SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Erkal, Çerçi'yi Şikayet Etmişti.. Ya Sonra?

A- A+ PAYLAŞ

AKP Milletvekili Münir Erkal’ın (fotoğrafta önde sağdaki), Mart 2004 yerel seçimi öncesi yerel TV’deki bir programda kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle eski belediye başkanı Mehmet Yaşar Çerçi (fotoğrafta önde soldaki) ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’na avukatı Mustafa Umut Yalçın aracılığıyla yaptığı şikayette; “takipsizlik” kararı çıktı.. “MÜŞTEKİ: Ahmet Münir Erkal, ŞÜPHELİ: Mehmet Yaşar Çerçi, SUÇ: Yayın Yoluyla Maddei Mahsusa Suretiyle Hakaret” suçlamalı şikayeti inceleyen savcılık, Çerçi’nin sözlerini “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin düşünceyi açıklama ve ifade özgürlüğü” kapsamında inceledi  ve “bu sözlerin Ağır Eleştiri Sınırını aşıp hakaret suçunun unsurlarını oluşturacak nitelikte suç unsuru bulunmadığı” görüşüyle, “takipsizlik kararı verdi.

 

Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Erkal’ın avukatının Ağustos ayında sonuçlandırdığı şikayeti ile ilgili “TAKİPSİZLİK” kararının, bu hafta içerisinde taraflara tebliğ edildiği öğrenildi.

 

İDDİALAR VE KARAR..

Malatya Cumhuriyet Savcısı Bahadır Sakaoğlu’nun incelediği şikayet ile ilgili olarak verilen takipsizlik kararında, Erkal’ın avukatının iddialarına da geniş bir şekilde yer verildi.

 

Takipsizlik kararında özetle şöyle deniyor:

 

“..Yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı bulunan müşteki; avukatı aracılığı ile Cumhuriyet Başsavcılığımıza vermiş olduğu şikayet dilekçesinde;

 

‘Müvekkil A.Münir ERKAL; Ak parti Malatya Milletvekili olup halen TBMM Çevre Komisyon Başkanlığı görevini de sürdürmektedir. Müvekkil A.Münir Erkal aynı zamanda 1989-1999 tarihleri arasında 2 dönem Malatya Belediye Başkanlığı yapmış olup bu görvini de başarılı bir şekilde arkasında bir soru işareti bırakmadan tamamlamıştır.

 

Sanık M.Yaşar ÇERÇİ bir dönem Malatya Belediye Başkanlığı görevinde bulunmuş olup bu dönem içinde, 29 Mart 2004 yerel seçimler öncesinde müvekkilim A.Münir ERKAL’ın cevap verme hakkını da seçim yasakları nedeni ile kullanamayacağı bir tarih olan 26 Mart 2004 tarihinde yapmış olduğu Er TV Siyaset Vitrini adlı programda;

A: Programı sunan sunucunun

ER TV- Turgut Özal bulvarının ismi niye değişti? Sorusuna karşın;

Y.ÇERÇİ- İsmini değiştirmedik isimsizdi. Cadde yoktu, levha vardı. Meclis kararı yoktu. O yolun hikayesini öğrendim. Meğerse Özal gelecekmiş, uçakla havaalanından gelirken alelacele 200 m. falan dozerlerle girmişler. Güney Çevre yolu olsun. Bu yola rahmetli Özal’ın adını verelim, karayolları yaptırsın denmiş. 10 km.lik yolu karayollarının sırtına saralım denmiş. ‘BÖYLE HİLE VE DÜZEN. Rahmetli Özal geçerken levhayı görmüş. Karayollarına orayı yapın demiş. Şehir içi yolu karayolları yaptırmaz. Sayın Özal ölünce programdan çıkarılmış. Şimdi süratli bir şekilde açtık. ‘Turgut ÖZAL isminin istismarı vardır. Burada saptırırsak Turgut Özal’ı sevenler bize oy verir mi? Sizin kapasitenizde ne var? Onu ortaya koyun’ ifadelerini kullanarak müvekkilimi halka karşı açıkça basını da aracı kılmak sureti ile hilebaz, düzenbaz biri olarak göstermiş, basın yolu ile müvekkilime halkın önünde hakaret etmiş iftira atarak müvekkilimi halkın kin ve husumetine maruz bırakmıştır.

 

ER TV- Şuyulandırma ve yeşil alan? Çalışmalarında kimseyi mağdur ettiniz mi? Yeşil alanlara inşaat ruhsatı izni verdiniz mi? Sorusuna karşılık sanık;

Y.ÇERÇİ- ‘..Şuyulandırma açıktan yapılan bir iştir. Sizden önce halkın tepkisinden korkulduğu için GİZLİ ASKIYA ÇIKARILMIŞ. ASKIDAN KİMSENİN HABERİ YOK. SONRA DOĞRU TAPUYA.VATANDAŞ AYIKIYOR. İmar ve şuyu olmuş. Biz dedik böyle olmaz. Herkese nimet külfet eşit paylaşılacak. HAK GASP EDİLMEYECEK. Halka duyurduk. 6 ay askıda tuttuğumuz şuyulandırmalar oldu. FAKAT ESKİ  BAŞKAN TAKTI MI TAKIYOR. BİRİSİNE TAKMIŞ. TALİMAT VERİYOR. ŞUNUN GAYRİ MENKULLERİNİ ARAŞTIRIN. BİZZAT İLGİLİ MÜHENDİSLER SÖYLÜYOR. TALİMAT VERİYOR ONA BİR İŞ BULUN (BAŞINA BİR İŞ GETİRİN BİRKAÇ VATANDAŞ BU ŞEKİLDE MAĞDUR EDİLMİŞ..BU CEZALILARDAN HIŞMINA UĞRAYANLARDAN. Biz bunları emsallerinin durumuna getirin dedik. YEŞİL ALANLARIN KALDIRILMASI KANUNA GÖRE YAPILIR.. İfadesi ile müvekkilimin Belediye başkanlığı yaptığı dönemde yapılan ŞUYULANDIRMA ÇALIŞMALARINI ASKIYA ÇIKARMAYARAK HALKTAN GİZLEDİĞİNİ BEYAN ETMİŞ, MÜVEKKİLİMİN BU YOLLA VATANDAŞIN HAKKINI GASP ETTİĞİNİ İDDİA ETMİŞTİR.. Hatta müvekkilimin kafasına taktığı kişileri mağdur etmek için mühendislere talimat dahi verdiğini söyleyerek iftiralarına devam etmiş ve müvekkilimi kin ile davranarak görevini yerine getirirken bazı kişileri ezmeye çalıştığını da iddia etmiş ve müvekkilimi halkın gözü önünde küçük düşürmüştür. Ayrıca mühendislerine talimat vererek kanuna aykırı bir şekilde yeşil alan kaldırarak müvekkilimin Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde görevini ve yetkisini kötüye kullandığı iftirasını da atmıştır.

 

Ayrıca sunucunun sanık M.Yaşar ÇERÇİ’ye yönelttiği bir soruda; müvekkilim A.Münir ERKAL’e geçen seçimlerde iftira atıp atmadığını sormuş, sanık ise cevabında bu konuda ekte sunulan 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin .. esas ve.. karar sayılı kararı ile ceza almış olmasına karşın böyle bir hususun olmadığını öne sürerek müvekkilime karşı iftira hakaret ve sövmelerine devam etmiştir.

 

ERTV- Siz geçen seçimlerde Münir ERKAL dahil olmak üzere iftira attınız mı? Şeklinde sunucu soru sormuş.

Y.ÇERÇİ- İftira atmadık, bir gerçeği seslendirdik. Neydi o gerçek. Milli eğitim öyle deyince okul yerini kaydırmışlar. 200 metre aşağıda bir vatandaşın arazisine kaydırırlar. Basıit gerekçeler buluyorlar. Anayol kenarında okul olmazmış. Bunu yapmış ANNESİNE AİT YERİ OKUL YERİNDEN TEMİZLEMİŞ..Operasyonun birinci basamağı bitmiş. Birinci işlemin gerçekleşme şeklini söyleyeyim. Belediye başkanları kendilerine veya yakınlarına ait arazi ve gayrimenkuller üzerinde imar değişikliği yapılacaksa o meclis toplantısına katılamaz. Meclis üyeleri de katılamaz. Oy kullanamaz. Kanun böyle diyor. Ama bu arkadaşımız annesinin yeri konuşulurken gitmiş başkanlık koltuğuna oturmuş.. Operasyonun ikinci bölümünü 94 seçimlerinden sonraya bırakmış, annesinin mülkünü büyütmeyi düşünmüş. 2100 metreye çıkarmış. İzale-i şuyu davası var. Belediyenin avukatı davayı açıyor. Annesinin adına diğer parseller satılacak. ARKADAŞIMIZ BELEDİYE BAŞKANI SIFATIYLA KORUMA VE AVUKATIYLA SALONA GİRİYOR. ORADA ARSA PARSELLERİ SATILACAĞI ZAMAN PAZARLIKLA SEANSLARA MÜDAHİL OLUYOR. OKUL YERİ ÇIKARILMIŞ, SADECE KONUT KOYMAMIŞ İŞYERİ ARTI KONUT KIYMETLİ BİR İMAR DÜZENLEMESİ VERMİŞ. ARTIŞLARDAKİ MÜTEAHHİTLER GELİR. BAKAR BAŞKAN OTURUYOR, ÇIKIYORLAR. NETİCEDE O ARSAYI ÇOK UCUZA ALMIŞLAR. AYNASI İŞTİR KİŞİNİN. KİMLİĞİNİ, KAPASİTENİ, EYLEMİNİ, MAYANI YAPTIĞI İŞ GÖSTERİR. RÖNTGENİNİ ORTAYA KOYUYOR. DUL VE YETİMLER VAR. ONLARI BAĞIRTA BAĞIRTA ELLERİNDEN ALIYOR. 105 m2 2100 m2 oluyor. Dayısının yeri de var ne kadar hatırlamıyorum. Büyük dükkanlar yapıyor. Anlaşmaya baktık 12 daire 250’şer metre 4 dükkan düşmüş. 1.5 trilyon düşüyor. 105 metrekare arsaya. Gariban insanların mülkü. Bende dul kadınların mektupları var. Bizi yaktı.. Belediye başkanının Osmanlılarda ismi şehrin mühri emin, emaneti, isterse mülki ister ister altını.. Eğer vicdanı yoksa. Dolayısıyla nasıl şehrin mührü bir malı isterse teneke isterse altın yapar. Nasıl olurda bir vatandaşın malı yok pahasına satın alır? Bu doğru değil dedik. Garibanların hakkını iade edin. Kanun boşluk bırakmış. Ben olsam kanunda belediye başkanı izale-i şuyu yapamaz derim. Ben anamın hakkını korumak istiyordum diyor. Dolayısıyla çok komik ifadeler bu arkadaşımız kanun nezdinde kendini kurtarabilirsin ama kamuoyu vicdanı sizi yargılar dedi kanuna uygun yaptım. Yerin altında hesabını veremezsin. Neresi iftira şahitleri var.’ İfadesi ile Malatya Sulh Hukuk Mahkemesi’nde 1994/.. sayılı dosyası ile izale-i şuyu yolu ile satılmış olan bir taşınmazın satımında müvekkilimiz usulsüzlük yaptığı, görevini kötüye kullanarak halkın hakkını gasp ettiğini iddia etmiştir. Halbuki sanık aynı izale-i şuyu davası nedeni ile yapmış olduğu şikayete konu konuşma ile aynı içerikte kelimeleri kullandığı bir konuşma nedeni ile ceza almış bulunmaktadır. Ancak yine de sanık aynı suçtan ötürü ceza yemiş olmasına karşın ceza almaktan hiçbir şekilde çekinmese gerek iftira hakaret ve sövmesine devam etmiştir (Üstelik bu konuda iftira atmadığı iddiasını da verdiği cevapta belirtmiştir)

 

Konuşmasının incelenmesi ile de görüleceği üzere sanık M.Yaşar ÇERÇİ müvekkilim A.Münir ERKAL’ın Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde ‘..dul ve yetimlerin hakkını bağırta bağırta ellerinden aldığını, belediye başkanlığı yetkilerini kullanarak halkın mülkünü gasp ettiğini, yetkilerini kullanarak haksız çıkar sağladığını iddia etmiş ve madde-i mahsusa tayin ve isnadında bulunarak suç işlemiştir.

 

Ayrıca sanık ‘işleme koyduk on yıllık zaman aşımından işlem görmedi, 2 ay önce gelseydim hüküm giyerdi ifadesi ile müvekkilimin bir suç işlediğini bu nedenle de işleme geçildiğini ancak 10 yıllık zamanaşımı nedeni ile müvekkilimin işlem görmediğini de beyan ederek müvekkilim hakkında vatandaşın kafasında soru işaretleri doğurmaya çalışarak müvekkilimi halkın kin ve nefterine de maruz bırakmaya çalışmıştır.

 

Müvekkilim A.Münir ERKAL görevde bulunduğu süre boyunca görevi ve yetkilerini kötüye kullanmamıştır. Aynı zamanda sanığın müvekkilime hakaret ederken kullandığı izale-i şuyu davasında da müvekkilim sanığın iddia ettiği üzere taşınmazı satın almamış kimseye karşı da baskı kurmamıştır. Sanık basını aracı kullanmak sureti ile daime müvekkilime karşı saldırıda bulunmakta olup yapmış olduğu bu hareket TCK anlamında suç teşkil edip müvekkilime de madde ve manevi zarar vermektedir. Sanık aynı kelime ve cümlelerden ceza almasına karşın bu şekilde suçlamalara, hakaret ve sövmelere devam etmiştir’ şeklinde ER TV Siyaset Vitrini adlı programda kendisine yayın yolu ile hakaret edildiğini iddia etmiş ise de;

 

Dosya içerisinde bant çözümü bulunan tüm konuşma metni 32 sayfa olup; 28 Mart 2004 tarihli Mahalli İdareler seçimi öncesi siyasi kimliği ile gerek hakkındaki isnatlara cevap niteliğinde gerekse kendi Belediye Başkanlığı döneminde yaptığı icraatları ile ilgili olarak açıklamalar ve müştekinin Belediye Başkanlığı yaptığı döneme ilişkin eleştirilerde bulunduğu,

 

Müşteki vekilinin ise bu konuşma bütünlüğü içerisinden seçtiği bazı cümlelerin müvekkilini küçük düşürücü ve madde tayini sureti ile hakaret içerdiğini iddia ettiği,

 

Yüksek Yargıtay uygulamalarına ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin düşünceyi açıklama ve ifade özgürlüğü kapsamında konuşma metni incelendiğinde siyasi kimliğe sahip ve seçim öncesi bir takım eleştirel yaklaşımlar içerek şüpheliye ait sözlerde AĞIR ELEŞTİRİ sınırını aşıp hakaret suçunun unsurlarını oluşturacak nitelikte suç unsuru bulunmadığı anlaşıldığından,

 

Şüpheli hakkında kamu adına KOVUŞTURMA YAPILMASINA YER OLMADIĞINA,..”

 

Takipsizlik kararında Elazığ Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı nezdinde 15 gün içerisinde itiraz yolunun da açık olduğu belirtiliyor.

 

ÇERÇİ’YE  ALEYHİNDE CEZA, ERKAL’IN DOSYASINA DONDURMA..

Bu arada, 1999 yılında 10 yıllık belediye başkanlığı görevinin ardından 3. dönem için aday olan Münir Erkal’ın karşısında aday olan Mehmet Yaşar Çerçi’nin, 1999 yılındaki seçim kampanyası döneminde söylediği bazı sözler, Çerçi seçildikten sonra Erkal tarafından o zaman da şikayet konusu yapılmıştı. Uzun süren yargılama sonucu Mehmet Yaşar Çerçi, bu davada Erkal’a hakaret ettiği gerekçesiyle 5 ay hapis cezasına çarptırılmış ve bu hapis cezası ertelenmiş, aynı konuyla ilgili ayrı bir tazminat davası nedeniyle de Erkal’a 16 milyar tazminat ödemişti.

 

Çerçi de, kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle Münir Erkal aleyhinde ceza ve tazminat davası açmış, bu dosya, Münir Erkal’ın milletvekili olması, dokunulmazlığının bulunması nedeniyle, daha sonra ele alınmak üzere dondurulmuştu. Bu dosya halen yargılamayı bekliyor.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız