SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Erdoğan'ın İstanbul Mitingi

0
Güncellendi - 2015-12-27 18:01:25
Erdoğan'ın İstanbul Mitingi
A- A+ PAYLAŞ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi, “Şu anda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gezi Parkı içini temizledi, şimdi çiçeklendirmesini ve yeşillendirmesini yapıyor. Gerçek çevreciler iş başında. Atatürk Anıtı çevresinde de çiçeklendirmeler yapıldı. Bunların çevrecilikle alakası yok, bunlar yeşili duman ederler” dedi. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kazlıçeşme Meydanı’ndaki “Milli İradeye Saygı” mitinginde yüz binlerce vatandaşa hitap etti. Kazlıçeşme Meydanı’nı dolduran kalabalığın Türkiye fotoğrafını gösterdiğini söyleyen Erdoğan, “Eğer Türkiye fotoğrafı görmek isteyen varsa, uluslararası medyaya rağmen görmek isteyen varsa fotoğraf burada. Uluslararası medya bunu da gizleyin olur mu? CNN, BBC, Reuters bunu da gizle. Günlerdir yalan haberler ürettiniz. Türkiye’yi dünyaya farklı gösterdiniz. Siz yalanlarınızla baş başa kaldınız. Bu millet sizin dünyaya tanıttığınız millet değil. Bu millet samimi, bu millet gece tencere tava çalan bir millet değil. Bugün üniversite giriş imtihanları var değil mi? Sabah 04.00’e 05.00’e kadar tencere tava çalanlar bu milletin çocuklarını düşündü mü? Ne için bunu yaptılar çevreci oldukları için mi? Çevrecilikte gürültü ve görüntü kirliliğine karşı olmak da var. Bunlar çevreci falan değil, dürüst değil. Belediye başkanlığı zamanımda diktiğimiz ağaçların altında vatandaşların piknik yaptığını gördük” dedi

“TÜRKİYE’DE NELER OLDUĞUNU MERAK EDEN VARSA KAZLIÇEŞME’YE BAKSIN”

“Türkiye’de neler olduğunu merak eden varsa Kazlıçeşme’ye baksın” diyen Başbakan Erdoğan, “Burada yüz binlerce insan yakıp yıkan değildir. Buradaki yüz binlerce insan kırıp döken değildir. Buradaki yüz binlerce insan eline çelik bilyelerle sapan taşlarını insanımız üzerine atan hainler değil. Eline Molotof alıp polise fırlatan, kıran yakan yağmalayanlar burada değildir. Biz söyleyeceğimiz İstanbul’un miting alanı neredeyse orada söyleriz. Asla hukuku zorlamayız zorlamadık” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan “Gezi Parkı” olayları nedeniyle günlerde sanatçılarla görüştüğünü hatırlatarak şunları söyledi:

“Bana günlerce heyetler geldi. Taksim Platformunuzdanız dediler. Bunlarla görüşmeler yaptım. Dedim ki ‘niye bu gençler burada duruyor, yeşili korumak için mi?’. Eğer yeşili korumak için duruyorsa şu anda yargı sürecinde. Yargı sürecine uyacağını söyleyen bir iktidar var. Yargının kararını bekleyelim o zaman. İkincisi velev ki yargı lehimizde karar verdi o zaman da halk oylaması yapalım. Halkımız ne diyorsa onu yapalım. Ne deseler beğenirsiniz. Büyük bir çoğunluğu ‘evet’ dedi. Fakat çok enteresan dışarıya çıktılar bir bayan ne dese beğenirsiniz üzüldüm. Önce saygı duydum sonra saygımı kaybettim. Dedi ki ‘içeride bize böyle bir teklif yapılmadı’. Daha sonra bir başka grubu kabul ettik. Onlara da aynı şeyi söyledim. Çoğu ‘güzel’ dedi. O zaman hemen bu akşam gider gitmez söyleyin ‘Gezi Parkı’nı boşaltsınlar’ dedim. Çünkü Gezi Parkı belirli bir grubun parkı değildir. Gezi Parkı tüm İstanbul halkının parkıdır. Bu parklar asla işgal altında olamaz. Benim artık sabrım buraya geldi. ‘Boşalttınız boşalttınız, boşaltmadığınız takdirde bedeli ne olursa olsun, Kılıçdaroğlu’na rağmen, terör örgütlerine rağmen burayı boşaltacağız’ dedik.”

“GERÇEK ÇEVRECİLER İŞ BAŞINDA”

Başbakan Erdoğan, Gezi Parkı ve Taksim Meydanı’nın boşaltıldığını belirterek, İstanbul Büyükşehir Belediye ekipleri tarafından yeşillendirme çalışmalarının devam ettiğine dikkat çekti. Başbakan Erdoğan, “Şu anda Gezi Parkı boşaltıldı, Taksim Meydanı boşaltıldı ve bu millete teslim edildi. Şu anda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gezi Parkı içini temizledi, şimdi çiçeklendirmesini ve yeşillendirmesini yapıyor. Gerçek çevreciler iş başında. Atatürk Anıtı çevresinde de çiçeklendirmeler yapıldı, çevreciler iş başında. Kim bunlar Ak Parti iktidarı. Bunların çevrecilikle alakası yok. Bunlar yeşili duman ederler” dedi.

Türk milletinin demokrasiye her zaman sahip çıktığını söyleyen Başbakan Erdoğan, “27 Mayıs müdahalesini özellikle bu aziz millete karşı yaptılar. Bu aziz millet o müdahalecilerden hesabını sandıkta sordu. 28 Şubatı rahmetli Erbakan’dan önce millete karşı yaptılar. Cumhuriyet mitinglerini, Danıştay saldırılarını, müdahale senaryolarını bize karşı AK Parti'ye karşı tertip ettiler. Bu millet sabretti. 22 Temmuz’da, 12 Haziran’da bunun hesabını sordu. Bu millet hukuka, kendi iradesine, demokrasiye her zaman sahip çıktı” dedi.

Başbakan Erdoğan, "Ey aziz İstanbul size soruyorum. Öyle bir cevap verin ki Türkiye üzerine oyun kuranlar tir tir titreyecekler. Demokrasiye sahip çıkıyor muyuz, hukuka sahip çıkıyor muyuz, milli iradeye sahip çıkıyor muyuz. Bizimle misin İstanbul, beraber miyiz İstanbul. şeklinde sorular yöneltti. Kalabalık ise hep bir ağızda “evet” diyerek karşılık verdi.

Başbakan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yazılı ve görsel medya, sosyal medya bunu da saptırmazsınız inşallah. Gerçekler burada. Dost da düşman da şunu anlasın. Türkiye sadece Taksim meydanından ibaret değildir. Türkiye sadece Kuğulu parktan ibaret değildir. Türkiye Kasımpaşadır, Türkiye Fatih’tir, Üsküdar'dır. 2014 Mart'ında sandıkları siz patlatacaksınız. Türkiye tüm Ortadoğu'yu tek bir sancak etrafında bir ve beraber kılan Selçuklu’nun torunlarının ülkesidir. Türkiye, 20 milyon kilometre kare üzerinde, 3 kıtada adaletle hükmetmiş Osmanlı cihan devletinin torunlarının ülkesidir. Hiç kimsenin oyunu bize sökmez, tuzağı bize işlemez, Çirkin senaryo bize dokunamaz. Türkiye, uluslararası medya kuruluşlarının üzerinde operasyon yapacağı ülke değildir. Utanmadan şunu söylüyorlar Arap baharını gördük, Türkiye baharına hazır olun diyorlar. Be hey gafil. Türkiye’de Türk baharı 3 Kasım 2002’de oldu. Onlar bunun farkında değil. Çünkü bunları gözü var görmez, kulağı var duymaz ,dili var gerçeği söyleyemez. Ama işte millet işte karar. Türkiye sosyal medya üzerinden ameliyat yapılacak bir ülke değildir. Türkiye'yi tanımaktan aciz parlamentoların kararları ile mahkum edilecek bir ülke hiç değildir. AB Parlamentosu bizimle ilgili karar almış. Haddini bil yahu. Sen Türkiye ile ilgili karar almaya yetkili misin. Sizin aldığınız kararı tanımıyoruz dedim. Türkiye şu anda AB üyesi değil, müzakereci. Eğer siz dürüstseniz, diyorum ki Yunanistan’da bu kadar eylemler oldu, her taraf yıkıldı, insanlar öldürüldü. Kalktınız 100 milyarlarca euro onlara yardım ettiniz. AB üyesi ne yaptınız. İngiltere’de G8 ile ilgili olarak 50 tane gösteri yapanı anında gözaltına aldılar. İngiltere ile ilgili ne karar aldın söyler misin. Almanya’da bunca olaylar oldu bunlarla ilgili bir karar alabildin mi. Yerli ve yabancı birlikte hareket eden medyaya sesleniyorum Dürüst olun dürüst. Basın ahlakı denilen bir olay var. Namuslu olun. Eğer Tayyip Erdoğan’dan dürüst olmamayı bekliyorsanız yanılıyorsunuz. Biz bu yola dik çıktık, dik duracağız, dikleşmeyeceğiz ama yolu emin adımlarla yürüyeceğiz. Bunlar bugüne kadar güdülen iktidarlara alışmıştı. Güdüyorlardı. İstedikleri gibi hükümet kuruyorlardı bu ülkede. Türkiye’de de bazı medya kuruluşları aynı oyunun içindeler. Aynı numarayı yapıyorlar ama hepsi turnasol kağıdı gibi ortaya çıktı. Faiz lobisi çok iyi ortaya çıktı. Bunları da biliyoruz. Taksim meydanına 30 bin kumanyayı kimlerin gönderdiğini çok iyi biliyoruz. Kendi otellerinde terör ile işbirliği yapanları yatırıp kaldıranları da çok iyi biliyoruz. Bunların hesabı sorulmayacak mı. Eğer bu hesabı sormazsak işte bu millet o zaman bizden hesap sorar. Milletimizin emanetine hıyanet edemeyiz. Bu uluslararası medya, Avrupa parlamentosu Suriye'yi görmez, akan kanı görmez. Gazze’de olanları bitenleri görmez. On yıl önce 1 iken bugün 3 olan Türkiye birilerini kıskandırıyor. Türkiye nereden nereye geldi, buna tahammül edemiyorlar. Kişi başına gelirin 10 bin 500 dolara çıktığı Türkiye bunları tahrik ediyor. Kararlı şeklide bu yolcululuğu devam ettiriyoruz. Türkiye’yi gerçekten tanımak, anlamak isteyenler varsa, gerçek Türkiye fotoğrafı yansıtmaya örgütlere değil gelsinler kitlesel örgütlerde öğrenmeye, Ak Parti'yi tanımaya çalışsınlar ve gerçeği görsünler".

Milletin kendilerine bir emanet verdiğini belirten Erdoğan, "Bu emaneti hakkı ile götürmenin gayretindeyiz. Şu an yaşı 20-25 arası olan gençlik, gezi parkında olan gençlik. Kişi arkadaşının dinindendir, sevdikleri ile beraberdir. O samimi olan gençler, dedim ya 3-5 çapulcu rahatsız olanlar oldu. Yarası olan gocunur. Türk dil kurumunun çapulcu tanımını yaptım. Çapulcu kamu düzenini bozmaya gayret edenlere denir. Bunlar kamu düzenini bozmak isteyenler değil mi. Bunlar terör örgütleri ile ilişki içinde olanlar değil mi. Biz gençlerimizin bunu bilmesini istiyoruz. Bu ülkede 10.5 yıl önce polisin sınırsız güç kullanma hakkı vardı. Biz geldik bunu kaldırdık ve sınırladık. Gözaltı sürelerini bizim kısalttığımızı bildikleri halde, polisin toplumsal olaylara müdahalesini bildikleri halde bize karşı tavırlarını anlamak mümkün değil. Cezaevlerinde kötü muameleler vardı. Biz geldik bunları kaldırdık. İşkenceye sıfır tolerans dedik. Kararlılıkla uyguladık. Hukuk sisteminde keyfiliğe yer yok dedik kararlılıkla uyguladık. Üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne geçişi biz sağladık. İfade özgürlüğünün önünü açtık. Toplantı yapmak, gösteri yürüyüş yapmak kısıtlanmıştı. Bunların önünü biz açtık. Siz miting yapmak istediniz de size müsaade mi edilmedi. Siz toplantı yapmak istediniz de size müsaade mi edilmedi. Bize ne dediler görüşmeye gelenler, ‘biz istediğimiz yerde miting yapabilmeliyiz’ bunlara ne diyeceksiniz. Ben sizin dediğinizi demedim. Dedim ki ‘bu ülke yol geçen hanı değil. İstediğin yerde istediğin gibi miting yapamazsın. Burası hukuk devletidir. Neresi gösterilirse gider orada yaparsın. Neden şu anda Beyoğlu’nda Taksim’de bakın 30 bin yatak kapasitesi var hemen hemen hepsi boşaldı. Günah, yazık değil mi. O çevrede bütün esnaf kan ağlıyor. Şimdi bunların zararlarını kim karşılayacak. Aynı şey Ankara. Bütün otobüs durakları yıkıldı. Al geçitte seramikler kırıldı. Polis araçlarından 150’ye yakını yakıldı. Sivil vatandaşlarımızın aracı yakıldı yıkıldı. Şimdi buradan Türkiye’ye sesleniyorum. Atatürk Kültür Merkezi bir kamu kuruluşuydu. İşgal edildi. Bu illegal ve legal zannedilen örgütler tarafından. Oraya bazı paçavralar asıldı. Teröristlerin resimleri vardı orada. Bu illegal örgütlerin pankartları vardı. TC Başbakanına hakaretler de vardı. Bizde bunlardan çok üzüldük ama onları oradan indirmeyecektik de ne yapacaktık. Döndüm kuzey Afrika'dan ve şunu söyledim. 24 saat içerisinde bunlar temizlenecek. Çünkü bu ülkede biz bu teröristlere burayı bırakamayız. Cumhuriyet anıtında ne vardı gördünüz. Bölücübaşı, yanında Atatürk. Yanında Türk bayrağı. Bir dakika şimdi burada ulusalcılara sesleniyorum. Ey ulusalcılar ey CHP ve yandaşları teröristbaşı ile Atatürk ve Türk bayrağını nasıl yan yana getirdiniz. Niye gidip de onları indirmediniz. Milletvekilleriniz bunları önüne geçiyor, birlikte yürüyor, niye bunları temizlemediler. Sağolsun polisimiz görevini yaptı. 24 saat içerisinde buralar da temizlendi. Dedim ki artık Gezi Parkı’nı da temizleyeceksiniz. Burada da sona geldik dedim. Dün de o operasyon yapıldı ve temizlendi. Bu benim Başbakanlık görevim. Eğer bunu yapmıyorsam bu mekanda durmamın bir anlamı yok. Bize kalkıp Avrupa'da, dünyanın değişik yerlerinden bazı aklı evveller diyorlar ki ‘bu özgürlüktür’. Özgürlük hukuka saygı içerisinde icra edilir veya kazanılır. Bir başkasının özgürlük alanına saldırarak değil. Bunlar milletin özgürlü alanına saldırdılar. O park bu işgal güçlerinin değil samimi duygularla orada olan gençlerin de değil tüm İstanbulluların. E biz buraya çadırlarımızı kurduk, kuramazsın kardeşim. Çadır kurulacak yerler de bellidir. Git yaylalarda çadırını kur. Dünyanın hiçbir yerinde bunu göremezsin. Bir tane olurmuş. Bir tanesi olsun da diğerleri de mesajlarını versin. Bunların derdi mesaj değil. Bir tanesi sözüm ona sanatçı. Sanatçı terörist falan olmaz. Teröre yataklık yapanı ben sanatçı olarak tanımıyorum. Mesele Gezi Parkı mı ya hala anlamadın mı diyor. CHP’nin milletvekili çıkıyor ‘mesele Gezi Parkı değil bu iktidarı devirmek’ diyor. Tamam da bu iktidarı indirmek istiyorsan bunun yolu belli. Seçimdir. 2015’te seçimler var. Güçünü koyarsın ortaya indirebilirsen indirirsin. Niye böyle değil de abudik gubudik numaralar yapıyorsun. Dürüst olun. Bu ülkede örgütlenme özgürlüğünün önünü biz açtık. Şu anda 72 parti var. 18 tanesinin seçime girme hakkı var. Belki bu seçimde daha fazlası girecek. Bütün yasal düzenlemeler rağmen gazeteci istediğini yazamıyordu. Belli meseleler korkudan dile getirilemiyordu önünü biz açtık. Çetelerle mücadele ettik. Medyanın yazarları, sanatın ve sanatçının üzerindeki baskıyı biz kaldırdık. 10.5 yıl önce böyle gösteriler yapmayı kimse hayal bile edemezdi. Polisin 10.5 yıl önce bu kadar sağ duyulu hareket ettiğini gördünüz mü? 10.5 yıl önce süreç çok daha farklı çalışıyordu" şeklinde konuştu.

18 gün demokrasinin dışına çıkılmasına müsaade etmediklerini kaydeden Erdoğan, "Polis biber gazı kullanıyor ne olacak kullanmayacak mı. AB muktesebatına aç bak. Polis biber gazı kullanır. En ileri ülkelere bak. Biber gazını kullanıyor mu kullanmıyor mu. En ileri ülkelerde hatta kurşun sıkarlar. Ölümüne. Hastanelerde 3 kişi var. Bunlardan biri benim komiserim. Akşam ona kurşunla atış yaptılar ve midesinden yaraladılar. Sivil bir vatandaşın da biber gazı sebebiyle gözünde rahatsızlığı var. Tablo bu. Diğerlerinin hepsi ayakta müdahale ile evlerine gitti. Böyle bir tablonun içerisinde polisimiz çok zorlu bir sınava tabi tutuldu. Hamdolsun bu sınavı başarı ile aştık. Demokrasiyi hukuku raydan çıkartmak isteyenlere rağmen, demokrasiyi hukuku öne çıkardık sarsılmasına müsaade etmedik. Hatalar yapılmış olabilir, yanlışlar olabilir, istenmeyen manzaralar ortaya çıkmış olabilir fakat Ankara'da dün akşam yürüyen bir grubun önünde CHP milletvekilleri yere çökmüş poz veriyorlar. Ne bu. Sen milletvekilisin. Milletvekili teröre fırsat vermez. Ülkesinin devletine yardımcı olur. Milletvekilinin yapması gereken budur. Terör estirmek isteyenleri önünü açmak değildir. Ama bunlar terör estirmek isteyenleri önünü açmıştır. İstanbul’da Divan Oteli'ne giren CHP vekillerinden birisi benim valime hakaret ediyor. O kendisinden yardımcı olmasını istiyor o ise hakaret ediyor. Bunların meşrebi bu. Bunlar sandıktan alamadıkları neticeyi buralardan alacaklarını zannediyorlar ama alamayacaklar. Biz polisimizin yanlışı varsa onu sorgularız ama polisimize şiddet uygulayan, caddeleri yakıp yıkanları da tek tek inceleyecek ve araştıracağız. Bütün mobese kayıtlarında bunlar var. Biz burada eksikleri, hataları araştırdığımız kadar sosyal medyada provokasyon yapanları da araştıracağız. Medyada provokasyon yapanları, olaylara lojistik destek verenleri de araştıracak ve deşifre edeceğiz. Dünyanın değişik yerlerinden Taksim Meydanına gelip bu olaylara karışan yabancıların burada ne işi var. Hatay’da da bunları gördük. 4 tanesi şu anda tutuklandı. Bunları organize edenlerin de bunlar olmadığını kim söyleyebilir. Sanatçılara mahalle baskısı uygulayanları, lise talebelerine baskı uygulayanları milletim bilsin. Bazı okulların müdürlerine, öğretmenlerine sesleniyorum. Araştırmalar devam ediyor. Ben bu tür okul müdürlerini okullarımızın başında görmeyi asla kabul edemem. Çünkü biz bu yavrularımızı size teslim ettik. Anarşist olsunlar diye size teslim etmedik. Bunları iyi yetiştirin diye gönderdik. Birilerinin mitinglerine bunları derslerden çıkararak gönderin diye değil. Aynı şey üniversiteler için de geçerli. Bugün okula imtihana gelmeyin diyorlar. Bugün olduğu gibi. Sabah 4’e 5’e kadar tencere tava, hep aynı hava. Ben size inanıyorum. Sizler de bize inanın. Bu dönen dolaplara aldanmayın. Yeter ki bu tabloyu her zaman koruyun. Medyaya şiddet uygulayanları milletim görsün. Türkiye ekonomine zarar vermek için açıklama yapanları, kendi ülkense kast edenleri milletim anlasın. 18 gün boyunca sokak sokak terör estirenlere benim başörtülü kardeşlerime el uzatanlara, yanında bebeği olduğu halde hem anne hem bebeğe şiddet uygulayan alçaklara ahlaksızlara, Dolmabahçe, Bezmialem, Validesultan Camilerine ayakkabılarıyla giren, 3 gün orayı işgal edenlere. Orada alkol kullanan saygısızlara hukuk dairesi içerisinde gerekli hesabı soracağız" diye konuştu.

“MATEMATİK DE ÇEVRECİLİK DE SENİN İŞİN DEĞİL”

Türkiye’nin her yerine 2 milyar 800 milyon ağaç dikildiğini yineleyen Erdoğan, “Şimdi çıkmış bir partinin başkanı diyor ki ‘hesap yaptım yaptığım hesaba göre 780 bin metrekarelik bu vatan toprakların bu ağaç dikilmez’ Sen bu işten anlamazsın. Matematik de çevrecilik de senin işin değil. Vaktin olursa lütfen orman ve su işleri bakanıma gidersen sana bunun dersini verir” ifadelerini kullandı.

Çözüm sürecinde önemli neticeler aldıklarını söyleyen Erdoğan, “Çözüm süreci içerisinde terör hamdolsun ciddi bir duraksamaya girdi. Akil insanlar 63 kişi Türkiye’nin 7 bölgesini dolaştılar. Zannediyorum artık bitti ve bize raporları sunacaklar. Bu raporları değerlendirdikten sonra neticeyi açıklayacağız ve bunun üzerinden süreci işleteceğiz. Şu anda doğu ve güneydoğu gayet iyi. Artık benim kardeşlerim yaylalara çıkıp pikniklerini yapabiliyor. Mesele bu değil mi. Benim halkı vatndaşım niçin birbirine düşman yaşasın” dedi.

“18 GÜN TÜRKİYE’DE ADETA TERÖR ESTİRDİNİZ”

Taksim Gezi Parkı olayların nedeniyle 18 gün boyunca Türkiye’nin değişik illerinde adeta terör estirildiğini söyleyen Erdoğan, “Bunun hesabını nasıl vereceksiniz. Yazık. Bu ülke hukuk devleti. Demokratik laik bir hukuk devleti içerisinde neden bu yola değil de farklı yollara tevessül ettiniz. Dolmabahçe camiinden başbakanlık ofisine giderken yerde bir tane kilit taşı göremiyorum. Bütün bu taşlar söküldü ve oralar tanınmaz hale getirildi. Böyle şey olur mu. Bu nasıl vatanseverlik. ‘Ulusalcıyım’ diyenler bunları nasıl barındırdılar. Buradan tüm Türkiye’deki vatandaşlarıma sesleniyorum. Bu gösterilerde en başından itibaren söylenenleri dinledim. Tek tek dinledim. Kimse ‘beni dinlemedin’ diyemez. Bu demokrasi değil mi. Onlar rahat rahat derdini anlatıyor. Dışarı çıkıyor başka şey konuşuyor. Diyorlar ki ‘çok sertsin’ Bazıları da ‘diktatör’ diyor. Bu nasıl diktatör ki sizin gibi samimi çevrecileri kabul ediyor. Orada size gösteri yaptıracak. Mümkün mü” ifadelerini kullandı.

"MESELE GEZİ PARKI DEĞİL, AĞAÇ DEĞİL, MESELE MİLLET"

Gezi Parkı gösterilerinde yer alanlara seslenen Erdoğan, şunları söyledi:

“Mesele gezi parkı değil, ağaç değil, çevre değil. Mesele millet. Asıl mesele Türkiye. Taksim Gezi Parkı’nı bahane edenler sizi hesaba katmadılar. 76 milyonun bu şiddet eylemleri karşısında nasıl tek yürek olduğunu hesaba katmadılar. Kimin ne olduğunu gördük. Ellerinde Türk bayrağı ile geziyorlar. Türk bayrağını yakanlarla beraber oluyorlar. Gazi Mustafa Kemal ile bölücülerin posterlerini yan yana taşıyorlar. Ulusalcıyı diyorlar ama her türlü bölücü örgüt ile birlikte hareket ediyor. Atatürk Kültür Merkezine asılan o paçavralar içinize sindi mi. Bu cumhuriyet halk partisinin yönetiminde olanların içine siner. Başörtüsü düşmanlığında ileri çıktıkları için CHP bunları kıskanmıştı. Camiye saygısızlıkta daha fazla öne çıktıları için CHP bunları kıskanmıştır. Bunlar tek partili dönemde camileri ahır olarak kullanalar değil mi. Bunları mecliste hep belgelerle açıkladım. Sokak sokak direniş çağrısı yapan CHP, sokak sokak terör estirenlere gıpta ile bakmıştır. Polise en ağır hakaretleri yapan CHP milletvekilleri. Benim polisime ana avrat küfrediyor. Bunların hepsi arşivlerimizde var. Para veren CHP milletvekilleri. Elbette o sokaklardaki bu dehşet karşısında bunlar mutlu olmuştur. Bunun için bu adımları atıyorlar. Ya küfredecekler ya hakaret edecekler. Bu gösterilerin üzerine çöreklenmeye çalışan CHP dışarıda bırakıldı. Zorla bir yerlere girmek istiyorlar. Kimisi yerde oturuyor kimisi peşlerine takılıyor.”

"BU NASIL BİR KAFA YAPISI, BU NEYİN KAFASI"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun halk oylaması ile ilgili sözlerini de eleştiren Başbakan Erdoğan, “Bir hafta önce CHP genel başkanı çıktı ‘Gezi Parkı için halk oylaması yapılsın’ dedi. Geçen gün ‘yapılamaz’ dedi. Sen kimsin ya. Millete rağmen kimse laf demez. Bu nasıl bir kafa yapısı. Bu neyin kafası. Allah aşkına bu CHP Genel başkanını akşam nasıl yattığını sabah nasıl kalktığını bilen var mı. Bir hafta önce referandum diyor bir hafta sonra tanımam diyor. Ey CHP yönetimi istesen de istemesen de egemenlik milletindir. Sandığın sahibi millettir” ifadelerini kullandı.

Merhum Başbakanlardan Adnan Menderes’in 63 yıl önce ezanın aslına döndürdüğünü anlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Şu İstanbul minarelerinden ezan, iç karartıcı, kulak tırmalayıcı şekilde ‘tanrı uludur’ diye okunuyordu. Kim yaptı bunu CHP. İşte 16 Haziran 1950’de merhum Adnan Menderes bu büyük zulme son verdi. 16 Haziran’dan itibaren minarelerden ezan aslı ile okunmaya başlandı. 1950 boyunca ağır zulümler tek tek kaldırıldı. Bunu hazmedemeyenler, bunu kabullenemeyenler millet iradesine saygısı olmayanlar 27 Mayıs’ta başbakanı devirdiler. Sonra iki arkadaşı ile birlikte dar ağacına götürüp astılar. ‘Sayın başbakan çok sert çok gerilimden yana, diktatör’ diyorlar. Onlara sesleniyorum. Sayın Menderes çok kibar, çok nazikti. Bu kadar kibar bu nazik insanı ipe götürdünüz astınız be vicdansızlar. Şimdi Erdoğan için de bunu kullanıyorsunuz. Fakat biz ölüm haktır. Allah’ın verdiği ömrü kimse Allah’tan başka alamaz. Biz buna inanmış insanlarız. Biz milletimiz ile kucaklaşmışız. Milletimizle bütünüz. Bizi ayırmaya kimsenin gücü yetmeyecek.”

Erdoğan milli irade hırsızlarına karşı Türkiye’nin tek yürek olduğunu belirterek, “Ağacın, çevrenin, Gezi Parkı’nın arkasına saklanıp korkakça, alçakla kendi kirli hesaplarını görmeye çalışanları biliyoruz, Faiz lobisini de biliyoruz. Sandıktan başka yol arayanlara bu ülkede geçit vermeyeceğiz. Çetelerin, terör örgütlerinin illegal örgütlerin, vandallıkla, ahlaksızlıkla milletin huzurunu bozmalarına müsaade etmeyeceğiz. Bu milli irade hırsızlarına karşı tüm Türkiye tek yürek halindeyiz. 76 milyon bugün biriz, beraberiz. Hep birlikte Türkiye’yiz. Yüzde 50 olarak değil yüzde 100 olarak hepimiz en güçlü şekilde milli iradeye sahip çıkıyoruz. Sadece AK Partililer olarak değil her siyasi görüşten Türkiye vatandaşları olarak bugün kardeşliğe, demokrasiye vurgu yapıyor milli iradeyi haykırıyoruz. Bu cumhuriyeti hep birlikte kurduk, yaşatacak ve büyütüyoruz” dedi.

Başbakan Erdoğan mitingde bayrak kampanyası da başlatarak, “Bu bayrakları balkonlarınıza asmanızı istiyorum. Bu bir bayrak kampanyasıdır. Bunlarla en güzel cevabı birilerine vereceksiniz” ifadelerini kullandı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız