SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Fazla Mesai Cebe Yarar, Kalbe Zarar

A- A+ PAYLAŞ

İngiliz bilim adamlarının 25 yıldır sürdürdükleri çalışma, iki saati aşan fazla mesainin, kalp damar hastalıkları bakımından ciddi bir risk artışına neden olduğunu ortaya koydu.

İngiltere'de 10 binden fazla çalışanın 25 yıl izlendiği ''Whitehall II'' adlı araştırmanın sonuçları, ''Avrupa Kalp Dergisi''nin (European Heart Journal) 12 Mayıs 2010 tarihli sayısında yayımlandı.

Araştırma, 7 saat olarak kabul edilen normal mesainin üzerinde çalışanların, normal çalışanlara oranla kalp krizine bağlı ölüm, ölümcül olmayan kalp krizi ve anjiyo gibi kalp risklerini yüzde 60 oranında artırdıklarını ortaya koyuyor.

Araştırma ekibinden Londra Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Manianna Virtanen, kilo, kolesterol ya da sigara kullanımı gibi kalp hastalıklarını tetikleyen faktörlerin de göz önünde bulundurulduğu ve katılımcılar için koşulların eşitlendiği araştırmada, diğer faktörlerden bağımsız olarak fazla çalışmanın etkilerinin yüzde 60 gibi yüksek bir oran olmasının dikkat çekici olduğunu kaydetti.

Fazla mesai ile koroner kalp hastalıkları arasındaki bağlantıya işaret edecek çalışmaların sayısının artması gerektiğine işaret eden Virtanen, ayrıca, fazla çalışma ile tip 2 diyabet ve depresyon arasındaki olası bağların da araştırılması gereken konular arasında yer aldığını belirtti.

Londra merkezli 20 farklı iş yerinde çalışan 10 bin 308 kişinin izlendiği araştırmaya göre, bir ya da iki saat fazla çalışma, kalp hastalıkları yönünden risk oluşturmazken, 3 saat ve üzerindeki fazla mesai ''kalbi yoruyor''.

Araştırmayı yürüten ekip, fazla çalışma ile kalp sorunları arasındaki bağlantının olası nedenlerinin başında, fazla çalışmanın kişiyi ''Tip A Davranış Biçimi'' olarak tanımlanan davranışa sürüklemesini gösteriyorlar. Tip A davranış biçimi ''gergin, sinirli, hassas, zaman endişesi yaşayan'' kişileri tanımlamak için kullanılıyor.

Uzmanlar, uykuya yeterince zaman ayıramamak, yatağa girmeden önce günün stresinden arınacak vakit bulamamak ve iş stresine bağlı gizli tansiyonun da etkili olabileceğini belirtiyor. Bu tür tansiyon, rutin kontrollerde kendini göstermediği için ''gizli'' olarak adlandırılıyor.

SPORUN ÖNEMİ

Araştırmanın sonuçlarını AA muhabirine değerlendiren Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı, Kalp Damar Hastalıkları Uzmanı Dr. Tayfun Gökdoğan, günümüz koşullarında özellikle hareketsizlik ve stresin birçok hastalığın nedeni olarak hekimlerin karşısına çıktığını söyledi.

Fiziki koşulları uygun bir ortamda çalışan ve işini severek yapan, çalışmaktan keyif alan kişiler için uzun süre çalışmanın herhangi bir sağlık sorununa yol açmayacağını ifade eden Gökdoğan, şunları kaydetti:

''Çalışma ortamının düzgün olması, yöneticilerin uygun bir ortam sağlaması araştırmada belirtilen hususların önüne geçebilir, ancak masa başında hareketsiz olmak hastalıkları tetikliyor, tüm hastalıkların temelinde hareketsizlik yatıyor. Uzun mesailerin ardından hiç değilse 3 günde 1 kez, 1 saat olsun kendimize zaman ayırıp spor yapmamız, hareket etmemiz lazım. Atomlarımız bile sürekli hareket halinde. İş yerlerinde sorumluluk alan kişiler için bu sorumluluğun getirdiği stresler var, işin doğasında da stres olabilir, bunlar da çok etkili. Günümüz koşullarında stresten uzak durmak zor. Tüm bu stresin bize hastalık olarak döndüğünü de unutmamak lazım.''

Gökdoğan, özellikle masa başında saatlerce çalışanların, saat başı kalkıp birkaç dakika yürümelerini ve asansör kullanmamalarını önererek ''Kaliteli bir yaşam, iyi bir yaşlılık için hareketi artırmak zorundayız'' diye konuştu.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız