SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Gerisini Pek Hatırlamıyorum.."

0
Güncellendi - 2015-12-27 23:27:05
A- A+ PAYLAŞ

Malatya'da, bir kişinin silahla öldürüldüğü cinayet davasının ilk duruşmasında tanık olarak dinlenen 2 kişi, adliye çıkışında öldürülen şahsın yakınlarının saldırısına uğradı. 

Malatya’da 16 Nisan 2014 tarihinde gece merkez Fırat Mahallesi 3. Sokak İnderesi yakınlarında meydana gelen olayda V.K.Ö. (35) adlı şahsın, çıkan tartışma sonucunda Melik Özbaysar’ı tabanca ile öldürdüğü iddia edilmişti.

Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde cinayet davasının görülen ilk duruşmasına sanık V.K.Ö. ile taraflar katıldı. Ölen şahsın ailesi de duruşmaya katılarak sanıktan şikayetçi oldu.

Duruşmada ifadesi alınan sanık V.K.Ö., ölen Melik Özbaysar ile samimi arkadaş olduklarını anlatarak, “Melik’e 4 bin TL kredi çekerek borç para vermiştim. O da borcuna mahsuben bana ruhsatsız bir tabanca verdi. Silahın ruhsatı yoktu. Ruhsatsız olduğunu biliyordum, silahı bu şekilde bana olan 4 bin TL borcu karşılığında verdi. Bana normalde silahı orijinal olarak o fiyata vermişti ancak el yapımı olduğunu öğrendim. Bu nedenle silahı da satamadım. Olay tarihinde ben izinli idim. Mehmet Ç. bana Melik'in eğer bana vermiş olduğu tabancayı geri getirirsem üzerine bin TL para vereceğini söylediğini söyledi. Olay günü ben alkol aldığım için bana ait olan aracı Mehmet Ç. kullanır vaziyette üzerime bu tabancayı da alarak Melik'in iş yerine gittim. Melik beni konuşmak için dışarı çağırdı. Bu şekilde sadece ben ve Melik iş yerinden birlikte yürüyerek çıktık, bir süre yürüdük. Önce parkın içerisine gittik. Orada Melik bana tabancayı getirip getirmediğimi sordu. Ben de ‘getirdim’ dedim. Yanımda olup olmadığını sordu. Ben de ‘yanımda’ dedim. Silahı istedi. Ben de parasını nasıl halledeceğimizi sordum. O da ‘Ne parası lan’ diyerek bana 2-3 tokat attı. ‘Sana iyi bir silah verdik. El yapımı olup iyi olmadığını orada burada konuşuyormuşsun’ dedi. Ben alkollü olduğum için kendisine karşı da koymadım, bana vurmasın diye koluna girdim. O da beni parkın oradaki araya çekiştirdi. İndere Caddesi'ne çıktıktan sonra ara bir yere girdik. Burada bana tam hatırlamıyorum ancak bana vurdu. Bu sırada tabanca halen üzerimdeydi. Bu şekilde sürekli bana vuruyordu, ben hızlı adımlar ile kaçmak istedim. Ancak o peşimden geldi. Ben bu sırada Melik'in iş yerine doğru gitmeye çalışıyordum. Çünkü orada Mehmet Ç. vardı ancak oraya gitmemi engelledi. Bunun üzerine diğer tarafa yöneldim. Yine bir sokağın köşesine geldiğimizde ayağıma tekmeyle vurdu. Bu sırada bana küfür de ediyordu. Beni dövdüğü için korkup tabancayı da kendisine veremedim. Tabancayı isteyip ayağıma vurunca yere düştüm. Yerde beni tekmeledi. Bu sırada silah kendiliğinden yere düştü. Kesinlikle ben silahı çıkartmadım. Melik silahın yere düştüğünü görünce silahı almak istedi ancak ben ani hamle ile silahı aldım. Ondan sonrasını pek hatırlamıyorum. Yalnız kimseye silah doğrultmadım. Bilerek ateş etmedim. Bir anda silah sesi duydum. Önce ben yaralandım zannettim. Daha sonra Melik'in yaralandığını anladım. Patladıktan sonra silahı yerden aldım. Vurulduğunu görünce hastaneye götürmek üzere aracıma doğru koştum. Melik'in iş yerinin önüne geldim. Melik'in iş yerinin bulunduğu yer ile bizim aramızda geçen olayların bulunduğu yer arasında mesafe vardır. Mehmet'e Melik'in vurulduğunu, onu kurtarmasını söyledim. Mehmet aracı çalıştırır vaziyetteydi ancak aracın hemen yanında dışarıda idi. Bu nedenle aracı o kullanmadı ben tek başıma araca bindim ve Melik'in yaralandığı yere geldim. Geldiğimde çevrede vatandaşlar vardı. İki kişi vardı. Ben arkadaşı olduğumu arabaya bindirip hastaneye götüreceğimi söyledim. Ancak onlar 112’yi aradıklarını söylediler. Dediğim gibi ben olay sırasında tabancayı kesinlikle çıkartmadım. Melik’in beni yerde vurduğu sırada tabanca kendiliğinden düştü. Ben hamle yaparak tabancayı aldım. Ancak gerisini pek hatırlamıyorum. Sadece aramızda boğuşma olduğunu hatırlıyorum” ifadelerini ileri sürdü. 

Tanık Mehmet Ç. ise, duruşmada verdiği ifadesinde, “Ben her iki tarafı da tanıyordum. Ben Melik ile V. aracılığı ile tanıştım. V.'nin Melik'e borç para verip vermediğine şahit olmadım. Ancak V. bana Melik'ten bir miktar alacağı olduğunu söylemişti. Olay günü ben ve V. birlikte gezmek amacı ile buluştuk. Ben alkol almadım. Ancak V. aracın içerisinde bir miktar alkol aldı. Mahalleden araç ile gezerken Melik'in iş yerinin önüne doğru yaklaştığımızda iş yerinin ışıklarının açık olduğunu, arkadaşına selam vermek istediğini söyledi. Son dönemlerde görüşmediklerini bildiğim için "Eğer aranızda herhangi bir sorun var ise hiç uğramayalım" dedim. Ben Mehmet A.'yı hiç tanımam. Mehmet A. ile V.'nin daha önce buluşup konuştuklarını bilmiyorum. Aracı ben iş yerine yakın yere park ettim ben park ederken zaten V. iş yerine girmişti. Ardından da ben girdim. Biz daha önce birlikte gezdiğimiz sırada V.'nin üzerinde tabanca ya da sustalı bıçak görmedim. Bu şekilde iş yerine girdik. Biz birlikte iken yanlış hatırlamıyorsam bir tam şişe bir de yanında şişe şarap içtiğini biliyorum. İş yerine girdiğimizde Melik, önceden tanıdığım Ömer Y. ve önceden tanımadığım bir kişi daha vardı. İçeri girdik. Daha sonra her ikisinin birlikte iş yerinden çıktıklarını gördüm. Dolayısıyla iş yerine girdiğimizde Melik ile V. arasında herhangi bir tartışma ya da gerginlik olmadı. İş yerinden dışarıya kimin kimi çağırdığını bilmiyorum. Biz Melik ile V.'nin dışarıda kapının önünde konuştuklarını zannettik. Bir süre bekledikten sonra dışarı çıktığımızda her ikisini de kapının önünde göremedim. V. birden koşarak geldi. Telaşlı bir şekilde ‘Abi arabadan çık’ diye bağırdı. Aslında ben arabanın içinde değildim. Ancak aracın kapısının orada idim. Tam araca binip giderken ‘Melik'le kavga ettik. Onu vurdum. Yardım edin’ dedi ve hızla oradan ayrıldı” dedi.

Tanık Emrah A. ise, “Ben sanığı sadece olay akşamı gördüm. Bunun dışında tanımam, aralarında nasıl bir ilişki olduğunu bilmem. Sadece Melik'i esnaf olduğu için biliyorum. Ancak hiçbir samimiyetim yoktur. Olay tarihinde ben bakkala gittim, yanımda 3 yaşında çocuğum vardı. Ben bakkalın önündeyken sanığı ve Melik'i hemen bakkalın yanındaki arka sokakta gördüm. Orada başka kimse yoktu. Ben sadece 1 dakikalık bir anı gördüm. Ben gördüğümde tartışma şeklinde ölen şahısın V.’den bir şey istediğini duydum. Ancak ne istediğini duymadım. Karşı tarafında cevap verip vermediğini bilmiyorum, tabanca ya da başka bir şey görmedim. Aralarında bu diyalog dışında kavga görmedim. Dediğim gibi 1 dakikalık bir anı gördüm, sonra ben tekrar eve döndüm” şeklindeki ifadeleri kaydetti.

Sanık V.K.Ö.’nün avukatı Bayram Özcan ise, olay yerinde okulun güvenlik kamerasında alınan görüntülerin yanlış tutanak tutulduğunu söyleyerek, görüntülerde ölen şahsın sanık V.K.Ö.’ye vurduğunun görüldüğünü belirterek, kamera görüntülerinin yeniden incelenmesini istedi. Av. Özcan, olayı polise ihbar edenlerin de belirlenerek, tanık sıfatıyla mahkemece ifadelerinin alınmasını talep etti.

Duruşmayı sonlandıran mahkeme heyeti, V.K.Ö. hakkında tutukluluğun devamına karar vererek, olayı ihbar eden 4 kişinin telefon numaralarından aranarak tanık sıfatıyla mahkemeye getirilerek ifadelerinin alınmasına, okulun kamera görüntülerinin yeniden incelenmek üzere bilirkişiye gönderilmesine karar vererek, duruşmayı ileriki bir tarihe erteledi.

Bu arada, mahkemede tanık olarak dinlenen 2 kişi mahkeme çıkışında adliye önünde bir grubun saldırısına uğradı. Polisin güçlükle ayırdığı taraflardan tanıklar polis gözetiminde adliye önünden uzaklaştırıldı. Saldırı anının bir işyerinin ise güvenlik kamerasınca kaydedildiği ve saldırganlar hakkında “Tanığı etkilemeye çalışmaktan” suç duyurusu yapıldığı öğrenildi.

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız