SON DAKİKA
SON DEPREMLER

''Gittim Malatya'ya Eşimi İstedim..''

A- A+ PAYLAŞ

Çevre ve Orman Bakanı, Kocaeli Milletvekili Osman Pepe, Milliyet Gazetesi'nde yayınlanan Gülay Fırat imzalı röportajında, eşiyle evliliklerine ilişkin de açıklamalarda bulundu. Aslen Trabzon- Akçaabatlı olan Pepe, eşinin, bir arkadaşının yeğeni olduğunu ve babasının görevi nedeniyle Malatya'da bulunduklarını, kendisinin Malatya'ya gelerek eşini babasından bizzat istediğini bu röportajda anlattı. Bakan Pepe'nin eşi Birgül hanımın babasının 1970'li yılların ikinci yarısında TCDD Malatya Tren Garı'nda Gar Müdürlüğü yapan Fahri Uzun olduğu, aslen Trabzonlu olan ailenin, şimdi bakanla evli olan kızının Malatya Kız Meslek Lisesi'ni bitirdiği belirtildi.

Makine Mühendisi olan Çevre ve Orman Bakanı Pepe'nin, röportajında evliliğiyle ilgili olarak anlattıkları şöyle:

....

"..Pepe ile görüşmeye gittiğimizde karşımıza jean ve gömlekle çıktı. Keyfi yerindeydi. Sık sık espri yaptı. Hatta bazı sorularımıza bambaşka yanıtlar verip fıkralarla geçiştirmeye çalıştı. Sonuçta ortaya, bilinenin çok dışında bir siyasetçi portresi çıktı.

-Özel hayatınıza dönersek, eşinizle nasıl tanıştınız, ne zaman evlendiniz?

1977'de üniversiteyi yeni bitirmiştim.
23 yaşındydım. Eşim en iyi arkadaşlarımdan birinin yeğeni. O vasıtayla tanıştık. Aslen Trabzonlu ama babasının memuriyeti nedeniyle Malatya'daydılar. Ben tek başıma gittim, kayınpederden eşimi istedim.

-Neden tek gittiniz?

Aileme danıştım ama ben biraz kendisine has görüşleri olan bir adamım. Genellikle kendi işlerimi kendim görmekten... Yani bir farklılık olarak algılanıyor ama annemin, ailemin böyle bir tercihime zaten saygıları vardı.

-Ailenize danıştınız mı?

Evet, "Böyle bir şey düşünüyorum" dedim. Gittim, kayınpeder de baktı, "Oğlum senin annen baban yok mu?" dedi. "Babam yok ama annem var, yani ailem var" dedim. Dayılarım, amcalarım da var. "Beni direkt olarak bir tanıyın" dedim. Ben eşimi isteyene dek kayınpeder beni tanımıyordu ama ailemizi, kim olduğumuzu biliyordu.

-Ne dediniz yani, Allah'ın emri peygamberin kavli...

Valla aynen o dediklerini dedim. Kayınpeder de rahmetlik oldu. "Valla bu, adam olacak çocuk" demiş. Kayınpederin de iltifatını almıştım.

-Eşinizle flört ettiniz mi? O dönemler muhallebiciye gitmeler moda.

Malatya'da muhallebici bulmak kolay değildi. Nişanlılık döneminde yeni nişanlı olma heyecanıyla kışın beş kilometre yürümüşüz, ayaklarımız donmuş ama hiçbir şey duymamıştık yani.

-Sizin evin reisi kim?

Valla evin reisliğini artık devrettim. Biz bunu dönüşümlü başkanlık sistemine çevirdik. Şaka bir yana Türkiye'deki bütün evin reisleri kadınlardır. "Hayır" diyen erkek yalan söylüyor. Akıllı adam, evdeki reisliği hanıma bırakan adamdır.

-Evde eşinize yardım eder misiniz?

Bazı yemekleri yapmasını iyi bilirim. Balığın her türlüsünü yaparım. Yani, fırında, buğulama.

Akçaabat'ın köftesi meşhurdur, siz balık yapıyorsunuz...
Akçaabat'ta çok güzel balık da vardır. Ama mutfağa girecek kadar zamanım yok. Cumartesi, pazar günleri fırsat olduğunda. Ama şimdi imkanım olmuyor. Evde çalışan kadınlar var. Eğer hanımla baş başa kalabilsek, salata yapmasını severim, çok güzel pilav yaparım. Pek çok yemeği yapabilirim. Onlar biraz nostalji olarak kaldı. Bakan olduktan sonra zamanım çok dolu inanın. Yani biz günü 24 saat değil, 48 saat olarak yaşıyoruz.

-Evde baş başa kalamıyorsunuz da kimler var başka?

Hanımla nasıl baş başa kalalım şu vaziyette! En küçük oğlum bizimle. O ortaokulda okuyor. Annem de ara sıra kalıyor. Son üç-dört aydır imkan olmadı ama bir fırsat bulursak, bir-iki günlüğüne kaçıyoruz. Benim üç çocuğum İstanbul'da, bir de gelinim var. Ailenin beşte üçü İstanbul'da, beşte ikisi burada. Dört tane oğlum var.

-Kız çocuk istediniz mi?

Vermeyince Allah ne yapalım? Ama kız da güzel oğlan da. Rabbime şükrediyorum. Çocuklarımı da seviyorum. Dört oğlum var, gelinlerim kızlarım olacak. Ama "Kızım olmadı" diye üzülmedim dersem yalan derim, keşke kızım da olsaydı ama ne yapalım.."

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız