SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Fındıklı'dan ''Yüksek'' Siyaset!..

A- A+ PAYLAŞ

Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanı Mücahit Fındıklı, son günlerdeki siyasi gelişmeleri değerlendirerek, "Kimse bu toplumun üzerinde korku rüzgarları estirmeye kalkışmasın, böyle bir toplum artık yok" dedi. Devlet görevini yürütenlerin daha çok dikkatli olması gerektiğini söyleyen Fındıklı, "2002 krizinde en çok kaybeden kesim işçi, işveren, çiftçi ve tüccar kesimiydi. Bir krizle daha karşılaşırsak bunu bedeli yine işçiye, çiftçiye, tüccara ve işverene çıkacak. 2002 krizinde maaşını alamayan bir tane memur var mıdır?" diye konuştu.

TSO Meclisi'nin Mayıs ayı olağan toplantısı Meclis Başkanı Sami Payza'nın başkanlığında odanın toplantı salonunda yapıldı. TSO Başkanı Mücahit Fındıklı, TOBB toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın el ele tutuşmasının ortaya çıkardığı mesajın gelişen olaylar karşısında çok önemli olduğunu kaydetti.

Fındıklı, "Siyasi partilerin isimleri, fikirleri ve çözüm önerileri bir birinden farklı olabilir. Ancak Türkiye bir tanedir. Türkiye'nin menfaatleri açısında farklı olmalarına rağmen partiler ortak noktada buluşup, halkın önüne çıkabileceklerini göstermişlerdir" şeklinde konuştu.

TSO Başkanı Mücahit Fındıklı, Danıştay'daki silahlı olayın aslında Van'daki rektör tartışmasıyla başlayıp, Şemdinli olaylarıyla da devam eden sürecin bir parçası olduğunu iddia ederek, "Önümüzde cereyan eden siyasi olayların birtakım provokatif olayların ne anlama geldiğini 1980 öncesi yaşayıp, acı tecrübeler elde etmiş insanlar olarak bunun da ne anlama geldiğini biliyoruz. Türkiye demokratik laik bir devlettir. Siyasi partiler demokratik usullerle gelir, demokratik usullerle gider. 3 tane darbeye şahit olmuş bir toplum olarak, artık bu tip gelişmelerden bıktığımızı, artık bu fotoğrafları görmek istemediğimizi açıkça beyan etmeliyiz. Türkiye özgürlüklerden, özel hür teşebbüs kalkınma modelinden vazgeçemez. Kimse bu toplumun üzerinde korku rüzgarları estirmeye kalkışmasın, böyle bir toplum artık yok. 2002 krizinde en çok kaybeden kesim işçi, işveren, çiftçi ve tüccar kesimiydi. Bir krizle daha karşılaşırsak bunu bedeli yine aynı kesimlere çıkacak. 2002 krizinde maaşını alamayan bir tane memur var mı? Ama evine ekmek götüremeyen birçok esnaf oldu. Dolayısıyla herkes sorumlulukla hareket etmelidir" ifadelerini kullandı.

VAGON ONARIM'A ULUSLARARASI İHALE..
Vagon Onarım Fabrikası'nda artık son noktaya gelindiğini ifade eden TSO İl Başkanı Mücahit Fındıklı, fabrikanın Maliye Bakanlığı'na devredilince yatırım için dosyaların hazırlayıp, bakanlığa sunduklarını kaydetti.

Fındıklı, Teşvik Yasası kapsamında, arazinin bedava verilebileceğini ancak üzerindeki binaların emlak rayiç bedeli üzerinde devredilebileceği şeklinde bir ifade olduğunu söyleyerek, "Emlak rayiç değer bedeli, Defterdarlık organları tarafından hesap edildi ve yangın geçirmesi nedeniyle indirimlerde yapılarak, 16.5 milyon YTL gibi bir rakam çıktı. Sanayicilerin, 16.5 milyon YTL ile oradaki tesislerin yerine iki katı tesis yapması mümkündür. Bunun üzerine başka çıkış olmayınca, buranın Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'na devredilmesini istedik. Bize talipli gelmezse ne olacak dendiğinde biz de söz vererek, projeni arkasında olduğumuzu söyledik, ihaleye gireceğiz" diye konuştu.

Fındıklı, Vagon Onarım Fabrikası'ndaki asıl sorunun kanundan kaynaklanıp, ortaya çıkan 16.5 milyon YTL tutarındaki rakam olduğunu söyleyerek, "Daha düşük bir bedelle verilebilir. Ancak hiçbir iş adamı ve bizde dahil olmak üzere şöyle bir manşeti kaldıracak pozisyonda değiliz. '16.5 milyon YTL bedel biçilen yeri, 2 milyon YTL'ye 3 milyon YTL'ye a firmasına peşkeş çekildi' dedikleri zaman hiçbir iş adamı bu işin içine girmek istemiyor. Buranın bedeli Özelleştirme İdaresi'nin açacağı uluslararası ihalede ortaya çıkacak. Burası önümüzdeki 1 yıl içinde ihale edilecek" şeklinde konuştu.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız