SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Esnafla Barışma Niyetini Görmek İstiyoruz.."

A- A+ PAYLAŞ

Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (ESOB) Başkanı Şevket Keskin, Malatya'da esnafın Bağ-Kur'a borcunun 86 trilyon liraya ulaştığını, borçlu esnafın tüm tezgahını satsa dahi borcunu ödeyemeyecek durumda olduğunu belirterek, esnafın bu sıkıntıdan kurtarılmasını istedi. Esnafın içine düştüğü durumun toplumsal bunalıma yolaçacağını öne süren Keskin, gecikme zammı ve faizlerinin silinmesi gerektiğini belirtti.

Keskin, yaptığı açıklamada şöyle dedi:

"TBMM Başkanlığına “Sosyal Güvenlik ve Prim Barışı Kanun Teklifi” adı altında sunulan kanun teklifinde 31 Aralık 2002 tarihine kadar birikmiş prim borçlarının tamamı ile bu primlere uygulanan geçikme zammı ve faizinin tahsili yerine DİE’nin her ay açıkladığı TEFE’nin aylık oranı esas alınmak suretiyle hesaplanacak tutarın , 6 aylık eşit taksitte tamamen ödenmesi, dava açılmaması veya açılmış davalardan vazgeçilmesi şartıyla primlere uygulanan gecikme zammı ve gecikme faizinin tamamının tahsilinden vazgeçilmesini öngörüyor.

Yıllardan beri dile getirmemize ve hükümete her fırsatta sunmamıza karşın, Türkiye’de Bağ-Kur sorunu şimdiye kadar çözüm bulmamıştır. Bugün Türkiye genelinde Bağ-Kur’un alacağı para yaklaşık 16 katrilyon lira civarındadır. Bu para mevcut durum ve sistemle ne devletin kasasına girmekte ne de esnafın sırtından yük olmaktan çıkmaktadır. Yani devlet kağıt üzerindeki parasını alamamakta, esnafa ise borcunu ödeyebilecek bir sistem sunulamamakta. Devletimiz ve esnafımız biran önce bu kamburdan kurtarılmalıdır.

Hükümet, esnafında mutabık kalacağı bir sistem uygulayarak, hem parasını tahsil edebilir, hem de esnafı bu sorundan kurtarabilir.
Bugün Malatya’da Bağ-Kur İl Müdürlüğüne 25 bin aktif sigortalı kayıtlı görünmektedir. Bağ-Kur’un toplam alacağı 86 trilyon liraya ulaşmış durumda. Borçlu sigortalılar, işyerlerindeki tüm tezgahları satıp bir araya getirse bile bu paranın ödenmesi mümkün değildir.

Peki bu durumdan esnaf nasıl kurtarılacaktır? Bugün açlık sınırının 527 milyon lira olduğu bir dönemde esnaf ayakta kalma mücadelesi verirken, diğer taraftan varolan faiz ve gecikme zamlarının acımasız çarkları arasında ezilmeye mahkum edilmiştir. Faize faiz uygulanarak esnaf adete bitirilmek isteniyor. Bu uygulama artık tehlikeli bir boyut kazanmıştır. Bugün prim borçlarını ödeyemedikleri gerekçesiyle Bağ-Kur’un sağlık imkanlarından yararlanamayan esnaflarımızın içine düştüğü sıkıntı, bu gidişle toplumsal bunalıma yol açacaktır.

Yaşanan ekonomik krizlerin sebebi ve sahibi esnaf değildi. Krizleri yaratanlar ve bedelini bu ülkeye ödetenler pembe dünyalarda yaşarken, akşam işyerini kapatıp sabah uyandığında kendisini krizde bulan esnaf ise acımasız bir o kadar da zalim olan faiz ve geçikme zamlarının arasında kendisini bulmuştur. Esnaf, sahibi ve sorumlusu olmadığı 2000-2002 yıllarındaki ekonomik krizin bedelini ödemeye mahkum edilmiştir. Bağ-kur primlerindeki şişme ise bu dönemde artış göstermiş ve 2003-2004 yıllarında da katlanarak büyümüştür. Eğer bir düzenleme yapılacaksa, 2004 yılı ve öncesindeki tüm dönemlere ait Bağ-Kur primlerine uygulanan gecikme zammı ve gecikme faizleri tamamen silinmelidir. Eğer böylesi bir durum gerçekleşirse, hem esnaf prim borçlarını ödeyebilir ve hem de devlet kağıt üzerinde görülen parasını tahsil edebilir. Hükümet biran önce esnafı rahatlatıcı uygulamalarını hayata geçirmelidir.

TBMM Başkanlığına sunulan “Sosyal Güvenlik ve Prim Barışı Kanun Teklifi” esnafları mevcut sıkıntıdan kurtaracak şekilde düzenlenerek, biran önce hayata geçirilmesi için ülkenin sorunlarına çözüm bulmak ve üretmekle sorumlu olan iktidar ve muhalefet milletvekillerinin ve hükümetinde vereceği destek ile biran önce hayata geçirilmelidir. Esnafımız prim barışına hazırdır. Ancak hükümetin ve milletimizi temsil noktasında bulanan milletvekillerimizin de esnafla barışmaya niyetli olup olmadıklarını yakından görmek istiyoruz."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız