rekabetçi bir yarış oldu. İşin sonunda kazanan firma belli oldu. Oluşan fiyat 22 milyar 152 milyon Euro artı KDV. KDV'siyle birlikte zannediyorum 30 milyon Euro'yu geçiyor. TL karşılığı da 75 milyar lirayı ifade ediyor. Allah güç kuvvet versin. Sıfırdan bir havaalanı yapılıyor. 1.5 milyon metrekare terminali ve her türlü diğer yardımcı tesisleriyle 80 milyon metrekarelik alanda bir büyük havalimanı kuruluyor. Bu havalimanı Türkiye'nin belki gelecek 30 yılına, 50 yılına hizmet edecek. Sadece Türkiye'nin ihtiyacını gören bir havalimanı değil aynı zamanda batıdan doğuya, doğudan batıya, Afrika'dan Avrupa'ya hava trafiğinin uğrak noktası olacak. Yüzyıllarca kervan yollarına evsahipliği yapmış Türkiye, son 10 yılda sivil havacılıkta ortaya koyduğu vizyonla birlikte böylesine bir gelişmeyi de başarmış durumdadır. Bu noktaya gelmemizin en önemli sebeplerinin başında sayın Başbakanın 'Havayolu halkın yolu olacak' cümlesiyle özetlenen vizyonumuz, bu vizyon etrafında yaptığımız düzenlemeler geliyor. Yaptığımız yatırımlarla, bugün Türk Sivil havacılığı dünyada emsallerinin kat kat üzerinde bilinen bir noktaya gelmiştir" şeklinde konuştu.

Bu işle ilgili önce yatırım yapılacağını belirten Yıldırım, bunun bedelinin de yaklaşık olarak 10 milyar Euro olduğunu bildirdi. Buna finans maliyetini, ödenecek kira bedelini, KDV'sini koyduklarında rakamın 90 milyar Türk lirasına ulaştığını ifade eden Yıldırım, "Bu rakam bizim 10 yıldır devlet bütçesinden Ulaştırma Bakanlığı olarak aldığımız paydır. Bölünmüş yollar, hızlı trenler, limanlar, havalaanları, terminaller için aldığımız kamu kaynağını yeni İstanbul havaalanıyla tekrar ödemiş oluyoruz. Üste de dünyanın en büyük havalimanlarından bir tanesine de sahip olmuş oluyoruz" dedi.

Türkiye'de bugün iki tane büyük olay yaşandığına işaret eden Yıldırım şöyle konuştu: "Bir tanesi 3. havalimanı, bir diğeri de ikinci nükleer santral. Nükleer santlarin bedeli 15 milyar Euro. Bizimki 22 milyar 152 milyon Euro. Artı yapım 32 milyar Euro. 15'ini nükleere vereceğiz. Nükleere de böyle bir desteğimiz olsun. Geriye kalan 17'sini de Bakanlığımızın, ülkemizin ihtiyacı olan diğer işlerde kullanacağız. Fena bir alışveriş olmamış gördüğünüz gibi."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız