SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Felaket Ortada, Sözler Havada!

A- A+ PAYLAŞ

İki yıldır sürekli konuşuyorlar, ama ortada hala icraat yok. Organize Sanayi Bölgesi (OSB)’nin atık suyu, çevreyi ve insan sağlığını tehdit etmeye devam ediyor.

ZEHİR AKIYOR, YETKİLİLER BAKIYOR!
Defalarca kez gündeme getirilmesine rağmen, OSB’deki fabrikaların arıtma tesisinden "tam arıtılmadan" çıkan zehirli su, tam anlamıyla çevreyi kirletmeye ve insan sağlığını tehdit etmeye devam ediyor.

Boyalarda kullanılan kimyevi maddelerin yanı sıra, OSB içindeki cevher işleme tesisinin de ara sıra faaliyete geçmesi nedeniyle ağır metaller içerdiği daha önceden bilimsel olarak kanıtlanan atık suyun, çevre ve insan sağlığına olan yakıcı zararları da köylülerin mahkemeye başvurmasıyla ortaya çıkmasına ve aradan bir buçuk yıl geçmesine rağmen, ortaya çıkan manzarada değişen bir şey olmadı.

ŞİMDİYE KADAR SADECE KONUŞTULAR!
Geçtiğimiz yıl Haziran ayında malatyahaber.com’un, rezaleti, ‘Ayıp…Yazık…Günah!” başlığı ile duyurmasından bu yana her platformda ‘Temel atacağız, atıyoruz’ şeklinde açıklamalar yapan yetkililerin, bu açıklamalarının üzerinden yaklaşık bir buçuk yıl geçmesine rağmen bir arpa boyu yol alınamaması, konuşmaların boş nutuktan başka bir şey olmadığını da ortaya koydu. OSB’lerin en üst karar organı olan ve başkanlığını Vali’nin yaptığı, aralarında Belediye, TSO gibi kurum ve kuruluşlarından oluşan üçer temsilci ile OSB Yönetim Kurullarının temsilcilerinden oluşan Müteşebbis Heyet yetkilileri, milletvekilleri, siyasiler verdiği demeçlerle sorunu çözüleceğini belirttiler. TSO, arıtma tesisinin kapasitesinin arttırılması için daha öne ‘Nisan, Mayıs ve Temmuz’ şeklinde çelişkili açıklamalarıyla üç ayrı tarih vermekten başka bir şey yapmazken, ilk başlarda atık suların kirliliğini dahi kabul etmeyen Çevre Orman İl Müdürlüğü, Şubat 2010 tarihinde ‘Maalesef atık su kirli’ itirafının ardından bir daha ortalarda gözükmedi. Milletvekili, il başkanlarından oluşan siyasi partiler ile müteşebbis heyetler demeç vermekle yetindi, OSB yönetim kurulları ortada yok, atık suyun sulama kanallarına girmesine izin vererek tarım alanları ile insan sağlığını tehdit etmesine göz yuman Sulama Birliklerinden de ses seda çıkmıyor.

REZALETİ NE GÖRDÜLER NE DE DUYDULAR!
Organize Sanayi Bölgelerinde kurulu bulunan fabrikaların ürettiği zehirli suları arıtmak için kurulan ve 2002 yılında faaliyete geçen 1. OSB’ye ait arıtma tesisi yetersiz kapasitesi nedeniyle tarım alanlarının olduğu kadar insanların yaşamını tehdit etmeye devam ediyor.

Faaliyete geçtiği 2002 yılından itibaren, arıttığı iddia edilen atık sularını çevredeki Şahnahan Deresine boşaltan arıtma tesisinin atık suları, ilk yıllarda verimli tarım alanlarını tehdit ederken son dönemlerde de sebze ve meyve bahçelerinin sulamasında kullanılması nedeniyle insanların sağlığını ciddi oranda tehdit etmeye başladı.

AĞIR METALLER İÇERİYORDU..
Hatırlanacağı üzere, geçtiğimiz yıl, OSB’nin arıtma tesisinden çıkan petrol görünümündeki suyun, çevre ve insan sağlığı üzerindeki etkilerini araştıran İnönü Üniversitesi Biyoloji Bölümü, ürkütücü sonuçlar elde etmişti. İnönü Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nden Prof. Murat Özmen tarafından yapılan araştırmalarda, atık su içinde kurşun, kadmiyum, nitrat, fosfor gibi insan sağlığı üzerinde öldürücü olabilecek etkiye sahip ağır metaller içerdiğini bilimsel raporlarla kanıtlanmıştı. Bunun yanı sıra DSİ ve Tarım İl Müdürlüğü tarafından alınan numunelerde, arıtma tesisinden çıkan suyun çevreyi ve insan sağlığını tehdit edecek oranda kirli olduğunu tespit edilmiş, buna karşın, görevini yapmadığı eleştirilerine muhatap olan Çevre Orman İl Müdürü Cumali Sayın ise, İnönü Üniversitesi’nin yaptığı araştırma için ‘Atadan deden kalma araştırmalar’ diyerek ciddiye almadıklarını açıklamıştı.

OSB, TAZMİNATA MAHKUM EDİLDİ
Diğer yandan, atık su ile bahçelerini sulamak zorunda kalan bazı kayısı üreticileri ise, bu suyun bahçelerini kuruttuğu ve tarım alanlarına zarar verdiği gerekçesiyle mahkemeye başvurmuştu. Malatya Barosu Avukatlarından Ekrem Karadeniz, 15 ayrı davada OSB’nin suçlu bulunduğu ve köylülere yaklaşık 200 bin TL tazminat ödemeye mahkum edildiğini söylemişti.

HEP KONUŞTULAR, HEP SÖZ VERDİLER…
Bütün bu gelişmelerin ardından OSB’nin arıtma tesisinden çıkan suyun çevreye, daha da önemlisi insan sağlığına verdiği zarar, son olarak Mart ayında Battalgazi’ye bağlı Boran Köyü’nde toplu balık ölümlerinin yaşanmasıyla birlikte bir kez daha gündeme gelmişti. O tarihten bu yana TSO tarafından yapılan açıklamalarda, arıtma tesisinin kapasitesinin arttırılması için Nisan ayında temel atılacağı açıklanmıştı. Bugüne kadar sürekli konuşulan ancak bugüne kadar ‘Bir arpa boyu yol alınamayan’ açıklamaları hatırlatalım:

MÜTEŞEBBİS HEYET DEMEÇLERLE YETİNDİ..
OSB’lerin en üst karar organı olan ve başkanlığını Vali’nin yaptığı ve aralarında, Valilik, Belediye, TSO gibi kurum ve kuruluşlarından oluşan üçer temsilci ile OSB yönetim kurullarının temsilcilerinden oluşan Müteşebbis Heyet yetkilileri, milletvekilleri, siyasiler verdiği demeçlerle sorunu çözüleceğini belirttiler.

YÖNETİM KURULLARI KAYIP!
OSB’lerin iş ve işlemlerini ve sorunlarının çözümü için gerekli uygulamaları yapmakla ve Müteşebbis heyetin veya genel kurulun verdiği yetki çerçevesinde OSB yönetim kurullarının görevleri arasında “OSB’nin ihtiyacı olan elektrik, su, kanalizasyon, doğal gaz, arıtma tesisi, yol, haberleşme, spor tesisleri gibi altyapı ve genel hizmet tesislerini kurma ve işletme, kamu ve özel kuruluşlardan satın alarak dağıtım ve satışını yapma, bu çerçevede üretim tesislerini, ortak sağlık ve güvenlik birimlerini kurma ve işletme, konularında gerekli kararları almak ve uygulamak” olan yönetim kurulları da arıtma tesisi konusunda bürokratik engelleri öne sürerek sorunun çözüme kavuşmasına katkı sunmadılar.

AKP İL BAŞKANI ŞAHİN..
29 Haziran’da MHP’yi ziyareti sırasında konu ile ilgili soru soran gazetecilere AKP İl başkanı Şahin; "OSB'deki arıtma tesisi gerçekten yetersiz. Bölge halkı bu durumdan gerçekten rahatsız. Geçtiğimiz Cuma gününden itibaren konuya odaklandık. İlk olarak 9 Km'lik kapalı arıtma suyu tahliye şebekesinin 4 Km'lik kalan bölümü yapılıyor. Bu en kısa sürede bitecek. Böylece OSB'den gelen su kapalı sistemle Karakaya'ya ulaştırılacak. Arıtma tesisinin kapasitesi yetersiz. Artırılması için önemli bir proje yapılması gerekiyor. İşadamlarımızı da mağdur etmeden en kısa sürede projenin gerçekleşmesi yönünde çalışmalarımız sürüyor. Ama her ne olursa olsun OSB'den çıkan suların arıtılmadan bir yerlere akıtılması veya kullanılmasının önüne geçeceğiz" diye yanıt verdi.

AKP MİLLETVEKİLİ ÖMER FARUK ÖZ..
8 Temmuz 2009’da SMMMO’yu ziyareti sırasında konu ile ilgili olarak AKP milletvekili Öz; çevreye büyük zarar veren Organize Sanayi Bölgesi’nin arıtma tesisinin kapasitesinin arttırılması yönünde Ticaret ve Sanayi Odası’nın projeyi hazırladığını belirterek, “Projenin onaylanmasının ardan kapasitenin arttırılması için çalışmaların başlayacağını” söyledi ve. “Geçtiğimiz haftalarda Çevre ve Orman Bakanlığı’nın yanı sıra Sanayi Bakanlığından kaynak yaratılması noktasında gerekli girişimlerde bulunduğunu bu noktada da bir sorun bulunmadığını” belirtti.

TSO BAŞKANI ERKOÇ..
2009 Ağustos ayında TSO başkanı Hasan Hüseyin Erkoç, "Arıtma Tesisinin mevcut kapasitesi 24 bin metreküp saat. Bunu 72 bin metreküpe çıkartmak için ihale projesinin tekliflerini aldık. Yönetim kurulu olarak teklifleri değerlendirdik. Çok kısa bir süre içinde ihale projesini hazırlatıp, bunu Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın onayına sunacağız. Bu çalışmalar bitiğinde Arıtma Tesisi için ödenek konusunu çözeceğiz. Bu çalışmanın bitmesi ile çevremize ciddi anlamda zarar vermeden çevremizi de korumuş olacağız" dedi.

BALIK ÖLÜMLERİNDEN SONRA..
Balık ölümlerinin yaşandığı 2010 yılı Mart ayından sonra Nisan’da açıklama yapan TSO başkanı Erkoç, “Evet bizim suyumuz kirli ve biz bugüne kadar hiçbir mazeretin arkasına sığınmıyoruz. Ortada bir gerçek var ki, kapasitenin üzerine çıkıldığı zaman su kirli akıyor ve bu kirli su baraja gidiyor. Arıtma tesisinin kapasitesinin arttırılması için başlattığımız çalışmalara hız verdik. Bakanlıktan kredi onayı da çıktı. Arıtma tesisinin kapasitesini mevcudun iki katına çıkaracağız. Biyolojik ve kimyasal arıtma yapılacak. 650 dönümlük arıtma sahası vardı ve biz bunun 150 dönümünü 2. OSB’nin tapusuna aldık. Bakanlıktan da onaylandı Mayıs ayında ihalesi yapılıp en kısa sürede yapımına başlanacak. Yaklaşık 9-10 milyon TL’ye mal olacağı belirtiliyor” dedi.

ÇEVRE VE ORMAN İL MÜDÜRÜ..
Vali Ulvi Saran başkanlığında Şubat ayında yapılan toplantıda konuşan Çevre ve Orman Müdürü Cumali Sayın, OSB’deki arıtma tesisi yetersizliğinden dereye akıtılan atık sular konusunda yetersiz kaldığı için eleştirilen ve yazılan haberlerden sonra ısrarla ‘Suyumuz temiz’ diyen Çevre İl Müdürü Cumali Sayın, o tarihten bu yana söz konusu toplantıda “Evet orada bir sorun var ama giderilmesi için çalışmalarımız sürüyor. Geçtiğimiz günlerde arıtma tesisinin kapasitesinin artırılması için ihale yapıldı” demekle yetindi ve bir daha ortalarda dahi görünmedi.

AKP MİLLETVEKİLİ VE TSO ESKİ BAŞKANI FINDIKLI..
2 Nisan 2010’da 2. OSB’de yapılan toplantı sonrasında konu ile ilgili olarak; "Arıtma tesisinin yapımı ile hem Şahnahan bölgesindeki problem ve hem de Karakaya Barajı'nın kirlenmesi ile ilgili problem ortadan kalkmış olacak. Biz milletvekilleri olarak bu sorunun çözümü için her türlü desteği vereceğiz. Çevre ve Orman Bakanlığı'ndaki proje ile ilgili dosyaları takip edeceğiz. Sanayi ve Ticaret Bakanımız ile görüşüp, projeyi zamanında ihaleye çıkartamaya çalışacağız. Buranın ihalesini biran önce başlatalım. Projenin bir an önce hayata geçmesi için Ankara'da yapılması gereken tüm girişimlerde bulunacağız. Projenin zaten teknik çalışmaları bitmiş durumda" şeklinde konuştu.

ONLAR HEP SESSİZ KALDI..
Bütün bunlar olup biterken I. Ve II. OSB Müdürlüğü yetkililerinin ağzını bıçak açmadı. Her iki OSB’nin Müdürleri, sessizliklerini korudu.

FOTOĞRAFLAR: Yukarıdaki fotoğraflar, OSB'nin kirli atığının Şahnahan Deresi'ne arıtılmadan boşaltıldığı noktada 2 Ağustos 2010 Pazartesi günü çekildi. (Fotoğraflar: Yaşar KARAASLAN)

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız