SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Fotoğrafla Kayısı ve Emeğin Öyküsü

0
Güncellendi - 2015-12-27 15:47:30
Fotoğrafla Kayısı ve Emeğin Öyküsü
A- A+ PAYLAŞ

“Kayısı sadece Malatya’nın çok değerli, dünyaca ünlü tarımsal ürünü, sağlık açısından sayısız faydaları olan lezzetli bir meyvesi değil aynı zamanda emek ve alın teridir. Ben klasik anlamda kayısı fotoğrafları sergisinden öte kayısıdaki insan emeğinin günyüzüne çıkarılması için o emeğin aktörlerini fotoğraflamaya çalıştım”.

Bu sözler, ilk kişisel fotoğraf sergisini Güneşin Altın Yumurtası adı altında Malatyapark AVM’de açan Malatyalı fotoğraf sanatçısı Orhan Alkaya’ya ait. 

Fotoğraf sanatıyla bilinçli ve yoğun ilişkisini 6-7 yıl öncesine tarihlendiren Orhan Alkaya aynı zamanda bir kayısı yetiştiricisi. Kendisini önce çiftçi sonra fotoğraf sanatçısı olarak tanımlıyor. 

Kayısı üreticiliği ile fotoğraf sanatçılığını aynı kimlikte birleştirmek, Orhan Alkaya’nın kayısının tohumdan sofraya gelinceye kadarki aşamalarını tüm renklerini adım adım fotoğraflamasının yanısıra, kayısının ekonomik ve tarımsal bir değer olarak pazara çıkıncaya kadarki süreçte harcanan üretici ve işçinin emeğini, alınterini, uyksuzuluğunu, yorgunluğunu, nasırlaşan ellerini, kısacası kayısının insani boyutunu da fotoğraf karelerine aktarması anlamına geliyor. 

Orhan Alkaya’nın Güneşin Altın Yumurtası adlı kayısı - insan ilişkili sergisinde 51 fotoğraf bulunuyor. Ama fotoğraf sergisinin kilit kavramı emek. 

Çünkü Orhan Alkaya’ya göre, kayısının fidanını, tomurcuğunu, çiçeğini, yaprağını, yeşilini, uçsuz bucaksız arazileri beyaz çiçekler şölenine çeviren çiçek zamanını ve altın sarısı meyvesini fotoğraflamak önemli ama bununla birlikte kayısının ardındaki insan emeğini ve alınterini fotoğraflamak, belgelemek, sanatsal alanın bir öznesi haline getirmek de fotoğraf sanatçısının asla görmezden gelemeyeceği bir sanatsal eylem. 

Artık kayısı işçisi olarak kavramsallaşan seyyah / mevsimlik işçi grupları kaysının hasat mevsimine göz kırptığı, yeşilden altın sarısına evrildiği günlerde Malatya’ya gelir ve kayısı bahçelerinde günlük ücretlerle kayısı hasadının emekçiliğini üstlenirler.

Yaşı 70’e dayanan, yüzü güngörmüşlüğün çizgileri ile dolu kadın ve erkek de vardır, 18-20 yaşında genç kız da, lise ve üniversite çağında genç erkekler de vardır kayısı işçisi aile bireyleri arasında.

Hatta fotoğraf sanatçısı Orhan Alkaya’nın Alişar köyündeki kayısı bahçesinde çalışan kayısı işçisi ailenin gelininin hasat saatinin başlamadığı, güneşin ışınlarını yeryüzüne henüz göndermeye başladığı anlarda sac üzerinde pişirdiği yufka ekmeğini dürümleyip iştahla yiyen kömür gözlü 5 yaşındaki Ali Askar da vardır…

İşte Orhan Alkaya, kayısı işçilerinin güneşin ilk ışıkları ile başlayan kayısı hasadının aktörlerinin hasat mevsimi süresince yaşamını kare kare fotoğraflıyor. 

Yakıcı ve kavurucu Temmuz sıcağının altında kayısı ağacının başında, yani kayısı silkelerken, kayısı ağacının altında silkelenen kayısının zedelenmeden toplanmasını sağlamak için açılan örtüleri tutarken, kayısıları kasalara doldururken, kasaları islim damlarına ulaştırmak için araçlara yüklerken, islim damlarına yerleştirirken, islimden çıkarılmış kayısıların güneşle randevusu için sergi alanlarına taşınarak serilmesi…

Bütün bunlar kayısının tüketiciye ulaşması için kayısı işçisinin kayısı için yaptıkları. 

Bir de kayısı işçisinin hasat mevsimindeki yaşamına yakın plan objektif tutuyor Orhan Alkaya.

Bir yemek saati fotoğrafı var ki tam bir ritüel atmosferi izlenimi veriyor fotoğraf okuyucusuna. Her ne kadar peynir, salatalık, domates, ekmek ve çaydan oluşsa da sıkı bir yorgunluğun ardından hak edilmiş helal bir yemeğin keyfini bir fotoğraf ancak bu kadar güzel anlatabilir. 

Çay saatleri, kayısı işçisinin vazgeçilmezi ve mutluluğun çay şeklinde ete kemiğe büründüğü zamanlar… Orhan Alkaya, sanatçı duyarlılığını insan sevgisi ve emeğe saygı ile harmanlayıp fotoğrafladığı bu anlarda sabahın 5’inde, öğlen sıcağında, gecenin 12’sinde odun ateşiyle yapılan, isli çaydanlıklardaki çayın lezzetini ve bu lezzeti yaşamın en büyük keyfi olarak yudumlayan 70 yaşındaki kayısı işçisinin halet-i ruhiyesini aktarıyor bize.

Kayısı işçisi Malatya’da aslında büyük ve sert perişanlıklarla çalışır. Yatacak yerleri, insanca yemeklerini yiyecekleri bir mekânları, tuvaletleri yoktur. Hatta çoğunlukla, temmuzun sıcağının sağladığı avantajla yıldızları yorgan yaparak toprak üzerinde uyurlar. 

Ama sanatçı duyarlılığı bu olsa gerek, Orhan Alkaya Alişar köyündeki bahçesinde kayısı işçileri için insanca yaşama mekânları kurmuş. Yatacakları, yemeklerini yiyecekleri, çamaşırlarını yıkayacakları, kısaca hasat mevsimi boyunca insanca yaşayabilecekleri ortamlar üretmiş.

Sergideki fotoğrafların önemli bir bölümü bu yaşamın belgelenmesi anlamına geliyor. 

Hemen her kare bir insan öyküsü. 

Her kare, diyaframa düşen ışığın vurgusuyla insan-kayısı-emek-dayanışma eksenli bir alt metin sunuyor sergiyi gezenlere.

İnsan-kayısı ilişkisi üzerinden insan-emek ilişkisini, kayısı işçisinin yaşamını idame ettirmek için akıttığı alın terinin değerini, ihtiyarından çocuğuna, dershane parası biriktirip üniversiteye gidebilme hayali kuran genç kız ve erkeklerden 5 yaşındaki Ali Askar’ına kadar hepsi bir insan portresi…

Ve sadece emekleri ile var olma öykülerini yazan tüm bu portreler bir başka Malatyalı fotoğraf sanatçısı Tahsin Aydoğmuş’un talebesi olmakla övünç duyan çiftçi-fotoğraf sanatçısı Orhan Alkaya’nın Güneşin Altın Yumurtası sergisinde insanlarla buluştu…

Yazı – Fotoğraf: Niyazi DOĞAN – Güler HAZAR

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

1 yorum yapılmış

  • RECEP AKINCI (7 yıl önce)
    tebrikler ORHAN ALKAYA ..başarılarınızın devamını dilerim
    0
    0
    Yanıtla