SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Gelişmeler İçin Geldiler

A- A+ PAYLAŞ

 
Muhsin Yazıcoğlu ile beraberindekilerin hayatını kaybettiği helikopter kazası ile ilgili gelişmeler için Malatya'ya gelen Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici ve hayatını kaybeden Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülifer Yazıcıoğlu'nun, Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı ile görüştü.
 
Adliye girişinde Gülifer Yazıcıoğlu, görüntülenmemek için adliyenin arka kapısından içeri girdi. Destici ve Yazıcıoğlu'nun bir süre önce Çankaya Köşkü'ne çıkarak Cumhurbaşaknı Abdullah Gül'e sundukları belgeyle ilgili gelişmeler hakkında da savcılarla bilgi alışverişinde bulundular.
 

Malatya Başsavcısı Muzaffer Sayın ve Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Şeref Gürkan ile görüşen Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, "Görüşmede ortaya çıkan son belge ve gelişmeler ile soruşturmanın geldiği aşama üzerinde durulduğu ." dedi. 
 
Malatya Adliyesi çıkışında basın mensuplarını sorularını yanıtlayan Destici, " Bir bilgi alışverişi, son gelişmeleri değerlendirmek üzere buraya geldik. Malatya Başsavcısı Muzaffer Sayın ve Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Şeref Gürkan ile görüştük. Biz dosya Malatya'ya geldiğinden beri, Mart 2011'den beri gidişatından, bu işin soruşturmanın derinleştirilmesinden, olayın tüm yönleriyle araştırılmasından büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Biz hukukun bu işi aydınlatmasını ve hiç bir şeyin karanlıkta kalmamasını istiyoruz. Bunu Türk demokrasisi adına, millet iradesinin yerleşmesi açısında çok önemli bir süreç olarak görüyoruz. Biz inanıyoruz ki, bu hadise aydınlatıldığı zaman, Türkiye'nin geriye dönük bir 30 yılına ışık tutacaktır ve ileriye doğru insan hakları adına, milli iradenin hakim kılınması adına bir 30 yılını da garanti altına alacaktır diye düşünüyorum. Bu anlamda bu dosyanın mutlaka aydınlığa kavuşturulması gerekiyor. Kamuoyu ve milletin beklentisi bu yönden. Bizde parti olarak, aileler olarak, hukukçularımız olarak, bu dosyanın aydınlığa kavuşturulması anlamında bize ne düşüyorsa, bunu sonuna kadar takip edeceğiz. Bu iş aydınlanana kadarda bu işin peşini bırakmayacağız" ifadelerini kullandı. 
 
"HİÇ BİRİ AYDINLATILAMAZDI"
 
Özel yetkili mahkemelerin Türkiye'de varlığının önemli olduğunu söyleyen BBP Lideri Destici, " Bu dosyaya Özel Yetkili Mahkemenin bakıyor olması çok önemli. Şuna inanıyorum ki, bugünlerde Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması talep ediliyor, bazı dava ve bazı dosyalardan dolayı. Eğer bu memlekette Özel Yetkili Mahkemeler olmasın, bu dosyada bu safhaya gelmezdi. Türkiye'deki pek çok demokrasiye müdahaleler olsun, faili meçhuller olsun, diğer millete tezgahlanmış Maraş olayları olsun, Çorum olayları olsun, Sivas olayları olsun, Danıştay Saldırısı, Zirve Olayı, ne sayarsanız sayın, bunların hiç birisi aydınlatılamazdı. Şu halde bile Özel Yetkili Mahkemeler çalıştığı halde bile, Özel Yetkili Mahkemelerin bile yetkilerinin bir yerde tıkandığını ve maalesef sonuca geç ulaşıldığını görüyoruz. Birde Özel Yetkili Mahkemelerin olmadığını düşünün, bu tür dosyaların hiç birisinin kapağı bile açılamazdı. hepsi tarihin gizli sayfaların da, çöplüklerinde kalır diye düşünüyorum. bu anlamda, Özel Yetkili Mahkemelerin varlığını Türkiye adına, Türk demokrasisinin geliştirilmesi adına, Türkiye'deki hiç bir faili meçhulün, hiç bir olayın gizlilikte kalmaması adına önemsiyorum. Elbette ki uzun tutukluluk süreleri ile ilgili bir takım düzenlemeler yapılabilinir. Ama Özel Yetkili Mahkemelerin, varlığı Türkiye adına çok önemli. Bizde bu meseleyi aydınlatırsak, yine bu Özel Yetkili Mahkemelerin, buradaki savcıların gayreti ve varlığı ile  aydınlatacağız." dedi. 
 
"BU DOSYA AYDINLATILACAK"
 
Helikopter kazasında gelinen son noktayı değerlendiren Destici, "Malatya Adliyesi'ne üçüncü gelişim. Bu dosya aydınlatılacak. Benim şuanda edindiğim intibada, gördüğümde, bendeki bilgilerde, savcılarla görüştüğümde aldığım bilgilerde, genel fotoğrafa da baktığım zaman, bu dosya aydınlanacak. Biz bunun biran önce aydınlatılmasını istiyoruz. Bunu yaparken de, bugüne kadar asla hukuk dışına çıkmadık. Bundan sonrada çıkmayacağız. Haksızlık yaparak, hiç bir kişi ve kurumu milletin önüne atmak, kamuoyu önünde suçlu göstermek gibi bir uygulama ve yöntemimizde olmadı. Bundan sonrada olmayacak. İş tamamen hukukun ve savcıların kontrolünde. Dolayısıyla da herkesin hakkının teslim edilmesini istiyoruz. Bu iş bir ihmal, kusur, hata ise, bu işte hatası kusuru olanlar, bu iş örgütlü bir işse ki, şuanda milletin ve kamuoyunun büyük çoğunluğu bu olayı böyle görüyor ve ortada duran şüphelilerin hadiselerine baktığınızda böyle yorumlanması da gayet normal, dolayısıyla bu iş örgütlü bir işse, bunların tespit edilip yargının önüne çıkartılması ve cezalandırılmasını istiyoruz. Türkiye bu tür hadiseler bir daha yaşamasın. bizde BBP olarak, Muhsin Yazıcıoğlu'nun geride kalan yol arkadaşları, dava arkadaşları olarak, hem onlara karşı manevi vazifemizi yerine getirmiş olalım, hem de millet adına siyaset yapıyoruz, millet adına da bu işin gereğini yerine getirmiş olalım." diye konuştu.
 
"EN ÇOK ZARAR GÖRŞÜM SİYASİ HAREKETİZ"
 
Darbelerden, cuntalardan en çok zarar görmüş bir siyasi hareketiz diyen Destici, " Liderimiz 7.5 yıl hapis yatmış ve bunun 5.5 yılı hücre. Bir sürü arkadaşımız idam edilmiş, geleceği karartılmış. Darbecilerin yapmış olduğu anayasadan da en çok zararı görmüş olan parti BBP'dir. Türkiye'nin en takdir edilen, en itibarlı, en sevilen, millet gönlünde taht kurmuş partisi, maalesef hak ettiği oyu bile alamamakta. Çünkü seçim sisteminin antidemokratik olması, siyasi partiler yasası, seçim yardımı, hazine yardımı bütün bunlar adaletsiz bir şekilde dağıtılıyor. Dolayısıyla biz sevil ve demokratik bir anayasa istiyoruz. Bunu öncülüğünü yapmaya çalışıyoruz. Ama Meclis'teki 4 siyasi partinin de bu konuda samimi olmadığını düşünüyorum. Millete verdikleri sözü tutsunlar. Bu millete cuntacıların 3 yılda yaptığı antidemokrasi anayasadan kurtarsınlar. 28 yıldır siviller yönetiyor. Halen cuntacıları suçlamanın bir anlamı yok. Onların 3 yılda yaptığını, niye siviller 28 yılda yapamıyor? Artık demokratik, sivil bir anayasa bu milletin hakkı. Bu millet bunu istiyor. Dolayısıyla kim darbeye teşebbüs etmişse, kim hukuk dışı yollara sapmışsa, daha öncede söyledim, ister genelkurmay başkanı olsun, ister başbakan, unvanı ne olursa olsun, hukuk herkese dokunabilmelidir. Ama biz bunu Türkiye adına, Türk demokrasisi adına, yani eski genelkurmay başkanı İlker Başbuğ tutuklandı diye, bunu bir Türkiye'nin ayıbı olarak, Türk demokrasisi adına bir utanç vesilesi olarak görmüyoruz. Hukuk işini yapacak, hukuk herkese dokunacak. Öbür taraftan bu bazı kesimler adına kazanılmış bir zafer olarakta yorumlanmasını doğru olmadığını düşünüyoruz. İşi hukuka bırakmanın gerektiğini düşünüyoruz. Ama hukukta herkese dokunsun. Bu anlamda milletvekili dokunulmazlıklarının da kürsü ile sınırlandırılmasını istiyoruz. Özellikle devlete, millete meydan okuyan, devletin birliğine, varlığına meydan okuyan, milleti birbirine katanları, bu PKK'nın dilli şeytanlarının da dokunulmazlıklarının da artık kaldırılmasını istiyoruz. MHP Meclis'te ne yapıyor. Millet onları Meclis'e niye gönderdi. bu konuda bir girişimde bulunsunlar. Eğer iktidar partisi bu konuda yavaş duruyorsa, CHP zaten BDP ile kol kola girmiş gözüküyor, MHP bu konuda öncülük etmeli ve 'Özerlik yetmez, bağımsızlık istiyoruz', Burada herkes silahlı, buraya gelirlerse burada kan çıkar' diyenlerin dokunulmazlıklarını kaldırılması ile ilgili artık gereğini yapsınlar. BBP olarak bunun takipçisiyiz"  dedi. 

 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız