Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat, “Otizm hastalık değil farklılıktır. Bu farklılıklarımızın temel ihtiyaçlarını karşılayacak ortam ve şartlar oluşturmak hepimizin görev ve sorumluluğudur” dedi.
2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü dolayısıyla Mavi Köprü Özel Rehabilitasyon Merkezinin Malatya Park AVM'de düzenlediği etkinliğe Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat katılarak çocuklar için hazırlanan serginin açılışını gerçekleştirdi.
Mavi Köprü Rehabilitasyon Merkezinin Malatya Park AVM'de organize ettiği ve otizm hastalığına dikkat çekmek amacıyla gerçekleşen etkinliklere Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat katılarak otizmli çocukları yalnız bırakmadı.
Etkinlikte halaylar çeken ve yöresel oyunlar oynayan otizmli çocukların oluşturduğu mehteran takımı ise görülmeye değerdi. Ayrıca Otizmli çocuklar tarafından eğitim gördükleri anları ölümsüzleştiren fotoğraf sergisinin açılışını ise Başkan Polat gerçekleştirdi.
Çocuklarla güzel vakit geçirip çok eğlenceli anları birlikte yaşayan Polat, "Her insan her an sakat veya engelli duruma gelebilir, hiç kimsenin az sonrası için hiçbir garantisi yoktur. İnsanın başına gelen bütün sıkıntılarda bir noktada yüce yaratıcısı Allah tarafından sınanması ve imtihan edilmesidir. Dünyanın en zor imtihanı çocuklarla olan imtihandır. Bunun zorluğunu da sıkıntıların en büyüğünü yaşayanlar bilir. Dünyada vazgeçecek hiçbir şey yoktur, Allah ( C.C. ) bu çocukları bize verdiyse anne babalar olarak gereğini yapmakta bize düşüyor, hiçbir çocuğumuzu ihmal etmememiz gerekiyor. Mavi Köprü Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi çok büyük gayretlerle farkındalık ortaya koymaktadır. Otizm hastalık değil farklılıktır. Bu farklılıklarımızın temel ihtiyaçlarını karşılayacak ortam ve şartlar oluşturmak hepimizin görev ve sorumluluğudur. Bu çocuklarımız eğitildiği zamanda nice cevherlerin çıktığını da hep beraber görmekteyiz. Sosyal, kültürel ve sanatsal belediyecilikte asıl farkımız o zaman ortaya koymamız gerekiyor. Otistik, engelli, yetim ve diğer tüm çocuklarımız bizim için çok kıymetlidir. Onlara gözümüzün nuru gibi bakmak durumundayız, çocuklarımız bizim her yönüyle geleceğimizdir. Özellikle otistik çocuklarımız için bu güzel organizasyonu yapanlara teşekkür ediyorum, verilen emek ve çabaya saygı duyuyorum” dedi.
"EĞER ÇOCUĞUNUZ.."
Öte yandan Dünya Otizm Farkındalık Günü dolayısıyla, İl Halk Sağlığı Müdürlüğü de bir bülten yayınladı. Bülten şöyle:
"2 Nisan, tüm dünyada otizm konusunda farkındalık yaratmak ve otizm ile ilgili sorunlara çözüm bulmak amacıyla, 2008 yılında Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Otizm Farkındalık Günü” olarak ilan edilmiştir.
Otizm, doğuştan gelen ya da yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkan ve yaşam boyu devam eden, sosyal etkileşim, sözel ve sözel olmayan iletişim problemleri, tekrarlayıcı davranış ve kısıtlı ilgi alanları ile kendini gösteren, karmaşık gelişimsel bir bozukluktur.
Otizm spektrum bozukluğu bir ruh hastalığı değildir; ancak, belirtileri bazı ruh hastalıklarını çağrıştırabilir. Yapılan bilimsel araştırmalar, otizm spektrum bozukluğunun çocuk yetiştirme özellikleriyle ya da ailenin sosyo-ekonomik özellikleriyle ilişkisi olmadığını göstermiştir. Otizmin, beynin yapısını ya da işleyişini etkileyen bazı sinir sistemi sorunlardan kaynaklandığı sanılmakla beraber, otizme yol açan sebepler henüz kesin olarak bilinememektedir.
Önceki yıllarda otizm spektrum bozukluğunun görülme oranının 500'de bir olduğu kabul edilirken, son verilere göre, otizm spektrum bozukluğunun yaklaşık her 88 çocuktan birini etkilediği düşünülmektedir. Ayrıca, erkeklerdeki yaygınlığı kızlardan dört kat fazladır.
Eğer çocuğunuz:
1. Başkalarıyla göz teması kurmuyorsa
2. İsmini söylediğinizde bakmıyorsa
3. Söyleneni işitmiyor gibi davranıyorsa
4. Oyuncaklarla amacına uygun oynamıyorsa
5. Bazı sözleri tekrar tekrar ve ilişkisiz ortamlarda söylüyorsa
6. Sallanma ve çırpınma gibi hareketleri varsa
7. Gözleri bir şeye takılıp kalıyorsa
8. Bazı eşyaları döndürme, sıraya dizme gibi davranışları varsa
9. Günlük yaşamındaki düzen değişikliklerine aşırı tepki veriyorsa, otizm açısından değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Ülkemizde otizm tanısını koyabilecek uzmanlar, çocuk ruh hastalıkları uzmanı ve çocuk nörologudur. Tanı, uzmanlar tarafından çocuğun gözlenmesi, gelişim testleri yapılması ve anne-babalardan çocuğun gelişimi hakkında bilgiler alınması ile 12 aylıktan itibaren konulabilmektedir. Erken tanı koyulması eğitimin erken başlaması açısından önemlidir.
Otizmin tek tedavisi psiko-eğitimdir. Psiko-eğitimin amacı çocuğun ihtiyaçlarına yönelik olarak planlanmış, bireysel ve grup eğitim programlarıyla, çevre ile iletişiminin artması, gelişimin desteklenmesi ve mümkün olduğunca yaşının düzeyine ulaşmasını sağlamaktır. Erken dönemde tanı ve uygun eğitime başlanması, problemlerin en aza indirgenmesi açısından çok önemlidir.
Sağlıklı gelecek, çocuklarımızın fiziksel ve ruhsal sağlığına bağlıdır."
