SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Fındıklı'dan İlginç Öngörüler

0
Güncellendi - 2015-12-27 20:47:48
Fındıklı'dan İlginç Öngörüler
A- A+ PAYLAŞ

AKP Malatya Milletvekili Mücahit Fındıklı, “Eğer AK Parti’yi yüzde 40’lara veya daha aşağıya çekebilirlerse, CHP’ye ve Kemal Kılıçdaroğlu’na ‘sen bu işi beceremiyorsun, biz sahaya çıktık ve başardık. Sen parti olduğun halde muhalefet görevini yerine getiremiyorsun’ diyecekler. Bu CHP için büyük bir dalgalanma ve sarsıntı demektir. CHP, AK Parti’yi geriletmenin mükafatı ile değil, bedeli ile karşı karşıya kalacak. Tersi olur da, AK parti yine yüzde 50’leri zorlarsa bu defa da ‘siz bu işi beceremiyorsunuz, muhalefet olamıyorsunuz, bütün gücümüzle arkanızda olmamıza rağmen, hedefe ulaşamadınız’ diyecekler. Her iki neticede de fatura CHP’ye ve Genel Başkanı'na çıkacak” ifadelerini kaydetti. 

AKP  Malatya Milletvekili Mücahit Fındıklı, "Eski Türkiye’nin vesayet bekçiliğini üstlenen CHP, bu dönemde başka bir takım vesayet kodlarını Türkiye’de hakim kılmaya çalışan bir takım mahfillerle güç birliği yapıyor" dedi.

Fındıklı, Gezi olaylarından sonra CHP’nin eski CHP olmayacağını ifade ederek, "Statükonun temsilcisi olan CHP’nin duruşu eski Türkiye ile örtüşüyor. Çünkü CHP’yi biçimlendiren kodlar 80 yıldır süren eski rejime ait. AK Parti ile birlikte eski Türkiye’nin kodları yıkıldı. Millet iradesini hiçe sayan bir rejimin tam tersine, millet iradesini her şeyin üstüne koyan, millet iradesi üstüne irade tanımayan bir yeni Türkiye rejimi diyebiliriz buna. Bu durum, CHP’nin marazi halini iyice açık etti. Bu, maraziliğin saklanacak bir yeri artık kalmadı" diye konuştu.

“HALK KAVRAMI CHP’NİN SADECE ADINDA VAR”

CHP’nin, eski Türkiye’nin eski vesayet kodlarını hakim kılmaya çalışan bir takım muhaliflerle güç birliği içine girdiğini kaydeden Fındıklı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Milleti esas alan, milli iradeyi üstün gören bir parti olmak yerine, süregelen vesayetçi tutumuyla, bugüne kadar hiç itibar etmediği bir grupla güç birliğini seçti. Her ikisinde de vesayet denen çekirdek bir nüve var. Değişen sadece vesayet makamıdır. CHP her zaman halkla bir olmak yerine güç ile birleşmeyi tercih etmiştir. Muktedir olan ile birlikte hareket eder. Yerine göre bu ordudur, büyük sermayedir, onun manipülasyonunu Türkiye’de fevkalade ustalıkla yerine getiren medyadır. CHP her zaman bunlarla saf tutmuştur. Millet de bunu her zaman görmüş, ona göre değerlendirmiştir. Onun için CHP yıllardır bir türlü iktidara gelemiyor. Halk kavramı sadece adında vardır CHP’nin. Hiçbir zaman halktan yana, halkın yanında olmamıştır. Halkla birleşmek yerine güç ile birleşmeyi sürdürdüğü takdirde, bu sürecin sonunda kendisi yok olacaktır. Bu kavgadan AK Parti güçlenerek çıkacak. Vesayet ortakçıları ile birlikte CHP yok olacaktır.”

“CHP YEREL SEÇİMLERDEN SONRA DAĞILMA SÜRECİNE GİRECEK”

Yerel seçimlerden sonra CHP’nin dağılma sürecine gireceğini ileri süren AKP Malatya Milletvekili Fındıklı, bugün Türkiye’de var olan kavganın asıl nedeninin AK Parti’yi zayıflatma kavgası olduğunu savunarak şunları kaydetti: 

“Bu kavga AK Parti’yi ortadan kaldırıp, yerine başka bir partiyi koymak için verilmiyor. Yerel seçimlerde 'AK Parti’nin oylarını yüzde 40’lara geriletebilir miyiz?' Bunu hesaplıyorlar. Bunu yapabilirlerse diyecekler ki; ‘bakın, görüyorsunuz, mücadele edilirse AK Parti yenilemeyecek bir güç değil.’ AK Parti’nin bütün muhaliflerine bu cesareti aşılamak istiyorlar. Yegane amaç bu. Eğer AK Parti’yi yüzde 40’lara veya daha aşağıya çekebilirlerse, CHP’ye ve Kemal Kılıçdaroğlu’na ‘sen bu işi beceremiyorsun, biz sahaya çıktık ve başardık. Sen parti olduğun halde muhalefet görevini yerine getiremiyorsun’ diyecekler. Bu CHP için büyük bir dalgalanma ve sarsıntı demektir. CHP, AK Parti’yi geriletmenin mükafatı ile değil, bedeli ile karşı karşıya kalacak. Tersi olur da, AK parti yine yüzde 50’leri zorlarsa bu defa da ‘siz bu işi beceremiyorsunuz, muhalefet olamıyorsunuz, bütün gücümüzle arkanızda olmamıza rağmen, hedefe ulaşamadınız’ diyecekler. Her iki neticede de fatura CHP’ye ve Genel Başkanı'na çıkacak. CHP’nin bu açmazdan çıkmasını sağlayabilecek tek şey, zihinsel ve siyasal kodlarını yeni Türkiye’nin şartlarına göre dönüştürmek. Aksi halde CHP yok olma noktasına gelmiştir.”

"CHP, MİLLETİN BAŞBAKANINA NEDEN SAHİP ÇIKTIĞINI HALA ANLAYAMADI"

Fındıklı, açıklamalarına şöyle devam etti: “17 Aralık operasyonunu ortaya atanlar halkı yine hesaplayamadılar. Onlar her geçen gün yeni bir iddia ortaya atarak sözde ‘yolsuzluk’ ithamları ile AK Parti’yi bitirebileceklerini hesapladılar. Ortaya yığınla iddia attılar. İddialarla ilgili detaylara girmek istemiyorum. Ancak yapılan tüm anketlerde AK Parti'nin alacağı oy bu vesayetçi takımını bir kez daha rahatsız ediyor. Şaşırıp kalıyorlar. Bu kadar iddialara rağmen neden anketler yüksek çıkıyor diye. Bunun cevabı basit. Çünkü milletimiz diyor ki; 'Ey Tayyip Erdoğan, seni yok etmeye çalışıyorlar. Ama seni yedirmeyiz.' Aslında, millet bize diyor ki; 'AK Parti benim irademdir. AK Parti büyük bir camiadır. İçinde yanlış yapanlar olabilir. Ama birileri bu yanlışlık üzerinden benim irademe ipotek koymaya çalışıyor. Ey Tayyip Erdoğan, seni yok etmeye çalışıyorlar. Seni yedirmeyeceğim. Sen rahat ol, bunların hesabını sandıkta göreceğim. Bunların cezasını 30 Mart’ta sandık önüme geldiğinde keseceğim.'” 

“AK PARTİ'NİN VARLIK NEDENİ MİLLETTİR”

Fındıklı, sözlerini şöyle tamamladı: “Vatandaşımız bugüne kadar nasıl her şeyi ölçtü, biçti; madden, manen, vicdanen muhasebesini yaptıysa, bundan sonra da öyle yapacak. Geçmişine de geleceğine de sahip çıkmak isteyecek. Türkiye 20 yıl önceki Türkiye değil. Yıllarca üzerinde oynanan oyunları, örtülü darbeleri gördü bu halk. Bir gecede fakirleşmeyi, devlet dairesinde adam yerine konmamayı, muktedirler tarafından horlanmayı, Batılıların karşısında ezilip büzülmeyi çok iyi biliyor. Bunları hafızanızdan silemezsiniz. Bu yollardan hepimiz geçtik. Kimse bir daha geri dönüp aynı şeyleri yaşamamızı isteyemez. AK Parti’ye yönelen her saldırı millet tarafından kendisine yapılmış bir saldırı gibi görülüyor. Bu yüzden millet, AK Parti muhaliflerinin kendisine çizdiği istikameti istemiyor. Son 11 yılda kazandıklarını kaybetmek istemiyor. Çünkü bu noktaya kendi iradesiyle geldi. Ona bu özgüveni ve refahı sağlayan da ithal malı bir lider ve partisi değil, bizzat kendi evladıdır. Bu meşakkatli yollardan kendisi de geçmiş olan, muktedirlerin küçümsemelerine muhatap olmuş, 'muhtar bile olamaz' denmiş bir insanın iktidarında gördü devletin üstün bir varlık değil, hizmetkar olduğunu, milletin hizmete layık olduğunu. Bunlar AK Parti ve Sayın Başbakanımızın neden büyük bir desteğe sahip olduğunu gösteriyor. Ama bu, muhalefetin çizmeye çalıştığı resmin aksine bir diktatöre olan destek gibi, zora dayanan, kayıtsız şartsız bir destek değil. AK Parti’nin 11 yıldır desteğini çoğaltarak yoluna devam etmesini sağlayan, bizi diri tutan şey karşı karşıya kaldığımız zorluklar ve bu zorluklarla mücadelemizdir. AK Parti imtihan edile edile bugünlere geldi. 31 Mart sabahı AK Parti’yi yeni ve önemli bir imtihan daha bekliyor. Milletimiz sandıkta iradesine sahip çıkacak, bundan hiç kuşku duymuyorum. Ama bu destek, aynı zamanda bir talimat olacak. Millet bize; 'bugünden itibaren, senden teşkilatlarında, yerel idarecilerinde ve yönetiminde, 2023 ve 2071 hedefleri açıcından yetersiz kalan, icraatlarıyla seni müşkül duruma sokan unsurları temizlemeni bekliyorum' diyor, diyecek. Ama biz, direnme gücümüzü Hakk’tan ve halktan alıyoruz. Hakk’ın ve halkın adaletine her zaman güveneceğiz. Kim ne yaparsa yapsın, biz adil olacağız. Kendi içimizdeki hataları da düzelterek yola devam edeceğiz. Burada önemli bir şey daha var; Allah makul olanı öğütler. İnsanlar günah işleyebilirler. İnsanlardan kurulu nizamlar da izamlar da günahtan münezzeh değildir. Önemli olan istikametin doğruluğudur. AK Parti’nin de istikameti doğrudur, siyasal kodları doğrudur. Bir toplumdaki orta sınıf dediğimiz kesim, temeldir. Makulü o bulur. Milletimiz, AK Parti ile yürüme kararlılığını gösteriyor. Partimizin istikametini doğru buluyor.”

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız