SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Gergin Duruşma

A- A+ PAYLAŞ

 

İkinci "Balyoz Plan" davasının görülmesine başlandı.21 tutuklu sanık arasında aslen Malatyalı olan Orgenaral Bilgin Balanlı da yer alıyor.Balanlı mahkemeye sunduğu 4 sayfalık dilekçesini duruşmada yüksek sesle okudu.Org. Balanlı, ''Bu dava planlı bir komplodur. TSK'yı tasfiye operasyonu maalesef başarıya ulaşmış gibi gözükmektedir'' dedi. Balanlı'nın yüksek sesle konuşması üzerine mahkeme başkanı uyardı, duruşmada gerginlik oldu.

 

 

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda yapılan duruşmada Orgenaral Bilgin Balanlı mahkeme başkanı Ömer Diken'den söz istedi. 4 sayfadan oluşan dilekçesini yüksek sesle okuyan Bilgin Balanlı, tutuklamaların haksız ve hukuka aykırı olduğunu söyledi. Balanlı, "Benimde aralarında bulunduğum çok sayıda Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu, somut delillere dayanmayan iddialar nedeniyle soruşturmalara tabi tutulmuş, tutuklanmış ve halen tutuklu olarak yargılanmaktadır. Tutuklamalar hukuka, hakka, adalet ve vicdani değerlere uygun değildir" dedi.

 

"BU SORUŞTURMA VE DAVA PLANLI BİR KOMPLODUR"

 

"Bu soruşturma ve dava planlı bir komplodur" diyen Balanlı, "Sahte dijital verilerle, hukuk kullanılarak TSK ve onun kahraman personeli üzerinden alçakça bir oyun oynanmaktadır. Bu komployu yapanları şerefli TSK personeline iftira atanları ortaya çıkarmak Türkiye Cumhuriyeti devletinin Cumhuriyet Savcıları'nın görevidir. Birer asker olarak bizler herşeyden önce, 'vatanımıza ve milletimize hizmet etmenin kutsal bir vatan borcu' olduğu inancını yüreklerimize kazıdık. Ettiğimiz yeminle Vatan, Cumhuriyet ve vazife uğrunda canımızı seve seve vereceğimize namusumuz üzerine ant içtik. Yeminimize her zaman sadık kaldık ve kalacağız. Canımız pahasına görev yaptık ve yapacağız" şeklinde konuştu.

 

BALANLI'NIN KONUŞMASI İZLEYİCİLER TARAFINDAN ALKIŞLANDI

 

Balanlı, "44 yıllık görev sürem içinde pilot olan 80 devre arkadaşımdan 23'ünün şahadetine tanık oldum. Şehit olan bir çok arkadaşımın parçalarını araziden topladım. Maalesef sahte dijital verilere dayanmış belgelerle tutuklandık. Türk Silahlı kuvvetlerine karşı yürütülen bu çirkin iftira kampanyası sonucu gerçekleştirilen tasfiye operasyonu maalesef başarıya ulaşmış gibi gözükmektedir. Gerçekte başarılması halinde ise kaybeden Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milleti olacaktır" ifadelerini kullandı. Balanlı'nın bu sözleri salonda bulunan izleyiciler tarafından alkışlandı. Alkışlara bir kişinin ıslığı eklenince mahkeme başkanı Ömer Diken sinirlenerek, ıslık çalanın görevliler tarafından dışarı çıkarılmasını isteyerek, "Gerekirse kameralardan ıslık çalanı tespit edin" şeklinde konuştu. Balanlı da mahkeme başkanı Diken'e 'Neden sözümü kesiyorsunuz?' dedi. Mahkeme Başkanı Diken de, "Duruşmayı yöneten benim, keserim" diye konuştu. Islığı çalan izleyici de, "Ben çaldım Hakim Bey" diyerek dışarı çıktı. "Bundan sonra alkış olursa dışarı çıkarılacaktır" diyen Mahkeme Başkanı Diken, konuşmasına devam eden Balanlı'yı da uyararak, "Sesinizi yükselmeden konuşmanızı yapınız" dedi. Balanlı herkesin duyması için yüksek sesle konuştuğunu söyledi.

 

"14 YAŞINDA BENİ BU ÜNİFORMAYI GİYEN ŞEREFLİ BİR ASKERİM"

 

Balanlı, "Bu komplonun amacı çirkin iftira kampanyası operasyonuyla 100. kuruluş yıl dönümünü kutlayan Kartalın başının koparılmasıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri birer mensubu olan bizler 'Darbeye teşebbüs etmek' ile suçlanıyoruz. Bu suçlamayı asla kabul etmiyorum. Uğruna ölmeye yemin ve ölesiye hizmet ettiğimiz Yüce Türk ulusu adına karar verenlerin bizi haksız ve hukuka aykırı olarak Hasdal'da esir eden zihniyetini görmek beni ve arkadaşlarımı düşmana esir düşmekten daha fazla üzmüştür. Çünkü bilirsiniz ki savaştasınız, karşınızda bir düşman vardır ve esir düşmüşsüznüzdür. İnsan savaşta bile düşmanına saygı duyar. Belki de bizim bilmediğimiz şey Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı kirli ve alçak bir savaşın sürdürüldüğüdür" şekli."

14 yaşında beni bu üniformayı giyen şerefli bir askerim" diyen Balanlı, "En üst rütbeye ulaşmış bir savaş pilotuyum. Hiç ilgim olmamasına rağmen Türkiye Cumhuriyetinin kendi topraklarını bombalatma hazırlığı yaptırdığım bile utanmadan ileri sürülebildi" dedi.

 

"HİÇBİR KİMSEYE DİREKTİF VERMEDİM"

 

Dava ile ortaya bir gerçek çıktığının altını çizen Balanlı, "Bir ülkede kanunların, bu kanunları uygulayacak mahkemelerin, soruşturmaları yürütecek savcılıkların ve hatta büyüklüğü ile övündüğümüz adliye binalarının bulunması o ilkede hukukun ve adaletin var olduğu anlamına gelmemektedir. Bu mahkemelerde yargılanan yalnızca iddia edilen darbeye teşebbüs hareketi ise bu konuda yazılı veya yazılı olarak hiç bir direktif almadığımı ve hiçbir kimseye direktif vermediğimi tekrar ifade ediyorum. Bu iddiaya dayanak olarak gösterilen hususların sahteliği konusunda bizim hiç bir şüphemiz yoktur. Şayet bu mahkemelerdeki yargılama adil bir hale bürünürse bu gerçeğin kabul edilmesiyle birlikte ben ve silah arkadaşlarım alınlarımız tertemiz, başlarımız herzamanki gibi dik bu salonlardan çıkar gideriz. Aksi olur ise tarih sorumluları elbetteki yazacak ve Türk milleti, ordusuna yapılan bu haksızlığı asla affetmeyecektir" diye konuştu.

 

"BU BİR FERYATTIR"

 

Balanlı, emekliliğini isteyen Genelkurmay eski başkanı Işık Koşaner'in veda mektubunu duruşma salonunda okudu. Balanlı, "Bu bir feryattır. Haksızlığa, hukuksuzluğa, insani ve vicdani değerleri hiçe sayan planlı bir komploya ve tertibe karşı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin isyanıdır" ifadelerini kullandı.

 

"DAVANIN SÜRATLE SONUÇLANDIRILMASINI TALEP EDİYORUM"

 

Mahkemenin adil olmasını isteyen Balanlı sözlerini şöyle tamamladı: "Gerçek dışı iftiralara biran önce son verilmesini sağlamak için yeni bir duruşma salonu temin edilmesi de dahil olmak üzere, duruşmaların aralıksız sürdürülmesi için gerekli tedbirlerin alınarak davanın süratle sonuçlandırılmasını talep ediyorum."

 

DAVA 3 EKİM'E ERTELENDİ

 

Mahkeme reddi hakim taleplerinin değerlendirilmesi için davayı 3 Ekim'e erteledi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız