SON DAKİKA
SON DEPREMLER

'Gerekirse Askerler de Görev Alır'

0
Güncellendi - 2015-12-27 18:02:10
'Gerekirse Askerler de Görev Alır'
A- A+ PAYLAŞ

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ülkeyi karıştırmayı amaçlayan eylemlerin önlenmesi için gerekirse silahlı kuvvetlerin de devreye girebileceğini söyledi. 

Bülent Arınç, A Haber Televizyonu'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Gezi Parkı olaylarıyla ilgili "Gösteriler Gezi Parkı eyleminden çıktı. Yasal olmaktan çıktı. Sokaklarda, mahallelerde bunlar devam edebilir. Onlar da anında bastırılır ve sorumluları hakkında yasal işlem başlatılır. 20 gün önce başlayan masum gösteriler bence tamamen bitmiştir" dedi.

Polisle çatışmaya girenlere CHP'li vekillerin de katıldığını belirten Arınç. "Onlar da güvenlik güçleri tarafından dağıtıldı" diye konuştu.

Gezi Parkı'nda belediye tarafından ağaçlandırma çalışmalarının başladığını kaydeden Arınç, "İnsanlar orada iç içe hijyen şartlarının olmadığı ortamda yaşıyorlardı. Şimdi Gezi Parkı eskisinden daha güzel bir noktaya getirilmeye başlandı" dedi.

78 İLDE BİR MİLYONDAN FAZLA GÖSTERİCİ EYLEM YAPTI

Arınç, "İlk günlerde polisin aşırı şiddet uyguladığını Başbakanımız da ifade etti. İlk gün 40-50 kişi ile başlayan olayların, polisler gaz kullanmasaydı, aşırı orantısız güç kullanmasaydı büyümeyeceğini ifade ettiler. Bunu ben de ifade ettim. İlk planda aşırı güç kullanılmasaydı kalabalıklar toplanmayacaktı. 78 ilde 1 milyonu aşan göstericiler Gezi bahanesiyle farklı amaçlarla gösteri yaptı. Gezi Parkı'nda başlayan olayların devamı veya onlara dayanışma olarak ortaya konuldu. Emniyet Müdürü, Vali orada aşırı güç kullanımı varsa inceleme başlattılar. Gösteriler devam ederken, polis de bu olaylara müdahale ederken soruşturmanın bitmesi mümkün değil, olaylar durursa soruşturma biter demiştim. Ön rapor tanzim edilmiş durumda. Emniyet bunun gereğini yerine getirir. 3-4 canımıza mal oldu, araçlar tahrip oldu. Orada aşırı güç kullanılmasıyla olayların bu noktaya gelmiş olması paraleldir sözü yanlıştır. Sadece İstanbul'da değil Ankara ve İzmir'de de polis müfettişleri olaylarla ilgili soruşturma yaptığı söylenebilir" dedi.

POLİS ÖNCE HEP PASİF KONUMDA

Son yıllarda polisin çok da iyi eğitim aldığını belirten Arınç, "Şu anda sayıları 300 bine yaklaştı diye tahmin ediyorum. Polisin asayiş güçleri ve terörle mücadelede çalışanları çok karmaşık olaylarla mücadele diyorlar. Çok iyi yetişmiş anarşist gruplar polisle çatışmaya giriyor. Polise verilen talimat şudur: Öncelikle pasif konumda olacaklar. Bunu polis çok güzel yapıyor. Bazen rica ederek, bazen anlaşarak fotoğraflara ve kamera kayıtlarına bakın. Polis daima pasiftedir. Polis çok sabırlı ama olaylar büyüyünce meşru müdafaa yapıyor" dedi.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Taksim Gezi Parkı olaylarına gerekirse Türk Silahlı Kuvvetleri'nin de müdahale edebileceğini söyledi. Arınç, şu anda emniyet teşkilatının olaylara müdahalede sorun yaşamadığını belirtirken ihtiyaçlara göre gerekli adımların atılacağını belirtti.

BURASI DİNGONUN AHIRI DEĞİL

Türkiye'nin hukuk devleti olduğunu hatırlatan Arınç, "Utanmadan bir Ankara CHP vekili polisin karşısına geçti, annesine küfredecek kadar alenen hakaret etti. Polis bir şey yaptı mı? Yapmadı. Bir BDP vekili emniyet amirine tokat atmıştı, emniyet amiri bir şey yapmamıştı. Ama bazen iş çileden çıkıyor. Olayların büyümesi halinde de elindeki yetkileri kullanacak. Polisten şikayet edenler her şeyi yakıp yıkanlar. Kusura bakma burası dingonun ahırı değil hukuk devletidir. Çağlayan Adliyesi'nde avukatlar protesto yapmış. Cumhuriyet Başsavcısı da diyor ki 600 tane hakim görev yapıyor. Davacısı davalısı var. Bu eylem adliyenin düzenini bozdu. Bir yerde düzenin bozulması halinde onlara müdahale edilebilir" dedi.

AVM'ye polisin girdiği iddialarıyla ilgili Arınç, "Kendilerini oraya atanlar varsa, suç işledikleri hakkında kesin kanaat edinilmişse polisin oraya girmesi doğal karşılanabilir. Ama orada polisin gaz atması falan tasvip edilemez. Polis 20 gündür eylemciler olduğu halde hiçbir otele girmemiştir belki de girmesi gerekirken. Eylemcilere destek veren otel hakkında işlem yapılabilir" dedi.

Bilişim suçları ile ilgili çıkarılan bir kanun olduğunu belirten Arınç, "Bu konuda paylaşım sitelerindeki hakaretler, ve bunların sonuçsuz kalması insanları üzüyor. Ağıza alınmayacak küfürlerle birine hakaret edildiğini düşünün. İlk günlerde başlayan tweetlerle olayların ne hale geldiğini gördük. Çocuğum için AVM’nin ortağı diye yazıldı. Üzüldüm tabi. Cemil Bey'in çocuğu için TOMA’lara bilmem ne sağlayan denildi. Bence denetlenmesinde fayda var. Biz paylaşım sitelerini yasal düzene içine alamayız. Ama haber siteleri için bir düzenlememiz vardı" dedi.

Ertuğrul Günay'ın tweetleriyle ilgili Arınç, "Ertuğrul Bey'i takip ediyorum. Kişilik olarak çok sevdiğim bir arkadaşımdır. Bir ara kendisiyle ilgili haddimi aşan sözler de söylemiştim. Üzüldüğünü de gördüm. Ben de üzülmüştüm. Ben 5 yıl ağır hapse mahkum edildiğim davada kendiliğinden gelip avukatlığımı yapmıştı. Geçmişteki siyaset yaptığı partilerdeki konumu da bellidir. Şu anda yazdıklarını ben duygusal anlamda kabul ediyorum. Zaman zaman biz de buna benzer şeyler söylüyoruz. Ertuğrul Bey'in duygusal planda söylediği sözlerdir. Bunu Başbakanımıza ve hükümetimize eleştirisi olarak görmek mümkün değildir" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın mahkeme kararına uyacaklarını söylediğini belirten Arınç, "Mahkeme kararı lehte olsa bile yine size soracağız diyor Başbakan Kılıçdaroğlu benim konuşmamdan sonra ‘referandum olabilir’ dedi. Başbakan konuştuktan sonra ‘olmaz’ dedi. Anayasa komisyonuna gönderdiği insanları bir ahenk içinde göndermediler. Süheyl Batum’un olduğu bir grupla ne konuşulur. Polislere ak itler demedi mi, Sezen Aksu’ya sazan demedi mi? Genel başkan kendi partisi içinde otoritesini sağlayamadıysa, dün söylediğini bugün inkar ediyorsa sözlerine nasıl güveneceğiz. Kılıçdaroğlu’nun bugün milletvekillerinin bu eylemcileri sürüklediği bir noktadayız. Hüseyin Aygün Hatay’daki Abdullah’ın intikamı alındı diye tweet atıyor, polisin şehit olduğu gün. Polislere ana avrat küfreden bir vekili derhal partiden ihraç etmesi lazım. Hakkında cinsel taciz dosyası olan vekili derhal partiden atması lazım. Yeni anayasa sürecinde o kadar çok kırmızı çizgi çizdiniz ki bugün söylediği sözlerden nasıl çark edeceğini takip etmemiz lazım" dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün sağduyulu davrandığnı belirten Arınç, "Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanına düşen görevler var sözünün arkasında ‘Hükümeti zor durumda bıraksın. Bizi bir araya toplasın, Bakanlar Kurulu’na başkanlık etsin’ amacını taşıyordu. Gül çok sağduyulu davrandı. Biz Türkiye’de her şeye hakimiz. Hükümetimiz her durumu kontrolü altında tutar" dedi.

Sendikaların protesto hazırlıklarıyla ilgili Arınç, "Türkiye’de hukuk var mı biz ona bakarız. Kazlıçeşme’de milyonlarca insanın toplandığı bir miting yaptık. Hukuka bağlı bir insan ancak hukukun gösterdiği yerde gösteri yapabilir. İstanbul’da Kazlıçeşme, Ankara’da Sincan. Ama onların amaçları üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. Kazlıçeşme’ye gelseler nokta gibi görünürler. Onlar şehrin içinde kavga çıksın, zarar verilsin diye koşuyorlar. Hangi şehrimizde hangi eylemin yapacağını bilmemiz mümkün değil. Ama bize düşen hukuka aykırı eylem varsa bunlara engel olmak.

İşte polis, yetmiyorsa jandarma, yetmiyorsa TSK. Bu yetkiler kanunlarda var. Şimdilik bunlara ihtiyaç olmadı. Polis bunların üstesinden geldi" dedi.

BAKAN ŞİMŞEK'İN DİNLENME İDDİASI

Arınç, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in dinlenme iddialarıyla ilgili "Dinleme her yerde olabiliyor demek ki. Türkiye'de de Meclisimizde bununla ilgili bir komisyon var. Hoş olmayan belki de kanunsuz bir dinleme. Her şey bir dinleme aygıtına dönüşebiliyor, engel olmak kolay değil" dedi.

PKK'LILARIN ÜÇTE BİRİ ÇEKİLDİ

Arınç, çözüm süreciyle ilgili "Süreç kavgasız gürültüsüz devam ediyor. PKK'lıların üçte biri Türkiye'den çekildi. Türkiye huzura erdi, yeşillendi. Herkesin piknik yaptığı, birbiriyle bayramlaştığı bir süreç. Herkesin topraklarına döndüğünü görüyoruz. Çekilme tamamlandıktan sonra işin üçüncü boyutu da olacaktır mutlaka" dedi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız