SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Ergenekon'a Bağlandı

A- A+ PAYLAŞ

KAYNAK: Kemal GÜMÜŞ- Star Gazetesi

Ergenekon Silahlı Terör Örgütü iddiasıyla sürdürülen soruşturma kapsamında Malatya Zirve Yayınevi’nde yaşanan ‘misyoner katliamı’na ilişkin operasyonlarda gözaltına alınanlardan 5’i muvazzaf asker 7 kişi tutuklandı. Tutuklalanlar arasında ‘azmettiricilikle’ suçlanan dönemin Malatya İl Jandarma Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger ile İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim elemanı Ruhi Abat da var.

Zanlıları Savcı Öz sorguladı

Emniyet ve Merkez Komutanlığı’ndaki işlemleri tamamlandıktan sonra İstanbul’daki Beşiktaş Adliyesi’nde Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz’ün karşısına çıkarılan 7 zanlı, savcılık sorgularının ardından İstanbul Nöbetçi 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi. Mahkeme, dönemin Malatya İl Jandarma Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger, İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim elemanı Ruhi Abat ile birlikte 5 muvazzaf askerin tutuklanmasına karar verdi.

Mahkemenin zanlıları “Kasten birdan fazla kişinin öldürülmesine azmettirmek”, “Ergenekon Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçlamasıyla tutukladığı öğrenildi. Böylece, Danıştay Cinayeti ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasının ardından, üç kişinin hunharca boğazı kesilerek öldürüldüğü Zirve Yayınevi Katliamı da Ergenekon üyelerinin bir eylemi olarak kayıtlara girmiş oldu. Tutuklanan 5 muvazzaf Hasdal Askeri Cezaevi’ne, emekli Albay Ülger ile Ruhi Abat ise Metris Cezaevine gönderildi.

O toplantıyı kabul ettiler

Geceyi Metris’te geçiren Ülger ve Abat, dün Ergenekon ve Balyoz tutuklularının bulunduğu Silivri Cezaevi’ne nakledildi. Zanlılara savcılık ve emniyet sorgusunda bir jandarma karakolunda yapılan bir toplantıya ait ses kaydı da soruldu. Zanlıların ses kaydını kabul ettikleri “Burada muhbirimiz bize bilgi veriyordu, bu tür toplantıları muhbirlerimizle sık sık yapardık” karşılığı verdikleri önü sürüldü.

Toplantıda neler konuşuldu

Ses kaydında olaya dahli olan bazı kişiler cinayetin nasıl işlendiği, emrin nasıl verildiğini, kimin cinayette kaç para aldığını konuşuyorlardı. Bu kişilerin emekli Albay Mehmet Ülger, Ruhi Abat, Uzman Çavuş olduğu ortaya çıkan Papaz İker Çınar, İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Haydar Yeşil, İl Jandarma İstihbarat Başçavuş Adil Akçay olduğu iddia edilmişti.

İşte Ergenekon irtibatları

Ergenekon kapsamında ele geçirilen ve azınlıklara yönelik kanlı eylemler içeren Kafes Operasyonu Eylem Planı’nda, Hrant Dink cinayeti, Zirve Yayınevi katliamı ve Rahip Santoro cinayetleri için ‘operasyon’ deniliyordu.

Gizli Tanık “Zirve Yayınevi cinayetlerinin, eski Malatya Jandarma Alay Komutanı Mehmet Ülger, öğretim görevlisi Ruhi Abat ve İstihbarat Binbaşı Haydar Yeşil’in de aralarında bulunduğu bir ekip tarafından planlandı” dedi.

Gizli Tanık “Albay Ülger sansasyonel bir eylem yapılacağından bahsetti. Ne olduğunu sorduğumda da (Gelen emir doğrultusunda misyonerlere gözdağı vermek için Necati Aydın, Thilman Geske ve Uğur Yüksel’i korkutacağız) dedi” diye konuştu.

Gizli Tanık şu iddiada bulundu: “Katliamın gerçekleştiği günün akşamı Ruhi Abat, ekibini arayarak eylemin gerçekleştiğini söylerken (Şerefsizlere vur dedik, öldürmüşler) dedi.”

Zirve davasında ifade veren Erhan Özen, azmettirici olduğu iddiasıyla yargılanan Varol Bülent Aral ile Ergenekon sanıkları Veli Küçük ve Muzaffer Tekin’in irtibatlı olduğunu iddia etti.

Ergenekon tutuklu sanığı Sevgi Erenerol’un misyonerlikle ilgili faaliyetleri ile zanlıların irtibatları tespit edildi.

Ergenekon sanığı emekli Orgeneral Hurşit Tolon’dan çıkan “PH 02-2-9.doc” isimli Msword dosyasında Zirve Yayınevi ile ilgili bilgiler vardı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız