SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'F.Bahçe'yi Malatya Uyandırdı'

A- A+ PAYLAŞ

Fenerbahçeli savunma oyuncusu Bekir İrtegün, ikinci yarı öncesi kupada Yeni Malatyaspor maçında aldıkları yenilginin takımı kendine getirdiğini söyledi.

Bekir'in Fenerbahçe Gazetesi'nin 86. sayısında yer alan röportajı şöyle:

- Antalya galibiyetiyle birlikte takım iyi bir çıkış yakaladı. Bu çıkış Trabzonspor galibiyetiyle süslendi. Bu başarıyı nasıl değerlendiriyorsun?

"Aslında bu çıkış, Antalyaspor maçı öncesindeki kamp döneminde yakalanmış bir başarıdır. Antalya kampında bu ruha yeniden kavuştuk. Bu sezon kimin oynadığından, kimin ne yaptığından çok, takımın ne yaptığı önemli. Bu takım kaybederse herkes kaybeder, kazanırsa herkes kazanır. Bu sene başında da böyleydi ama sonradan skorlar iyi gitmedi. Herkes çalışıyor, alın teri döküyor. Küçük de olsa şans da gerekiyor. İnsan çalışarak şansını kendi yaratır. Açık konuşmak gerekirse, biz de eksik olan, bazı maçlarda kazanma arzumuzu yitirmemizdi. Geriye düştüğümüz veya önde olduğumuz bazı maçlarda, fizik kalitemizden çok kazanma isteği yetersizliğinden puanlar kaybettik. Yeni Malatyaspor karşısında aldığımız mağlubiyet bizi kendimize getirdi diyebilirim. Başarıya emin adımlarla ilerlemek için mücadele etmemiz gerektiğinin bilincine o an vardık. Kamp döneminde hocalarımız takımla sürekli konuşmalar yaptı. Ligin ikinci yarısına iyi bir başlangıç yapmak bizim için çok önemliydi ve biz de bu önemin bilincindeydik. Hem Antalya hem de Trabzonspor ve Manisaspor galibiyetleriyle bu çıkışı sürdüreceğimize inanıyorduk. Bizler Fenerbahçe'nin de bu yarışta var olduğunu kanıtlamış olduk."

-Aykut Kocaman, yaptığı basın toplantılarında sürekli takımın başarılı olduğunu dile getirdi. Çıkış yakalamada Aykut Hoca'nın bu anlamda motivasyonu olmuş olabilir mi?

"Hocamız bize her defasında güvendiğini, bizim başarıyı hak ettiğimizi dile getiriyor, bizim başarabileceğimize inanıyor. Antrenman öncesi sonrası ve maçtan önce yaptığı konuşmalarıyla bize inandığını gösteriyor. Bunun dışında ara transfer döneminde transfer yapılmadı. Aynı kadro ile devam edilmek istendi. Bu da bize karşı olan güveni gösteriyor. Sadece Aykut hocanın değil, Başkanımızın ve tüm Fenerbahçe camiasının bize karşı olan güvenini de ortaya koymaktadır. Her zaman üzerinde durduğum bir konu vardır ki; o da güvendir. Sahada alacağınız skor çok önemlidir. Bu skoru da sporcunun kendine olan güveni, camianın takıma olan güveni, taraftarın güveni etkilemektedir. Ben bu güveni sağladığımızı düşünüyorum. Bunun meyvelerini Antalyaspor, Trabzonspor ve Manisapor maçlarında almaya başladık. Bunun devamının geleceğine de yürekten inanıyorum."

- Fenerbahçe Spor Kulübü tam anlamıyla bir 'Spor Kulübü' statüsünde ve burada Dünya yıldızlarıyla birlikte futbol oynama şansı buldun. Bu sana nasıl bir katkı sağladı?

"Öncelikle Fenerbahçe formasını giyen her oyuncunun çok kaliteli olduğunu söyleyebilirim. Ben Gaziantepspor'da uzun yıllar oynadım. Fenerbahçe'ye gelince Antep'te ki çalışma disiplininin çok farklı olduğunu gördüm. Buradaki ortam, çalışma disiplini, maçlardaki atmosfer hepsi birbirinden özel. Çünkü biz burada en iyisi olmak için çalışıyoruz. Bu atmosferi daha da güzel hale getirebilmek için en iyisini yapmak adına buradayız. Anadolu'da herhangi bir takımda maksimum 5 tane iyi seviyede oyuncu çıkarabiliyorsunuz. Ama burada takımda bulunan her oyuncu birbirinden değerli ve kaliteli. Bu denli kaliteli sporcularla bir arada oynamak kendimi geliştirmemde önemli bir paya sahip. Ancak samimi olarak söylemem gerekirse, futbolcu olmanın gerçek keyfini Fenerbahçe forması ile yaşıyorum."

-Maça çıkmadan önce ve maç bittikten sonra tribünlerdeki atmosfer, taraftar desteği sizleri nasıl etkiliyor. Bundan bahseder misin?

"Öncelikle şunu belirtmek isterim ki Fenerbahçe'nin taraftarı çok farklı. Harikulade bir taraftar desteği söz konusu. Fenerbahçe camiasına yakışır nitelikte bir taraftar kitlesi var. Stattaki atmosfer bir futbolcu için çok önemli. Çünkü sporcu yorgun olabiliyor, formsuz olabiliyor işte tam burada seyircinin desteği bir futbolcu için en önemli şeydir. Taraftarınızın desteği ile psikolojik açıdan da rahatlıyorsunuz. O var olan yorgunluk bir anda gidebiliyor. Bizim stadımızda da böyle bir atmosfer var. Bazen de bunun tam tersi olabiliyor."

-Teknolojinin bu kadar yaygın olmadığı dönemlerde, antrenman sonrası sporcular bir arada olurlardı. Şimdi ise teknolojinin gelişimiyle oyuncular arasında bir kopukluk oluyor mu?

"Bu sorunun altında sadece sporu aramak yanlış olabilir. Şu anlamda söylüyorum: Teknoloji artık hayatımızın her alanına sızmayı başardı. Aslında kopuklukların ilki aile içinde başlıyor. Bugün evinde bilgisayar olan bir ailenin çocuğu odasına kapanık, bilgisayarın başında sabahlıyor. Yani bu anlamda insanı bireyselleştirdiği hakkında bilgiler söz konusu. Bizim takımda böyle bireysellik yok. Çünkü biz Fenerbahçe'yiz. Uzun kamp dönemlerimizde bazen insan yalnız kalmak isteyebiliyor, bu anlamda bir ayrılık var ama bu da normal bir şey. Benim dikkatimi çeken konu ise yeri geliyor bilardo oynuyoruz, yeri geliyor maç izliyoruz. Yani takım olarak bir şeyler yapabiliyoruz. Hep bir arada olmaya özen gösteriyoruz. Paylaşmaya önem veriyoruz. Çünkü bu paylaşma duygusu ileride yaşayabileceğimiz olumsuz durumlara karşı daha dayanıklı olmamızı da sağlıyor."

-Önceleri futbolcular kendilerini göstermek için topluma çıkarlardı. Şimdi ise bu durum tam tersine dönmüş bir vaziyette. Bu konu hakkındaki düşüncelerin nelerdir?

"Toplumun futbola karşı duyduğu ilgi gün geçtikçe artıyor. Artık herkes tarafından tanınıyorsunuz. Aşırı bir taraftar sevgisiyle karşı karşıyasınız. Bu hem iyi hem de kötü anlamda. Kazandığınız bir maçın ardından sokağa çıktığınızda son derece olumlu tepkilerle karşılaşıyorsunuz, ama eğer bu maç kaybettiğiniz bir maç ise fazlasıyla olumsuz tepkiler alabiliyorsunuz. Bu anlamda dışarı çıkmanızda bazı sakıncalar olabiliyor. Üzüntüden dolayı taraftarın isyanı ile karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Ben her zaman saygı ve sevgi çerçevesini aşmadan bir işi yapmanın daha faydalı olacağına inanıyorum. Sahadaki bir futbolcunun dopingi taraftarıdır. Kaybettiğiniz maçın arından seyircinizin aşırı tepkiler vermesi çok normal. Çünkü giydiğiniz formanın hakkını vermenizi istiyorlar. Bunun yapamadığınızda da hedef tahtası olabiliyorsunuz."

-2009-2010 Sezonunun 31. Haftasında deplasmanda oynanılan Kasımpaşa maçında senin attığın golle lider olmuştu. Bu başarıdan sonra da takım şampiyonluk havasına girmişti. Bu maçın senin için öneminden bahseder misin?

"Benim için çok önemli ve çok özel bir goldü. İlk golümdü ve takımı çok iyi bir sürece sokmuştu. Ben geçtiğimiz sezonda pek fazla forma şansı bulabilen bir isim değildim. O maçtaki performansım da iyi idi. Bu performansı gol ile süslemek beni çok mutlu etti. Son derece önemli bir viraja girmiştik. 1- 0 galip gelmemiz ve golü de benim atmam ayrı bir mutluluktu. Takımıma bu şekilde bir destek vermenin de yeri çok farklı. Şampiyonluğun son maçta kaçmasına çok üzüldük. Geçtiğimiz sezonu şampiyon olarak bitirebilseydik, belki de attığım o golün önemi konuşuluyor olacaktı. Ama bu sezonda hedefler tabii ki bol gollü şampiyonluk."

-Fenerbahçe'de gönlünde olan mevkii neresi?

"Stoper özellikleri daha güçlü olan bir oyuncu olduğumu düşünüyorum. Ama Fenerbahçe'de kadro yapımız ve taktik anlayışımız gereği farklı mevkilerde görev yapabiliyorum. Stoper olsun, sağ bek olsun oynadığım her mevkide her zaman en iyisini yapmaya çalıştığımı herkes bilsin. Nitekim Aykut hoca da bunu biliyor. Zaman zaman konuşmalar yapıyoruz. Benim ne istediğimi bilen bir teknik adam. O yüzden de şu an itibariye oynadığım mevkiinin hakkını vermeye çalışıyorum."

-Geleceğe yönelik Fenerbahçe ile ilgili planların nelerdir?

"Bizim şu anki tek hedefimiz; şampiyon olmak. Biz şampiyon olacaksak eğer, bunu en iyi şekilde yerine getirmeliyiz. Karnemizi başarılarla süsleyerek şampiyon olmalıyız. Ben nasıl ki Aykut hocanın Fenerbahçe için bir şans olduğunu düşünüyorsam aynı şekilde Fenerbahçe de Aykut hoca için büyük bir şans. Taşları yerinden oynatıp daha sağlam temellere oturtmak için çaba harcıyor. Takım içinde yer alan her oyuncunun hedefi Fenerbahçe'yi şampiyon yapmak. Çünkü herkes tek bir vücut oldu. Başarıya inandık. Tek isteğimiz şampiyonluğu camiamıza ve taraftarımıza hediye etmek. Ben her zaman Fenerbahçe camiasının içinde yer almak istiyorum. Fenerbahçe'yi çok seviyorum. Uzun yıllar da bu takıma hizmet etmek isterim. Bu sene ve bundan sonraki senelerde şampiyon olmak, Şampiyonlar Ligi'nde mücadele etmek isterim."

-Boş vakitlerinde neler yapıyorsun?

"Boş vakitlerimi; takım içinde çok sık görüştüğüm arkadaş grubum vardır. Onlarla vakit geçiriyoruz. Onun dışında zaten yoğun antrenman programlarımız oluyor. Zaten ben boş vakitleri değerlendirmenin ayrı bir meziyet olduğuna inanıyorum. Onun dışında kitap okumayı, film izlemeyi(Özellikle vizyonda olan filmleri kaçırmam), bowling oynamayı çok severim.. Bu tarz şeyler yapmaya çalışıyorum."

-Fenerbahçe taraftarına neler söylemek istersin?

"Beklentilerin çok büyük olduğu bir camiadayız. Fenerbahçe sadece maddi gücü, kazandığı kupaları ve şampiyonluklarıyla değil, taraftarıyla da büyük bir camia ve biz onları yeterince üzdük. Ancak, hala bazı şeyleri düzeltmek de bizim elimizde. Şu anda tepkinin zamanı değil. Bir Fenerbahçe taraftarı olarak alınan kötü sonuçlara ben de kızıyorum. Ama şu anda tepki değil de biraz daha sabredip destek olunması daha gerekli diye düşünüyorum. Bu camia daha önce de yaşadı bunları ama bizim başarılı olmamız için bize destek vermeleri gerekir. Zor maçlar oynayacağız. Ben bu zorluklara karşı beraber olmamız gerektiğini düşünüyorum. Tek bir vücut halinde olmanın Fenerbahçe'nin büyüklüğünü göstereceğini söylüyorum. Hiçbir zaman desteklerini esirgememeleri gerektiğine inanıyorum. Bizi her zaman desteklediler, desteklemeye de devam etsinler. Taraftarımızı üzmek bizim yapacağımız en büyük kötülük olur. Bunun sonucunda da başarının geleceğine inanıyorum…"

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız