SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Görmez'den Kurban Bayramı Mesajı

0
Güncellendi - 2015-12-28 04:38:24
Görmez'den Kurban Bayramı Mesajı
A- A+ PAYLAŞ

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Kurban Bayramı dolayısıyla yayınlandığı mesajında Mescid-i Aksa'ya dönük saldırılara değinerek, "Mescid-i Aksa’ya yönelik müdahaleler, ihlaller, işgaller, İslam’ın ilk kıblesi ve üçüncü mukaddes mescidinin zamansal ve mekansal taksimi planları asla kabul edilemez" dedi. 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Kurban Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Mesajında Kurban Bayramının bir sevinç günü olduğunu ancak son zamanlarda İslam dünyasında yaşananlardan ve Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılardan dolayı Müslümanların bayrama hüzünlü girdiğini kaydeden Diyanet İşleri Başkanı Görmez, "Kurban bayramı ve hac, barışın esenliğin; birlik içinde duanın, yakarışın; statülerden arınarak eşitlenmenin; kendini bilmenin, tefekkürün, tezekkürün, yenilenmenin; sabrın, nefisleri terbiye etmenin, hiç bir canı incitmemenin, yok etmemenin; çaresizliği gidermenin, yaşama bilincinin, kutlu yürüyüşün; tarihe tanıklık etmenin kutsalı ve geçmişi idrak etmenin; yoksula, kimsesize, çaresize yakınlaşmanın bayramıdır" ifadelerini kullandı.

Millet ve İslam ümmeti olarak yaşanan üzücü hadiselerin Müslümanları birbirine kenetlemesi gerektiğini vurgulayan Başkan Görmez, mesajında şu ifadelere yer verdi: 

"Hac ibadeti ve kurban bayramı, Müslümanlara tarih sahnesinde süreklilik kazandırır. Her yıl gelen Kurban Bayramı bizlere hem bayramın sevincini, hem de İslâm’ın beş temel ibadetinden hac menasikini getirir. Hac ibadeti ve kurban bayramı bizleri Hz. İbrahim, Hz. İsmail ve Hz. Hacer’in hayatına götürürken diğer taraftan İslâm tarihini, Hz. Muhammed Mustafa’nın örnek hayatını, ehl-i beyti, ashab-ı kiramı hafızalarımızda canlandırmamıza vesile olur ve Müslümanlara tarih sahnesinde süreklilik kazandırır. Kurban bayramı ve hac, barışın esenliğin; birlik içinde duanın, yakarışın; statülerden arınarak eşitlenmenin; kendini bilmenin, tefekkürün, tezekkürün, yenilenmenin; sabrın, nefisleri terbiye etmenin, hiç bir canı incitmemenin, yok etmemenin; çaresizliği gidermenin, yaşama bilincinin, kutlu yürüyüşün; tarihe tanıklık etmenin kutsalı ve geçmişi idrak etmenin; yoksula, kimsesize, çaresize yakınlaşmanın bayramıdır. Hac vesilesiyle Arafat’ı dolduran Müslümanlar, Allah’la misaklarını yenilerken, bütün dünya Müslümanları kurbanlarını sadece O’nun adıyla keserek ubudiyetlerini tahkim etmektedirler. Arafat’ta ihrama bürünen Müslümanlar artık Allah’tan başka sığınılacak bir melcein olmadığına, farklılıkların birer rahmet olduğuna, tutku ve isteklerin geçici olduğuna; buna karşılık asıl emek verilmesi gerekenin takva olduğuna bilfiil şehadet etmektedirler" dedi. "Millet olarak bizi birbirimize düşürmek, gücümüzü zayıflatmak, kardeşi kardeşe kırdırmak için nice dâhili ve harici oyunlar sergilenmektedir" ifadesini kullanan Görmez, "Aslında bayramlar biz Müslümanlar için sevinç günleri olması gerekirken üzülerek ifade edeyim ki; İslâm âlemi olarak son zamanlarda yaşadığımız acılar sebebiyle bayramları hep buruk bir şekilde geçirmekteyiz. İslam ve Müslümanlar zorlu bir süreçten, ağır bir imtihandan geçmekte ve derin hüzünler yaşamaktadırlar. Millet olarak bizi birbirimize düşürmek, gücümüzü zayıflatmak, kardeşi kardeşe kırdırmak için nice dâhili ve harici oyunlar sergilenmektedir. Annelerinin bağrından kızlarımız kaçırılmakta, babalarının dizinden oğullarımız koparılmakta, eli kalem tutması gereken gençlerimizin eline silah tutuşturulmakta, evlatlarımız hain emellere alet edilmekte ve barış topraklarına nefret tohumları ekilmeye çalışılmaktadır. Nice askerimiz, nice polisimiz, nice masum evladımız şehadet mertebesine ulaşmaktadır. Bu vesileyle ebediyete uğurladığımız aziz şehitlerimize Yüce Rabbim rahmet eylesin! Ailelerine, yakınlarına ve sevenlerine sabır ve metanet ihsan eylesin! Aziz milletimize güç ve kuvvet bahşeylesin! Unutulmamalıdır ki çatışmayı körüklemekten, insanları katletmekten ve insanların kalplerine korku salmaktan medet umanların başarı elde etmeleri mümkün değildir" açıklamasında bulundu.

Görmez, mesajını şöyle sürdürdü: " Kurban Bayramını mahzun bir şekilde idrak etmemize neden olan ikinci hadise, Müslümanların en mukaddes üç mabedi arasında bulunan Mescid-i Aksa’nın, bütün din ve medeniyetlerde kabul edilen, uluslararası tüm antlaşma ve sözleşmelerde yer alan mabet masuniyeti hiçe sayılarak İsrail tarafından saldırıya maruz kalmasıdır. Mescid-i Aksa’ya yönelik müdahaleler, ihlaller, işgaller, İslam’ın ilk kıblesi ve üçüncü mukaddes mescidinin zamansal ve mekânsal taksimi planları asla kabul edilemez. Şiddetle kınadığımız bu meşum saldırıda aralarında kadınların da bulunduğu yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum."

"AKDENİZ SADECE BİR MÜLTECİ MEZARLIĞINA DEĞİL, BİR VİCDAN VE MERHAMET MEZARLIĞINA DÖNÜŞTÜ"

Mülteci sorununa da değinen Görmez, "Kurban Bayramı'nı hüzünle geçirmemizin bir diğer sebebi de İslâm beldelerinin ekseriyeti itibariyle selam ve eman yurdu vasfını kaybetmesi sebebi ile nice mazlum mümin kardeşimizin, kendilerinin ve masum çocuklarının canını kurtarmak gayesiyle başka dünyalara sığınmaya çalışmalarıdır. Unutulmamalıdır ki; Akdeniz sadece bir mülteci mezarlığına değil bir vicdan ve merhamet mezarlığa dönüşmüş, Akdeniz’e vuran çocuk cesetleri de vicdanlarımızın cesetlerine dönüşmüştür" dedi.

"KABE'DE YAŞANAN ELİM VİNÇ KAZASI BİR DİĞER HÜZÜN SEBEBİDİR"

Görmez, Kabe'de yaşanan vinç kazasına ilişkin, "Kurban Bayramını mahzun bir şekilde karşılamamızın bir sebebi de Kâbe’de yaşanan elîm vinç kazası neticesinde hem ülkemizden hem de diğer İslâm ülkelerinden birçok hacı adayımızın hayatını kaybetmesi ve birçok hacı adayının da yaralanmasıdır. Vefat eden hacı adaylarımıza Yüce Allah’tan rahmet, yaralı olanlara acil şifalar niyaz ediyorum. Bu elim kaza göstermiştir ki, yıllardır Mescid-i Haram’da, Kâbe’de devam eden inşaat bir an önce tamamlanmalı, ibadet güvenliği acilen sağlanmalıdır" ifadelerini kullandı.

"Millet olarak, hem de İslam alemi olarak yaşadığımız tüm bu acılar, Müslümanların birbirine daha çok kenetlenmesine vesile olmalıdır" diyen Görmez, "Kurban Bayramı vesilesiyle hatırlatmak isterim ki hem Millet olarak, hem de İslâm âlemi olarak yaşadığımız tüm bu acılar, biz Müslümanların birbirine daha çok kenetlenmesine, kardeşlik hukukunun gereklerini yerine getirmede daha hassas olmamıza vesile olmalıdır. Elbette tarihte olduğu gibi bugün de bu zor günleri hep birlikte aşacağız. Ancak bu zor günlerde hepimize düşen büyük vazifeler vardır. Daha ağır bedeller ödememek için her türlü hile ve tuzağın farkında olmalı, Mümine yakışır bir şekilde basiret ve feraseti elden bırakmamalıyız. Allah’ın yardımıyla yaşadığımız acıların üstesinden gelecek, huzura ve sükûna yeniden kavuşacağız. Müslümanlar, merhametin ve adaletin olduğu bir dünyayı tüm insanlığa göstermelidirler" dedi.

Görmez, mesajını şöyle sürdürdü: 

"Bizler, silahın değil yüreğin, kılıcın değil kalemin daha güçlü olduğunu ispatlayarak barışı ve esenliği pekiştirelim. Evlatlarımızın, kardeşlerimizin, canlarımızın akan kanlarına dur diyelim. Ümitsizlik vadilerinde yuvarlanan insanlığa ümit olalım. Bayram sevincini evlerinden, yurtlarından, topraklarından ayrılmak zorunda bırakılarak ülkemize sığınan Suriyeli ve Iraklı kardeşlerimizden esirgemeyelim. Haccın birliğini, Arafat’ın bilincini, bir olma birlik olma kıvancını ülkemize taşıyalım. Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimizin, yurt dışında yaşayan millet varlığımızın, gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimizin ve âlem-i İslâm’ın Kurban Bayramlarını tebrik ediyorum. Kurban Bayramının hemen ardından başlayacak olan yeni eğitim-öğretim yılının hayırlı ve başarılı geçmesi; terör, vahşet ve ölümlerin değil; barış, huzur, güven ve kardeşliğin doyasıya yaşandığı, insanların mutlu olduğu bir dünyayı yeniden inşa edebilmek için Yüce Rabbime dua ve niyaz ediyorum. " 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız