SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Erken Seçim En Güçlü İhtimal"

0
Güncellendi - 2015-12-28 04:07:48
A- A+ PAYLAŞ

Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP ile yapılan koalisyon görüşmelerinde bir hükümet ortaklığı yapma zemininin oluşmadığı kanaatine vardıklarını açıkladı.

Davutoğlu görevi iade etmeyeceğini açıkladı, 'Çabalarımız sürecek, ama erken seçim en güçlü ihtimal' dedi.

"Erken Seçim En Güçlü İhtimal"

'Başka bir siyasi kompozisyon olsaydı, belki ülkeyi tek başına yönetebilirdik'...

Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP'yle olumsuz sonuçlanan koalisyon görüşmeleri sonrasında görevi iade etmeyeceğini açıkladı, "Çabalarımız sürecek, ama erken seçim en güçlü ihtimal" dedi. Davutoğlu, muhalefet partilerine "Erken Seçim kararını Cumhurbaşkanı'nın inisiyatif kullanmasına gerek bırakmadan siyaset olarak TBMM'de biz almalıyız" çağrısı yaptı. 

"Başka bir siyasi kompozisyon olsaydı, belki ülkeyi tek başına yönetebilirdik" diyen Davutoğlu, "Milletimizin verdiği görevi sürdürmeye kararlıyız" ifadesini kullandı.

"Sayın Bahçeli ilk görüşmemizde daha sonra her zaman görüşebileceğimizi söyledi" diyen Davutoğlu, koalisyon için MHP'nin kapsının tekrar açılacağı, ancak bu görüşmelerden de bir koalisyon umudunun güçlü olmadığının işaretini verdi. Davutoğlu, "Eğer koalisyon görüşmelerinden netice alınmazsa meşruiyet sınırları içinde yapılacaklar belli" dedi.

Davutoğlu, CHP ile yaptıkları görüşmelerde "başta eğitim ve dış politika olmak üzere bazı konularda çok derin görüş ayrılıkları ortaya çıktığını" açıkladı.

Davutoğlu, CHP ile olumsuz sonuçlanan koalisyon görüşmesi sonrasında AKP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında açıklamalar yaptı.

Davutoğlu'nun açıklamaları özetle şöyle:

Her şeyden önce, son günlerde ülkemizin huzuru ve güvenliği için büyük gayret sarf eden askerlerimize, polislerimize bir kez daha takdirlerimi ifade ediyorum. Şehitlerimize rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, yüce yürekli şehit ailelerine taziyelerimi arz ediyorum.

7 Haziran yeni bir tablo koydu. Birçok konuşmamda zikrettiğim gibi, siyaset felsefemizde millet amir, devlet memurdur. Milletin kararı her şeyin üstündedir. Millete görev verilmez, millet görev verir, ödev verir. 7 Haziran’ın çıkardığı tablo bize verilen birçok ödevin devlet adamlarımız, siyasi parti üyelerimiz tarafından değerlendirmeyi zorunlu kılan bir tabloyu ortaya koymuştur.

Hükümet kurma görevini almamın üzerinden 1 ay geçti.

Bu görüşmelerin hangi etik ve siyasi çerçevede cereyean ettiğini bütün milletimizin idrak etmesi büyük önem taşıyor. Milli iradenin üstünde başka ödev olmaz dedik. Millete sen hata yaptın demeden önce milletin ödevini  doğru idrak etmek diye 7 Haziran akşamından itibaren çok yoğun bir istişare sürecinden geçtik. İlk seçim neticeleri ortaya çıktığında, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan olarak milletimizin bize vermiş olduğu ödevi anlamak üzere tefekkür etme imkanım oldu. 3 önemli ödevin verildiği kanaatine ulaştım.

'Başka bir siyasi kompozisyon olsaydı, belki ülkeyi tek başına yönetebilirdik'

Birincisi yüzde 41 nispetinde oy oranıyla milletimiz AK Parti’ye, “ben 13 yıllık iktidardan sonra tek başına hükümet kurma görevi vermemişsem de ülkeyi en iyi senin yöneteceğine inanıyorum.” Başka bir siyasi kompozisyon olsaydı belki yüzde 41’le tek başımıza yönetebilirdik. İlk ders, “ülke sizden gayret ve fedakarlık göster.”

Şimdi iki ayı aşan sürede milletimizin her bir ferdi, bize oy vermiş olsun olmasın, sorumluluğumuzu yerine getirdiğimizi izlemiştir. Ülkemiz geniş kapsamlı ve eş zamanlı üç terör örgütünün saldırısına maruz kaldı. Güvenlik riski söz konusu olduğunda, devletin mekanizmaları milletimizin talepleri doğrultusunda harekete geçirildi. O günden bugüne, DEAŞ’tan, PKK’dan ve DHKP-C’ye karşı tüm önlemleri aldık, almaya devam edeceğiz.

Koalisyon görüşmesinden elde ettiğimiz sonuçlara bakarken, kimse ne karamsarlığa ne de fırsatçılığa sürüklenmesin. Milletimizin verdiği görevi sürdürmeye kararlıyız.

İkinci ödevimiz, madem ki oylarımızda bir düşme yaşandı. Milli irade bize “kendinize bir muhasebe edin ve kendinizi değerlendirin” demiştir. Bu bir mesajdır, ödevdir. Partilerimizin bütün kademelerinde geniş olarak, acaba o güçlü kurucu değerlerimiz etrafında ne tür muhasebe yapmak hususunda son derece samimi bir iç muhasebeyi başlattık, sürdürüyoruz ve eğer herhangi bir yerde bir hata varsa bunun düzelmesi için her şeyi yapacağımızı teyit etmek istiyorum.

'Eğer koalisyon görüşmelerinden netice alınmazsa, meşruiyet sınırları içinde yapılacaklar bellidir'

Üçüncü ödev milletimiz şunu demiştir: “Siz, eğer bundan sonra hükümet edecekse, hükümetsiz bırakmamak adına uzlaşı kültürü içinde oturun ve konuşun.”

Hiç kimseye bu yetki tek başına devredilmemişse, bu koalisyon görüşmelerinin yapılmasından daha doğal durum yoktur. Eğer koalisyon görüşmelerinden netice alınmazsa, meşruiyet sınırları içinde yapılacaklar bellidir.

Başkanlık Divanı oluşmasına müteakip Cumhurbaşkanımız anayasal yetkilerine dayanarak bana hükümeti kurma görevi verdi. 9 Temmuz’dan bu yana gelen eleştirilere ve yanlış anlamalara mahal bırakmaksızın görevimi yürütmeye çalıştım. Baştan bu kürsüden beyan ettiğim hususlara halel getirmeden bu temasları sürdürdüm. 

Her görüşmenin arkasından sizi bilgilendirdim,  “hangi partiyle koalisyon imkanı varsa, derinleştirerek bu görüşmeleri sürdüreceğiz” dedik.

'CHP ile dış politika ve eğitim alanlarında çok derin görüş ayrılıkları var'

Sayın Kılıçdaroğlu’yla ortak zemin olup olmadığını görmek üzere istikşafi görüşmeleri başlattık. Bahçeli, ilk görüşmemizde bu zeminin olmadığını, ancak daha sonra her zaman görüşebileceğimizi söyledi. HDP Eş Başkanlarıyla görüşmemin mahiyetini biliyorsunuz.

Görüşmeler açık, ilkeli ve şeffaf olmuştur. Derin tartışmalar yaşanmıştır, taraflar birbirlerinin görüşmelerini not etmiştir. Kökeni yüz yılı aşkın farklı siyasi akımlardan gelen iki parti olarak derin görüş ayrılıklarımızın olduğu bir vakadır. Üzerinde mutabık kaldığımız ilkeler olduğu da aşikardır.

Bazı alanlarda çok derin görüş ayrılığı olduğu, reform ve restorasyon hükümeti arasındaki farktan da kaynaklanan ayrılıklar olduğu aşikar. Tek tek dosyaları gözden geçirdik. 

CHP ile başta dış politika ve eğitim olmak üzere bazı alanlarda çok derin görüş ayrılıkları var.

'Erken seçim önümüzde görünen güçlü bir ihtimaldir'

Reformlara odaklı bir seçim hükümeti olmak üzere Sayın Kılıçdaroğlu da ben de MYK’larda istişarelerde bulunduk. Bu uzun seanslar sonrasında karşılıklı güvenin arttığı, karşılıklı anlayışa dayalı siyasette yumuşama ve psikolojik zemini güçlendiren bir atmosferin oluşmasından memnuniyet duydum. Sayın Kılıçdaroğlu da MYK’da yaptığı istişarelerde uzun dönemli reform hükümetinde daha olumlu olduğunu, kısa dönemde kaygılarını ifade ettiler. Onların 12 yıllık bir muhalefet, bizim iktidar deneyimimizden feragat etmeden istişarede bulunduk. Diyaloğun sürdürülmesi ancak koalisyon ortaklığını oluşturacak şartların oluşmadığı kanaatine vardık.

Bu Türkiye’nin yönetim boşluğuna düşeceği anlamına gelmez. Halkımız tek parti iktidarı çoğunluğunu bize vermemiştir ama en büyük parti olarak ülkeyi yönetme sorumluluğu vermiştir. Bu çabalarımız devam edecek, Sayın Bahçeli’yle de Kılıçdaroğlu’yla da temasları sürdüreceğimi zikrettim. Ülkenin hükümetsiz kalmaması için çabalarımızı sürdüreceğiz. Sayın Bahçeli’nin erken seçimle ilgili sözleri de göz önüne alındığında, tekrar milli iradeye başvurma ihtimali güçlenmiş, hatta tek ihtimal haline gelmiştir. Erken seçim önümüzde görünen güçlü bir ihtimaldir. 

Bir kez daha şunu ifade etmek isterim, 3 ödevin de bilincindeyiz. Önümüzdeki günlerde, haftalarda bu yöndeki çabalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz.

Soru – Cevap

Erken seçim için Meclis’in en doğru kararı vereceğini düşünüyorum dediniz, AK Parti TBMM’yi olağanüstü görüşmeye mi çağıracak, Bahçeli’yle görüşecek misiniz?

Spekülasyonları doğru bulmuyorum. Verdiğim hiçbir sözden dönmedim, ilan ettiğim adımlardan sapmadım. Bütün liderlerle görüşmemi mutabık kaldığım çerçevede kamuoyuna açıkladım.

Ben burada, 13 Temmuz akşamı, Kılıçdaroğlu’yla yaptığım görüşmeden sonra yaptığım konuşmada bütün partilerle ve liderlerle temas kurmaya özen göstereceğimi söyledim. Bu yeni bir durum değil, en başından söylenen bir durum, böyle günlerde siyasilerin bir araya gelmesinden doğal bir şey yok. Eğer erken seçime gidilecekse ki görünen bu istikamettedir. Erken seçim konuunda Sayın Bahçeli’yle görüşmek gerekirse, bunu da yapmamız gerek diye düşünüyorum. Herkesin herkesle istişare etmesi, bundan imtina etmemesi gereken günlerdeyiz.

'Cumhurbaşkanımızın devreye gireceği bir yolla seçime gitmeyi doğru bulmam'

Ben normal siyasi seyrin akışından daha güçlü bir demokratik prensip olduğu kanaatinde değilim. Herkes görevini yaparsa, olağanüstülük gerektiren bir durum olmadığını sergilemiş oluruz.  Eğer başarısız olursak Cumhurbaşkanı anayasal yetkilerini kullanır. Ancak TBMM’nin kendi sorununu çözmesini isteriz. Gerek olmadıkça erken seçim bahsini kullanmadım. Ben millete dönüğ, bir şey yapmadan sana gelmek istiyorum demem.

Ben milletin bana verdiği, Cumhurbaşkanı’nın görevlendirdiği bir hususta, benim partime ve liderliğime yarayacak bir şey yapmam. Siyasi liderlerin kendi sorunlarını çözemeyip, Cumhurbaşkanımızın devreye gireceği bir yolla seçime gitmeyi doğru bulmam. Meclis’in kendi erken seçim kararını aldığını ifade eden ortak bir kararla seçime gidersek, her şey demokratik çerçevede yürür.

Önümüzdeki 10-11 günde çalışacağım, Meclis’in alacağı bir kararla erken seçime gitmektir. Ama o da olmuyorsa, Sayın Cumhurbaşkanımız devreye girer ve Türkiye hükümetsiz kalmaz.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız