Turgut Özal Tıp Merkezi TÖTM Başhekimi Doç.Dr. Murat Cem Miman, alacak tahsili yapamadıkları için yaptıkları ticari anlaşmaların gereklerine uyamadıklarını, ilk başta pahalı satınalma ile malzeme temin ederken, giderek hiç alamama koşullarıyla karşı karşıya kaldıklarını bildirdi.
Son olarak 4 öğretim üyesinin de gözaltına alınmasına neden olan medikal yolsuzluğu iddialarının, hastaların tüm zarf malzeme ve ilaç ihtiyaçlarının karşılanmasının hastanelere devredilmesiyle de ilintili olduğuna değinen Doç.Dr. Miman, şu açıklamayı yaptı:
"1- 1 Ocak 2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren uygulama ile yatan hastaların tüm sarf malzeme ve ilaç gereksinimlerinin karşılanma sorumluluğu hastanelere devredilmiştir. Bu uygulama eskisinden daha da fazla hekim-medikal malzeme firmaları temasına neden olmaktadır. Hekimler hasta-hekim ilişkisi dışında başka bir uygulamanın içinde olmak istememektedirler. Hekimlerin hastasının sağlığı için bilimsel açıdan en doğru malzemeyi kullanmak adına medikal firmalarla temasa geçmeleri, pratikte sağlık hizmetlerinin yürütülmesi konusunda fikri olmayan kurumların bu durumu yanlış yorumlamalarına neden olabilmektedir. Bu konuda öğretim üyesi sıfatı taşıyan doktorlarımız tedirginlik duymakta ve bu konuda yanlış yorumlamaların devam etmesi halinde hasta adına kaygı duyarak yaptıkları uygulamadan vazgeçebileceklerini ifade etmektedirler. Doğru olan uygulama tüm üniversite başhekimlerinin savunduğu gibi malzemelerin hasta adına temininde hastane ve doktorların resmi sigorta kurumlarının taşeronu olarak kullanılmamasıdır. Devletin kendisine zamanında prim ödemiş olan sigortalılarına malzeme temininde Devlet Malzeme Ofisi gibi kuruluşlarını devreye sokmasını öneriyoruz. Binlerce çeşit malzeme ve tıbbi cihazların teknik özelliklerinin hastanelerde çalışanlarca bilinebilmesi pratikte olanaksız olduğundan yine devletin yılların ihale bilgi birikiminden yararlanarak bir teknik özellikler veri bankasını da hizmete sokması hekimleri zan altında bırakacak diğer yanlış yorumlamaların da önüne geçecektir.
2- 22 Ocak 2008de Üniversite Hastaneleri yetkilileri ve Bakanlarımızın ortak yaptığı toplantı sonrası alınan kararlardan biri de üniversite hastanelerinin devletten birikmiş alacaklarının defaten ödenmesi idi. Aradan iki ayı aşkın bir süre geçmesine rağmen bu konuda bir uygulama olmamıştır. Şu an itibari ile hastanelerinin ekonomik olarak döndürülmesinde, sağlık hizmetlerinin kesintisiz yürütülmesinde devletten tahsilata bağımlı olan genelde üniversite hastaneleri, özelde hastanemiz ciddi maddi sıkıntı içindedir. Yeşil kart ve resmi kurum alacaklarımızı yasal süresi olan 45 gün içinde tahsil edemediğimiz için sağlık hizmetlerini yürütmemizde önemli yeri olan tedarikçilerimizle yaptığımız ticari anlaşmalarımızın gereklerine uyamamaktayız. Başlangıçta pahalı satın almaya neden olan bu durum giderek hiç alamamaya doğru gitmektedir. Bu sorun artık hasta ve hasta yakınlarını etkilemeye başlamıştır. Tahsilattaki bu sorununun devamı halinde sağlık adına geri dönüşsüz sıkıntıların gerçekleşme riski yönetimimizi endişelendirmektedir. Bu endişe gerek Malatya basını gerekse Ankaradaki yetkililerle sıkça paylaşılmış, ancak bugüne kadar bir iyileşme ve düzenleme yapılmamıştır. Üstüne düşen görevi yapmayanın hastane yönetimleri olmadığını baştan söyleyerek olası sıkıntı anlarında bunu hatırlatmak zorunda kalmayacağımızı umut ediyoruz."