SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Geliyor Bir Tane Aklıevvel.."

0
Güncellendi - 2015-12-27 17:28:55
A- A+ PAYLAŞ

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, maden yatırımcısının önüne açacak çalışmalar içerisinde olduklarını söyleyerek, “Ruhsatın alım ve satımının yapıldığı yeni bir ticaret alanı haline geldiğini gördük. Bu doğru değildi. Bu iyi niyetin aslında bir kısım çantacılar tarafından istismar edildiğinin anlamına geliyordu. Tekrar düzenleme yaptık” dedi. 

İnönü Üniversitesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen “Malatya ve Çevre İllerinin Maden Sempozyumu”na katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, yaptığı konuşmada, “Sondajla alakalı 10 yıl öncesine göre yapılan sondaj miktarlarını şuanda 11 katına çıktığımız yerler var. Yalnızca kamunun yapacağı bir şey değil bu. Şuanda Enerji Komisyonu’nda geçmiş, Genel Kurul’a inmiş olan Türk Petrol Yasası’nda da benzer bir uygulama getiriyoruz. O da şu; şuana kadar her türlü sismik verileri tek elden yapıyorduk. Ama bugün özel sektöre de onu açıyoruz. 8 yıl boyunca özel sektörün ruhsatları kamuda kalmış olmak kaydıyla, o ruhsatları, o sismik verileri daha doğrusu ruhsatları bize kalmış olmak kaydı ile o sismik verileri pazarlayabileceği bir ortam oluşturuyoruz. Uluslar arası sermaye ile beraber uluslar arası proje şirketlerinin yer almasını sağlıyoruz. Aynen madencilikte yaptığımız gibi” dedi.

Maden ihracatının 10 yıl önce 700 milyon dolar civarında olduğunu ve bugün 4 milyar doları geçtiğini belirten Bakan Yıldız, “Bizim 2013 yılı hedeflerimizde bunun 20 milyar dolarlık bir maden ihracatına mutlaka ulaşabiliyor olmamız lazım” şeklinde bilgi verdi.

“BİZDEN 10 BİN TL’YE MAL ETTİĞİ RUHSATI, 400 BİN DOLARA PAZARLAMAYA ÇALIŞANLARI GÖRDÜK”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “42-43 bin civarlarındaki arama ruhsat sayısının, önemli bir kesiminin önemli bir kısmının işletmeye ve icraata dönüşmediğini gördük. Ruhsatın alım ve satımının yapıldığı yeni bir ticaret alanı haline geldiğini gördük. Bu doğru değildi. Bu iyi niyetin aslında bir kısım çantacılar tarafından istismar edildiğinin anlamına geliyordu. Tekrar düzenleme yaptık. Şuan ki geldiğimiz nokta; arama ruhsat sayıları ile ilgili müracaatların yarı yarıya düştüğü, ki bu bizim istediğimiz bir noktaydı, ama işletmelerle ilgili ruhsatlarında iki katına çıktığı. Ne kadar arama ruhsat sayısının, işletme ruhsat sayısına yakınsa, o kadar daha verimli işler yapıyoruz demektir. Maden işlerinde günlük imza sayısının 180 ile 210 evrak civarında olduğunu düşünürsek o zamanlar, bir iş yapma imkanı kalmıyor. Bizim iyi niyetle çıkarttığımız bir yasanın kendi ayaklarımıza pranga oluşturan, kendi ayağımızı, sistemimizi kilitleyen bir yapı haline geldiğini gördük. Hatta öyle ki, rüzgarla alakalı, bırakın diğer kamu da ortak dili oluşturmaya çalıştığımız bir ortam da, bırakın diğer bakanlıkları, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde lisans almış bir rüzgar yatırımcısının, bir hidroelektrik santralinin, diğer yenilebilir enerji kaynakları ile ilgili yatırımların maden ruhsatları tarafından kesintiye uğratıldığını gördük. Geliyor bir tane aklı evvel yatırımcımız, bundan 4 yıl önce bir rüzgar enerjisi yatırımcının kapısına geliyor, diyor ki, ‘Bunun altında ben altın bulacağım’, diyorlar ki, ‘Bunun altında altın yok.’ Olsun ben olduğunu zannediyorum. Bizden 10 bin TL’ye mal ettiği ruhsatı, oraya 400 bin dolara pazarlamaya çalışanları gördük. Hızlıca bunun önüne geçip, kanun düzenlemeleri, mevzuat düzenlemeleri yaptık” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin maden çeşitliliği açısında dünyada ilk 10 ülke içerisinde, maden üretiminde ise 28. sırada olması konusunda bir dengesizlik olduğunu ve bu durumu düzeltmeye yönelik çalışmalar yaptıklarını aktaran Yıldız, “Çantacıları engellediğimiz kadar, gerçek yatırımcılarında önünün açıldığını göreceğiz” dedi.

AFŞİN-ELBİSTAN KÖMÜR SAHASINDA 12 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “Malatya bölgesine dahil olan Afşin-Elbistan kömür sahamızla alakalı çok önemli ataklarımız oldu. Önümüzdeki süreç içerisinde Birleşik Arap Emirlikleri ile geliştireceğimiz bu projenin 12 milyar dolarlık bir yatırımı beraberinde getireceğini, bunun öz kaynak oran itibariyle Körfez ülkelerinin bunu önemli ölçüde finansa edeceğini söylemem lazım. Temiz kömür teknolojileri ile beraber, akışkan yataklı teknolojiler ile beraber çevreyi kirletmeyen bir kömür yapısını o havda kurmamız gerekiyor” diye konuştu.

Bakan Yıldız, “Burada farklı bir bilgiyi de sizlerle paylaşmak isterim; yargı sürecinden dolayı yaklaşık 16 yıldan beri bekleyen Afşin-Elbistan A’nın da gerek rehabilitasyonları ile, gerekse o santrallerin yeniden yapılandırılması ile alakalı o sürecin sonuna gelmiş bulunuyoruz. Ne yazık ki, bu ülkenin enerji sektörü ile alakalı yönetiminde bazı yargı kararlarını beklemek durumundaydık. 13 yıl sürdü. Bir imtiyaz hakkı sözleşmesinin nasıl yönetileceği, nasıl bu işin finanse edileceği, nasıl bunun sonlandırılacağı ile alakalı yargı süreci bizim hükümetlerimizden daha önce başlamıştı” şeklinde konuştu.

Bakan Yıldız, Ankara’da verilen ruhsatların tek başına yeterli olmayacağını, yerel yönetimlerinde ruhsatları tamamlayabileceği bir işlevin yapılabileceğini ve bazen Ankara’da verilen ruhsatların yerelde Valilikler tarafından yereldeki duruma göre iptal edilebileceğini kaydetti. “Malatya ve Çevre İllerinin Maden Sempozyumu” nedeniyle açılan stantları gezdi.

Bakan Yıldız’ın programına Vali Vasip Şahin, AKP Malatya Milletvekili ve TBMM Sanayi Ticaret Enerji Tabii Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mücahit Fındıklı, AKP Malatya Milletvekilleri Ömer Faruk Öz ve Mustafa Şahin, Öznur Çalık ve Cemal Akın, Malatya Belediye Başkanı Ahmet Çakır, AKP İl Başkanı Bülent Tüfenkçi ile birlikte kalabalık bir topluluk katıldı.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız