İstanbul İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şinasi Gündüz,"İslam, günümüzde de insanoğlunun bir arada yaşama sorununu çözmede önemli bir açılım sağlamıştır" dedi.
İl Özel İdaresi Salonu'nda, Bilgi Yolu Eğitim Kültür ve Sosyal Araştırmalar Merkezi Derneği'nin (BİLSAM) organizesi ile "İstanbul İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şinasi Gündüz, "Küreselleşme Sürecinde Bir Arada Yaşama Sorunu" konulu konferansından önce programın açılış konuşması BİLSAM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sinan Akıncı tarafından yapıldı.
"Küreselleşme Sürecinde Bir Arada Yaşama Sorunu" başlıklı konferansta Prof. Dr. Gündüz, bir arada hoşgörülü yaşama konusunda izahatlarda bulundu.
Farklılıklarla bir arada yaşamaktan maksat bu farklılıkların muhafaza edilerek birlikte yaşanması olduğuna dikkat çeken Profesör Gündüz, "İslam bu sorunu yüzyıllar öncesinden çözüme kavuşturmuş bir dindir. İslam bunu farlılıklar halinde bir arada yaşama fıkhı geliştirerek çözmüştür. Bu fıkıh en temelde üç ilkeye dayanır. Öncelikle İslam farklılıkları insan olmanın doğal bir sonucu olarak görür. Bir insan Kürt mü ya da Türk mü olarak doğacağını bilemez. Bunlar bir üstünlük vesilesi değildir. İslam'a göre insanları birbirinden üstün kılan şey Allah'a yakınlıktır. Hatta İslam farklılıkların Allah'ın ilim, kudret ve hikmetinin bir delili olarak görür.
İkinci ilke olarak İslam, insanları ve farklı grupları dışarıdan tanımlama yerine onları tanımaya veya anlamaya çalışır. İnsanların kendi kendilerini anlatmalarını ve tanıtmalarını ister. İslam her şeyden önce insandan bu dünyada tek olmadığının, bu dünyada kendinden farklı insanların da var olduğunun bilincine varmasını ister. Bu anlamda insanoğlunda bir farkındalık oluşturmaya çalışır.
Üçüncü ilke olarak İslam, farklılıkları yok edilecek ya da ortadan kaldırılacak bir unsur olarak değil tam tersine geliştirilecek ve beraberce ortak bir medeniyet üretilecek bir zenginlik unsuru olarak görür.
Bu üç ilke günümüzde de insanoğlunun bir arada yaşama sorununu çözmede önemli bir açılım sağlayacak ilkelerdir" ifadelerini kullandı.
